Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/20 Esas
KARAR NO: 2023/454
DAVA: 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ: 30/12/2021
KARAR TARİHİ: 14/06/2023
Mahkememizde görülen 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı müvekkil banka ile davalı arasında Çek Kredisi kullanılmak üzere sözleşme ve sair hesap açılışı yapıldığını, davalı adına 4 adet Çek Kredisi tanımlandığını, İşbu Kredi ———-çek kredisi olduğunu,———– ise işbu kredilere ilişkin şahsi kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatını haiz olduğunu, davalı borçlunun, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca belirlenen ödeme günlerinde borcunu ödemediği tespit edilmiş ve bu nedenle müvekkil bankaya bildirilen adresine her ay gönderilen hesap ektreleri ve bilgilendirme—- aracılığı ile borçtan haberdar edildiğini, davalı, müvekkilin bankaya söz konusu borcunu ifadan kaçındığını, ——– icra dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile, Davamızın kabulüyle davalı/borçlunun takibe yapmış olduğu itirazlarının iptaline ve———– Sayılı icra dosyası üzerinden takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı borçlunun ———- lehine kredi kullanıldırıldığı iddia olunmuş olsa da davacı tarafça hiçbir şekilde taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi yahut kefalet sözleşmesinin taraflarına bildirilmediğini, açılan ilamsız takipte dahi dayanak belgenin müvekkillerine bildirilmediğini, davacının kredi ve kefalet sözleşmesi iddiaları tamamıyla gerçeğe aykırı nitelikte olup müvekkillerinin hiçbir şekilde davacıya karşı borcu bulunmadığını, davacı tarafça——– ise işbu kredilere ilişkin şahsi kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatına haiz olduğu iddia edilerek huzurda görülen itirazın iptali davasını açtığını, Ancak müvekkilinin davalı ———- kredi sözleşmesinin davacı tarafça süresi içerisinde mahkemeye sunulmadığı gibi söz konusu sözleşmeye istinaden müvekkiline de borcun muaccel olduğuna dair hiçbir bildirim yapılmadığını ve sözleşmenin bir nüshası tebliğ edilmediğini, müvekkili davalı ——— davacıya işbu kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak hiçbir borç yahut alacağı bulunmadığını, davacı alacağının mevcudiyeti ve muacceliyeti hususunda ispat külfetini yerine getirmediğini, Bu doğrultuda davalı ——-yönünden davanın reddini,——– yönünden kefalet sözleşmesi kapsamında müteselsil borçlu olduğu iddia edilse de bu hususa ilişkin usulüne uygun bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, Kefalet sözleşmelerinin önemi gereği kanunda bir takım sıkı şekil kurallarına bağlandığını, Müvekkilinin davalı—— evli olmasına karşın eşi ——– kefalet sözleşmesinde rızasının alınıp alınmadığı dahi meçhul olduğunu, dolayısıyla var olmayan bir sözleşmeye ve var olmayan bir kefalet sözleşmesine karşı müvekkilleri tarafından yapılan itirazların haklı ve hukuka uygun olup davacı tarafça kötü niyetli olarak açılan işbu itirazın iptali davasının reddini, fazlaya ilişkin şikâyet, dava, talep, alacak, tazminat vs. hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının kötü niyetli taleplerinin reddine, kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacı tarafın işbu haksız icra takibi karşında alacak miktarının % 20 ından aşağı olmamak üzere icra tazminatı ödemesine,karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK 67 madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece uyuşmazlığın, davacı banka tarafından davalı ——- çek kredisi kullandırıldığı ve diğer davalıların ——–bu kredilere kefil olduğu ancak borcun ödenmemesinden kaynaklı davalılar aleyhine icra takibi yapıldığı, icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiği anlaşılmakla davalılar tarafından usulüne uygun kefalet verilip verilmediği ve takip tarihi itibari ile talep edilen kadar alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarına yönelik olduğu tespit edilmiştir.
Dosyanın bilirkişiye verilerek dosyada rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi 07/01/2023 tarihli raporunda; banka ile taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmeleri çerçevesinde —– İle kefalet ilişkisi kurulduğu, ——–kullandırılan krediler ile borç doğmuş olduğu, mahkeme tarafından davalıların kefaletinin kabulü yönünden; 30/03/2020 takip tarihi itibarı ile yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 7.472,80 TL alacaklı olarak tespit edildiği, takip tarihinden başlamak üzere 5.160,00 TL tutarındaki asıl alacağın tamamen ödeninceye kadar yıllık %52,56 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gier vergisinin davalıdan istenebileceği; rapor edilmiştir.Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; Davacı banka ile davalı——— tarihli Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların ise bu sözleşmelere müteselsil kefil olarak imzaladığı, borcun ödenmediği, davacı bankanın ihtarı sonrası alacağın ödenmediği, davacı bankanın vermiş olduğu kredi alacağına istinaden kullanılan gayri nakdi çek kredisinin tahsili için icra takibi başlattığı, davalı yanca cevap dilekçesinde asıl alacağa, faize, faiz oranına ve ferilerine ayrı ayrı itiraz ileri sürdüğü anlaşılmıştır.Bu nedenle mahkememizce banka kayıtları üzerinden uzman bilirkişiye inceleme yaptırılmış, rapor alınmıştır. Bankacı bilirkişi hazırladığı raporunda, davalıların imzaladığı sözleşme nedeniyle kullandırılan gayri çek kredisinin bir süre sonra ödenmediği, bu nedenle bankaca ihtarname gönderildiği, ödenmeyen takip konusu alacağın 7.472,80 TL olduğunu rapor edilmiş ve mahkemece hükme esas alınmış olup, borçlu şirketin firma kaydının çıkarıldığı, davalı ——— sözleşmenin akdedildiği tarihlerde şirket yetkilisi ve ortağı olduğu; bu nedenle kefil olması için eş rızasının aranmayacağı; şirket ortak ve yöneticilerinin şirket için çekilen krediye eş rızası olmaksızın verdikleri kefaletlerin geçerli olduğu; keza kefaletnamelerinde sözleşme tarihindeki meri yasaya uygun olarak alınmış olduğu; davalıyı bağlayıcı olduğu mahkememizce belirlenmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı taraf, inkar tazminatı da talep etmiş olup; banka kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacakların likit olduğu, hükme esas alınan miktar yönünden de davalının itirazında haksız olduğu nazara alınarak asıl alacak üzerinden inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davalıların ——sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-5.160,00 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 510,47 TL harçtan, peşin alınan 127,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 382,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 7.472,81 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 127,62 peşin harcın ve 1.212,50 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 1.399,42 TL’ nin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.360,00 TL ara buluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-Kullanılmayan gider avansı varsa karar hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı .14/06/2023