Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/179 E. 2023/53 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/179 Esas
KARAR NO : 2023/53

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :10/03/2022
KARAR TARİHİ : 01/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıya vermiş olduğu hizmetlerden kaynaklı fatura alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için—–ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı ——- bulunan ——– gönderilecek ürünlerin nakliyesi için davacı———- anlaştığını, ancak ilgili ürünlerin ——– tarihinde dava dışı müşteriye hasarlı teslim edildiğini, dolayısıyla —– kusurlu yapıldığı tespit edilmesi üzerine, bu husus dava dışı müşteri tarafından —- ve tutanak altına alındığını, müvekkilinin dava dışı şirketin talebine uyarak hasarlı ürünlerin yenilerini dava dışı müşterisine yollamış ve bu yapılan nakliye için ——– ödediğini, ayrıca—- dolayı da zarara uğradığını, davacı tarafça yapılan görüşme sonucunda uzlaşma sağlanamaması üzerine ————dosya üzerinden dava açıldığını , yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından yapılan ifanın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, müvekkil Şirket’in herhangi bir borcu olmadığını, aksine aradan geçen süre içerisinde———– birlikte müvekkil ——- alacaklı olduğunu, mahkemece aksi kanaate varılması halinde kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin davacı şirket’in ayıplı ifası sonucunda uğramış olduğu zarar ile ilgili fatura bedelinin takas edilmesini taleple birlikte davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun ——itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara ——– sayılı kararında da değinilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen——- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden 22.329,42 TL alacağın davalı-borçludan tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında davalının dava dışı—- müşterisine gönderilecek ürünlerin nakliyesi için davalı şirket ile anlaştıkları hususunda uyuşmazlık bulunmadığı; Uyuşmazlığın, yapılan taşımadan kaynaklı ayıplı olup olmadığı, davalının zararının oluşup oluşmadığı, davalının zararının bulunması halinde oluşan zararın davacının alacağından takasının mümkün olup olmadığına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
—- celp edilip incelendiğinde; davacının—– davanın, ——- sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, mahkemenin —-. Sayılı kararı ile, ” davacı—- gösterdiği ve dava dışı ——– göndereceği —- oluşan ürünlerin nakliyesi hususunda davalı tarafla anlaşıldığı, dava konusu edilen ürünlerin ——–davacı şirketin —– teslim edilmek üzere davalı şirkete ait araca yüklendiği, ürünlerin 17/07/2020 tarihinde alıcı adresine ulaştığı, ürünlerin teslimi sırasında 3 adet bazanın hasarlı olduğunun fark edilip CMR üzerine not düşülüp, fotoğraflarının çekildiği ve davacı şirkete bilgi verildiği, dosyada bulunan hasar fotoğraflarına ve ekspertiz raporundaki açıklamalara göre nakliye sırasında emtianın kırılmak, yırtılmak ve ıslanmak suretiyle hasarlandığının anlaşıldığı, hasara uğrayan emtianın —– davalı tarafından nakledildiği, bu durumda taraflar arasındaki ihtilafa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, 08/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre de davaya konu sevkiyat evraklarına yükleme sırasında, üründe yüklemeden kaynaklı oluşabilecek uygunsuzlukla ilgili bir not düşülmediğinden ürünlerin taşıyıcıya tam ve sağlam teslim edildiği, CMR Konvansiyonunun ilgili maddeleri gereği teslimat sırasında —emtiasında fark edilen ve— senedine şerh düşülen hasardan davalı taşıyıcının CMR md. 17/1 gereği sorumluluğu olduğu, davacı tarafından ticari ilişkisi kapsamında dava dışı gönderilenin 4 adet baza ve 7 adet yatak hasarına dayanan zarar iddiasının hasarlı olan mobilyaların yerine —- gönderimi yapılarak yenisi ile değiştirme şeklinde giderildiği, bunun için de davacının ——— karşılığı olarak —— olarak tahsil ettiği, davalı taşıma sürecinde —– hasarı dışında kalan —-hasarının taşıma sürecinde meydana geldiğinin sabit olmadığı, tahsil edilen TL ile uğranılan EURO zararının karşılaştırmasında —- davacı zararının eksik tazmin edildiği, davacının zarar kalemi taleplerinden sadece ——– satış faturası gözetilerek, kur farkı kaynaklı tazmin edemediği —- davalıdan tazminini talep edebileceği, davacı yanın diğer taleplerinin CMR m.25 ve m.23 hükümlerine göre davalının sorumluluğunda tazmini gereken zarar kalemleri arasında yer almadığı” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, —- dava tarihi olan 30/12/2020 tarihinden itibaren CMR 27/1 uyarınca yıllık %5 oranına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği görülmüş olup, davalı vekili her ne kadar cevap dilekçesinde takas talebinde bulunmuş ise de alacaklar aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığından talebinin mahsuba ilişkin olduğu ancak davalı tarafın alacağına ilişkin ayrı bir dava açılıp karar verildiği, davalının mahsup talebi konusunda dava açıp lehine de bir miktar bedele hükmedilmesi karşısında artık mahsup istemekte hukuki menfaatinin bulunmadığı davamıza taşıma ücretinin konu edildiği nazara alınarak bu aşamada —– dosyasının bekletici mesele yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekili son celse ki beyanında ”bizim davacı tarafın açmış olduğu takipte ki alacağın——dosyasına konu edilen ayıplı ifadan kaynaklı alacak dışında başkaca bir itirazımız yoktur.” şeklindeki beyanı da nazara alınarak davalı tarafın itiraza konu ettiği alacağını————— görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla ——-görülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Eldeki davada alacak likit olduğundan Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacak olan 22.329,42 TL ‘nin %20 ‘si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE,
1-Davalı tarafın ——– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacak olan 22.329,42 TL ‘nin %20 ‘si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılmış, 80,70 TL başvurma harcı, 269,69 TL peşin harç olarak toplam 350,39 TL harç gideri ile tebligat gideri 36,50 TL olmak üzere toplam 386,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4—–tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 1.525,32 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 269,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.255,63 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davadan —– devletçe karşılanan —- arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.