Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/789 E. 2022/321 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/789 Esas
KARAR NO : 2022/321
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında —– satıma dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticaretten kaynaklı olarak davalı hakkında daha önce ödenmeyen cari hesap alacaklarına ilişkin olarak—–sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, bu icra takibi neticesinde davalı tarafından borca itiraz etmesi sonrasında davacı ile davalı arasında borç tasfiye ve sulh protokolü kapsamında anlaşma sağlandığı, işbu anlaşma uyarınca borcun — taksitler halinde geri kalan —- davacının vergi borçlarına karşılık —- ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının taksitleri ödemesine rağmen vergi dairesince ödenmesi gereken meblağ ekinde —- yevmiye sayılı ile keşide ettikleri ihtarname içeriğine göre davacıya ödenmesi istenildiğini fakat ödemenin gerçekleşmemesi üzerine—– dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliği sonrasında davalının süresi içinde kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, icra müdürlüğünden icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, protokole konu olan borç ilişkisi, davacı tarafından vergi borçlarına mahsuben —– temlik edilmiş olduğu, mezkur meblağ hariç olmak üzere ferileriyle beraber tamamen tasfiye edilerek kapanmış olacağını, davanını protokoldeki tarihlere riayet edilmez ödenmez ise diğer taksitlerini de muaccel hale geleceğini, ek olarak borçlu tarafından davacıya mutabık olunan miktar üzerinden %20 cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, borcun bir önceki maddede bahsi geçen —kısmının —– temlik edilmiş olduğu temlik edilen bu kısımla ilgili olarak alacağın sona ermeyeceğini, davalının yaptığı itirazın asıl alacak ve işlemiş faizi yönünden iptalini, dava ve fazlaya ilişkin taleplerin saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından ödenmeyen— asıl alacak olan — takip tarihi olan—-tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, davalının itirazları haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin —- olacağını, —– tarafından kurulmuş olması fark etmeksizin, bütün yükseköğretim kurumları — gereğince kamu tüzel kişiliğine haiz olduğunu, —-olup olmadığını, denetim ve gözetim bakımından — olduğunu, — kamu tüzel kişiliğini haiz kamu kurumu olduğunu, toplumsal yaşamın zorunlu gereksinimlerinden olan, düzenlilik ve süreklilik isteyen yükseköğretim hizmeti de niteliği itibariyle kamu hizmeti olduğunu, Her ne kadar Davacı yanın tacir olduğunu, Davalı —- tacir olmadığını ve huzurdaki uyuşmazlığın da ticari bir işten kaynaklanmadığını, HMK’nın 114. Maddesi’nde dava şartları belirlenmiş ve mahkemenin görevi dava şartları arasında sayılmış olmakla birlikte 115. Maddesi’nde de dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği düzenlendiğini, TTK’nın 5. maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğunu, Ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi’ne göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK’da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmekte olduğunu, Huzurdaki davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, tarafların her iki tarafını tacir olmaması sebebiyle nisbi ticari dava olarak değerlendirilemeyeceğini, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin görevli mahkeme —– Asliye Hukuk Mahkemelerinin olacağını, taraflar arasında imzalanan — üzere, davacı tarafından dava konusu yapılmış olan — davacı tarafından —– temlik edildiğini, Bu hususun tartışmasız ve çekişmesiz olduğunu, alacağın temliki, mevcut bir alacağın üçüncü kişiye aktarılması ile borç ilişkisindeki alacaklı tarafta değişiklik meydana getirdiğini, Temlik ile birlikte, alacaklı taraf değiştiğinden alacağı temlik eden artık borcun ifasını talep edemeyeceğini, bu hakkın yeni alacaklıya geçeceğini, İşbu davada davacı taraf, borç tasfiye ve sulh protokolünde açıkça dava konusu alacağı temlik ettiğini belirttiğini, davacının kendi iddialarına göre işbu alacağın ifasını talep etme hakkının olmadığını, davanın davacının aktif husumet eksikliği sebebiyle usulden reddinin gerekmekte olduğunu, müvekkili ile taraflar arasında imzalanmış protokolü ihlal etmediğini, taraflar arasında imzalanmış protokolde — borcun —- temlik edildiğini, bu borcun —- ödeneceğini belirtildiğini, Müvekkilin bu borcu ödeyeceğini, davacının, davalının protokolü ihlal ettiği iddiasının herhangi bir dayanağının olmadığını, işbu haksız ve mesnetsiz davanın görev itirazları nedeniyle davanın usulden reddini ve davacının haksız ve hukuka aykırı davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, itirazın İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda dosyanın usul ekonomisi ilkesi çerçevesinde öncelikle görev yönünden tensiben incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Somut olayda uyuşmazlık TTK 4. maddesinde sayılan sözleşmeler arasında bulunmayan TBK da düzenlenen satım sözleşmesinden kaynaklanmasına göre mutlak ticari dava niteliği bulunmamaktadır.Bu durumda dava da ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari yani uyuşmazlığın her iki tarafın ki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığının da tespiti önem arz edecektir. Davacı şirket tacir olup, davalı vakıf üniversitesi tacir olmadığından —– davaya bakmakla görevli 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili —- NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili —-NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.nun 331/2 maddesi gereği yargılama giderleri, harç vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2022