Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/546 E. 2022/418 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/546 Esas
KARAR NO : 2022/418

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı —- —- satın aldığını, davaya konu —- —- süresi içinde 2 kere arızalandığını ve —- yapılan işlemler sonucu —-ürünün onarılamayacağı sonucuna varıldığını, bunun üzerine müvekkilinin aynı ürünün —- verilmesini talep ettiğini ancak davalı şirket tarafından bu talebinin aynı ——–olmaması gerekçesi ile kabul görmediğini, müvekkilinin —- iadesi teklifinde bulunduğunu yine davalı —–tarafından bu talebinin de kabul edilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile; ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değiştirilmesini, eğer ayıplı ürünün —- değişimi mümkün değil ise ayıplı ürünün İİK 24. Mad. Hükmü uyarınca belirlenecek —-değerinin dava tarihinden itibaren———- ———- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği görüldü.
SAVUNMA: Davalı —-vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ————- kişi —– Müvekkili Şirketin sahibi bulunduğu —–üzerinden gerçekleştirdiği—– kapsamında —– satıcı sıfatıyla doğrudan kendisi ürün ve hizmet satışı yaptığı gibi aynı zamanda —- sıfatı ile diğer üçüncü kişi tacirlere de ürünlerini tüketicilere satmaları için ——— —-bir araya gelmeleri adına hizmet verildiğini, Davaya konu ürünün hiçbir şekilde müvekkili şirketin doğrudan tüketiciye sattığı bir ürün olmadığını, —- tarafından tüketicilere satılmış olan bir ürün olduğunu, Nitekim, dava konusu üründe müvekkili şirket tarafından değil, müvekkil şirketin 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında aracı hizmet sağlayıcısı olduğu ——— davacı adına fatura düzenlenerek satışı yapıldığını, bu nedenle davacı tarafından talep edilen hususların diğer davalı—talep edebileceğini beyan ederek davanın usul ve esastan reddini talep etmiştir.
Davalı — davaya cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle Davalı tarafından satışı yapılan ayıplı ürünün misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; Davacının—- aldığı, —- ayıplı olduğu ileriye sürdüğü—– belgeye dayandığı bu nedenle —— ayıpsız —–ile değiştirilmesine bu mümkün —–rayiç bedelinin tespiti ile tahsiline karar verilmesine ilişkin olduğu belirlendi.
Taraflar arasındaki akdi ilişki sabit olup, davacının davalı —— aldığı diğer davalının ise —– sabittir.
Davacı alıcı TBK 259. Madde gereğince ilk önce tercih —– yana kullanmış ise —– bu —– tamir edilemeyeceğine dair tespitinden sonra artık tercih hakkı ile bağlı tutulmasının mümkün olmadığı, diğer tercih hakkını kullanarak —- ile değiştirilme yada rayiç bedelini isteyebileceği değerlendirilmiştir.
Ancak dava esasına — davacıda olmadığı bizzat davacı vekilinin beyanına göre müvekkilinin —– dava dışı 3. Şahıs olan—— gönderdiği sabittir.
Mahkememizce—- yapılmış olup, —- orada bulunmadığı mahkememize bildirilmiştir. Davacı vekili de ——temin edemeyeceğini açık açık beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki yaşızmada davalı—- iade almayı kabul ettiği, ödenen bedeli de kendisinin iade edeceğini bildirdiği anlaşılmıştır. Ancak davacı bizzat sunduğu yazışmalarda —— bilahare değer kazandığını daha çok edeceğini belirterek —– vermeyeceğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacının alıcı olarak, iadeyi talep edebilmesi için —– elinde olması mahkemenin davayı kabul etmesi halinde —- ayıpsız mislini aldığı anda yada bedelini aldığı anda satın aldığı —- iade etmesi zorunludur. Bunun için de satın aldığı —– davacıda olması zorunludur. Ancak —- davacı da değildir. Bu nedenle misli ile değiştirilme kararı verilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde —– rayiç bedeline de hükmedilmesi halinde yine —–satıcıya iade edilmesi gerektiğinde ve bu mümkün olmadığından bu talep içinde kabul kararı verilmesi mümkün değildir. Kaldı ki davacı taraf ——rayiç bedelini istemekte olup —- değer kazandığını iddia etmektedir. Ancak ——elinde olsa da hükmün infazına kadar —- kullandığından “satılan şey kullanım bedelsiz para faizsiz” karinesi gereğince rayiç bedeli hükmedilemeyecek olup, davacının sadece kullanamadığı dönemde kullanamamaktan dolayı tazminat talebi hakkı görülebilecektir. Bu yöndende açılan bir dava olmadığından ve dava niteliği gereği “çoğun içinde az var ilkesi uygulanabilecek” bir dava olmadığından her iki davalı yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılırken alınan 104,17 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 23,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen tüm yargılama giderlerinin kendi uhtesinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar iş bu davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden— vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
6-Davadan ——-ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.