Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/77 E. 2022/772 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO: 2022/772
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili —– vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, Davalıya ait—— numarası ile müvekkili —- Tarafından sigortalandığı, sigortalı aracın—– plakalı araca çarptığını, kazanın ardından durmayarak olay yerinden kaçtığını, zarar gören— plakalı aracın zararının kendi —- Tarafından giderildiğini, zararı gideren sigortacının yaptığı —- ödemeyi davacı şirketten talep ettiği ve davacı şirketin de ödeme yaptığı, sigorta genel şartları uyarınca davalıya rücu etme hakkı olduğunu bu maksatla davalı aleyhine ——–dosyası ile başlatılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın iddialarının hiçbir suretle gerçeği yansıtmadığını, yaşanan kaza nedeni ile müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dvacı sigorta şirketinin iddia ettiği üzere müvekkile ait araç sürücüsünün olay yerinden kaçmadığını, Olay yerinden kaçma şeklinde bir eylem söz konusu olması ihtimalinde sürücünün polise başvurarak kazayı bildirmesi hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceğini, yaşanan kazanın aydınlatılması ve şeffaf bir biçimde tüm delilleri ile ortaya konulması gerektiğini, Davacı sigorta şirketinin afaki iddiaları neticesinde müvekkile yönelik dava icra takibi ve akabinde dava ikame edilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu olayın tüm kapsamı ile değerlendirildiğinde davacı sigorta şirketinin iddia ettiği şekilde gerçekleşmediğinden ötürü müvekkili şirketten rücuen tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı sigorta şirketinin, sigortalısının başka araca verdiği zarar nedeniyle yaptığı ödemenin sigortalısına rücu için başlatmış olduğu icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Dava ilk olarak—– sayılı esasında görülmekte iken yapılan inceleme sonunda —–karar ile verilen Görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin—– kaydedilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —–sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından —– işlemiş faiz olmak üzere toplam ——alacağın davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanmış, dosya Sigorta konusunda uzman bilirkişi ile trafik kazaları konusunda uzman bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ortak raporunda; Kaza mahallini terk ettiği için kimliği belirlenemeyen sürücünün idaresindeki —- plakalı ——— kavşaklarda geçiş önceliği kuralına uymadığı; tali yoldan kavşağa geldiği halde ana yoldan kavşağa gelen —– plakalı ——- yol vermediği ve kazaya karıştığı için KTK 57/b/5 — 84/h ve KTY 109/b/5 — 157/a/8 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 kusurlu olduğu; Dava dışı sürücü—- idaresindeki —- plakalı —– yoldan kavşağa yaklaşırken yavaşlamadığı ve tali yoldan kavşağa kontrolsüz giren—- kazaya karıştığı için KTK 52/a ve KTY 101/a maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde tali ve /025 kusurlu olduğu; Davalı—–maddesi gereğince sahibi olduğu —- kaza mahallini terk eden sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilsen sorumlu olduğu; Tazminata konu ——kullanıldıktan sonra kazaya karışmış; — adına tescilli ——- hasar tutarının —- davalı taraf sürücünün %75 kusur oranına —– tutarının — olduğu ve de davacı—- tarihinde rücuen ödendiği; —– plakalı — hasar tutarının işlenmiş avans faizi ile tahsili için —- tarihinde icra takibi yapıldığı; davacı sigorta şirketinin tazminat talep edebileceğine hükmedilmesi halinde davalı tacir olduğu için davacının rücuen tazminat ödeme tarihi —- itibariyle avans faizi talep edebileceği; Bu durumda, —- hasar tutarı için ödeme tarihi —- arasındaki süreye denk işlenmiş avans faizinin —– ve hasar tutarı ile toplamının ——- olduğu; Davacı sigorta şirketinin rücu hakkına dayanan tazminat alacağı şartları oluştuğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları irdelenmek suretiyle Dosyanın ek rapor için önceki bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti Ek raporunda; Kök raporun aynen geçerli olduğunu bildirmişlerdir.
Toplanan deliller ile tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; Kazaya etken %75 kusurlu olduğu tespit edilen —- plakalı araç—— Tarafından —— teminatı altındadır. Araç başına maddi hasar teminatı ——-dir. TTK. nun 1459. maddesi hükmüne göre de; Sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin etmekle
yükümlüdür. Yeni TTK. 1409. maddesinin 2. fıkrasına göre; sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
Medeni Kanun Başlangıç hükümlerinden olan ve ispat kuralları ana başlığı altında düzenlenen ”İspat Yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”.
Sigorta kuruluşu , Trafik Kazası Araştırma raporundaki kanaatlere dayalı olarak, riziko
sonrası sürücü tarafından olay yeri terk edildiği iddia etmiş ise de, bu raporda kanaat
dışında maddi bir delile yer verilmemiştir. Bu nedenlerle, sürücünün kimliğinin tespit
edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrıldığı, rizikonun gerçekleşme şeklini kasten ve iyi
niyet kurallarına aykırı bir şekilde ihbar edildiği iddiası, sigorta kuruluşu tarafından kanıtlanabilmiş değildir.
Nitekim, —— tarihinde yürürlüğe giren Yalnız Maddi Hasarla Sonuçlanan Trafik
Kazalarında Taraflarca Doldurulacak Kaza Tespit Tutanaklarına——— gereği, maddi hasarlı trafik kazasına karışan taraflar, kazanın oluşumu ile
ilgili aralarında anlaşma sağlamaları halinde, kaza tespit tutanağını kendileri düzenleyip, olay
yerinden ayrılabilmektedirler.
Sigorta kuruluşu, rizikonun, ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu, sürücü yerini terk
iddiası ve dolayısıyla sigortalısının ihbar mükellefiyetini kasten iyiniyet kurallarına aykırı bir
şekilde yerine getirmediğini ispat edememiş olduğundan, 3.şahıslara ait karşı araçlarda
meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamında olduğu kararına varılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlar B4 Maddesi
Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı:
“Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat
yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene
karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin
kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda
kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti
bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye
sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine
geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur
ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki
almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki
alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç)Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması
veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya
patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin
parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde
belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış
olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması
halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu
olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu
olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle
uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı,
alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi
yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat
sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.”
Yukarıda izah edilen Genel şartlar incelenecek olduğunda tek başına olay yeri terk nedeni
davalı kuruma rücu hakkı vermez ise de, sürücü olay yeri terk ettiği kaza tespit tutanağı ile
sabit olmakla birlikte can güvenliği vs için uzaklaştığına dair bir somut veri vs tespit
edilmemiştir.
———–sigortacının rücu hakkı, KTK’ nin 95/2 maddesiyle————poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. KTK. Madde 95 – Sigorta sözleşmesinden
veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün
kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre,
tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Yukarıda izah edilen hükümler ve ———— kapsamında, davacı sigorta
şirketinin rücu hakkına dayanan tazminat alacağı şartları oluştuğu kanaatine varılmış ve bilirkişi raporunda yapılan hesaplar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Eldeki davada alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kötüniyet tazminatı yönünden; İ.İ.K’nin 67/2. maddesinde itirazın iptali davasında alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca borçlu davalı lehine tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması şarttır.
Eldeki davada davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
Davanın KISMEN KABUL- KISMEN REDDİ İLE ;
1-Davalının—–esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin——–işlemiş faizi yönünden takip talebinde istenen faiz ve cins oranında devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
3- Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Davacı tarafça yapılmış, 59,30 TL başvurma harcı, 81,56 TL peşin harç olmak üzere toplam 140,86 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılmış, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.553,10 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 1.091,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.357,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.418,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Alınması gereken 229,35 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 81,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 147,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle kesin olarak karar verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 28/12/2022