Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/752 E. 2022/384 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/752 Esas
KARAR NO : 2022/384

DAVA : İtirazın İptali (Kaçak elektrikten doğan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kaçak elektrikten doğan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE :Mahkememizce verilen ———– sayılı dosyada;
“Davacı vekili, davalı hakkında kaçak elektrik kullanımından dolayı tutanak tutulduğunu; kullandığı kaçak elektriğin tahsili yönünde başlatılan—- dosyasına haksız bir itiraz yaparak takibi durdurduğunu bildirerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazı —- kiraladığını; önceki dönemi içerecek şekilde kaçak elektriğin faturalandığını; kullanmadığı dönemden müvekkilinin sorumlu olmayacağını; takibe konu edilen faturanında hangi döneme ilişkin olduğunun belli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş,
Davanın İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davası olduğu; davacı taraf, davalı aleyhine kaçak elektrik kullandığından bahisle —–üzerinden icra takibinde bulunup, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %16,8 yıllık faiz uygulanmak suretiyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı bu icra takibine süresi içinde “borcum yoktur” şeklinde itiraz ettiği, itiraz üzerine takip durduğu, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenmiş,
Mahkememizce, kaçak elektrik kullanılmasına ilişkin tutulan tutanak getirtilmiş, tutanakta kaçak elektriğin davalı kullanımında olan ——gerçekleştiği,——— üzerine olduğu belirlenmiştir. Tutanakta ——- satış sözleşmesiz —— kullanıldığı” tespit edilmiştir. Davalı, kullandığı elektriğin —— ait olduğunu kabul etmekte olup ancak kiracı olduğunu, sadece kiraladığı dönemden sorumlu tutulması gerektiğini belirtmekle takibe konu kaçak elektriğinde önceki kiracılar tarafından kullanıldığını iddia ettiği görülmüş,
Mahkememizce öncelikle davalının savunması nazara alınarak hangi tarihler arasında kiracı olduğu araştırılmıştır. Muhtardan getirtilen kayıtlara göre davacımızın — tarihinden itibaren, —- isimli şahsın ise — itibaren ikamet ettiği bildirilmiştir. Bu resmi kayıt olup, beyana göre tutulan resmi kayıttır. Her ne kadar beyana göre davacımızın 31/10/2016’dan itibaren bu yerde ikamet ettiği yazılıysa da; davalımız beyanla sabit tutulup, kendi beyanına göre —bu yeri kiraladığı kabul edilerek o tarihten —- kadar ( fatura tarihine kadar ) sorumlu kabul edilmek suretiyle hesaplama yaptırılmış,
Bilirkişi bu çerçevede yaptığı hesaplamada,—- asıl alacak, 107,88 TL gecikme faizi, —- hesaplamıştır. Söz konusu olan hesaplama —— sayılı ilamında gösterilen hesaplama şekline uygun bir hesaplamadır. Bu nedenle mahkememizce bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm oluşturulmuştur. Bu hükümde davalı sadece yeri kiraladığı tarihle fatura tarihi arasında yapmış bulunduğu kaçak elektrik kullanımından sorumlu tutulmuş; bu miktar üzerinden gecikme faizi ve —- hesaplanmış; alacak likit olduğu ve bu miktara yönelik itirazda haksız bulunduğundan inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle;
DAVANIN KISMEN KABÜLÜNE,
Davalının —— sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile
Takibin —- asıl alacak, —- gecikme faizi,—- üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren, ödeme emrinde belirtilen miktar ve cinsinde faiz uygulanarak devamına,
2.288,89 TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Davalının reddedilen kısım üzerinden talepte bulunduğu kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,”
KARAR VERİLMİŞ,
İş bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş,
——– karar sayılı ilamında;
” Davacı şirket çalışanları —- tarihinde davalının işyerinde yapılan kontrollerde “—- tespit edilmekle davalı hakkında Kaçak /Usulsüz Elektrik Kullanım Tutanağı düzenlendiği, davalı hakkında—- tutarında dava konusu kaçak kullanım bedelinin tahakkuk edildiği , borcun ödenmemesi üzerine—- sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiği , davalının süresi içinde borca itirazı üzerine İİK 66.md gereğince ,takibin durdurulmasına karar verildiği ve yasal süre içinde itirazın iptale talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tes- pitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. ——
Eldeki davada; davalının —–kurulu olduğu, ” —— sözleşmesi bulunmaksızın enerji kullandığı sabit olup tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26/1-a md gereğince, perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın elektrik enerjisi kullanımı kaçak kullanım sayılmaktadır.
Eldeki davada, kaçak elektrik bedelinin hesaplanması noktasında ,davacı şirketin dava- lının işyerinde kurulu sayacın önce tarihte yapılan tahliye/kesme anındaki —– değeri ile kaçak tespitinin yapıldığı—- değerini dikkate alarak ve her hangi bir süre gözetmeksizin —- yaptığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise ;davalı vekilinin “davalının belirtilen adreste —- faaliyette başladığı ” yönündeki beyanı dikkate alınarak tutanak tarihine kadar geçen —— kaçak tahakkuk hesabı yapılmış olup davacının tahakkuku ile oluşan fark bu hesaplamadan kaynaklanmaktadır.
Ancak tutanak tarihinde yürürlükte bulanan—— “Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanması” başlıklı 28.maddesinde :
(1) 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki kaçak olarak —- miktarı, tüm tüketiciler için,
a) Öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş —— değerine göre,
b) Tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan —- bulunmaması durumunda, ihtilafsız aynı dönemki ——- miktarına göre hesaplanır. (b) bendi kapsamında, kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki aynı dönem, ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.
(2) Birinci fıkra kapsamında doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa, kullanım yerinin ———– olmamasına bakılmaksızın;
a) ———belirtilen —– olmamak üzere bağlantı gücüne ve ortalama günlük çalışma saatine göre,—– benzer yapılar göz önüne alınarak,
b) Diğer ——, tespit —– olarak alınan—– sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve —— göre, hesaplanır. Bu tür hesaplamaların yapılamaması durumunda, tüketilen elektrik enerjisi miktarı aynı—– bulunan benzer kullanım yerlerinin ortalama tüketimlerine göre hesaplanarak tespit edilir.”
“Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre” başlıklı 29.maddesinde :
(1)Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır.
a)26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak —– kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır….” denilmektedir.
Eldeki davada;
Kaçak tüketim miktarının tespit yönünden; dava konusu kaçak tespitinin ——– önceki abonenin tahliyesi nedeniyle 20/08/2014 tarihinde kapatılarak ———, davacının —– satış sözleşmesi bulunmadığı halde kapatılmış elektriği açarak kullandığı basittir.
Tüketim miktarı yönünden ;— doğru kaydetmediğine dair bilgi ve belge mevcut olmadığından , tüketim miktarı yönünden yönetmeliğin 28/1-a md gereğince —- alınmalıdır.
Tüketim süresi yönünden; davacı taraf önceki kapatma tarihi ile kaçak tespiti arasındaki dönemin hesaplamaya esas alınması gerektiğini , davalı vekili müvekkilinin buradaki kullanımının 01/05/2016 tarihinde başladığından bahisle önceki dönem itibariyle sorumlu tutulamayacağını kira sözleşmesinin ekte sunulduğunu beyan etmektedir. Bilirkişi raporunda da, davalı vekilinin beyanı esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Davacı taraf her ne kadar istinafında, — doğru tüketimi kaydetmesi halinde süreye bağlı olmaksızın —- gerektiğini iddia etmiş ise de, yönetmeliğin 29/1-a md deki hükümden böyle bir sonuca varmak mümkün olmadığından kaçak kullanım süresi ile ilgili doğru bilgi ve belgelerin varlığı araştırılması, bu bilgi ve belgelere ulaşılamaması halinde 90 günlük sürenin esas alınması gerekecektir.
Ancak UYAP ortamında ve fiziki dosya üzerinde davalı tarafa ait kira sözleşmesinin işbu dosya içinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
—-dosyaya gönderilen —– tarihli cevabi yazıda ” davalının bilinen işyerinin “———- olduğu, ———— olduğu ve mükellefiyet kaydının devam ettiği” belirtilmiş olup celp edilen —– tutanak düzenlenen ———— ———- tespit edilememiştir.
——– tarihli cevabi yazısında ———-belirtilen ——– bulunduğu, daha sonra dava dışı kişilerin olduğu” ,
Mahkemece—- ————– olan) ——–itibaren kimin/kimlerin oturduğu ” hususu sorulmuş, ilgili muhtarlığın cevabi yazısında ——– tarihinden itibaren bu adreste ikamet etmektedir ” şeklinde cevap verilmiştir.
Mahkemenin—— yazdığı müzekkerede kaçak tespit tarihinden sonraki kullanım durumu sorulmuş ve buna göre cevap verilmiş olup davalının bu yerde kaçak tespitinden önce kaydının bulunup bulunmadığı, hangi tarihte kayıt yapıldığı hususunu aydınlatmaya elverişli değildir.
——- ortamından ——– ——–sorgulamada davalının ” —————– itibaren ve—————– konusu adresin de kaçak tespiti yapılan adres ile ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki deliller davalının kaçak kullanım süresini tespit yönünden yeterli bilgi ve belge içermediğinden ;davacının kaçak tespiti yapılan adres itibariyle kaydının bulunup bulunmadığı ve hangi tarihten itibaren kayıtlı olduğu hususu ilgili ——- ——- yeniden sorulması, davalının dava konusu yere ilişkin kira sözleşmesinin dosyaya ibrazı ile yönetmeliğin 29/1-a md gereğince kaçak kullanım süresinin ve buna göre talep edilebilecek kaçak kullanım bedelinin tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Dava konusu alacağın haksız fiil teşkil eden kaçak elektrik tüketiminden kaynaklanmış olup likit alacak vasfı taşıyıp taşımadığı hususu da değerlendirilmelidir.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi ka- rarının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. “
DENİLMEK SURETİYLE,
Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya mahkememize geldiğinde yeni esasımıza kaydedilmiş,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı nazara alınmak suretiyle davalının kaçak kullanım süresinin tespiti yönünden vergi dairesiyle ve muhtarlıkla yeniden yazışmalar yapılmış; kaçak elektrik tüketimine konu olan yerin ——– olduğu belirlenmiş,
Bu belirlemeden sonra yeniden bilirkişi incelemesine karar verilmiş,
Bilirkişi ——- tarihli raporunda kira dönemini ——— yılında başladığını,—– cevabına göre davalının bu tarihte kaçak elektrik tutanağı tutulan yeri kullanmaya başladığı; her ne kadar bu adreste —–tarihinde çıkmış ise de icra takibine konu faturanın 01/11/2016 tarihli olduğu bu nedenle 01/05/2016 – 31/10/2016 arasında ( fatura döneminin sonuna göre ) hesaplama yapılması gerektiği belirlenmiş; bilirkişi de bu tarihler arasında yapılan hesaplamada davacının icra takibine konu alacağı asıl alacak yönünden 6.640,52 TL alacağın doğduğunu, bunun gecikme zammının 309,89 TL olduğunu, KDV sinin de 55,78 TL olduğunu belirleyerek rapor hazırladığı,
Bilirkişi raporunun hesaplama şekli ve gerekçeleriyle yerinde olduğu,
Takip konusu miktarla önemli ölçüde fark çıkmış ise de bunun hesaplama şeklinden kaynaklanmadığı, idarece davalının çok uzun bir dönem kaçak elektrik kullandığının kabulüyle icra takibine konu miktarın hesaplandığı oysa bizzat muhtar kayıtları ve kira sözleşmesine nazaran davalının 01/05/2016 tarihinde kaçak elektrik kullanılan yere taşındığı, bundan önceki dönemden sorumlu olmayacağı o tarihle fatura döneminin sonuna kadar hesaplama yapıldığı nazara alınmak suretiyle hüküm kurulmuş; takip konusu alacağın kaçak elektrikten kaynaklandığı bu sebeple likit olmadığı da nazara alınarak inkar tazminatına hükmedilmemiş, alacağın—- alacak olmadığı ortada iddia edilen dönem kadar olmasa da bir süre kaçak kullanımı söz konusu olduğu sebebiyle davalının kötü niyetli takip tazminatı da reddedilmiş; aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının ——— sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 6.640,52 TL asıl alacak, 309,89 TL gecikme zammı, 55,78 TL KDV olmak üzere toplam 7.006,19 TL üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren ödeme / takip talebinde belirtilen miktar ve cinsinde faiz uygulanarak devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
Alacak kaçak elektrik kullanımından doğduğu ve likit olmadığı nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Reddedilen kısım üzerinden davalının kötü niyetli takip tazminatı talebinin de şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 478,17 TL peşin ilam harcının mahsubu ile bakiye 433,58 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 514,07 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile—– bilirkişi inceleme ücretleri 2.200,00 TL’nin kabul ve ret oranları gereğince 217,28 TL’lik kısmının toplamı 731,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki —- gereğince davacı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, reddedilen kısım üzerinden ise 9.640,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar nedeniyle davalı için kesin, davacı yönünden karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.