Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/518 E. 2022/676 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/518 Esas
KARAR NO: 2022/676
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili —– Sayılı dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —- sağlayarak danışanları ile ——- ilişki kurarak faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı —– tarihine kadar müvekkili şirkette—– olarak çalışmakta iken müvekkili şirketten istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, —– istifa ederken müvekkilin —-olan dava dışı —- müvekkil ile olan sözleşmesini feshetmesini sağlayarak yeni işe başladığı —-davalıların müvekkil müşterilerini —–yönlendirmesi sonucu eski müşterisini ve ticari itibarını kaybettiğini iddia ile meydana gelen haksız rekabetin tespiti ile müvekkillinin uğramış olduğu zarar sebebi ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı olmak kaydı ile şimdilik — maddi tazminat ile —- manevi tazminat toplamı — tazminatın —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı —- tarihleri arasında —– olarak çalışmaya başlamıştır. Bu süreçte davalı —-saatleri arasında haftanın —- kadar fazla mesaiye kalmıştır. Ayrıca—– çalışmış çalışmasının karşılığını alamamış bunu davacı şirkete bildirmiş fakat olumlu bir yanıt alamamıştır. Olumlu yanıt alamadığı gibi kötü muameleye ve istifa etmeye maruz kalmıştır. Davalıya —– tarafından da mail yoluyla istifa dilekçesi gönderilmiş ve davalı bu şekilde istifa etmiştir. Davalının istifa etmesinin diğer bir şirketlerle hiçbir ilişkisinin olmadığını cevap dilekçesinde açıkça belirtmiş olup davalı bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafların her ikisinin de tacir olması nedeniyle——- kaynaklı hallerde olmasından davalı görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğunu beyan etmiştir. Davacı —– arasında—– aykırı davranışları ise iş mahkemesinde görülecek herhangi bir davasının olmadığı söz konusu şirket ile davalı—-arasında herhangi bir bağın bulunmadığını söylemiştir. Davacının davalı —– yaptığı rekabet ilişkisi davalı istifa ettikten sonra başladığını davalı çalışırken böyle bir şeyin olmadığını belirtmiştir. —- rekabet yasağı ticaret mahkemelerinin görevli olduğu uyuşmazlığın, iş mahkemesinde görülmesi hukuka aykırıdır bu nedenle görevsizlik verilmesini talep etmektedir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle haksız rekabetten kaynaklı tazminata hükmedilmesine ilişkindir.
Dava ilk olarak—– sayılı esasında görülmekte iken mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen Görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilerek mahkememizin—– kaydedilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, haksız rekabetin olup olmadığı hususunun tespiti ve bundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
—– sayılı soruşturma dosyasının —— celp edilip incelenmiştir.
Davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar için iki ayrı yere talimat yazılmak suretiyle talimat mahkemelerince dinlenerek beyanları alınmıştır.
Davalı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar mahkememizce duruşmada dinlenerek beyanları duruşma tutanağına geçirilmiştir.
—– üzerinden celp edilip incelenmiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde —- inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi heyeti raporunda; Dosya içerisinde bulunan deliller ile yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda; Davacıya ait incelenen —– yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yaptırıldığı, Davacının —- olduğu, Davalıya —– yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yaptırıldığı, —- yasal süresi içerisinde —- yüklemelerinin yapıldığı, Davalının—- ait yasal defterlerinin delil niteliği taşıdığı, Davalı şahsın ve davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden bir eylemde bulunduğunun davacı tarafından ortaya konamadığı; bu nedenle somut olay açısından haksız rekabet için gerekli şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığını bildirmişlerdir.
Eldeki davada davacı vekili haksız rekabet iddiasının yanında davalı işçinin “rekabet yasağına aykırı davranışından” söz etmektedir. Fakat; dosya içeriğinde taraflar arasında imzalanmış herhangi bir——–maddelerinde düzenlenen —- uygulanması mümkün değildir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği —— sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir” Bu kapsamda rekabet yasağı sözleşmesinin öncelikle yazılı olması gerekmektedir. Somut olayımızda ———içeren yazılı bir iş sözleşmesi olmadığından bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu durumda somut olayımızda haksız rekabet şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin
incelenmesinde fayda vardır; —– uyarınca Haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Haksız rekabet hukukunun konusu dürüstlük ilkesine aykırı yöntem ve uygulamalara karşı emek ilkesi uyarınca emeğin korunmasıdır —–tanımlandığı üzere haksız rekabet; rakipleri ezmek ve onları —- kurallarına aykırı suretlerle başvurulan, kanuna, nizama, adaba ve teamüle göre teviz edilemeyecek hareketlerin kaffesidir ——— —- rekabete ilişkin genel ilkeyi ortaya koymaktadır. Dürüstlük kuralına aykırılık ya davranışlarla ya da ticari uygulamalarla olur. Davranışlar ve ticari uygulamalar iş etiğine, doğruluğa, dürüstlüğe ters, aldatıcı, yanıltıcı, kandırıcı olabilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 55 inci maddesinde fıkrasında haksız rekabet halleri sayılmıştır. Şöyle ki;
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, ——- ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
3. ——– hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
9. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
10. Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan——– oranlar üzerinden belirtmemek,
11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
12. İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
1. Kendisine emanet edilmi teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle,
gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
Kendisine karşı haksız rekabet fiilinin işlendiğini iddia eden taraf mahkemeden TTK’nun 56 ıncı maddesinde yer alan önlemlerden birini talep edebilir. Şöyle ki;
(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksı rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.
(2) Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de birinci fıkradaki davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler.
(3)——- göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler.
(4) Bir kimse aleyhine birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri gereğince verilmiş olan hüküm, haksız rekabete konu malları, doğrudan veya dolaylı bir şekilde ondan ticari amaçla elde etmiş olan kişiler hakkında da icra olunur.
Somut olayımızda davacı taraf kendisinde sigortalı olarak çalışan—— isimli çalışanın iş ilişkisi sonlanmadan davalı şirket ile anlaştığını ve akabinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, —-davacı şirketin çok sayıda ticari sırına vakıf olduğunu, davalı işten ayrılmadan önce dava dışı —- kendileri ile olan sözleşmesini fesh edip diğer davalı şirket ile çalışmaya başladığını ve dava dilekçesinde ayrıntılı olarak açılandığı üzere davalı eski işçi ile davalı şirketin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmektedir. Dava dilekçesinde davalılar tarafından hangi haksız rekabet eyleminin yapıldığını da belirtilmemiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde davacı tarafından haksız rekabeti ortaya koymak amacıyla bazı belgelerin sunulduğu görülmüş. Yargılama esnasında da taraflar tanık dinletmiştir. Tanık delilini değerlendirmek mahkemeye ait olmakla beraber tanık ifadelerinden davalıların haksız rekabet teşkil eden eylem ve davranışlar içerisinde oldukları sonucuna ulaşılamamıştır. Takdiri delil olan tanık beyanları hakkındaki nihai değerlendirme sayın mahkemeye aittir.
Davacı vekili dava dilekçesinde bir takım isnatlarda bulunmuş fakat; bunları destekleyici belgeler sunulmamıştır. —– isimli şahsın davacı şirketten istifa gerekçesiyle ayrılmış olması ve akabinde davalı şirkette çalışmaya başlaması haksız rekabetin kabulü için tek başına yeterli değildir.—– davacı şirket arasında —– olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda aynı sektörde faaliyet gösteren bir başka şirkette çalışmaya başlamak tek başına haksız rekabet olarak kabul edilemez. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde özel bir haksız rekabet halinden bahsetmemiş, genel olarak davalı şirketin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmiştir. Haksız rekabet hallerinin özel olarak düzenlendiği TTK madde 54 ışığında inceleme yapıldığında somut olayada TTK madde 54/c de düzenlenen haksız rekabet hallerinin olup olmadığının tespitinde yarar vardır. Somut olayda aşağıdaki haksız rekabet hallerin olup olmadığı irdelenmiştir.
c)Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
1.Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını
değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Somut olayımızda tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde davalı eski işçi ile davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden bir eylemde bulunduğunun davacı tarafından ortaya konamadığı bu nedenle; haksız rekabet için gerekli şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Maddi tazminat yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Manevi tazminat yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 80,70 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 17/11/2022