Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/591 E. 2022/798 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/439 Esas
KARAR NO: 2022/847
DAVA: Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 16/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREKÇE:Mahkememizin —–karar sayılı hükmünde;
” Davacı vekili, —– tarihinde meydana gelen kazada davalının—- teminat altına almış olduğu —– plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarptığını; müvekkilinin kaza nedeniyle yaralandığını ve malul kaldığını; emekli olan müvekkilini kaza sebebiyle uğramış bulunduğu sürekli iş gücü kaybının belirlenerek davalıdan tahsili gerektiğini bildirmiş; fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik —- davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş; bilahare talebini ıslah yoluyla artırarak —- yükseltmiş,
Davalı vekili, —— plakalı aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortası olduklarını; teminat süresinin kaza anını kapsadığını ancak müvekkili sigorta şirketinin poliçe limiti ile ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru ile sınırlı olarak zarardan sorumlu olduğunu, bunların araştırılması gerektiğini; davacının maluliyete uğradığını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunduğu görülmüş olup;
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan maluliyet tazminatına ilişkindir. Davalı, kazaya karışan —- plakalı aracın kaza anında zorunlu sigortası olup, bu nedenle poliçe gereğince davacının zararından sorumludur. Ancak davalının bu sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde ve bu kusura isabet edecek maluliyet tazminatı ile sınırlıdır.
Mahkememizce öncelikle kusur yönünden rapor alınmış olup, mahkememize rapor veren bilirkişi heyeti tarafından davacı yayanın %75 kusurlu olduğu, davalı sürücünün %25 kusurlu olduğu belirlenmiş; olayla ilgili ——de yargılama yapıldığı, o dosyada alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen mahkeme kararında ise, asli kusurlunun davalı sürücü olduğu, davacı yayanın ise ikinci derece kusurlu olduğu tespit edilmiş ve buna göre hüküm oluşturulmuş; ceza dosyasında alınan raporla ve kararla mahkememizdeki kusur raporunun çelişmediği nazara alınarak ceza yargılamasının sonucu beklenmemiş; davalı sürücünün %25 kusuru nazara alınmak suretiyle aktüer hesap bilirkişisinden davacının zararı yönünden rapor alınmış; alınan raporla davacının sürekli sakatlık tazminatı olarak isteyebileceği miktarın —– olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce —— rapor alınmış olup, alınan raporla davacının maluliyet oranı %5,3 olarak tespit edilmiştir. Mahkememizce bu rapor ve gerekçeleri yerinde bulunmuş ve hükme esas alınmıştır.
Gerek kusur yönünden gerekse hesap bilirkişisinin tespit ettiği miktar yönünden alınan raporlar gerekçeleri ile birlikte mahkememizce kabule şayan bulunmuş; davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün—– yaya geçidi ya da kavşak bulunmayan yerlerde yayalar taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartıyla ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler” şeklindeki düzenleme nazara alınarak davacının hızla yaklaşan ve sola doğru baktığı için kendisini görmesi mümkün olmayan sürücünün ilk geçiş önceliğinin vermemesinden dolayı davacının %75 oranında kusurlu olduğu; dava dışı sürücünün ise yapım onarım alanlarına girerken hızını azaltmadığı, kaza yerininde böyle bir yer olduğu nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş; davacının emekli olduğu herhangi bir işte çalışmadığı bu nedenle asgari ücret üzerinden maluliyet tazminatının taktiri gerektiği ve yaşı ile muhtemel yaşam süresi nazara alınarak hazırlanan raporla da —– tazminata hak kazanacağı nazara alınarak davanın bu miktar üzerinden kabulüne “
Karar verilmiş,
Mahkememiz kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, ——— sayılı hükmünde, kusur yönünden verilen raporların çeliştiği; dosyada kaza tespit tutanağının bulunmadığı, olay nedeniyle —— dosyada alınan rapordan sürücünün asli davacının ikinci dereceden kusurlu olduğu tespit edilerek buna göre hüküm oluşturulduğu, mahkememiz dosyasında ise —- tarihli raporla sürücü ve davacının %50’şer kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda dava dışı sürücünün %25, davacımız olan yayanın %75 kusurlu olduğu tespit edilerek; davalı—– %25 kusurlu tutulmak suretiyle karar verilmesinin yerinde olmadığı, mutlaka —– rapor alınıp çelişki giderilmek suretiyle inceleme yapılmasının gerektiği işaret edilerek mahkememiz kararı kaldırılmış,
Mahkememizin yeni esasına kaydedilen dosyada, — kaldırma kararı doğrultusunda —- rapor alınmış, —— —- tarihli raporunda;
” Sürücü —- sevk ve idaresindeki aracı ile olay mahalli yolda seyir halindeyken gereken dikkatini yola vermesi, müteyakkız seyretmesi, kavşakta bulunan yayanın konumunu dikkate alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, olay mahalli kavşakta bulunan davacı yayaya karşı zamanında etkin tedbir almadan çarptığı kazada %70 kusurludur.
Davacı yaya —- olay mahalli kavşakta bulunduğu sırada seyir halinde olan vasıtaların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, korunma tedbirine başvurmadığı anlaşılmakla meydana gelen kazada %30 kusurludur. “
Şeklinde tespit yapılmış, bu —– raporunun ceza dosyasında hükme esas alınan raporla da çelişmediği görülmüş,
Bu tespit mahkememizce hükme esas alınmış, sürücünün ve dolayısıyla davalı sigortanın %70 oranında zarardan sorumlu olacağı kabul edilmiş;
Ancak hükmümüze esas alınan aktüer bilirkişi raporu üzerinden çok süre geçtiğinden ve bu değişen kusur oranları da nazara alınarak önceden rapor düzenleyen hesap bilirkişisinden ek rapor alınmış;
Hesap bilirkişisi davacının kaza nedeniyle isteyebileceği sürekli iş göremezlik tazminat alacağının —– olacağını belirlemiş;
Mahkememizce —- tarihli bilirkişi ek raporunun kusur oranlarına ve dosya kapsamına uygun olduğu, gerekçeleri ve hesaplama şeklinin de doğru olduğu kabul edilerek son hükmümüze esas alınmış,
Davacı vekili —– üzerinden harcı tamamlayarak bu bedelin tahsiline karar verilmesini ıslah yoluyla talep etmiş ise de;
Dava açılırken, dava dilekçesinin hiçbir yerinde ” belirsiz alacak davası ” açıldığına dair bir belirtim yapılmamıştır. Bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü mümkün değildir. Dava kısmi dava olarak açılmıştır, kısmi davanın bir kez ıslahı mümkün olup davacı ıslah etmek suretiyle talebini —- yükseltmiştir. Mahkememizin kaldırılan ilk kararı da bu bedel üzerinden verilmiştir. Kısmi dava bir kez ıslah edilebilir, ikinci kez ıslah mümkün değildir. Bu nedenle davacının ——– yönünden talebi saklı tutulmak suretiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davacının ——-yönünden dava / icra takibi hakkı mevcut olup, mahkememizce dava kısmi dava niteliğinde olduğundan, her ne kadar bu kısmın tahsiline ilişkin talep reddedilmiş ise de; bu kısım yönünden sadece miktarla belirlenmek suretiyle tespit hükmü oluşturulduğundan artık tespit edilen bu miktar üzerinden davacı haklı olduğu için; davalı lehine sanki bu kısım yönünden talep ret edilmiş gibi yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
——dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ” sürekli iş göremezlik tazminatı ” olarak davalıdan tahsiline davacıya verilmesine,
Davanın nitelik olarak kısmi dava şeklinde bulunması nedeniyle ve ikinci ıslahın bu nedenle mümkün olmaması nedeniyle davacı tarafın ikinci ıslah yoluyla talep ettiği 44.367,00 TL’lik artırıma yönelik talebin bu dosya için USULDEN REDDİNE,
Davacının 44.367,00 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatından doğan haklarının SAKLI TUTULMASINA,
Tamamı davacı tarafça karşılanan alınması gereken 352,20 TL harçtan peşin olarak karşılanan ve bilahare tamamlanan harçların mahsubuyla eksik 255,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 122,20 TL başvuru harcı ve nispi karar harcının tamamı ile; bozmadan önce 20 davetiye gideri 150,00 TL bozmadan sonra 10 tane elektronik tebligat gideri 55,00 TL’nin bozmadan önce bilirkişi inceleme ücreti 4.500,00 TL ve bozmadan sonra 400,00 TL’nin toplamı 5.117,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davacı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve vekalet ücreti asıl alacağı da geçemeyeceğinden 5.156,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 16/12/2022