Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/631 E. 2023/910 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/631 Esas
KARAR NO:2023/910
DAVA:Alacak (Hizmet Anlaşmasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/09/2021
KARAR TARİHİ:14/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Anlaşmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:Davacı vekili, taraflar arasında 01/01/2012 den başlayan 3 yıl düreli bir anlaşma imzaladığını, —–gereğince davalının davacıya ait tesisleri kullanarak ürettiği ürünleri gemilere yükleme ve/veya getirdiği ürünleri kendi tesislerine iletme işini davacının üstlendiğini; sözleşmenin 17. Maddesi gereğince 1’er yıllık uzatma ile devam etmekte iken, davalıca keşide edilen ——- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin 2021 yılı için yenilenmediğinin bildirildiğini; sözleşmenin 5.1.1 maddesi gereğince davalının ”10 USD / ton” hesabıyla minimum 50.000 ton / yıl geçiş yaptırmayı taahhüt ettiğini, 50.000 ton ürün geçişi yapamadığı takdirde de bedelini ödemeyi, kalan kısmı için yine 1 USD / ton cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini; 10 USD/ ton hesabının daha sonra taraflarca 9 USD/ ton olarak kararlaştırılarak uygulandığını; davalının 2020 yılı içerisinde 28.965 ton ürün geçişi yaptırdığını; 21.035 ton eksik geçişin söz konusu olduğunu; davalıya gönderilen 05/01/2011 tarihli iadeli taahhütlü yazı ile ”eksik kalan 21.035 ton için ve her ton 9 USD cezai şartın tahakkuk ettirileceği, fakat 2021 yılında bu eksiklikliğin telafi edileceği taahhüt edilirse sözleşmede belirtilen cezai şartın istenmeyeceğini davalıya bildirildiğinin; davalının olumlu bir cevap vermemesi üzerine ”eksik kalan 21.035 ton için ton başı 9 USD’den toplamda 189.319 USD’nin davacı şirkete ödenmesi için” —– yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, davalını ——- tarihli ——- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile talebi yerine getirmekten imtina ettiğini, bu nedenle 2021 yılına ilişkin talep ve hakları mahfuz kalmak koşuluyla sözleşmenin 5.1.1 maddesi gereğince eksik kalan 2020 yılının geçiş miktarı üzerinden hesaplanan 189.319 USD cezai şart bedelinin şimdilik 5.000,00 TL sinin 05/01/2021 tarihinden itibaren döviz cinsinden alacaklara uygulanan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare harç tamamlama işlemi ile talebinin 189.315,00 USD ye yükseltmiş; hal böyle olunca dosya yargılamayı devam ettiren hakimce heyete sevk edilmiş, mahkememiz heyetince davanın görülmesine devam edilmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili, taraflar arasında 11/12/2009 tarihinde imzalanıp 01/01/2012 tarihinde yürürlüğe giren ——- ile davalının münferiden veya diğer terminal kullanıcıları ile müştereken iptal ettiği ürünleri boru hattı vasıtasıyla davalı müvekkiline teslim edilmesinin amaçlandığını; sözleşmenin 3 yıl süreli olduğu 17. Madde uyarınca anlaşmanın sona ereceği tarihten 1 ay öncesinde fesih için ihbar yapılmazsa anlaşmanın 1 yıl ek süreyle uzatılmış olacağının kararlaştırıldığını, bu şekilde bir uzatmalar ile 2020 yılına gelindiğini; 2020 yılı anlaşma dönemi şartlarını belirlemek adına taraf yetkililerinin görüşme yaptığını, 2020 yılında Karadeniz’de ithal edilecek ürün darlığı olduğunu ve bu sebeple yıllık geçiş taahhüdünün yerine getirilmeyeceği ve 2020 yılı için anlaşmanın yıllık taahhüt / cezai şart ile ilgili 5.1.1 maddesinin uygulanmaması gerektiği ve bu kabul ile anlaşmanın fesih edilmeden yenilenebileceğini davacıya 30/11/2019 tarihinde yazılı olarak bildirildiğini; o günden bu yana davacı tarafın 1 yıldan uzun bir süre boyunca sessiz kaldığını, boru hattına da herhangi bir çekince koymadan 2020 yılı boyunca müvekkiline kullandırdığını; bu durumun müvekkilinde cezai şart talep edilmeyeceğine ilişkin haklı bir güven oluşturduğunu; davacının kötü niyetli olduğunu davanın sözleşmenin yenilenmesine yönelik iradesini sakatladığını, taraflar arasında yıllardır devam eden ticari ilişki kapsamında işin özelliği ve durumu gereği olarak davacının 1 yıldan uzun süre sessiz kalması TBK 6.madde uyarınca müvekkilin önerisine ilişkin açık bir kabulü beklemek zorunda olmaması sebebiyle anlaşmanın davalının önerisi kapsamında yenilenmiş kabul edilmesini gerektiğini; anlaşmanın 2021 yılı içinde geçiş miktarının taahhüdü ve cezai şart maddesinin uygulanmayacağının kabulüne dair sözlü görüşmelerden sonra 2020 yılı için olduğu gibi 2021 yılı içinde davalının iradesini sakatlayarak 05/01/2021 tarihli cezai şart talepli yazıyı gönderdiğini; davacının müvekkilinin anlaşmayı fesih etme hakkını kullanmasını engellediğini ve fesih bildiriminde bulunma süresi hemen geçtikten sonra cezai şart talebinde bulunduğunu, bir an için anlaşmanın aynı şartlarla devam etiği var sayılsa bile Covid-19 pandemisi ve —– ithalat darlığının mücbir sebep teşkil etmesi sebebiyle ve sözleşmenin 10.2 maddesinde düzenlenen mücbir sebebin varlığı halinde geçiş taahhüdü ve ton başı eksik geçiş nedeniyle cezai şart istenemeyeceği belirtilerek davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, sözleşmeye dayalı cezai şart alacağına ilişkindir.Taraflar arasında 01/01/2012 den başlayan 3 yıl süreli bir sözleşmenin varlığı ve bu sözleşmenin dava konusu olan 01/01/2020 den sonra devam eden 1 yıllık süre yönünden de yenilendiği hususunda ihtilaf yoktur. İhtilaf 01/01/2020 – 01/01/2021 tarihleri arasındaki eksik geçişten dolayı davacının 5.1.1 maddesi gereğince cezai şart talep edip edemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Davalı taraf, davacı ve davalı yetkilileri arasında görüş talebi gerçekleştiğini, davalı tarafça 01/01/2020 den itibaren başlayacak dönem için geçiş taahhüdü ve taahhüt edilen miktarların altında kalan kısım için cezai şart istenmesine dair sözleşme hükümlerinin; ——-ithal edilecek ürün darlığı ve Covid-19 bulaşıcı hastalığı sebebiyle sağlanamayacağının, bu nedenle taahhüt miktarı ve cezai şartla ilgili hükümlerin uygulanmaması şartıyla 2020 yılına dair süre uzatımını kabul ettiklerini, aksi takdirde akdi sona erdireceklerini davacıya bildirdiklerini; davalının bütün sene boyunca sessiz kalarak müvekkilinin iradesini sakatladığını, bunca yıldır devam eden akdi ilişki içinde davacının müvekkilinin teklifini kabul ettiğini düşündürdüklerini; bunun kötü niyetli olduğunu ve davanın bu nedenle reddine karar verilmesini istediği, taraflar arasındaki ihtilafında gerçekten davacının davalıyı güvendirip güvendirmediğini, bu yolda iradesini sakatlayıp sakatlamadıklarını ve bunun sonucuna göre de cezai şart isteyip isteyemeyeceği hususunda toplandığı belirlenmiştir.Mahkememizce taraf delilleri toplanmış olup, davalı tarafça davacının 2020 yılı için geçiş taahhüdü miktarınca emtia geçişini aramayacağına dair, bu hususu kabul ettiğine dair bir belge sunmamıştır zaten bu husus iddia da edilmemektedir. Sözleşmenin 17.maddesinde sözleşme süresi bitiminden 1 ay önce yazılı olarak taraflardan birince fesih bildirimi olmazsa sözleşmenin aynı şartlarla 1 yıl süreyle uzayacağı düzenlenmiştir. Düzenlemede açıkça yazılı bildirim ile ihbar kararlaştırılması yer aldığına göre bunun HMK 193 madde gereğince delil sözleşmesi niteliğinde bulunduğu, davalının bir takım mail yazışmaları sunduğu, ancak bunların kararlaştırmadaki yazılı bildirim koşulunu TTK 18/3 madde gereğince içermediğini, keşide ettiği ——- yevmiye sayılı ihtarnamesinin ise düzenlediği tarihe nazaran 31/12/2020 tarihi itibarıyla sözleşmenin sona erdirilmesi koşulunu sağlamadığı; 14/06/2021 tarihinde zaten Covid-19 salgınında etkisini yitirdiği; tarafların cezai şart uygulanmaması yönünden mutabakata vardıklarına dair herhangi bir delilin bulunmadığı ve sunulmadığı davalının ihtarname tarihine nazaran, davaya konu cezai şart tahakkukuna ilişkin 2020 takvim yılı ve davacının 05/01/2021 tarihli bildiriminin sonrasında düzenlenen bir ihtarname olduğu; taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1.1 maddesinde davalının yıllık 50.000 ton ürünün geçişini sağlayamadığı takdirde bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, niteliği itibarıyla bunun bir cezai şart kararlaştırması olduğu ifaya ekli cezai şat niteliğinde bulunduğu, davacının yeni yılın başında 05/01/2021 gün tarihli taahhütlü mektupla cezai şartın isteneceği fakat eksik kalan kısmın 2021 yılında taahhüt edilmesi halinde istenmeyeceğinin bildirildiğini, davacının bu yazısının ihtirazı kayıt niteliğinde olduğu ve cezai şart isteme hakkının düşmediği bu çerçevede sözleşmenin cezai şart ile ilgili hükümlerinin ayakta olduğu;—— gelecek ürün darlığının mücbir sebep niteliğinde bulunmadığı Covid-19 etkisinin kalkmış olduğu bu çerçevede davacının sözleşme gereği 189.319,72 USD cezai şart alacağının doğduğu belirlenerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.Yukarıda da belirtildiği üzere dava 5.000 USD üzerinden ve bunun TL karşılığı 42.500,00 TL gösterilerek açılmış olup; bilahare harç karılanırken kalan 184.315 USD için USD nin harç tamamlama tarihindeki değeri olan 19.336 TL üzerinden harç tamamlanmış ise de; alacağın döviz olarak istenmesi halinde karar ya da harç tamamlama tarihindeki değeri üzerinden değil, dava tarihindeki değeri üzerinden yargılama harçları ve vekalet ücretleri hesaplanır. Bunun aksinede yargıtay kararları bulunmakta ise de uygulamada ve yargıtayca çoğunluk olarak dava tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplama yapılmaktadır. 189.319,72 USD nin dava tarihindeki değeri 1.609.217,62 TL olduğundan harç ve vekalet ücreti yönünden bu miktar üzerinden hesaplama yapılmış; kararda davacının 10/06/2021 tarihli ve 13596 yevmiye sayılı ihtarnamesinde ödeme için 3 gün süre verilip aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı bildirildiği için ve 16/06/2021 de tebliğ olunduğundan temerrütün 20/06/2021 tarihinde gerçekleştiği kabul edilip o tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
189.319,72 USD’nin 20/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereğince kamu bankalarının amerikan doları cinsinden vadeli mevduata uyguladığı faiz uygulanarak davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Dava açılırken alınan ve bilahare tamamlanan 61.313,29 TL nin alınması gereken 109.925,61 TL den mahsubu ile eksik 48.612,32 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 61.372,59 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcıyla 3.000,00 TL bilirkişi inceleme ücreti ve 94,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 64.466,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Ara buluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 200.737,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 14/12/2023