Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/679 E. 2023/724 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/679 Esas
KARAR NO:2023/724

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 11/10/2021

KARAR TARİHİ: 08/11/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davalının—- şantiyesinde bulunan, ——-binayı satın aldığını, bu binanın bulunduğu yerden sökülüp —– davalıya ait konut projesinde kullanılmak üzere kurulumu için de davacı firma ile anlaştığını, büyüklüğü 977,61 m2 olan çelik yapının söküm ve kurulum işi, araç gereç ve sair malzeme davalıya ait olmak üzere 78.208,80 TL (KDV hariç) olduğunu, yarısı söküm sırasında yarısı da kurulum sırasında ödeneceğini, davacının söküm için 10/11/2020 tarih, KDV dahil 46.143,19 TL’lik fatura düzenlediğini, davalı tarafça bu fatura bedeline istinaden 10.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, bakiye kısım ödenmediği için 36.143,19 TL asıl alacak üzerinden 16/11/2020 tarihinde —— sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiği, davacının davalı şirketten kuruluma ilişkin de KDV dahil 46.143,19 TL tutarlık fatura karşılığı alacağının bulunduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu İtirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa takip talebinde yazılı tür ve oranda faiz işletilmesine karar verilmesini, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 03.07.2020 tarihinde sözleşme imzalandığını , işbu sözleşmeye göre; büyüklüğü 977,61 m2 olan çelik yapının söküm ve kurulum işi 78.208,80 TL (KDV hariç) bedel ile gerçekleştirileceğini, yarısı söküm ve nakliyat işleminden sonra geri kalan yarısı da kurulum işlemi bitirildikten sonra ödeneceğini, ancak davalı firma işin daha hızlı bitirilmesi ve firmalar arasında ödemeye ilişkin karşılıklı güven sorunu yaşanmaması adına davacı firmaya 07.08.2020 tarihinde 10.000,00 TL tutarında avans ödemesi yaptığını, davacının sözleşme gereği taahhüt ettiği işi zamanında ve gereği gibi gerçekleştiremediğini, davacının uhdesindeki işçilerinin gecikmeli de olsa şantiyede iş başı yapmasının hemen sonrasında davacı firma işçilerinin şantiyede uyuşturucu madde kullandığı tespit edildiğini, bu konu ile alakalı adli vakıaya dahi davalı şirket dahil olmak zorunda kaldığını, gerek işin gereği gibi ifa edilememesi gerekse de adli vakıalar üzerine müvekkili firmanın işin tamamlanması hususunda farklı bir firma ile anlaşarak işi nihayete erdirdiğini, davacının işi gereği gibi ve zamanında tamamlayamamasına rağmen davalı tarafa 10.11.2020 tarihli, KDV dahil 46.143,19 TL tutarında fatura düzenlediğini, işbu faturaya davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, davacı firma ise sanki itiraz hiç yokmuş gibi fatura üzerinden 16.11.2020 tarihinde ———— sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davacı yan tarafından her ne kadar ödeme emrinde borç, faiz ve takibin ferileri talep edilmişse de ödeme emrinin tebliği itibariyle tahakkuk etmiş bir borç bulunmadığını, ilgili ödeme emrinde belirtilen borca, faize ve borcun ferilerine itiraz edildiğini,, bunun üzerine takibin durdurulduğunu, taraflar arasında akdedilen
sözleşmenin ”İşin Süresi” başlıklı 5. Maddesi; ”Demontaja en geç 04.07.2020 tarihinde başlanacak. 15 gün söküm 15 gün kurulum olacak şekilde prefabrik hazır hale getirileceğini, Söküm Tarih: 15.07.2020, Sevk Tarihi: 04.08.2020, Teslim Tarihi: 30.08.2020” davacı işbu sözleşmede belirtilen tarihlere itibar etmediğini ve işi yerine getirmediğini, Nitekim bu durum, işin teslim tarihi ile davalı tarafça kabulü mümkün olmayan e-arşiv faturanın düzenlendiği tarih arasındaki geniş zaman diliminden de anlaşılacağını, davacının ifa etmediği bir edim için fatura kesmiş olması kötü niyetli olduğunu, davacı şirket tarafından—- sayılı dosyası üzerinden yapılan takibin iptaline, talebi mümkün herhangi bir alacak mevcut olmadığını bu nedenle davacının faiz, yargılama giderleri, icra inkar tazminatı ve icra vekalet ücreti taleplerinin reddine, davacının haksız ve kötü niyetli şekilde itirazın iptali davasını açması sebebiyle davacının %20′ den az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tanığı ——talimat duruşmasında: “Ben —— saha şefi olarak çalışıyordum. —- bulunan —— benim çalıştığım —– şirketi iş yapıyordu bu sebeple ben—– bulunuyordum.—–şirketi ——– tüm işlerinde çalışan personelinin barınması için 3 katlı prefabrik bir ———- yeri yaptırmak istediğini biliyorum bunun için de ——- kurulum yapıldığı gördüm. Ancak bu 3 katlı yapının iskeleti bitmiş iç kısımları yapılmamış bir haldeydi. İşçiler kendi firmaları olan ——– Şirketinden para alamadıkları için işi 2 ay geciktirmişlerdi. Bunu orada çalışan işçilere sorarak öğrendim. Hatta şantiye alanında alkol kullanıldığını biliyorum. Hatta polisin gelip işlem yaptığını da biliyorum ancak ne konuda işlem yaptığını bilmiyorum. Benim çalıştığım —— yetkilileri bana kurulması istenilen 3 katlı yapıdaki tüm eksiklikleri bir tutanağa geçirerek orada — adına yetkili bulunan kişiye imzalattırmamı istediler. Bende eksiklikleri tespit ederek karşılıklı imza attık. Ben herhangi bir şey teslim almadım. Şirketler arasındaki fatura ve benzeri parasal işlemlere dair bilgim yoktur. Daha sonra —— başka bir firma ile anlaşarak yapının tamamlamasını sağladı. Hatta —-şirketi ———-şirketinin bazı çalışanlarının yol paralarını ve harçlıklarını elden verdiği görümdü. Benim bilgim bu kadardır. Tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.

DELİLLER:Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tanık beyanı, icra dosyası—- çıktıları,—— kayıtları, bilirkişi raporu.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen ————– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 36.143,19 TL Asıl alacağın tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın fatura alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan davalının ——sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptaline yönelik olduğu görüldü, ve %20 icra inkar talebine yönelik olduğu görüldü. Mahkememizce —– numaralı dosyasında tanık —— için talimat yazıldığı tanığın beyanlarının alındığı anlaşılmıştır. Tarafların delilleri toplanarak, dosyanın mali müşavir ve inşaat mühendisi bilirkişiye verilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Dosyada mübrez heyet bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Tacir olan her iki tarafın 2020 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onayları ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir beratlarının süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacının Alacak Talebi, Teslim Tesellüm Yönünden: Takip konusu fatura alacağına ilişkin tarafların ticari defter kayıtları ve dosya kapsamında sunulan diğer deliller irdelendiğinde; davacının 17.11.2020 takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde davalı taraftan 46.143,19 TL alacaklı gözüktüğü, davalının ticari defterlerinde ise takip konusu faturanın kayıtlı olmadığı, raporun 4.c bölümünde incelendiği üzere e-arşiv fatura portali üzerinden düzenlendiği ve davalı tarafından 18.11.2020 tarihinde noter aracılığı ile faturaya itiraz edildiği, davacının takip talebinde alacağının 36.143,19 TL tutarlık kısmını talep ettiği, Dosyasına ibrazlı “TUTANAKTIR – ———- başlıklı belgenin incelenmesinde; davaya konu 2 katlı çelik konstrüksiyon şantiye binasının, ——- sökülmek suretiyle —— kısmi malzeme ve
montaj eksiklikleri ile birlikte —–tarihi itibariyle sorumlu ——–olduğu yazılı kişi imza karşılığında teslim alındığı, Tüm bu hususlar çerçevesinde davacının alacak talebine ilişkin hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, FAİZ: davacının takip öncesi faiz talebinin bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi için herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olduğudeğerlendirilmiştir. Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır. Yukarıda yapmış bulunduğum açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK’ nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kanaatlerini bildirmişlerdir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafın —— şantiyesinde bulunan çelik binayı satın aldığı, bu binanın sökülüp ———- taşınması için davalının davacı ile anlaştığı, sözleşme uyarınca işin görülmesi için tarafların KDV hariç 78.208,80 TL bedel belirledikleri, sözleşme işi bitip nakliyesi yapıldıktan sonra tutarın %50’sinin nakit olarak davacıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Eldeki davanın ise dava konusu çelik binanın söküm işinin tamamlanmasına rağmen sözleşmede kararlaştırılan tutarın yarısının davcıya ödenmesi gerektiği halde 10.000,00 TL’nin ödenmesi nedeni ile bakiye tutarın davalıdan tahsili talebi ile açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça 10/11/2020 tarihinde 46.143,19 TL faturanın kesildiği, davalının 18/11/2020 tarihinde davacı şirkete ihtarname göndererek şirketlerine gönderilen faturaya itiraz ettiklerini, işin süresinde teslim edilmediğini ihtar ettikleri görülmüştür. Davacı şirketçe dosyaya sunulan 12/11/2020 tarihli teslim tutanağında binanın davalı şantiyesine getirildiği, şantiye şefi tarafından tutanağın imzalandığı anlaşılmaktadır. Şantiye şefi talimat yoluyla dinlenmiş, talimat duruşmasında “…Benim çalıştığım———– firması yetkilileri bana kurulması istenilen 3 katlı yapıdaki tüm eksiklikleri bir tutanağa geçirerek orada ———- şirketi adına yetkili bulunan kişiye imzalattırmamı istediler. Bende eksiklikleri tespit ederek karşılıklı imza attık..” beyanda bulunmuştur. Eldeki davada davacının talebi çelik binanın sökülerek davalıya ait şantiyeye taşınma işlemi sonrası sözleşmede belirlenen bedelin kendilerine ödenmesidir. Teslim tutunağında ismi bulunan şantiye şefinin beyanlarında da çelik binanın davalının şantiyesine taşındığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça fatura kesildikten ve karşı yana gönderildikten sonra davalı tarafın ihtarname ile işin süresinde teslim edilmediğini bildirmeleri ve faturaya itiraz etmeleri dava konusu alacağa davacının hak kazandığı gerçeğini değiştirmeyecektir. Şöyle ki, davalı tarafça her ne kadar çelik binanın 30/08/2020 tarihinde teslim edileceği hususunun sözleşmede kararlaştırıldığı, davacının ihtarname tarihinde dahi teslimatı yapmadığı ileri sürülmüş ise de teslim tutanağının tarihi 12/11/2020’dir. Bir diğer ifadeyle ihtarname tarihi itibari ile dava konusu çelik bina davalıya teslim edilmiştir. Kaldı ki, sözleşmede belirlenen teslim tarihinden hemen sonra davalı tarafça ihtarname çekilmemiş, davacı tarafça fatura kesildikten sonra ihtarnamenin çekildiği görülmüştür. Eldeki davada davacının talebi söküm işinin tamamlanması sonucu bedelin kendilerine ödenmesidir. Eldeki davada davacı bu edimini yerine getirmiştir. Davalı tarafça teslim tutanağının sonradan dosyaya sunulduğu iddia olunmuş ise de, davacı taraf teslim hususunu ispat külfeti altında olup, bunu tahkikat aşamasında her zaman ispat edebilecektir. Tüm dosya kapsamındaki delillerden davacının çelik binayı davalıya teslim ettiği ve sözleşmedeki bedelin kendilerine ödenmesine hak kazandığı kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiş, alacağın kaynağı sözleşmeye dayanıp davalı borçlu tarafından bilinebilir ve likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Davalının ———- sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 36.143,19 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden sonra takip talebinde belirtilen cins ve oran üzerinden faiz işletilmesine,
2-Asıl alacak olan 36.143,19 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.468,94 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 436,52 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.032,42 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile 436,52 TL peşin harç olmak üzere toplam 495,82‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücretinin ve 335,25 TL posta,tebligat giderinin toplamı 1.935,25‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 08/11/2023