Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/1010 Esas
KARAR NO:2023/805
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 06/02/2014
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Mahkememizde görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili davalı —– adına kayıtlı davalı —-kullandığı —– plaka aracın —- tarihinde yürümekte olan müvekkile çarparak sol ayak bileği ve sağ omuzda kırıklar oluştuğunu kaf asındaki yaralanmalar için dikiş atıldığını tedaviye devam edildiğini, davalı sürücünün cezalandırıldığını müvekkilinin ağır yaralandığını kendisinin yalıtım ve dış cephe ustası olduğunu yaralanması nedeni ile efor kaybına uğradığını iddia ederek sürekli ve geçici iş gücü kaybı olarak 80.000,00 TL nin 20.000 TL nin ise davalı —– ile davalı —– tahsilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı ——– vekili poliçe ve kaza tarihini aynı olduğunu sorumluluklarını kaza tarihine göre belirlenmesi gerektiğini poliçe teminat limitinin 225 .000,00 TL olduğunu davacının sigortalının kusur ve zararını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir .Davalı ——- vekili; davacı ve arkadaşısın kaldırımda değil cadde üzerinde gittiğini müvekkilinin dar gelirli olduğunu davacıya müvekkili tarafından yapılan yardımlar hacinde 3.000,00 TL ödendiğini iddiların gerçek dışı olup davanın reddini istemiştir.Davalı —– davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir. Mahkememizce, Taraflar arasında kazaya karışan —– plakalı aracın davalı —- adına kayıtı olduğu ve davalı sigorta şirktiteni —- ile sigortalı olup —— tarihli davalı sürücünün kusurlu kabul edilerek cezalandırıldığı ve para cezasına mahkum olduğu konusunda uyuşmazlık olmadığı, Uyuşmazlık; tarafların olaydaki kusur oranları ve davacının davalılardan talep etmekte haklı olduğu geçici ayrıca sürekli iş gücü kaybının olup olmadığı ve miktarı olarak tespit edilmiştir.Mahkememizin—–sayılı ilamı —– sayılı ilamı ile “Davalılar, zarar verici olaydan dolayı davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müşterek ve müteselsil borçluların kendi aralarındaki ve alacaklı ile olan ilişkileri Borçlar Kanununun 142. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. BK 145. maddesine göre, borcun tamamından alacaklıya karşı mesul olan borçlulardan birinin yaptığı ödeme nispetinde diğerleri de borcundan kurtulur. Ayrıca ödeme yapan borçlu yönünden davacının feragat beyanında bulunması halinde, bu borçlu yönünden feragat beyanı geçerli olacak, ancak, ödemenin fazlası bir zararın bulunması halinde diğer borçluların alacaklıya karşı sorumluluğu devam edecektir. Davalı savunması ve dosyada mübrez —— tarihli ‘ibraname’ başlıklı belge içeriğinden, davalı —— tarafından davacıya 3.000,00-TL ödeme yapıldığı sabittir. Ancak bu ödemenin neye ve hangi tazminat kalemine istinaden yapıldığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda yerel mahkemece, öncelikle taraflara sorulmak suretiyle yapılan ödemenin hangi kalem veya kalemlere ilişkin olduğunun açıklattırılması, sonrasında maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılır ise bu ibranamenin kısmi ödeme ve makbuz hükmünde kabul edilmesi, akabinde zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan bu kısmi ödemenin, ödeme günü ile dava konusu tazminatın hesaplandığı (21.02.2019) güne kadar( hesaplamadaki veriler aynı kalmak ve yeni bir hesaplama yapılamaksızın) geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi, bu hususta aynı bilirkişiden ek rapor alınması ve davalı ——- ile diğer davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesi; manevi tazminata ilişkin olduğu anlaşılır ise manevi tazminatın takdirinde bu hususun gözetilmesi gerekirken, bu savunma üzerinde hiç durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir——— Kabule göre ise dosya kapsamından, davacı tarafça davalı —— tarihinde başvurulduğu anlaşılmakla, davalı——– temerrüde düştüğü tarihin buna göre belirlenmesi gerekirken, davalı ——– aleyhine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Bu itibarla; davalı —– ile davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile kararın yukarıda ——– nolu bentlerde açıklanan nedenlerle HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre, davalı —– tüm , davalı ——— davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına” karar verilerek gelmekle; Mahkememizin ——numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili —– tarihli talep dilekçesi ile;—— ortadan kaldırmaya dair kararının taraflarına ——– tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkiline dava tarihinden önce yapılan 3.000,00 TL ödemenin sürekli iş görememezlikten kaynaklanan maddi zararlara mahsuben alınmış olduğunu, ———— da açıkça vurgulandığı üzere asgari ücretin kamu düzeninden olduğunu, taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi hakim tarafından bozma kararından sonra dahi hakim tarafından dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin pasif dönem maddi zarar hesabının karar tarihine en yakın asgari ücrete göre yapılması gerektiğini, ortadan kaldırılan ilk karar hakkında tüm bilirkişi raporlarına da itiraz ettiklerini, karar hakkında taraflarınca da istinaf yoluna başvurulduğunu, davalılardan ——- maddi hata neticesinde davaya dahil edildiğini, HMK 124/4 maddesi gereğince bu davalının davalı sıfatının sona erdirilmesini, ——– bu yöndeki taleplerinden sonra vekilinin istifa etmiş olduğunu, haklı nedenlerden dolayı düşmüş oldukları maddi hatadan dolayı aleyhlerine vekalet ücreti hükmedilmemesini, kamu düzeni nedeniyle aleyhlerine kazanılmış herhangi bir usulü hakkın mevcut bulunmadığı hususlarının göz önünde tutularak uyuşmazlık dosyasının yüksek mahkeme kararları kapsamında karar tarihine yakın asgari ücret temelinde hesaplama yapılabilmesi için dosyanın bilirkişiye verilmesini talep etmiştir. Dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir. Bilirkişi 10/07/2023 tarihli raporunda; ——— nolu ilamı incelendiğinde;
Yerel mahkemece, öncelikle taraflara sorulmak suretiyle yapılan ödemenin hangi kalem veya kalemlere ilişkin
olduğunun açıklattırılması, sonrasında maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılır ise bu ibranamenin kısmi ödeme ve makbuz hükmünde kabul edilmesi, akabinde zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan bu kısmi ödemenin, ödeme günü ile dava konusu tazminatın hesaplandığı (21.02.2019) güne kadar( hesaplamadaki veriler aynı kalmak ve yeni bir hesaplama yapılamaksızın) geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi, bu hususta aynı bilirkişiden ek rapor alınması ve davalı ——– ile diğer davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesi; manevi tazminata ilişkin olduğu anlaşılır ise manevi tazminatın takdirinde bu hususun gözetilmesi gerekirken, bu savunma üzerinde hiç durulmadan eksik
inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, gerekçesi ile kaldırma kararının verildiği,
davanın ——— günlü ara kararı ile verilen görev— kararı kapsamında ek rapor düzenlenmesi olduğundan; güncel tarihli bir hesaplama yapılmadan tanzim edilen 21/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporu verileri dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, davalı ——– davacıya yaptığı 3.000,00 TL ödemenin 1.500,00 TL’ sinin maddi tazminat ödemesi olarak kabul edildiği, dava tarihinden önce yapılan 1.500,00 TL maddi tazminat ödemesinin, ödeme tarihinden 21/02/2019 tarihli ek rapor tarihine kadar yasal faiz oranı üzerinden güncelleştirilerek, davacı için hesaplanan tazminat tutarından tenzil edildiği, buna göre davacı —— tarihi itibarıyla bakiye maddi zararının 40.063,38 TL olduğu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; —– doğrultusunda mahkemece davalı ——— vekiline ve davacı vekiline, 3.000,00 TL ödemenin ibranamede yazılı olarak maddi manevi tazminata ilişkin yapıldığı hususundaki beyana bir diyecekleri olup olmadığının, bu hususta yazılı beyanda bulunmaları, aksi taktirde bunun yarısı (1.500,00 TL) maddi tazminat, diğer yarısı (1.500,00 TL) manevi tazminat kalemleri olarak kabul edileceği usulüne uygun olarak ihtar edilmiş olup; davacı vekili tarafından beyanda bulunulduğu ancak davalı tarafından beyanda bulunulmadığı, bu nedenle yapılan ödemenin maddi tazminata yada manevi tazminata ilişkin olup olmadığı hususunda tarafların ittifak olmadığı nazara alınarak; yapılan ödeminin 1.500,00 TL’sinin maddi tazminat, 1.500,00 TL manevi tazminat kabul edilerek bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi raporunda —-
kararı kapsamında ek rapor düzenlenmesi olduğundan; güncel tarihli bir hesaplama yapılmadan tanzim edilen 21/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporu verileri dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, davalı —– davacıya yaptığı 3.000,00 TL ödemenin 1.500,00 TL’ sinin maddi tazminat ödemesi olarak kabul edildiği, dava tarihinden önce yapılan 1.500,00 TL maddi tazminat ödemesinin, ödeme tarihinden 21/02/2019 tarihli ek rapor tarihine kadar yasal faiz oranı üzerinden güncelleştirilerek, davacı için hesaplanan tazminat tutarından tenzil edildiği, buna göre davacı ——- tarihi itibarıyla bakiye maddi zararının 40.063,38 TL olduğu rapor edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile; 40.063,68 TL nin davalılar ——-kaza tarihi 04/03/2012 tarihinden itibaren davalı —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği, ayrıca dava açılırken her ne kadar davacı tarafından —- ——davalı olarak gösterilmiş ise de kaza tarihi itibarı ile davalı sigorta tarafından araca karışan kaza ile ilgili düzenlenmiş bir poliçe bulunmadığı bu davalı hakkında açılan davanın HMK 124/3 ve 114/1-d maddesi gereğince husumetten reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede Hükmedilecek manevi tazminat duyulan elem ve ızdırabın tam karşılığı olmayıp, mağdurlarda kısmen teskin duygusu yaratmaya yöneliktir. O halde taktir edilecek manevi tazminatın miktarı teskin duygusu yaratacak bir miktar olmalıdır. Manevi tazminat bir zenginleşme aracı da değildir. Acıya özendirir şekilde mağdura o tarihe kadar eline geçmemiş bir paranın manevi tazminat olarak hükmedilmesi de mümkün değildir. Manevi tazminatın miktarının taktirinde olayın ağırlığının da gözönüne alınmasının yanı sıra tarafların sosyal ekonomik durumlarının da değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan manevi tazminat faile verilen bir ceza da değildir. Bu nedenle faili zaruret haline sokacak bir miktara da hükmedilemez. Olayda davalı sürücünün kusuru ,olayın meydana geliş şekli davacı ile davalının sosyal ekonomik durum araştırmasının durumuda mahkememizce dikkate alınmış olup, bu açıklamalar itibarı ile Davacı için taktiren 15.000 TL manevi tazminatın davalılar ——– kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1—– davalılar —– kaza tarihi —– tarihinden itibaren davalı —– temerrüt tarihi olan ——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabule göre alınması gerekli 3.761,40 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.419,85 TL harcın davalılar ———tahsil ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2023 yılı AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar ——– alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalılar ——— kendilerini vekil ile temsil ettiğinden redde göre 2023 yılı AAÜT uyarınca davalılar ——- yararına taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —– Hesabına ödenmesine,
5-Davalı ——– yönünden açılan maddi tazminat davasının husumetten reddine,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
6-Davacı için taktiren 15.000 TL manevi tazminatın davalılar ——– kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
7-Manevi tazminat yönünden, davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davacı yararına taktir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar———–alınarak davacıya ödenmesine,
8-Manevi tazminat yönünden davalı ——— kendisini vekil ile temsil ettiğinden redde göre 2023 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalı —— yönünden taktir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——– ödenmesine,
9-Davacının peşin yatırdığı 341,55 TLnin ve 25,20 TL başvurma harcının yargılama giderine katılmaksızın davalılar ——— alınarak davacıya ödenmesine,
10-Davacının yaptığı kararın kaldırılmasından önce yaptığı 2.612,80 TL yargılama gideri ve kararın kaldırılmasından sonra yaptığı 1.057,95 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3670,75TL’den davanın kabulüne tekabül eden 2.021,25 TL nin davalılar ————- alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————-Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 29/11/2023