Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/219 E. 2022/631 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/219 Esas
KARAR NO:2022/631

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:25/03/2022
KARAR TARİHİ:29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:Davacı vekili, ihyası istenen Tasfiye Halinde —-aleyhine müvekkili tarafından iş kazasından doğan maddi ve manevi zararın karşılanması için — Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasında dava açtığını,mahkemece — aleyhine maluliyetin tespiti için müvekkiline yetki verildiğini, müvekkili tarafından —- Esas sayılı dosyasında bu davanın açıldığını ancak davacının çalıştığı—- ticaret sicilden terkin edildiğinin yargılamalar esnasında anlaşıldığını belirterek her iki dosya yönünden de ihya yoluyla şirketin yeniden—- tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı—–tarafından davaya cevap verilmemiş ve duruşmalar takip edilmemiş,Davalı — yapılmış ancak o da davaya cevap vermemiş ve duruşmaları takip etmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava,TTK 547 madde gereğince açılan ek tasfiye davasıdır.Mahkememizce—Mahkemesinin — Esas sayılı dosyaları incelenmiş olup, dosyalarda taraf olan Tasfiye Halinde—- terkin edildiği, söz konusu terkinin tamamlanan tasfiye sonunda ve — bildirimiyle gerçekleştiği belirlenmiştir.Davacının, işçi statüsüyle ve iş kazası sebebiyle uğradığı maddi ve manevi tazminat alacağını talep hakkının bulunduğu, yargılamaların devam edebilmesi için çalıştığı şirket olan Tasfiye Halinde — yeniden ticaret siciline kaydının gerektiği; —-yılında açıldığı, dava tebliğinin şirkete yapıldığı, şirketin çok sonra tasfiye işlemlerini tamamlayarak — tarihinde kendisini sicilden terkin ettirdiği; şirkete dava dilekçesi tebliğ edilmiş ve şirket tarafından hakkındaki bu dava bilinirken tasfiyenin esasen sonlandırılmaması gerektiği; —hatalı olarak şirketin tasfiyesini sonlandırdığı; bu nedenle — hatalı davrandığı, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktiri gerektiği; ancak davacı vekilinin son celsede —herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirdiğinden dolayı taleple bağlı kalınarak bu davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediği; öte yandan ticaret sicilinde yasal hasım olduğu, kendisine bir şirketin — tarafından yapılan talep çerçevesinde terkin işleminin gerçekleştirildiği; şirketin kendi kendini tasfiye etmesi halinde —-sadece tasfiyeyi sonuçlandıran kişinin gerçekten şirketin —-olup olmadığı ve tasfiye sonucuna göre şirketin herhangi bir mal varlığı olup olmadığı varsa nasıl bölüştürüldüğünün kontrol ile görevli olduğu yani sınırlı bir inceleme yetkisinin bulunduğu, şirket aleyhine açılmış dava bulunup bulunmadığının sicil tarafından incelenemeyeceği nazara alınarak—- terkinde bir kusurunun olmadığı, bu sebeple onun hakkında da vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği nazara alınarak, aşağıdaki hüküm tesis olunmuş; davacının söz konusu şirketin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla davasının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
— sicil numarasıyla kayıtlı iken— tarihinde tasfiye sonunda terkin edilen Tasfiye Halinde — Esas sayılı dosyaları yönünden, bu dosyaların yargılama aşamaları ve karar verildikten sonra da kesinleşme ve kararların icralarıyla sınırlı olmak üzere şirketin İHYASINA,Ticaret siciline bu amaçla yeniden TESCİLİNE,
Kararın kesinleşmesi halinde karardan yeterli suretin — infazı için gönderilmesine,Dava maktu harca tabi bulunduğundan ve maktu harç alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına mahal olmadığına,Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı olursa davacıya iadesine,Davacı—- vekalet ücreti istemediği, diğer davalının da davaya haksız yere neden olmadığı sebebiyle davacı vekili lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dair karar, davacı vekilinin, Davalı — yüzlerine karşı, —- yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren— hafta içinde— İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.