Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/95 E. 2023/504 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/95 Esas
KARAR NO: 2023/504
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/02/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından —— alındığını, bu iş için kullanacağı malzeme ve ekipmanları müvekkili şirketin davalı şirketten aldığını; davadaki taraf şirketler arasında 06/11/2014 tarihli bir sözleşme imzalandığını, sözleşme çerçevesinde davalıdan toplam 2.770.000,00 USD + KDV’lik malzeme satın aldıklarını; tarafların iş bitince davacının keseceği bir fatura ile davalıdan iskonto ödemesi istemesinin ve davalı tarafından da iskonto ödemesi yapılması konusunda anlaştıklarını, bu hususta taraflar arasında mail yazışmalarının bulunduğu, 09/09/2014 tarihli davalı şirketten gelen mail yazısından da bunun kolayca anlaşılabileceğini; taraflar arasındaki 06/11/2014 tarihli sözleşme çerçevesinde alınan malzemelerden sonra işin sonunda davacı alıcının iskonto bedeli için e-fatura düzenlediğini, e-faturanın —— gittiğini ve onaylandığını, böylece davalının sistemine düştüğünü; davalının e-faturaya itiraz etmediğini, bu arada görüşmelerin ve mail suretiyle yapılan yazışmaların devam ettiğini, müvekkili tarafından alınan emtia bedellerinin ödendiğini, sadece ödenen bu emtia bedelleri üzerinden doğan iskonto alacağının davalıca ödenmediğini; iskonto alacağı en nihayet 12/02/2020 tarihinde iadeli taahhütlü mektupla davalıdan istendiğini, bunun üzerine davalının ——- faturasıyla e-faturalarını iade ettiğini; davacı müvekkilinin derhal 8 gün içinde iade faturasını davalıya geri gönderdiğini ancak iskonto bedelini de alamadığını bu nedenle davalı aleyhine —- sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili, mahkememizin yetkisiz olduğunu, sözleşmenin ——- maddesinde geniş bir yetki anlaşması bulunduğunu, yetkili mahkeme olarak —-Adliyelerinin kararlaştırıldığını belirterek öncelikle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiş, davacı alacağının zaman aşımına uğraması nedeniyle davanın reddi gerektiği hususunda zaman aşımı defini ileriye sürmüş, taraflar arasındaki ilişkide sözleşmenin uygulanması gerektiğini, sözleşme öncesi anlaşmaların yazışmaların sözleşmede yer almaması nedeniyle geçersiz olduğunu, sözleşme öncesi gönderilen e-postada dahi müvekkili tarafından yapılan bir iskonto ödemesi taahhüdünün bulunmadığını, böyle bir taahhüdün hiç yapılmadığını, sözleşmenin fiyatla ilgili maddelerinde fiyatın belirlendiğini, davacının 100.000 USD indirim talep etmekte olduğunu oysa ilk teklife göre zaten 135.400 USD indirim yapılmak suretiyle sözleşmenin düzenlenip imzalandığını, yani sözleşmeden evvelki mail kabul edilmiş dahi olsa, bu davayla talep edilen iskonto indiriminden daha fazla bir indirimin esasen davacıya sağlanmış bulunduğunu, davacının e-fatura diye tanımladığı belgenin fatura olmadığını, davacının vermediği bir hizmet için fatura düzenleyemeyeceğini, indirim talebinin faturaya konu edilemeyeceğini, davacının iddia ettiği e-maillerinde müvekkiline ulaşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, davalıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK 67 madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, davacı tarafın davalı aleyhine 141.600,00 USD alacağın tahsili amacıyla genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, davalının süresinde yaptığı bir itirazla takibi durdurduğu, iş bu davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, icra takibine konu alacağın, davacı tarafından davalıca taahhüt edildiği iddia edilen iskonto indirimine ilişkin bir alacak olduğu, taraflar arasında emtia alım satımına ilişkin akdi bir ilişkinin gerçekleştiği ve sözleşmeye bağlandığı, sunulan mail yazışmalarının da taraflara ait olduğu hususunda bir ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf, icra takibine konan iskonto alacağının talep edilip edilemeyeceği hususunda toplanmaktadır.Taraflar delillerini sunmuş olup, mahkememizce sözleşmeler ve yazışmalar incelenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, rapor alınmış toplanan tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonunda hazırlanan bilirkişi raporunda, davacı tarafın ticari ilişkide satın alan konumunda bulunduğu, satın aldığı emtiaların tüm bedeli üzerinden davalıdan bir iskonto indirimi istediği ve bundan doğan alacağı için e-fatura düzenleyip davalıya gönderdiği; e-faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı ancak davalının e-faturayı kendi kayıtlarına işlemediği, davacı tarafa posta yoluyla iade ettiği, davacının da davalı tarafça gönderilen iade faturasının işlemeyip davalıya geri gönderdiği görülmektedir. Hal böyle olunca, çözülmesi gereken husus davacı tarafın iskonto bedeli isteyip isteyemeyeceğidir. Davacı taraf, iskonto bedelinin dayanağı olarak mail yazışmalarına dayanmaktadır. Dayanmış olduğu 09/09/2014 tarihli e-posta mailinde ” sözleşme değerinin KDV hariç 2.770.000 USD ve ——– pazar geliştirme formları 100.000 USD, ( teknotelin reklam pazarlama ve eğitim seminerleri ——tarafından karşılanacak ) bu ——– başlangıç zamanınnı sözleşmenin yürürlük tarihi olacağı, — sözleşme şartlarında bulunmayacağı ancak teknotel bunu ——- yönetim tarihi olarak kabul edebilir…” şeklinde bulunduğu; taraflar arasında bundan yaklaşık iki ay sonra sözleşme imzalanmış olup, ” bu sözleşme konusuyla ilgili taraflar arasında tüm anlaşmayı oluşturur ve burada yer almayan taraflar arasında daha önce yapılmış herhangi bir sözlü veya yazılı iletişimin yerine geçer, bu sözleşmenin hüküm ve koşullarında yapılacak herhangi bir düzeltme veya değişiklik taraflarca yazılı olarak yapılması halinde geçerlidir.” hükmünü içermektedir. Bu nedenle artık 06/11/2014 tarihli sözleşme aynı zamanda bir delil sözleşmesi niteliğindedir. Tarafların önceki yazışmalarının bağlayıcı olmadığı ve hüküm ifade etmeyeceği kendilerince kabul edilmiştir. 06/11/2014 tarihli sözleşmenin hükümlerinin ise ancak yine bir yazılı sözleşmeyle değiştirilebileceği hükme bağlanmıştır. Hal böyle olunca, davacı tarafın dayandığı e-posta yazışmasının sözleşmeden önce olması nedeniyle davalıya iskonto yapması ve iskonto bedeli ödemesi yükümlülüğünün yüklenmesinin mümkün olmadığı, yine sözleşmenin hükümlerinin ancak yazılı bir sözleşmeyle değiştirilebilmesi karşısında bundan sonra yapılan e-posta yazışmalarının da iskonto ödemesi yükümlülüğünü getirmeyeceği; kaldı ki, sözleşmeden sonra açık açık iskonto yükümlülüğünü oluşturacak bir e-posta yazışmasının da bulunmadığı, davalıca da kabul edilmediği nazara alınarak mahkememizce davacının iskonto alacağından kaynaklı icra takibinde bulunması yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı her ne kadar kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de, davacı tarafın alacağının tamamen bir senaryo olmadığı, sözleşmeden önce yapılan yazışmaya dayanıldığı, yukarıda izah edildiği gibi davanın ispat edilemediğinden dolayı reddine karar verildiği, bu nedenle kötü niyetli takip tazminatı şartlarının oluşmadığı nazara alınarak davalının kötü niyetli takip tazminatı talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatının da şartları oluşmadığından reddine,
Ret harcı maktu olduğundan dava açılırken karşılanan 11.610,38 TL harçtan maktu ret harcı olan 179,90 TL’nin mahsubuyla bakiye 11.430,48 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı olursa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davalı lehine 128.370,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
1.320,00 TL ara buluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, bunun için harç tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.22/06/2023