Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/71 E. 2021/500 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/71 Esas
KARAR NO: 2021/500
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2015
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE: Mahkememizin —-sayılı dosyasında;
“Davacı vekili, davalı ile aralarında—— teminat altına alınmış olduğunu; depoda — tarihinde yangın çıktığını, davalı sigortanın bir miktar ödeme yapmasına rağmen zararın tamamını gidermediğini; bakiye kalan —-alacakları için —- tarihinde—- başvurulduğunu; —- uyuşmazlığın çözümü —görevlendirerek olayı —-tevdi ettiğini; hakem heyetinin konuyu inceleyerek ———- alacaklarına hükmettiğini; ancak davalının konuyu —-taşıyarak;—- karar vermesi gerektiğini; bu süreyi ancak iki tarafın rızası ile uzatabileceğini; kendilerinin rızasının bulunmadığını;—– tarihinde verilen kararın yok hükmünde olduğunu ileri sürdüğünü;— davalıyı haklı bulduğunu — verilmeyen hakem heyeti kararının —- olduğunu belirterek, kararı kaldırdığını; kendilerinin bu kararı temyiz ederek—- taşıdıklarını; ancak — kararının onandığını ve kesinleştiğini; artık dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek; sigorta poliçesi gereği,—–hüküm altına alınan—- bakiye kalan alacaklarının, sigortaya ihbarın —– tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, süresi içinde verdiği cevap dilekçesi ile; davacı şirketin aktif dava ehliyetinin bulunmadığını; zira davanın —- tarihinde açılmadan evvel —-tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini; bu sebeple davanın aktif dava ehliyetinden reddi gerektiğini; ayrıca davanın vekaletsiz açılması üzerine kendisine mahkemece ve tensiple kesin süre verildiğini; davacı vekilinin bunun üzerine —- tarihli vekaletname sunduğunu; bu tarihten önce davacı şirketin —– terkin edildiği için tüzel kişiliği sona erdikten sonra verilen vekaletin de geçersiz olduğunu; davanın bu sebepten de usulden reddi gerektiğini; kaldı ki davanın zamanaşımına da uğradıktan sonra açılmış olduğunu; zamanaşımı nedeniyle de reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, sigorta poliçesine davalı olarak; sigortalı tarafından sigorta şirketine açılan alacak davasıdır. Taraflar arasındaki sigorta ilişkisi ve ——- tarihinde meydana gelen yangının, sigorta süresi içinde çıktığı ihtilafsızdır.
Mahkememizce, —- evrakları, hakem kurulu kararı, bu karara davalının itirazı üzerine —- kararı ve bu kararı onayan —– kararı incelenmiş; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Dava anında davacı şirketin gerçekten de—-terkin edilmiş olduğu sabitse de; dava ehliyetine yargılama anında kavuşulması halinde artık davanın reddine karar vermek gerekmeyeceği; nitekim davacı yanında —– hükmüyle; bu dosyamızla sınırlı olarak davacı şirketi ihya etmiş; karar kesinleşmiş, böylece aktif dava şartına ilişkin dava şartı bilahare sağlanmıştır.
Davalının son celsede zapta geçilmek suretiyle zaman aşımı defi de incelenmiş olup; —– maddesi gereği, UYUŞMAZLIĞIN HAKEM ÖNÜNE GELMESİ İLE ZAMAN ŞIMI SÜRESİNİN KESİLECEĞİ; zaman aşımının kesildiğinde, kesilen tarihten itibaren zamanaşımının baştan itibaren, yeniden işlemeye başlayacağı; bu sebeple uyuşmazlığın hakem önüne geldiği — tarihinde zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı; artık —- yıllık zamanaşımının uygulanabilmesi için, borcun hakem kararına bağlanması gerekeceği; olayımızda bunun söz konusu olmadığı; zira verilen hakem kararının “YOK HÜKMÜNDE” olduğu; davacıya —- madde gereği kıyas yoluyla — günlük bir sürenin tanınabileceği; zira hakemin —- aylık sürenin dışına çıkabilmesi için tarafların rızasını alması gerekeceği; almadığı, bu sebeple davacıya —tarihinden itibaren——- sürenin tanınabileceği; bu sürenin sonunda dava zamanaşımının dolacağı; davanın ise bundan çok sonra —— tarihinde açıldığı nazara alınarak; davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
Denilmek suretiyle davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiş,
İş bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş,
——- hükmünde,
“Dava, sigorta hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında, başlangıç tarihi —, bitiş tarihi — olan ” —- gerçekleştirildiği, davacı şirket işyerinde—tarihinde meydana gelen yangın sonucu hasar oluştuğu, ekspertiz çalışmaları ile birlikte taraflarca mahkeme vasıtası ile bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alındığı, davalı sigorta şirketinin —– davacı aleyhine başlatılan icra takip dosyalarında İİK 89/1. haciz ihbarı sonucunda,- başka alacaklıya ise —- olmak üzere toplam —-hasar bedeli ödediği, davalı şirket temsilcisi ve dava dışı gerçek kişiler hakkında —- esas nolu soruşturma dosyası sonucunda, sanıklar hakkında sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık suçlaması ile —– kamu davası açıldığı, davada davalı sigorta şirketinin katılan olarak yer aldığı, —– sanıklar hakkında delil yetersizliğinden ayrı ayrı beraat kararı verildiği , kararın henüz kesinleşmediği, davacı sigorta şirketinin İş bu mahkemeye açılan davadan önce —- tarihinde —– karar sayılı karar ile, başvurunun kısmen kabulü ile —- hasar bedelinin — tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile tahsiline karar verildiği, sigorta şirketi tarafından hakem heyeti kararına yapılan itiraz üzerine,—- itiraza ilişkin hususların düzenlendiği kanunun ——– süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olmasınında yer aldığı, kanun hükmünün açık olmasına rağmen uyuşmazlığı çözmekle görevli hakem heyetinin sürenin uzatılmasına ilişkin açık ve yazılı muvafakatname istemediği, belirtilen süre içinde süre uzatımının yapılmamasının sürenin uzatılması olarak kabul edildiği, sürenin —- ay daha uzatılması konusunda davalı sigorta şirketinin yazılı muvafakatının alınmadığı, kanun hükmü gereğince dört aylık süre sonrasında hakem heyeti tarafından dosyanın iadesi yönünde karar alınarak dosyanın —— tevdi edilmesi ve tahkim tarafındanda görevli mahkemeye gönderilmesi gerekirken incelemenin devam ettirilerek karar oluşturulduğu, usulüne uygun olarak muvafakatname alınmamış olması nedeniyle ilk dört aylık süre aşılarak hakem heyeti tarafından yapılan inceleme ve verilen kararların yok hükmünde olduğu, — —- istinaden hakem kararının yasal sürede verilmediğinden kaldırılmasına ve dosyanın görevli mahkemeye tevdi etmesi için sigorta tahkim komisyonuna iadesine karar verildiği, kararın —– maddesi gereğince saklanmasına karar veren —- dosyası üzerinden itiraz hakem heyeti kararının temyizi sonucunda, hakem kararının yok hükmünde sayılmasına dair kararın —– ile onandığı, davacının yaklaşık bir yıl sonra —- tarihinde mahkemedeki davayı açtığı konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık, dava konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davalı sigorta şirketinin İİK 89/1. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnameleri sonucu davacıdan alacaklı olan üçüncü kişilere yapmış olduğu ödemelerin zamanaşımını kesip kesmediği, Somut olayda ceza zamanaşımı süresinin uygulanıp uygulanamayacağı ve mahkemece delillerin eksik toplanıp toplanmağı ve söz konusu eksikliğin varlığı halinde davanın sonucuna etkili olup olmadığıdır.
Somut olayda, sigorta hukukuna ilişkin düzenlemelerin yer aldığı—– ilgili hükümleri ile zamanaşımı ile ilgili —- maddelerinin değerlendirilmesi sonucu tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yerinde olacaktır.Dava konusu yangın olayı —- sayılı kanunun eski hukukun ve—- yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına , bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse o kanun hükümleri uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu yasanın ——– yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü sürelerin eski hukuka tabi olduğu vurgulanmıştır. Düzenleme kapsamında olay tarihinde geçerli olan—hükümleri uygulanacaktır.Yine —— uygulama şekli hakkındaki —- yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere , bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına , bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse , kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı,—- maddesinde ise,—-yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam edeceği belirtilmiştir.Bu düzenlemeler kapsamında yasa hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmiştir.—— gereğince, sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir.Aynı düzenlemeye —-verilmiş ve sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir.Somut olayda yangın olayının gerçekleştiği tarih olan —- tarihinden itibaren —- günlük ihbar süresi de eklendiğinde iki yıllık zamanaşımın dolduğu tarih —– tarihinde yani iki yıllık zamanaşımından sonra açılmıştır. Bu konularda farklı bir düzenlemenin olmadığıda gözetilerek iddia ve somut olayın özelliğide gözetilerek —-zamanaşımı konusunun değerlendirilmesi gerekecektir.—– dava tarihinde yürürlükte bulunan ——-sebepleri arasında —-ifadesi ile kesilme sebepleri arasında, alacaklının dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurması icra takibinde bulunması ya da—– masasına başvurmasına yer verilmiştir.Somut olayda davacı hakeme başvurmuştur.Ancak hakem kararı yok hükmünde kabul edilerek bütün sonuçları ile ortadan kalkmıştır.——- maddesinde, yeni sürenin başlaması üst başlığı altında, zamanaşımının kesilmesi ile borcun ikrar edilmesi veya karara bağlanması halinde yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı, borcun bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış sa yeni sürenin her zaman on yıl olacağı belirtmiştir.Somut olayda, davacının İş bu davayı açtığı tarihte bir hakem kararı yoktur, zaten davacı hakem kararının yok hükmünde olmasına ilişkin itiraz hakem heyeti kararının —-tarafından onanması aşamasından sonra yok hükmünde olan hakem kararının kabul ettiği tazminat miktarını dava konusu yapmıştır. Diğer bir husus ise, davalı sigorta şirketinin dava dışı davacı alacaklılarının başlatmış oldukları icra takip dosyalarında gönderilen—— haciz ihbarları sonucu yapmış olduğu ödemelerinin—–belirtilen zamanaşımının kesilme sebeplerinden kabul edilip edilmeyeceğidir. Yasada, borçlunun borcu ikrar etmesi, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Somut olayda özellikle davalı sigorta şirketinin rizikonun teminat kapsamında olmadığına dair savunması ve ceza davasında katılan sıfatı ile yer almasından dolayı borcu ikrar etmiş kabul edilemez , bir an için dava dışı üçüncü kişilere ödemeleri kısmen ifa olarak kabul edilse dahi yapılan ödeme tarihi —-maddeye göre zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir süre işlemeye başlayacağından zamanaşımının kesildiği kabul edilen ödeme tarihi—– tarihinden dava tarihine kadar yine iki yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Ayrıca bir an için hakem kararının yok hükmünde olmayıp, talebin reddi şeklinde sonuçlanmış olsa bile davacı, —- maddede düzenlenen davanın reddinde ek süreye dair düzenlemede yer verilen — günlük ek süreyide ,hakem kararının onama ilamının tebliğ edildiği —- tarihinden itibaren —- gün içinde görevli mahkemeye başvuru süresi dahil olmak üzere en geç —- tarihinde dava açması gerekirken davayı bu süre içinde açmadığından bu süreyi de geçirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konularından bir diğeri de, davacı şirket yetkililerininde bulunduğu ceza dosyasının mevcudiyeti nedeniyle davacı şirketin uzamış Ceza zamanaşımından yararlanıp yararlanamayacağıdır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat İstemi ile ilgili olarak zamanaşımının düzenlendiği—–, tazminatın Ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zamanaşımının uygulanacağı belirtilmiştir.Somut olayda öncelikle , davacı haksız fiile dayanarak davalıdan tazminat istememektedir. Tazminata esas olan sigorta sözleşmesidir. Ayrıca uzamış Ceza zamanaşımını ancak gerçek kişiler , haksız eylemin faili aleyhine uygulanır. Davalı sigorta şirketi aleyhine uzamış ceza zamanaşımının uygulanması mümkün değildir. Ayrıca —— motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplere dair zamanaşımı düzenlemesi olup somut olayda uygulanması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 142. maddesi gereğince, ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra tahkikata başlanmadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’iler hakkında karar verilmesi gerekeceğinden, ayrıca dosyada zamanaşımı def’ini değerlendirecek yeterli delilerin mevcudiyetide dikkate alındığında davacı vekilinin delillerin yeterince toplanmadığı iddasınında yerinde olmadığı, davanın zamanaşımın süresinden sonra açıldığı, davalının yapmış olduğu zamanaşımı def’inin yerinde olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir”
ŞEKLİNDE DENİLMEK SURETİYLE İSTİNAF TALEBİ REDDEDİLMİŞ;
Bunun üzerine davacı taraf kararımızı temyiz etmiş, —- olayda ceza zaman aşımının uygulanması gerektiğini, davalı sigorta şirketi tarafından yangının şüpheli olması sebebiyle davacımız aleyhine de savcılığa şikayette bulunduğunu; mahkememizde açılan davadan önce savcılığa başvurduğu, savcılık başvurusunun —— nezdindeki yargılama devam ederken gerçekleştiğini; sigorta tahkim komisyonu nezdindeki yargılama sürecinin tüm aşama ve sona erip kararın kesinleştiği tarihten çok sonraki bir zamanda —- yangının sigortadan menfaat temini için kasten çıkartılmasına ilişkin cezai yargılamasında verilen beraat kararının kesinleştiğini; davalı şikayetiyle başlatılan ceza yargılamasında, yangının davacı ya da davacıyla ilişkili kişiler tarafından kasten çıkarıldığının tespit edilmesi halinde zararın teminat dışı kalacağı da gözetilerek zaman aşımı değerlendirmesinin ceza zaman aşımına göre yapılmasının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olacağından bahisle —kararının bozulmasına karar verildiği, dosyanın mahkememize iade edildiği; iade üzerine de— kaydedildiği görülmüştür.
Taraflar arasında iş yeri sigorta poliçesinin mevcut olduğu, — tarihinde ve sigorta süresi içinde yangının çıktığı, sigorta tarafından davacı sigortalının zararının ödenmediği ihtilafsızdır.
—-ve yangın sigortası genel şartlarının —maddesi gereğince olayımızda zaman aşımı süresinin — olduğu, bu sürenin de dolduğu da ihtilafsızdır.
—- mahkememiz arasındaki uyuşmazlık olaya ceza zaman aşımının uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere , haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemiyle ilgili olarak zaman aşımının düzenlendiği eski ——- cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zaman aşımının uygulanacağı vurgulanmıştır.
Şu husus önemle vurgulanmalıdır ki, ceza zaman aşımı sadece başlama tarihi ve süre yönünden ceza hükümlerine tabi olup, diğer tüm hususlarda borçlar kanunu hükümlerine bağlıdır. Bu nedenle hukuk mahkemelerinde uygulanan ceza zaman aşımının kesilme ve durma nedenleri hüküm ve sonuçları tamamen borçlar kanunu hükümlerine göre belirlenmelidir. Hukuk mahkemesinde uygulanan ceza zaman aşımı borçlar kanununda ön görülen nedenlerle kesilmişse yeniden işleyecek süre ceza kanununa göre değil borçlar kanununa göre—–belirleneceğinden kesilmeden önce geçen süre tamamen silinecek yeni baştan aynı ceza zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
Somut olayda davacı sigorta poliçesine dayanarak davalıdan tazminat istediği için haksız fiile ilişkin uzamış ceza zaman aşımından faydalanamaz. Tazminata esas olan sigorta sözleşmesidir.
Kaldı ki, uzamış ceza zaman aşımının ancak gerçek kişiler haksız eylemin faali aleyhine kullanır. Somut olayda ceza hukuku yönünden şikayetçi olan sigorta olup, iddia edilen eylemin faili davacımızdır. Bu nedenle davacımız uzamış ceza zaman aşımından faydalanamaz. Bu ceza zaman aşımından faydalanacak olan sigorta şirketidir, sigorta şirketi ödeme yapmış olsaydı sigortalısına karşı açacağı rücuan tazminat davasında bu zaman aşımından faydalanabilirdi. — zaman aşımı ve hak düşürücü süreler —-zaman aşımının sadece suç teşkil eden fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı hususunda öğreti ve Yargıtay arasında görüş birliği vardır. ——– fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı ” denilmesinden elbette zaman aşımı davacıya ilave süre verilmek suretiyle bir hak bahşedeceği sebebiyle, suçun mağduruna bu imkanın sağlandığı şüphesizdir. Hal böyle olunca, geçirdiği ceza soruşturması ve ceza yargılamasında fail olan davacımızın uzamış ceza zaman aşımından bu yönden de faydalanamayacağı mahkememizce belirlenmiştir.
Geriye zaman aşımı defi hakkının kötüye kullanılması kalmakta olup; zaman aşımı hakkının kötüye kullanılması hali normal zaman aşımı süreleri için geçerlidir. Örneğin, borcunu sürekli olarak ödeyeceğini, maddi durumunun yakında düzeleceğini belirtmek suretiyle alacaklıyı kandırmak gibi. Uzamış ceza zaman aşımı yönünden defi hakkının kötüye kullanılması söz konusu olamayacağı gibi kaldı ki, bir an için bu durumda da mümkün görülse dahi; defi hakkının kötüye kullanılması için alacaklının ” KANMASI / KANDIRILMASI ” gereklidir. Olayımızda bu da gerçekleşmemiştir. Zira, davacımız kendisi aleyhine başlatılan ceza soruşturması ve ceza davasının bitmesinden çok önce hakem heyeti önüne gitmiş ve ceza davası devam ederken daha sonuçlanmasına uzunca bir süre varken elimizdeki iş bu davayı açmıştır. Yani, hele bir ceza yargılaması sona ersin, benim suçlu olmadığım ortaya çıksın ondan sonra ben alacak talep edeyim dememiştir. Bu nedenle olayımızda zaman aşımı defi hakkının kötüye kullanılması da söz konusu değildir.
Bu gerekçelerle önceki kararımızda direnilmesi gerekmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, mahkememizin ilk kararı da davanın zaman aşımından reddine ilişkindir. Ancak, —- ilamı gereğince bu hususların açıklanması gerektiğinden açıklanan bu hususlar YENİ BİR KARAR niteliğinde olmayıp, zorunlu olarak gerekçenin açıklanması niteliğindedir. Bu sebeple kararımız direnme kararı niteliğindedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
MAHKEMEMİZİN —– HÜKMÜNDE DİRENİLMESİNE,
Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
Alınmış bulunan —– harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, —- nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak ve oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 01/07/2021