Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/549 E. 2022/319 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/549 Esas
KARAR NO : 2022/319

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davalı tarafın
davacı taraftan mal satın aldığı, taraflar arasındaki bu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin davacı şirkete olan borcundan dolayı cari hesap alacağının tahsil edilememesinden ötürü, fatura ve cari
hesaba dayalı olarak—- asıl alacak olmak üzere borçlu şirket hakkında —— sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi üzerine dosyanın——. sayılı dosyasına kaydedildiği,—— sayılı dosyasında TK. 35.maddeye gönderilen ödeme emrinin borçlu şirkete— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket tarafından —-tarihinde borca itiraz edildiği, borçlu şirket her ne kadar herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibinde ödeme emrine, borca, ferilerine, ve faize itiraz etmiş ise de davacı şirketin muhasebe kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalı şirketin —- davacı şirkete borçlu olduğu, icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlunun borcunu ödememekte ısrar ettiği, borcu ödediğini
gösterir bir evrak da sunmadığı, davalı borcunun işbu takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibi durdurduğu, borcun ve ticari ilişkinin varlığı irsaliye, fatura ve cari hesap ekstresi ile sabit olduğu, alacağa konu fatura ve irsaliyelerin dilekçe ekinde sunulduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle borçlunun icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali, takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa
yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesinde ve icra takibinde iddia ettiği alacağın ne olduğunu beyan etmediği, taraflar arasında yapılmış bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığı, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya
ilişkiden doğan alacaklarını teker teker veya ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları tek tek alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine
ilişkin sözleşmenin cari hesap sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin yazılı yapılmadıkça geçersiz olduğu, taraflar arasında yazılı yapılmamış bir cari hesap sözleşmesi olmadığından davacı hesap ekstresine
dayalı bir talepte bulunamayacağı gibi iddia ettiği cari hesabın öncelikle kat etmesi gerektiği, davacı tarafından icra takibi öncesi yapılmış herhangi bir hesapta bir hesap kat ve muacceli yet ihtarının olmadığı, davacının ibraz ettiği faturanın açık fatura olduğu, davacı tarafından tek taraflı düzenlendiği, tek başına satım ilişkisinin ispatına yeterli olmadığı, faturada belirtilen malların davalıya teslim edildiğini, yazılı bir belge ile ispat edilemediğinden davacının iddiasının ispat edemediği, yukarıda arz ve izah edilen sebepler ve resen gözetilecek hususlarla, fazlaya ilişkin her türlü haklarımız saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatını davacının davalıya ödemesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve iddia etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen İcra ilamı incelemesi: Davacı taraf — tarihinde, alacağına ilişkin —- sayılı dosyasından —————, davalı borçlunun —– Ödeme Emrinde yetkiye, borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiği, bu kez davacı alacaklı ——. sayılı dosyasından—- tarihinde icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalının borçlunun yapılan ilamsız icra takibine ilişkin esas olmak üzere; borcun tamamına, ferilerine ve faize
itiraz etmiştir. İcra takibi durdurulmuş olup, devamında itirazın iptali davası nedeniyle, —–Mahkemesi’ne tevzi edilmiştir. Dava dosyasında sureti bulunan, davacı tarafın açmış olduğu icra dosyasının alacak kalemleri aşağıda belirtilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, —— dosyası ile davalı aleyhine cari hesap alacağı, fatura alacağına istinaden başlatılan takipten kaynaklı davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ve kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez mali müşavir bilirkişi raporunda özetle;
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden
değerlendirme neticesinde; A- Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı tarafın ——–
yıllarına ilişkin ——- açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, ——–
—– beratlarının ise süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davalı şirketin defter ve belgelerini ibraz etmediği bu nedenle ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, B- Davacının Alacak Talebi Teslim, Tesellüm Yönünden: Davacı taraf —- tarihli takip talebinde 3.167,40 TL tutarındaki cari hesap fatura alacağının tahsiline ilişkin başlatmış olduğu
takibe konu davacı alacağının kendi defter kayıtlarında yer aldığı, dosya kapsamında sunulan satış faturaları ve sevk irsaliyeleri raporun 4.d kısmında detaylı olarak incelenmiş olup; —– tutarlı faturalara ilişkin düzenlenen sevk irsaliyelerinin “Teslim Alan”
bölümünde davalı adına——imzasının bulunduğu, davacı tarafın takip konusu alacağını oluşturan faturalara ilişkin mal teslim ifasının ispatı bakımından davacının takip talebine isabet eden faturalardan kaynaklandığı, bu durumda davacının mal teslimine ilişkin ifasını ispatı gerektiği, bu yönde incelenen ——- tutarlı fatura/sevk irsaliyelerinde isim/imza bilgisinin yer aldığı, göz önünde bulundurulduğunda, dosya kapsamında aksinin yer almamasına göre ve davalı tarafından fatura içeriği mal/hizmet bedelinin ödediğine ilişkin somut belge sunulmamış olması nedeniyle Sayın Mahkemenin davacının keşide ettiği faturalar içeriği malları teslim ettiğini ispatladığı yönünde hüküm kurmak istemesi halinde, davacının —- alacağını talep edebileceği,
C- FAİZ: Davacının takip öncesi faiz talebinin bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi için herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; taraflardan birinin tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında faizi talebinin yerinde olduğu Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA
İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerini bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilerek, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacı tarafın ——yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, —-Yevmiye ve Defter-i —- beratlarının ise süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davalı şirketin defter ve belgelerini ibraz etmediği bu nedenle ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, B- Davacının Alacak Talebi Teslim, Tesellüm Yönünden: Davacı taraf — tarihli takip talebinde 3.167,40 TL tutarındaki cari hesap fatura alacağının tahsiline ilişkin başlatmış olduğu takibe konu davacı alacağının kendi defter kayıtlarında yer aldığı, dosya kapsamında sunulan
satış faturaları ve sevk irsaliyeleri raporun 4.d kısmında detaylı olarak incelenmiş olup; —tutarlı faturalara ilişkin düzenlenen sevk irsaliyelerinin —–bölümünde davalı adına” ——–imzasının bulunduğu, davacı tarafın takip konusu alacağını oluşturan faturalara ilişkin mal teslim ifasının ispatı bakımından davacının takip talebine isabet eden faturalardan kaynaklandığı, bu
durumda davacının mal teslimine ilişkin ifasını ispatı gerektiği, bu yönde incelenen 10 adet —— tutarlı fatura/sevk irsaliyelerinde — bilgisinin yer aldığı, göz önünde bulundurulduğunda, dosya kapsamında aksinin yer almamasına göre ve davalı tarafından fatura içeriği mal/hizmet bedelinin ödediğine ilişkin somut belge sunulmamış olması nedeniyle ve davacının —– takip tarihi — alacağını talep edebileceği,
—- Karar sayılı ——— tarihli kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —— alacağın ödenmediğini ve —– esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama sertifakaları sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda —- ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın——kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf,—– bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Hükmü gereğince HMK 222 maddesi anlamında tacir bulunan tarafların defterleirinin delil olarak kabul edilmesi için her iki tarafın kayıtlarının birbirini doğrular nitelikte olması gerektiği, davacı kayıtları ile belirlenen alacağın davalıya çıkarılan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen defter ibraz edilmemesi nedeni ile davacının kayıtların doğruluğunu ispata engel olduğu, engel olduğu vakıanın sonuçlarına katlanması gerektiği, bu hususun —–Sayılı kararları ile de yerleşik uygulama niteliğinde olduğu, davalının tacir olması nedeni ile defter tutmadığını da iddia edemeyeceğinden ve aksi yönde delil ibraz etmediği kanatine varılarak, davanın kabulü ile
Davlının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin—- asıl alacak yönünden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile davalının 3.167,40 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KABULÜ ile
1-Davalının—-Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 3.167,40 TL asıl alacak yönünden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile davalının 3.167,40 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 216,37 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 157,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 peşin harç toplamı 118,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 800,00TL bilirkişi ücreti ve 59,00TL posta giderleri olmak üzere toplam 859,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafın yapılan yargılama gideri olan 112,50 TL’nin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yararına —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Davadan önce gidilen —- —- ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olarak verilen karar açıkça okundu usulen tefhim olundu.