Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/576 E. 2023/311 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/576 Esas
KARAR NO: 2023/311
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/02/2017
KARAR TARİHİ: 14/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREKÇE: Mahkememizin —– Karar sayılı dosyasında;
“Davacı vekili, müvekkilinin bir kısım köprü ve otoyolların işletmesini aldığını; davalı şirkete ait çok sayıda aracın bu köprü ve otoyollarından ihlalli geçiş yaptığını; bu ihlalli geçişler nedeniyle ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili için davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durduğunu bildirerek ;itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan % 20 icra inkar tazminatı takibine karar verilmesini talep ve dava etmiş,Davalı vekili, müvekkilinin 500’ten fazla ağır vasıtaya sahip bir araç filosuna sahip olduğunun, araçların tamamı için bankalardan ——- altıklarını, bankaya otomatik ödeme talimatı verdiklerini, bankada sürekli hesaplarının bulunduğunu, ancak davacı tarafın sadece 10 kat ceza alabilmek için tüm vatandaşlara olduğu gibi müvekkiline de yeterli bilgi vermeden icra takibi başlattığını; davadan önce asıl borcu ödediklerini, bankada ki hesaptan para çekmesi gereken davalının, kendisi sistemlerinden oluşan nedenlerden dolayı bu parayı çekememişse bundan müvekkilinin sorumlu olamayacağını; davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin takipten önce cevabı ihtar ile durumu davacıya bildirmesine rağmen icra takibine girişen davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak nedeniyle kötü niyetli tazminatı ve müvekkili ile kendi arasındaki 5.000,00 TL vekalet ücretininde HMK 329/1 gereğince davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuş,
Davanın, İİK 67 madde gereğince açılan itirazın iptali davası olduğu, davacı taraf ihlalli geçişlerden dolayı davalı aleyhine 1.815,60 TL geçiş ücreti, 18.156,00 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 19.971,60 TL üzerinden icra takibinde bulunmuş; asıl alacak davalı tarafından ödenerek, ceza tutarı olan 18.156,00 TL yönünden yapılan itirazlar, ceza miktarı yönünden takip durmuş; iş bu davada 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenmiş, Mahkememize, ihlalli geçişlere ilişkin belgeler ibraz edilmiş, davalı tarafta, ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen araçlara ilişkin banka ekstrelerinin ve görüntülerini sunmuş; mahkememizce otomatik ödeme talimatı verilen banka ile yazışma yapılmış; tüm deliller toplanmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Toplanan deliller çerçevesinde, davalının söz konusu araçlar yönünden —–aldığı, almış olduğu bankaya, geçişler yönünden ödeme yapması için otomatik ödeme talimatı verdiği; ancak her ne şekilde olduğu belli olmayan içinde geçiş ücretlerinin otomatik ödeme talimatına rağmen çekilmediği/ çekilemediği belirlenmiş olup; otomatik ödeme talimatına rağmen neden çekilemediğinin tesbiti mümkün değildir. Ancak, geçişler karşılığında davalının hesabından herhangi bir para çıkmadığı davalınında kabulünde olup; bu sebeple geçiş bedellerinin iş bu davadan önce davalı yanca ödendiği anlaşılmaktadır. Fakat, getirtilen banka belgelerinden ihlali geçiş tarihlerinde de olmak üzere, davalının —– hesaplarında hiç bir zaman eksi bakiye gözükmediği, geçiş ücretleri için her zaman para bulunduğu; bu nedenle kendisine ceza uygulanamayacağı; bu durum davalı tarafça davalıya zaten bildirildiği, ihtarla gönderildiği nazara alınarak iş bu davanın açılması ve davalıdan cezai miktarı talep edilmesi yerinde görülmemiş davanın reddine karar verilmiş; ancak ortada geçiş anında alınmamış bir para bulunduğundan davacının kötü niyetli takipte bulunduğu söylenemeyeceğinden davalının kötü niyetli takip tazminatı talebi kabul edilmemiş; HMK 329/1 maddesine uygulanmasınada yer olmadığı nazara alınarak davanın reddine hükmedilmiş; Söz konusu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, —— Karar sayılı hükmünde;——sayılı dosyası incelendiğinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 13/12/2016 tarihinde 1.815,60 TL geçiş ücreti, 18.156,00 TL ceza ücreti olmak üzere toplam 19.971,60 TL alacağın tahsili amacı ile takip başlatılmış, ödeme emrinin 21/12/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı süresine içerisinde 27/12/2016 tarihli itiraz dilekçesi geçiş ücreti olan 1.815.60 TL’yi kabul ederek ceza bedeli olan 18.156,00 TL’ye itiraz etmiş, geciş ücreti ödendiğinden, dava itiraz edilen 9.682,00 TL ceza bedeli yönünden İİK 67. maddesi uyarınca yasal 1 yıllık sürede açılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık davacı tarafından işletilen ——– davalıya ait araçların ücret ödemeksizin geçişinden kaynaklanan ve geçiş tarihinden 15 günlük süre içerisinde geçiş bedelinin ödenmemesi nedeniyle ceza bedelinden davalının sorumluluğu tutulup tutulamayacağın belirlenmesi noktasındadır.
Davacı, davalıya ait 28 adet aracın 61 adet ihlalli geçişinden doğan toplam 18.156,00 TL ceza tutarını talep etmektedir. Davalı, sahip olduğu tüm araçların — sistemine kayıtlı olduğunu, —– dahilindeki tüm geçişler —- otomatik bakiye yükleme sistemiyle tahsil edildiğini, geçişlerin yapıldığı tarihlerde—- hesap bakiyelerinin devamlı para bulunduğunu hesabın eksiye düşmediğini, otomatik ödeme talimatına ve hesapta para bulunmasına rağmen geçiş ücretinin —— tahsil edilmemesinde kusuru bulunmadığını savunmuştur. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30. maddesinde geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali hali düzenmiş, 1. fıkrasında “Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin on katı tutarında idarî para cezası verilir.” ———
3. fıkrasında “Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen idari para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idari para cezaları tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu sürede ödenmeyen geçiş ücretleri ve idarî para cezaları 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir. Vergi daireleri tarafından tahsil edilen geçiş ücretleri, tahsilatın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar Genel Müdürlük hesaplarına aktarılır.”,5. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği —— belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.———–6. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücretsiz geçiş yapan araçlar, işletici şirket tarafından bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde en yakın trafik kuruluşuna bildirilir.”7. fıkrasında “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen 9. fıkrada “Bu maddenin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, yedinci ve sekizinci fıkraları Bakanlık tarafından işletilen otoyolları ve erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için; beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları ise Bakanlık tarafından 3996 sayılı Kanun ve diğer ilgili kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için de uygulanır.”,
25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 19. maddesi ile 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen Geçici 3. maddesinde “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.Mahkemece, davalıya ait ihlalli geçiş yaptığı iddia olunan araçların ——- sistemine kayıtlı olduğu, davacının işlettiği ——- geçişlerde otomatik ödeme talimatı verildiği ancak her ne şekilde olduğu belli olmayan içinde geçiş ücretlerinin otomatik ödeme talimatına rağmen çekilmediği/ çekilemediği belirlendiği, otomatik ödeme talimatına rağmen neden çekilemediğinin tesbiti mümkün olmadığı, ancak getirtilen banka belgelerinden ihlali geçiş tarihlerinde de olmak üzere, davalının —— hesaplarında hiç bir zaman eksi bakiye gözükmediği, geçiş ücretleri için her zaman para bulunduğu bu nedenle kendisine ceza uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin tespitleri hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, dosyaya sunulan banka kayıtlarından söz konusu araçların —– sistemine kayıtlı olduğu tespiti yapılmış ise de dava dilekçesinde davalıya ait toplam 28 adet aracın — adet ihlalli geçişinden ceza talep edilmektedir. Mahkemenin tespitinde dayanak yapılan davalı vekilince — içerisinde dosyaya sunulan banka kayıtlarından, davalıya ait —- adet aracın—–etiketinin banka tarafından satıldığı belirtilmiş ancak ihlalli geçiş yapıldığı iddia olunan —-adet araçtan —– plakalı araçların bankanın bildirdiği dökümanda yer almadığı dolayısıyla söz konusu üç aracın —- sistemine kayıtlı olup olmadığı tespit edilememiştir. Diğer bir husus mahkemece, otomatik ödeme talimatına rağmen geçiş ücretlerinin neden çekilemediği tespiti mümkün olmadığı ifade edilmiş ise de bu hususta banka ve davacı sistem kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan bu şekilde tespit yapmak mümkün değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş konusunda uzman bankacı ve bilgisayar mühendisi bilirkişi heyetinden davacıya ait sistem ile davalı —kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, ihlalli geçiş yaptığı iddia olunan tüm araçların —- sistemine kayıtlı olup olmadığı, her bir geçiş yönünden, geçiş anında yeterli bakiyenin olup olmadığı, bakiye yeterli olması durumunda geçiş ücretinin niçin sistemden tahsil edilemediği, bakiye yeterli değilse otomatik yükleme yapılıp yapılmadığı, otomatik yükleme yapmış ise geçişten itibaren 15 gün içerisinde davacı tarafça tahsilat yapılıp yapılmadığı/tahsilatın mümkün olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur denmek suretiyle,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE mahkememiz kararının kaldırılmasına;”
KARAR VERİLMİŞ DOSYA MAHKEMEMİZE İADE EDİLMİŞTİR.
Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı çerçevesince araştırma yapılmış, talimat yoluyla uzman bilirkişiden rapor ve ek raporlar alınmış olup;
Dosyanın son aşamada değerlendirilmesinde;
İhlalli geçiş bedellerinin geçiş anında davalıdan tahsil edilemediği ancak bilahare geçiş borçlarının davalı tarafından ödendiği; icra takibinin asıl alacak yönünden bu nedenle takipten sonra konusuz kaldığı, sadece cezai şart yönünden takibin hangi miktar üzerinden devam edeceği konusunda ihtilafın bulunduğu, alınan rapor ve ek raporlardan geçiş anında bankalarda geçiş ücretlerinin bulunup bulunmadığının tespitinin mümkün olmadığı, uygulamanın işleticisi olan —–firması tarafından durumun takip edildiği ancak geçmişe yönelik olarak ihlalli geçişler anında gerçekten geçiş bedelini sağlayacak miktarın bankalarda bulunduğunun tespitinin bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere belirlenemediği; öte yandan davacı şirketin banka kayıtlarında geçiş ücretlerinin bulunup bulunmadığını araştırma yükümlülüğünün olmadığı, böyle bir yükümlülüğünde kendisine izafe edilmesinin uygun olmadığı; sistem gereğince geçişten hemen sonra banka hesabından davacının hesabına geçiş ücretinin aktarıldığı, aktarılamıyor ise ve bu bir sistem hatasından gerçekleşmiş ise bundan davacıyı sorumlu tutmanın mümkün olmadığı, sistemdeki bozuklukların muhatabının dava dışı üçüncü şahıslar olacağı, bu nedenle davalının yapacağı ödemeleri hizmeti taahhüt eden dava dışı sorumlulardan rücu edebileceği nazara alınarak, davacı tarafın icra takibinde cezai şart isteyebileceği kanaatine varılmış; ancak cezai şartın takip anında asıl alacağın 10 katı iken bilahare yargılama devam ederken mevzuatla 4 kata indirildiğinden mahkememizce 4 kat miktarında olan 7.262,40 TL yönünden hüküm oluşturulmuş; ancak icra takibi ve dava tarihi itibariyle cezai şart 10 kat olup, yargılama esnasında 4 kata indiğinden davacı firmanın mevzuat gereğince bu değişikliğin yapılacağını bilmesi mümkün görülmediğinden reddedilen kısım yönünden haksız davaya davacının neden olmadığı dikkate alınmış, bu sebeple yargılama giderlerinin tamamı davalı tarafa yükletilmiş, davalı lehine reddedilen kısım yönünden de vekalet ücretine hükmedilmemiş; alacağın likit olduğu, hükmedilen kısım yönünden itirazın haksız olduğu belirlendiğinden inkar tazminatına da karar verilerek aşağıdaki karar tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının —— dosyasına yapmış bulunduğu itirazın kısmen iptali ile;
Asıl alacak takipten sonra ödenmiş bulunduğundan asıl alacak yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
Takibin 7.262,40 TL ceza tutarı üzerinden ve bu ceza tutarına takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
Ceza tutarı likit olduğundan 7.262,40 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Peşin olarak alınan harcın mahsubuyla eksik 285,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 241,61 TL harç ile 16 normal tebligat 6 elektronik tebligat gideri 138,30 TL ile bilirkişi inceleme ücreti 2.000,00 TL ve 220,00 TL posta gideri toplamı 2.599,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davacı taraf lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden 7.262,40 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Yukarıda gerekçeleri açıklandığı üzere davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar sebebiyle kesin olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.14/04/2023