Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2022/701 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/794 Esas
KARAR NO:2022/701

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:01/10/2021
KARAR TARİHİ:27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin—- Esas sayılı dosyasında hizmet tespiti ve kendisine çıkarılan borçların iptali için —dava açtığını, dava devam ederken— tarihli duruşmada şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşıldığını; bunun üzerine şirketin ihyası için kendisine dava açmak üzere kesin süre verildiğini belirterek; söz konusu davaya devam edebilmek için şirketin ticaret siciline yeniden tescili gerektiğini bildirmiş; bu nedenle şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili, söz konusu şirketin adresi tespit edilemediğinden resen ticaret sicilinden terkin edildiğini; sicil tarafından davalı aleyhine açılmış ya da açılabilecek davaların bilinmesinin mümkün bulunmadığını, şirketin 6102 sayılı yasanın geçici 7. Maddesi gereğince ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 20/1 maddesi ve — şirketlerin sermayelerinin yeni asgari tutarlara yükseltmelerine ve kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği izne tabi— şirketlerin belirlenmesine ilişkin tebliğin 7. Maddesi kapsamında — tarihinde adresi tespit edilemediği için sicilden resen terkin edildiğini, yapılan işlemin yerinde olduğunu; bu nedenle davanın reddi gerektiğini; mahkeme aksi kanaatte ise o taktirde ticaret sicilin davaya sebep olmadığından dolayı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmemesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir.Mahkememizce —-Esas sayılı dosyası incelenmiş olup, davacımız —tarafından —- aleyhine hizmet tespiti yönünden davanın açıldığı, davanın derdest olduğu, yargılama esnasında davalı şirketin —tarihinde sicilden resen terkin edildiği, bunun üzerine şirket aleyhine açılan davanın devam edebilmesi için şirketin ihyasını sağlamak üzere davacıya yetki ve kesin mehil verildiği; davacının da mahkememizde iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.İhyası istenen şirketin ticaret sicil kaydı istenmiş olup, gelen kaydın incelenmesinde, şirketin —- —- sicil numarasıyla kayıtlı olduğu,—– mahkememizin yetki çevresinde son ikametgahının bulunduğu, —- ticari davalar olarak mahkememiz yetki sahasında ) görülmüştür.
Mahkememizce resen terkinin ne şekilde gerçekleştiği —- sorulmuş, terkin işlemi yapılmadan evvel şirketin sicile kayıtlı adresi yanında yöneticilerine ayrıca tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı sorulmuş olup; gelen yazı cevabında, sicilin her ne kadar terkin işlemini adresin tespit edilememesine dayandırmış ise de, sadece ilanen tebligat yaptığı, ayrıca şirketin temsilcisi—- de tebligat çıkarıldığı ve —- tarihinde tebligatın bila ikmal iade edildiği ” iade sebebinin de adreste tanınmıyor ” şeklinde bildirildiği görülmüşse de; çıkarılan —tablosundan bu şahsın tebligat tarihinden çok önce —tarihinde öldüğü, bu nedenle söz konusu tebligatın geçersiz olduğu; hal böyle olunca, terkin işleminin esasen hatalı bulunduğu, bu nedenle 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesi gereğince düzenlenen — yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı; zira ortada geçerli bir terkin işleminin bulunmadığı belirlenmiştir.Davacı tarafından açılan iş davasının devam edebilmesi için şirketin ticaret siciline yeniden ihyası gerekir. Davacının iş bu davayı açmakta hukuki menfaati vardır.—- şirketi resen terkin etmesi için hukuki sebep doğmuş ise de, terkin prosedüründe eksiklik söz konusu olup, terkin sebebini ortadan kaldırması için şirkete ve yöneticilerine yapılması gereken tebligatın usulsüz olması nedeniyle resen terkinde hatalıdır. Hatalı terkine dayalı olarak — yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu söylenemez bu nedenle mahkememizce davanın kabulüne karar verilmiştir.Her ne kadar hatalı terkinden dolayı —-yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olacak ise de, davacı vekili son celsede yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasını, vekalet ücreti de istemediğini beyan ettiğinden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktir edilmemiştir.Mahkememizce —- atanmış olup, şirketin yetkilisinin— olduğu ancak çok önce ölmüş bulunduğu, bu nedenle kendisinin — olarak atanmasının mümkün bulunmadığı, tasfiyenin sebebi ve yapılacak işlemler nazara alındığında bu konuda uzman bir kişinin —-olmasında fayda olacak; elbette mahkememizce hükmedilen ihyanın sınırlı bir ihya olduğu, sadece iş mahkemesinde görülecek dava ve alınacak kararın infazı aşamasıyla kalacağı ancak şirketinde hakkıyla yargılamada temsil edilmesi gerektiği nazara alınarak, —- mahkememizce— atanmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
—- sicil numarası ile kayıtlı iken— tarihinde terkin edilen —İş Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasındaki yargılama süreci ve verilecek kararın infaz süresi ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
Şirkete — olarak mali müşavir —- görevlendirilmesine,
— ücret taktirine, davacı tarafça tasfiye sonucundan alınmak üzere şimdilik karşılanmasına,Karar kesinleştiğinde yeterli suretin — gönderilerek şerh edilmesinin sağlanmasına, şirketin bu amaçla sınırlı olarak ihyaen tescilinin sağlanmasına,Peşin olarak alınan ilam harcının mahsubuyla eksik—harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı vekilinin talebi doğrultusunda davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,Davacı vekilinin talebi nazara alınarak davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar,— katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren — hafta içinde—- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.