Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/178 E. 2022/359 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/178 Esas
KARAR NO: 2022/359
DAVA : Şirkete Kayyım Atanması, Bağımsız Denetici Atanması ve Şirketin Tasfiyesi
DAVA TARİHİ: 10/03/2022
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirkete Kayyım Atanması, Bağımsız Denetici Atanması ve Şirketin Tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE: Davacı vekili, dava dilekçesiyle, müvekkilinin davalı şirketin iki hissedarından biri olduğunu, davalı —- da diğer hissedar olduğunu; davalı hissedarın şirketin son yöneticisi olduğunu ancak görev süresinin sona erdiğini, yeniden yönetici seçilmediğinden dolayı da şirketin yöneticisiz kaldığını belirleyerek, öncelikle TTK 412 maddesi gereğince genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak için izin verilmesini, çağrıyı ve toplantıyı gerçekleştirmek için mahkememizce kayyım atanmasını, ayrıca TTK 397 ve 406 maddeleri gereğince de şirkete bağımsız denetici atanmasını; paydaşlar arasında sulh ve uzlaşı gerçekleşmediği taktirde de şirketin TTK 530/1 maddesi gereğince tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava mahkememiz esasına kaydedilmiş, dilekçelerin teatisi işlemine başlanmış iken, taraf vekillerinin mahkememize verdiği dilekçeler ile davacı hissedarın davalı hissedara tüm hissesini devrettiği, böylece davacının hissesinin kalmadığı; hal böyle olunca, davacının, davacı sıfatının da kalmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar ” davacı ve davalı sıfatı birleşti, davadan feragat ettik ( davacı taraf ) dava konusuz kaldı ” gibi beyanlarda bulunmuşlar ise de; Dava esnasında mevcut olan davacı sıfatının hisse devriyle birlikte sona erdiği; bilindiği üzere, dava açılırken gerekli olan davacı sıfatının yargılama boyunca da korunması gerektiği; hissesini devreden davacının, davacı sıfatını koruyamadığı; hisse devrinden sonra şirkette bir hakkı kalmadığı için ortada feragat edebileceği bir hakkının da bulunmadığı; dolayısıyla davadan feragatin imkansız olduğu, bu yüzden feragat beyanına itibar edilemediği; davanın konusuz kalma halinin ise, davacı ve davalı sıfatı devam ederken söz konusu olabileceği; davacının, davacı sıfatı kalmadığından dolayı davanın konusuz kalmasından da bahsedilemeyeceği nazara alınarak, mahkememizce sıfat yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiş; hal böyle olunca dava açıp da davacı sıfatını muhafaza edemeyen davacı üzerinde yargılama giderleri bırakılıp davalı lehine de bu nedenle vekalet ücreti taktir edilmesi gerekiyor ise de; davalı vekilinin de masraf ve vekalet ücreti istemediğine dair beyanı nazara alınarak herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmeksizin aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
İş bu dosyada davacı tarafın dava açıldıktan sonra davacı sıfatı kalmadığından davanın REDDİNE,
Dava maktu harca tabi olup, maktu harçta karşılandığından yeniden harç alınmasına mahal olmadığına,
Yargılama giderlerinin yapanlar üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Davalı vekili vekalet ücreti talep etmediğini bildirdiğinden lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde————– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.12/05/2022