Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/261 Esas
KARAR NO:2023/418
DAVA:Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ: 07/07/2022
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Mahkememizde görülen Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ——-numaralı hesabından, davalı banka tarafından, 28.12.2021 tarihinde, müvekkilin bilgisi olmadan, —— açıklaması ile 6.562,50 TL paranın çekildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan kesintinin nedeninin davalı bankaya sorulduğunu, cevap olarak ise “şirketlerine tahsis edilen krediler için yapılan çalışmaların karşılığı olduğunun” bildirildiğini, bunun üzerine, davalı şirketten herhangi bir kredi almayan ve kredi başvurusunda bulunmayan müvekkili şirket tarafından, —————-yevmiye numaralı ihtarnamesiyle hukuka aykırı bir şekilde kesilen 6.562,50 TL ve işleyecek ticari faizi ile noter masraflarının kendilerine ödenmesi için davalı bankaya ihtarnamenin gönderildiğini, davalı banka tarafından ise bu ihtarnameye —- numaralı cevabi ihtarnamesi ile “söz konusu kesintinin hukuka uygun olduğu” iddia edilmişse de, yapılan kesintinin hukuka aykırı olup, hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirket ile davalı banka şubesi arasında, hesap açılışı dışında herhangi bir sözleşme yapılmadığı gibi, sonraki zamanlarda da müvekkili tarafından davalı bankadan ya da ilgili şubesinden her hangi bir kredi talebinin de olmadığını ve kredi tahsis edilmesine dair bir sözleşmenin de yapılmadığını, söz konusu paranın tamamen müvekkili şirketin bilgisi ve
rızası dışında keyfi olarak kesildiğini, bu nedenlerle, müvekkili şirketin ——– numaralı hesabından, davalı banka tarafından 28.12.2021 tarihinde müvekkilinin bilgisi olmadan çekilen 6.562,50 TL ile işlem tarihi olan 28.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizin ve müvekkili tarafından davalı şirkete ihtarname göndermek için yapılan noter masrafının davalı şirketten tahsili için taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığını, tüm bu nedenlerden ötürü müvekkilinin hesabından çekilen paranın faizi ile birlikte iadesi için huzurdaki davayı açma zorunluluğunun doğduğunu iddia ederek, müvekkili şirketin hesabından, davalı şirket tarafından müvekkilinin bilgisi ve rızası olmadan çekilen toplam 6.562,50 TL ile müvekkili tarafından davalı şirkete ihtarname göndermek için yapılan 405,62 TL noter masrafı olmak üzere, toplam: 6.968,12 TL alacağın; 6.562,50 TL’sinin 28.12.2021 gününden, 405,62 TL’sinin de ihtar tebliğ tarihi olan 26.01.2022 gününden itibaren 1 yıl vadeli banka mevduatlarına uygulanan en yüksek banka mevduat faiz oranları üzerinden işleyecek faizleriyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bankaların, TTK. ve Bankalar Kanunu
gereği kurulan ve yine tamamen ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde faaliyetlerine devam
eden ticari müesseseler olduğunu, Türk Ticaret Kanunu 20. maddesinin “tacir olan veya
olmayan bir kişiye, ticari işletmesi ile ilgili iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret
isteyebilir” hükmünü içerdiği gibi, konu ile ilgili diğer mevzuatta da “tahsil olunacak masrafların nitelik ve azami sınırlarının bankalarca serbestçe belirleneceği” düzenlemesinin hükme bağlandığını, bankaların verdiği hizmetlerin yerine getirilmesinin de ayrı bir maliyetinin bulunduğunun da ayrıca izahı gerekmeyecek kadar açık olduğunu, bankaların vermiş oldukları hizmetlerin ve yaptıkları iş ve işlemlerin mukabilinde belirli bir ücret, komisyon veya masraf tahakkuk ettirmelerinin yasal düzenlemeler, ticari ve bankacılık teamülü, hayatın olağan akışına uygun ve yapılan işin doğasının bir gereği ve sonucu olduğunu, kaldı ki, bankaların kâr amacı etmek amacı ile kurulmuş bir nevi ticari şirketler olduğu hususu nazara alındığında, alınan bu ücretlerin/masrafların hukukiliğinin yanında, yapmış oldukları ticari faaliyetlerin devamı için alması zorunlu ücretler/masraflar olduğunun tartışmasız bir gerçek olduğunu, davacının, müvekkili banka ile imzaladığı ——– masraf ve sair yükümlülüklerin kendisine ait olduğunu ve kendisince ödeneceğini, müvekkili bankanın komisyon oranlarını en üst sınırdan olmak üzere tek taraflı olarak belirleyip uygulayabileceğini açıkça kabul ettiğini, bu itibarla davacının, dava konusu ettiği komisyon/masrafların esasen davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmesel düzenlemelere de uygun olduğunun tartışmasız olduğunu, bankacılık mevzuatı gereği,
bankaların krediler ile ilgili olarak tahsil edecekleri komisyon ve sair oranlarını da —— bildirmelerinin gerekmekte olduğunu, dava konusu komisyon ve sair giderlerin müvekkili bankanın —–yaptığı bildirime de uygun olduğunun açık ve tartışmasız olduğunu, 10.02.2020 tarihli ve 31035 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan———- Tebliğin yayımlanarak bankaların ticari müşterilerine sunduğu ürün ve hizmetler karşılığında alabileceği ücretlerin düzenlendiğini,—-erçevesinde kredi tahsis ücreti (limit tahsis ücreti) ve kredi kullandırım ücreti ve bunların süreçlerinin iki ayrı alt kalemdesınıflandırıldığını, söz konusu ücretin Tebliğin uygulama detaylarını düzenleyen Uygulama Talimatında “kredi tahsis ücreti, kredi riski oluşturabilecek tüm nakdi ve gayri nakdi krediler için ticari müşteriye limit tahsisi yapılması, tahsis edilen limitlerin yenilenmesi ve güncellenmesi durumlarında yapılan istihbarat, mali analiz ve değerlendirme çalışmalarına istinaden alınan ücrettir.” şeklinde ifade edildiğini, davacının limit revize süresinin 2021/Şubat ayında dolduğunu, davacının talep ve talimatıyla müvekkili banka tarafından davacının limitin revizesinin yapıldığını, limit/kredi tahsis ücreti olarak oluşan 6.562,50 TL masrafın mevzuata uygun bir şekilde tahsil edildiğini, Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere; davacının taleplerinin
haksız ve hukuka aykırı olup, müvekkili bankanın limit çalışması yaptığı ticari müşterilerden kredi/limit tahsis ücreti almasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesinin gerektiğini, tacir sıfatını haiz davacının talep ve talimatına uygun olarak yapılan operasyonların bir karşılığı olarak tahsil edilen komisyonun iadesine yönelik haksız taleplerde bulunabilmesinin müdebbir tacir olma
ilkesine de açıkça aykırı olduğunu savunarak, açıklanan nedenlerle her türlü dava, şikayet ve
talepte bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının huzurdaki hukuka açıkça aykırı,
haksız ve kötü niyetli davasındaki tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, davacının hesabından haksız tahsil edilen paranın iadesi talebine ilişkindir.
Dava dosyasının Bankaca bilirkişi tevdi ile ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlığı çözümleyen rapor düzenlemesinin istenilmesine, gerektiğinde bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere yerinde inceleme yetkisi verilmesine, karar verilmiştir. Bilirkişi 11/02/2023 tarihli raporunda; davalı ——— genel kredi limitinin tahsis edildiği, ancak davacının davalı bankadan kredi kullanmadığı, davacı——- kendisine tahsis edilen kredi limitini kullanmamasının davalı——tahsil edilen kredi tahsis ücreti açısından bir öneminin olmadığı, davacıya genel kredi limitinin tahsis edilmesi ile ilgili olarak davacıdan, ——- tarihinde, tahsis edilen 2.500.000 TL genel kredi limitinin % 0,0025’i (on binde yirmi beşi) oranında; 6.250,00 TL “Taksitli Komisyon Tahsilatı” ismi altındaki ücretin, tahsil edilerek, davalı bankanın gelir hesaplarına alacak kaydedilmek suretiyle muhasebeleştirildiği, Tahsil edilen bu ücretle ilgili olarak 312,50 TL gider vergisinin davacının hesabından ayrıca tahsil edilerek; Devlete Ödenecek B.S.M.V. hesabına aktarıldığı, davacı/müşteriden, 28.12.2021 tarihinde, davacıya tahsis edilen 2.500.000 TL genel kredi limitinin % 0,0025’i (on binde yirmi beşi) oranında tahsil edilen 6.250 TL ücretin, ——– sayılı dosyasına gönderdikleri müzekkereye cevaplarında, ticari müşterilere tahsis edilen kredi limitleri sebebiyle tahsil edilen komisyonun oranının, tahsis edilen kredi limiti tutarının % 0,0025’i (on binde yirmi beşi)
olduğu belirtilmekle, tahsil edilen ücretin, üç banka ile aynı oran ve miktarlara tekabül ettiği
göz önüne alındığında; makul oran ve miktarda olduğu, Kredi tahsis ücretinin, kredi riski oluşturabilecek tüm krediler için ticari müşteriye
limit tahsisi yapılması, tahsis edilen limitlerin yenilenmesi ve güncellenmesi durumunda
yapılan istihbarat, mali analiz ve değerlendirme çalışmalarına istinaden alınan ücret olduğu,
kredi tahsis ücretinin, işlem anında, kredi kullandırımında, limit değişiklik veya limit yenileme anında ya da kredi süresi boyunca alınabilmekte olduğu, kredi tahsis ücretinin, tespit edilen veya değişiklik yapılan genel limit üzerinden tahsis dönemi içinde tahsil edilebildiği, Müşteri— davalı banka tarafından tahsil edilecek ücretlerin genel bilgisine yer verildiği ve davacıya verilen banka dekontu ile hesap ekstresinde bunun miktarının açıkça belirtilmiş olduğu, ancak davacının, kendisinden tahsil edilen 6.250 TL ücretin alınacağı bilgisinin önceden kendisine verilmediğini iddiasında bulunduğu, davalı banka tarafından, ticari müşterilerden alınabilecek ücretlere ilişkin azami tarife ve diğer güncel bilgilerinin, —–maddesine uygun bir şekilde, internet sitesinde açık, anlaşılır ve kolay erişilebilir bir şekilde ilan edildiği, Ancak—– bahsi geçen, sözleşme kapsamında sunulacak ürün ve hizmetler karşılığında tahsil edilecek ücret kalemlerinin adı ve tanımı ile azami ve varsa asgari tarifesini içerecek şekilde bilgilendirme formu hazırlanarak ve yazılı olarak davacı müşteriye iletildiğinin ve müşterinin bilgilendirilmesine ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirildiği hususunda ispat yükünün 2020/4 sayılı Tebliği’nin 5/10. maddesine göre davalı bankaya ait olduğu, bu tahsilat işlemlerinin şubede gerçekleştirilmesi halinde, bilgilendirme
yükümlülüğünün yerine getirilmesi için, işlem sonrasında verilen dekont veya işlem fişinin
ticari müşterice imzalanmış olmasının da yeterli olduğu, ancak dosyaya sunulan tahsilat
dekontunda davalı müşterinin imzasının da bulunmadığı, Ayrıca ticari kredi limit tahsis talebinin davacı müşteri—— gelip gelmediğinin banka kayıtlarından tespit edilemediği,
6.250 TL kredi tahsis ücreti ile 312,50 TL BSMV tutarının; 28.12.2021 tahsilat tarihinden itibaren, 405,62 TL ihtarname masrafının; ihtar tebliğ tarihi olan 26.01.2022 tarihinden itibaren, Mahkeme’nin takdirine göre; 1 yıl vadeli en yüksek banka mevduat faiz oranları üzerinden ya da 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesinin gerekip gerekmediğinin takdirinin mahkemede olduğunu rapor etmiştir. Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; Davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabından ———para çekildiği, paranın çekilmesini gerektirecek herhangi bir sözleşme imzalanmadığı ve kredi kullanılmadığı bu nedene haksız çekilen paranın iadesi için davalı bankaya ihtarname gönderildiği ancak paranın davalı banka tarafından iade edilmediğini ileri sürmüş ve davalı yanca cevap dilekçesinde dava konusu paranın davacının talebine istinaden yapılan çalışmalar neticesinde tahsil edildiğinin iadesinin mümkün olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce banka kayıtları üzerinden uzman bilirkişiye inceleme yaptırılmış, rapor alınmıştır. Bankacı bilirkişi hazırladığı raporunda, davalı ——– tarihinde —-imzalandığı, davacı lehine tesis edilen toplam 2.500.00 TL genel kredi limiti ile ilgili olarak davalı banka tarafından 28.12.2021 tarihinde %0,0025 (on binde yirmi beş) oranında 6.250,00 TL ”Taksitli Komisyon Tahsilatı” adı altında ücret tahsil edildiği; ancak davacı tarafından davalı bankadan kredi kullanmadığı, davacının kredi kullanmamasının kredi tahsis ücreti açısından bir önemi olmadığı, çekilen kredi tahsis ücretinin makul oran ve miktarda olduğu, fakat ——- bahsi geçen, sözleşme kapsamında sunulacak ürün ve hizmetler karşılığında tahsil edilecek ücret
kalemlerinin adı ve tanımı ile azami ve varsa asgari tarifesini içerecek şekilde bilgilendirme
formu hazırlanarak ve yazılı olarak davacı müşteriye iletildiğinin ve müşterinin bilgilendirilmesine ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirildiği hususunda ispat yükünün —–maddesine göre davalı bankaya ait olduğu, bu tahsilat işlemlerinin şubede gerçekleştirilmesi halinde, bilgilendirme
yükümlülüğünün yerine getirilmesi için, işlem sonrasında verilen dekont veya işlem fişinin
ticari müşterice imzalanmış olmasının da yeterli olduğu, ancak dosyaya sunulan tahsilat
dekontunda davalı müşterinin imzasının da bulunmadığı, ayrıca ticari kredi limit tahsis talebinin davacı müşteri ——- gelip gelmediğinin banka kayıtlarından tespit edilemediği nazara alınark; 6.250 TL kredi tahsis ücreti ile 312,50 TL BSMV tutarının; 28.12.2021 tahsilat tarihinden itibaren, 405,62 TL ihtarname masrafının ihtar tebliğ tarihi olan 26.01.2022 tarihinden itibaren talep edebileceği rapor edilmiş ve mahkemece hükme esas alınmış olup, davalının iddiasını yasal ve inandırıcı deliller ile kanıtlayamadığından anlaşılmakla; davanın kabulü karar verilmiş olup her ne kadar kısa kararda istinaf yolu sehven açık tutulmuş olsa da, dava konusu alacak miktar itibariyle kesinlik sınırında kaldığı bu nedenle istinafa tabi olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-6.250,00 TL kredi tahsis ücreti ile 312,50 TL BSMV olmak üzere toplam 6.562,50 TL’nin 28/12/2021 tarihinden itibaren, 405,62 TL ihtarname masrafının 26/01/2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 475,99 TL harçtan, peşin alınan 119,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 356,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 6.968,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 119,00 peşin ile 1.526,00 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 1.725,70 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.560,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Kullanılmayan gider avansı varsa talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023