Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/868 E. 2022/770 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/868 Esas
KARAR NO : 2022/770

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında mevcut ticari ilişkiye dayalı olarak davacının davalıdan cari hesap bakiyesi alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için —– takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yapmış olduğu —— olmadığını ve geciktiğini, müvekkilinin, geç ve kalitesiz ürün temini sebebiyle zarara uğradığını, müvekkilinin davacıdan aldığı ürünlerin hiç birini kullanamadığını, davacıda kalan ürünleri ise geç ve istenilen kalitede olmadığı için teslim almadığını, davacı tarafından yapılan kalitesiz ve geç teslim nedeniyle müvekkilinin 3 şahısla yaptığı anlaşmayı gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle müvekkiline iade faturası kesildiğini ve manevi yönden itibarının zedelendiğini, davacının müvekkiline vermediği hizmetin bedelini isteyerek sebepsiz ve haksız olarak zenginleşmeye çalışmakta olduğunu savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura ve cari(açık) hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara —— sayılı kararında da değinilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —-. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam 30.033,48 TL alacağın davalıdan tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu vekili tarafından 04/11/2021 tarihinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalı ve davacı arasında —–konusunda ticari ilişki olduğu, davacı tarafça ödenmeyen fatura alacağının olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların Usul ve Yasaya uygun tutulmuş ve birbirlerini teyit eder nitelikteki Ticari Defterlerindeki kayıtları ile dayanak belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketin — İşlemiş Faiz olmak üzere TOPLAM 30.033,48 TL ALACAK Talebi üzerinden İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin Davalı ——– ASIL ALACAĞI bulunduğu ve bu alacağın varlığının Davalı Şirket Ticari Defter Kayıtlarıyla da teyit edilmekte olduğu, Davacı—değerlendirilmesi ve takdirinin Sayın Mahkemeye ait olabileceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller ile tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların Tacir olduğu ve Aralarında yazılı bir Sözleşmeye dayalı olmaksızın Mal
Alım/Satımına dayalı bir Ticari ilişki kurulmuş bulunduğu,
Bu Ticari İlişki kapsamında Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına üretimi ve satışı yapılan
Muhtelif —- İrsaliyeleri ile İsim/imza karşılığı Mal
Teslimleri yapıldığı, Düzenlenen ve içeriği mallarla Teslimi sağlanan Sevk İrsaliyelerine dayanılarak Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına —– Tutarı ——- Şirket
adına Borç kaydedilmiş oldukları ve—– tabi olan Faturaların ilgili dönem——-olarak beyan edilmiş oldukları, Buna mukabil, Davalı Şirketin incelenen —-Davacı Şirketçe adına düzenlenen ve içeriği — Sevk İrsaliyeleriyle teslim edilmiş bulunan
KDV dahil —-edilmeksizin ve benimsenerek Davacı Şirket Alacağı olarak Davalı Şirket Ticari Defterlerine kaydedilmiş oldukları ve —– Beyanına tabi olanlarının ilgili dönem —
Beyannameleri ile Davacı Şirketten Mal Alımı olarak beyan edilmiş oldukları,
Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına düzenlenmiş ve her iki tarafında Ticari Defterlerine kaydedilmiş olan — Borcuna karşılık, Davalı Şirketçe Fatura tarihleri öncesinde ön ödeme olarak banka aracılığıyla yapılmış—- tarafların Ticari Defterlerinde başkaca bir —- kaydına rastlanılmadığı gibi iddia da edilmediği görülmekle, davalı taraf her ne kadar ürünlerin ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de davacı tarafın ayıp ihbarı olmadığı yönündeki itirazı karşısında, dosyaya ayıp ihbarı yapıldığına ilişkin bir evrakın davalı tarafça sunulmamış olduğu anlaşıldığından davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş, tarafların ticari defterlerinin birbiri ile örtüştüğü görüldüğünden davacının asıl alacak yönünden talebinin kabulüne, işlemiş faiz yönünden ise, dosya kapsamı incelendiğinde, taraflar arasında temerrüt halini düzenleyen yazılı bir
sözleşme veya takip konusu yapılan alacağa ilişkin olarak davalı yana keşide edilmiş yasal nitelikli bir temerrüt ihtarına dosya kapsamında rastlanılmadığı gibi iddia da edilmediği görülmekle, reddine karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Eldeki davada alacak likit olduğundan, davacının icra inkar tazminatının kabulü ile asıl alacak olan 28.265,48 TL ‘nin %20 si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kötüniyet tazminatı yönünden; İ.İ.K’nin 67/2. maddesinde itirazın iptali davasında alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca borçlu davalı lehine tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması şarttır.
Eldeki davada davacı tarafın kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
DAVANIN ASIL ALACAK YÖNÜNDEN KABULÜ, İŞLEMİŞ FAİZLER YÖNÜNDEN REDDİ İLE,
1-Davalının —– dosyasına yaptığı itirazların asıl alacak yönünden iptali ile, asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cins ve oranında takibin devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile asıl alacak olan 28.265,48 TL ‘nin %20 si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4- Davacı tarafça yapılmış, 59,30 TL başvurma harcı, 362,73 TL peşin harç olmak üzere toplam 422,03 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılmış tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 937,00 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 881,81 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen miktar üzerinden ——— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Red edilen miktar üzerinden —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Alınması gereken 1.930,81 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 362,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.568,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Davadan ———- ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.242,26 TL’sinin davalıdan, 77,74 TL’sinin de davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
10-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.