Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/527 E. 2022/366 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/527 Esas
KARAR NO : 2022/366

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/08/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin,—- taşımacılığı alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün —- kuruluşlarından olduğunu, davalıya talepleri üzerine verilen — hizmetleri neticesinde müvekkil şirketin, davalı borçludan 396,35 TL alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca müracaat edilmiş ise de herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini, bunun üzerine davalı tarafa karşı —. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, ancak davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine takibin durduğun 1, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline %20’den az inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen —-. sayılı dosyasının incelenemesinde; Davacı tarafırıdan davalı aleyhine ——-asıl alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, takipte borcun sebebi olarak açık hesaptan kaynaklanan alacağın gösterildiği,—- tebliğ edildiği, borçlu vekilinin————– bulan itirazı üzerir takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın———– kaynaklı hizmet bedeline yönelik faturadan kaynaklı davalı aleyhine başlatılan—— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptaline yönelik olduğu görüldü, ve %20 icra inkar talebi noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, —— beratlarının süresinde alındığı, usul ve yasaya uygun olduğu, kendi lehine delil olma özelliği taşıdığı, Davacı tarafınn düzenlediği faturada davalının adresinin —–” olarak gözüktüğü, ayrıca, davacı tarafından yapılan icra takibine davalının itiraz dilekçesiniri —–verildiği, davalı …— itiraz dilekçesinde —- adresinin yer aldığı, davalının adresinin yetki alanımız dışında olması nedeniyle nceleme yapılamadığı, Davacı tarafından düzenlenen —— teslim alan bölümünde ——– bulunduğu, Davacı şirketin defter kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davalıdan —— alacaklı olduğu, davalının —-kayıtlarının incelenmesinden sonra miktar yönünden değerlendirme yapılması gerektiği kanısına varıldığı, Tüm delilleriri takdiri, hukuki değerlendirmenin tamamı Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, dosya kapssımı üzerinde yapılan incelemeye göre oluşan kanaatini bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de ——- hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacı ——-defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı,—-beratlarının süresinde alındığı, usul ve yasaya uygun olduğu, kendi lehine delil olma özelliği taşıdığı, Davacı tarafından düzenlenen —– düzenlendiği, teslim evrakının teslim alan bölümünde —- isim ve imzasının bulunduğu, Davacı şirketin defter kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu,
—–Karar sayılı ve —– kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —- alacağın ödenmediğini —– esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı———alınarak teslimi gereken tamamlama —– sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama —— sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul —– için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.——- çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde —– kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Hükmü gereğince HMK 222 maddesi anlamında tacir bulunan tarafların defterleirinin delil olarak kabul edilmesi için her iki tarafın kayıtlarının birbirini doğrular nitelikte olması gerektiği, davacı kayıtları ile belirlenen alacağın davalıya çıkarılan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen defter ibraz edilmemesi nedeni ile davacının kayıtların doğruluğunu ispata engel olduğu, engel olduğu vakıanın sonuçlarına katlanması gerektiği, bu hususun —— ile de yerleşik uygulama niteliğinde olduğu, davalının tacir olması nedeni ile defter tutmadığını da iddia edemeyeceği kanaatine varılarak davanın kabulü ile Davalının ——-Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki hali ile aynen devamına, davacının icra inkar tazminatı talaebini alacak başlangıçta likit — kabulü ile 396,35 TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının—- Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
2-Davacının İcra İnkar Tazminatı talebinin kabulü ile 396,35 TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 peşin harç toplamı 118,60 TL ‘ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yararına —– —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Davadan önce gidilen————-ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktarı itibariyle KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu usulen tefhim olundu.