Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1053 E. 2023/499 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1053
KARAR NO : 2023/499

DAVA : Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

Mahkememizde görülen Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 10/06/2013 tarihli Yatırımcı Hesap Açılış sözleşmesi akdedildiğini, 11/07/2012 tarih ve — sayılı ——yayınlanarak yürürlüğe giren Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 14/1-(b) bendi, işbu tebliğ kapsamında sayılan aracı kuruluşların müşterileri ile çerçeve sözleşme imzalamalarını kanuni bir zorunluluk olarak düzenlediğini, bahse konu kanuni zorunluluk gereği müvekkili şirketin davalı taraf ile 10/06/2013 tarihli dava konusu sözleşmeyi akdettiğini, işbu sözleşmeye istinaden müvekkili şirketin sair mevzuatlar uyarınca sözleşme süresi boyunca davalı tarafın vadeli işlem ve —– borsasında gerçekleştirmek istediği işlemlere ve faydalanmak istediği ürün ve hizmetlere aracılık ettiğini, dava konusu işlemin niteliği gereği mevzuat hükümleri uyarınca müvekkili şirket tarafından yatırımcıya ürün ve hizmet ifa edilmeye başlanmasından önce yatırımcı başlangıç teminatını yatırdığını fakat ilerleyen süreçlerde oluşan teminat açıklarını müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen ihtarlara rağmen tazmin etmemiş olduğunu, davalı tarafa iletilen teminat açığı kapatılmasına ilişkin uyarılar ile de olayın seyrinin değişmediğini, davalının yatırım tercihlerinden kaynaklanan sebeplerle 10/06/2013 tarihli sözleşme kapsamında davalı teminat tutarının üzerinde zarar etmiş ve iş bu zararın müvekkili şirkete sirayet ettiğinden müvekkili şirket nezdinde zarar doğduğunu, iş bu zararın oluşmasını takiben davalı tarafın karşılıklı anlaşmaya da yanaşmaması neticesinde taraflarınca hukuki yollara başvurulmasının zaruri hale geldiğini, davalı taraf aleyhine huzurdaki davayı ikame etmek zorunda kaldıklarını beyan ederek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaldı ile HMK 109. Mad. Uyarınca şimdilik 10.000,00 TL müvekkili şirket alacağının davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin SPK tebliğ ve kılavuzlarına uygun şekilde yatırımlarını gerçekleştirmişken, davacı şirket müvekkilin bilgisi ve rızası olmadan kendi nezdinde bulunan müvekkili hisselerini ve—kontratlarını yetkisiz bir şekilde tabana satış emirleri ile sattığını, davacı yapmış olduğu fiiler nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ve takip tarihi itibari ile cari ilişkide “kayden” borçlu gözüktüğünü, Esasen müvekkilin huzurdaki davanın ikame edildiği tarih itibariyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, Müvekkili Şirketin davacı kurumla çalıştığı süreç boyunca, yasal gereklilikleri zamanında yerine getirdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizin —– Esas sayılı dosyası ile Mahkememizin —- Esas sayılı dosyası arasında fiili irtibat bulunduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmakla; Mahkememiz dosyasının HMK 166/1 md. Gereğince Mahkememizin—–Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın Mahkememizin —– Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İş bu dosyanın mahkememizin —– Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,Yargılamaya birleşen —– Esas sayılı dosya üzerinden devam edilmesine,
Yargılama gideri, harç, vekalet ücreti, ara buluculuk ücreti gibi tüm hususlara —– Esas sayılı dosyada verilecek nihai kararda nazara alınmasına,
Dair karar, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı ve —- Esas sayılı dosyada verilecek kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere verildi.