Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/670 E. 2022/473 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/670 Esas
KARAR NO: 2022/473
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/10/2021
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin bir yeminli mali müşavirlik firması olduğunu , müşterisi olan ——alanında hizmet verdiğini , bu nedenle davalı taraf ile ihtiyacı olan hizmeti firmalarından almak için —- yapıldığını, söz konusu hizmetlerin Davalı — tam ve eksiksiz olarak sunulmasına rağmen bu güne kadar Müvekkil Şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlu şirket ile defalarca sözlü olarak iletişime geçilmiş olmasına rağmen arada yapılan ödemeler dışında herhangi bir ödeme de yapılmadığını, bu ödemelerin toplamının ise —- olduğunu, bakiye alacağın tahsili için —–sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, dosya borçlusu davalı şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmesine rağmen borçlu şirket tarafından kötü niyetli olarak “Müvekkil —- arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı” gerekçesi ile itiraz edildiğini, bunun üzerine vaki itirazın kaldırılması için — ile itirazın iptali davası açtıklarını, ancak bu defa da taraflarından sehven takipsiz kalan dosyanın —- günü işlemden kaldırıldığını, müvekkilinin verdiği hizmet bedelinin tamamının ödenmemesi akabinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi ve vekilleri aracılığı ile itiraz etmiş olmalarından dolayı temerrüde düştüklerinin açık olduğunu iddia ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile —– ödeme emrinin karşı tarafa tebliğ tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir cevap dilekçeside vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen ——sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden —— alacağın davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
—- Sayılı dosyasının gerekçeli kararı celp edilip incelenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, Davacı tarafın davalıya mali müşavirlik alanında hizmet verip vermediği, aralarındaki sözleşmeye istinaden sözleşmeye istinaden ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığına yönelik olduğu görüldü.
Tüm deliller toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, Davalı taraf incelemeye katılmadığından, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; Davacı ile Davalı Arasında —- yılında sözleşmeden doğan ticari ilişkinin bulunduğu, Davacıya ait incelenen —-yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin ve — yıllarına ait yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TIK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ,davacının ——– yıllarında e-defter mükellefi olduğu , e-defter beratlarını süresi içinde oluşturduğu, davacının yasal defterlerinin delil teşkil edebileceği, Davalının inceleme gün ve saatinde incelemeye iştirak etmediği gibi yasal defterlerini de ibraz etmediği, Davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacının davalıdan dava tarihi itibariyle ——- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilerek, Davalı taraf incelemeye katılmadığından, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacı ile Davalı Arasında—- yılında sözleşmeden doğan ticari ilişkinin bulunduğu, Davacıya ait incelenen —- yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin ve—- yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TIK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ,davacının—–yıllarında e-defter mükellefi olduğu , e-defter beratlarını süresi içinde oluşturduğu, davacının yasal defterlerinin delil teşkil edebileceği, Davalının inceleme gün ve saatinde incelemeye iştirak etmediği gibi yasal defterlerini de ibraz etmediği, Davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacının davalıdan dava tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, ——–kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —- alacağın ödenmediğini ve —– sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama sertifakaları sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken——- maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile
kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Hükmü gereğince HMK 222 maddesi anlamında tacir bulunan tarafların defterleirinin delil olarak kabul edilmesi için her iki tarafın kayıtlarının birbirini doğrular nitelikte olması gerektiği, davacı kayıtları ile belirlenen alacağın davalıya çıkarılan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen defter ibraz edilmemesi nedeni ile davacının kayıtların doğruluğunu ispata engel olduğu, engel olduğu vakıanın sonuçlarına katlanması gerektiği, bu hususun ——- niteliğinde olduğu, davalının tacir olması nedeni ile defter tutmadığını da iddia edemeyeceği, usul hükümlerine göre davanın açılmamış sayılma kararı temyizi kabil bir karar ise de, derdestlik yönünden kararın kesinleşmesini aramaya gerek olmadığı, davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava kendiliğinden ortadan kalkacağından ve derdest olmaktan çıkacağ——- davalıya ödeme emri tebliğ edildiği ve davalı tarafça ödeme emrine itiraz ettiği ve temerrüt koşulları gerçekleşeceği kanaatine varılarak davanın kabulü ile —– Alacağın itiraz tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KABULÜ ile,
—Alacağın —— tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 59,30 TL başvurma harcı, 481,27 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olarak toplam 549,07 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 966,00 TL masraf olmak üzere toplam 1.515,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.925,07 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 481,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.443,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davadan önce arabuluculuğa başvurulduğu, sonuç alınamadığı nazara alınarak, her ne kadar arabuluculuk ücretinin davalıdan alınıp hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekiyorsa da, sisteme arabuluculuk ücreti dekontu taratılmadığından; arabuluculuk ücretinin hazine tarafından dava ya da takibe konmakla muhtariyetine; davalıdan bu yoldan tahsil edilmesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——-Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 15/06/2022