Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/492 E. 2023/76 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/492 Esas
KARAR NO: 2023/76
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ: 08/02/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA : Davacı vekili 16/07/2021 tarihli dava (ihtiyati haciz talepli) dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından——- adına kayıtlı olan işyerinin ——kapsamında her türlü zarara karşı sigortalandığını, poliçede —— olarak belirtilen —– adresinde 24.11.2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde 6.975,00 TL tutarında eksper raporuyla da tespit edilen maddi zarar oluştuğunu, maddi zararın müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini, müvekkili şirket tarafından —— zararının karşılanması için ödenen tutarın faizi ile birlikte ödenmesi için davalıya bildirimde bulunulduğunu, bildirime rağmen ödeme yapmayan davalı aleyhine, zararın rücuen tazmini için davalı aleyhine ——sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalı borçlunun borca ve yetkiye yapmış olduğu itiraz neticesinde icra dosyasının durdurulduğunu, akabinde dosyanın yetki itirazı nedeniyle—–gönderildiğini, ——-dosyasının da yine davalı borçlunun borca yapmış olduğu haksız itiraz neticesinde durduğunu, huzurdaki dava ikame edilmeden önce Hukuk Uyuşmazlıklarında —–bulunulmuşsa da anlaşma sağlanamadığını, —– tarihinde —— Numaralı dosyasından son tutanak tanzim edildiğini, Davalı ile sigortalı arasında ——Sözleşmesi akdedildiğini ve eksper raporlarında sigortalı iş yerinde davalı şirkete bağlı özel güvenlik görevlisi bulunduğunun belirtildiğini, yine eksper raporlarında sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı bakımından güvenlik görevlisinin hırsızların ilk geliş anında ve hırsızlık anında olayı fark etmediğinin belirtildiğini, davalının meydana gelen maddi zarardan sorumlu bulunduğunu, davalının Sigortalı ile akdetmiş olduğu sözleşme doğrultusunda ve kanundan kaynaklanan diğer sebeplerle Sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde oluşan maddi zarar nedeniyle sorumluğunun bulunduğunu, icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının talep edilen bedelin fahiş olduğu iddiasının haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda sigortacının halefiyeti zarar sigortaları için 1472. Madde de düzenlendiğini, zira halefiyet zarar sigortalarına hakim olan tazminat ilkesi/ zenginleşme yasağı ilkesinin sonucu olduğunu, müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi 1. Fıkrasına göre ödenen hasar bedeli nispetinde sigortalının haklarına halef olduğunu, müvekkil şirketin yapmış olduğu tazminat ödemesi, müvekkil şirket ile Sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi ve poliçesi ile teminat altına alınmış olan rizikonun gerçekleşmesi neticesinde yapıldığını, bu bağlamda müvekkil şirketin sigortalıya yapmış olduğu tazminat ödemesi neticesinde davalı borçluya karşı rücu ve dava hakkı olduğunun sabit olduğunu, müvekkili şirketin, davalı borçluya karşı rücu hakkının bulunduğunun ———- açıkça ortaya konulmuş olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalması kaydı ile; davalının ——dosyasında yer alan borcu bakımından teminatsız olarak veyahut Mahkemenin takdir edeceği teminat miktarı ile taşınırları, taşınmazları, banka hesapları ve malvarlığı üzerine ihtiyati haciz kararı vermesini, davalı tarafından ——— dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalının borca yapmış olduğu itirazının haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Sigortalı iş yerinde gerçekleşen olay tarihinin 24.11.2018 olmasına karşın davanın 16.08.2021 tarihinde açıldığını, zamanaşımını kesen sürelerin mahsubunda dahi 2 yıllık zamanaşımı süresinin aşıldığının görülmekte olduğunu, bu nedenle davacının talep haklarının zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, Davaya konu hırsızlık olayında davalı müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davalı müvekkil şirket ile dava dışı sigortalı şirket arasında —— akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca işin tanımının; “Şirketin işverenin tesisinde güvenlik görevini işverenin arzu ve istekleri doğrultusunda uygulanmasına ilişkin——-esaslarına ve diğer yasal mevzuat hükümlerine uygun olarak ve güvenlik ve dışardan gelecek tecavüz için caydırıcılık görevinin sağlanması ve bu amaçla ilgili personelin istihdamıdır.” şeklinde yapıldığını, bu kapsamda sözleşmenin 5. Maddesinde biri joker olmak üzere 3 personel ile hizmet verileceğinin belirlendiğini, dava dışı sigortalı ile sözleşme öncesinde görüşüldüğünü, güvenlik hizmeti için gerekli detaylar üzerinde anlaşıldığını, hizmet alan şirkete rapor sunulduğunu ve söz konusu iş yerinin güvenliği için hizmet alan şirketten 3 personel talep edildiğini, davalı müvekkil ile dava dışı sigortalının hizmet ilişkisi süresince güvenlik açığı yaratan hususların hizmet alan şirkete yazılı ve sözlü olarak tek tek sunulduğunu, Dava dışı sigortalı şirket, güvenlik hizmeti almış olduğu müvekkili şirketin, iş yerinde bulunan güvenlik zafiyeti hususundaki ikaz ve tavsiyelerine uygun davranmadığını, bu sebeple ortaya çıkan zarardan doğrudan sorumlu olduğunu, dosyaya ibraz edeceğimiz raporlardan da görüleceği üzere, güvenlik hizmeti alan iş yerinde fiziksel ve teknik bir takım güvenlik zafiyetleri olduğunun tespit edildiğini ve bu hususların müvekkili şirket yetkilileri tarafından rapor halinde dava dışı sigortalıya sunulduğunu, 29.08.2015 tarihli, 14.12.2016 tarihli, 08.11.2016 tarihli, 18.03.2017 tarihli, 20.09.2018 tarihli raporların dilekçeleri ekinde sunduklarını, bu raporlar incelendiğinde müvekkili şirketin, dava dışı sigortalı şirkete güvenlik açığı ile ilgili defaten ikazlarda bulunduğu ve bu açıkların giderilmesi için tavsiyelerde bulunduğunun görüleceğini, Dava dışı sigortalı iş yerinde daha evvelde hırsızlık girişimi yaşandığı ve müvekkil şirketin 18.03.2017 tarihli rapor ile bir takım uyarı ve tavsiyelerde bulunduğunu, raporun “Olay sonrası sonuç değerlendirmesi” başlıklı kısmında, hizmet verilen iş yerinde giriş çıkışların yoğun olduğu, bu sebeple vardiyalarda 2 personelin bulunması gerektiği, personel artışı yapılamıyorsa plaka tanıma sistemi bulunan elektronik güvenlik sisteminin kurulması gerektiği, iş yeri içinde bulunan firmaların kapılarına alarm sisteminin kurulması gibi bir dizi tavsiyelerde bulunulduğunu, ancak dava dışı sigortalı tarafından tavsiye edilen önlemlerin alınmadığını, yine 20.09.2018 tarihli yazıda, gece vardiyasının 2 personele çıkarılması gerektiğinin hatırlatıldığını, buna ilişkin fiyat analizinin de hazırlanarak hizmet alan şirkete sunulduğunu, ancak dava dışı sigortalı şirket tarafından, tavsiye edilen önlemlerin alınmadığını, raporların ekte sunulmuş olduğunu, Müvekkili şirketten hizmet alan dava dışı şirketin zararın önlenmesi açısından yükümlülüklerini yerine getirmediğini 6102 Sayılı TTK. 1448 mad. Müvekkili şirketin davaya konu zararda kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeple davacı şirketin rücu talebinin haksız olduğunu, Sigortalının zarar sorumlusuna karşı zarardan dolayı dava hakkının bulunması, sigortacının kanuni halefiyetinin gerçekleşebilmesinin önemli bir şartı olduğunu, bu durumun TTK. m. 1472’de de açıkça ifade edildiğini, davacı şirketin, dava dilekçesi ile iddia ettiği zararı ispat etmekle yükümlü olduğunu, ancak hırsızlık olayı sonucunda çalınan, zarara uğrayan eşyalara ait herhangi bir makbuz, fatura ya da ticari defter kayıtlarının sunulmadığını beyan ederek haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilmiş davanın öncelikle usulden, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, davanın ——- ihbarına, haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettiği görüldü.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Celp edilen —— Esas sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacağına istinaden 21/08/2020 tarihinde 7.384,90 TL alacağının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacının, dava dışı sigortalısına 24/11/2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde ödediği maddi zararın TTK 1472. MD. Ye dayalı olarak tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptaline %20 icra inkar tazminatı talebine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dava dosyası güvenlik uzmanı bilirkişisi, sigorta bilirkişisi ve makine mühendisinden oluşandosyada mübrez 04/09/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi heyet raporunda özetle;
Dosyada mübrez bilirkişi heyet raporunda özetle; Davalı—— tarihinde dava dışı sigortalıya ait ofiste hırsızlık meydana gelmesi sonucu ——— içinde bulunan değerli evrakların çalınması olayında; davalı şirketin güvenlik hizmeti verdiği ——yönetimine farklı tarihlerde risk analiz raporu hazırlayarak sunduğu, ancak meydana gelen ve dava konusu olan hırsızlık olayında, davalı şirketin tespit ettiği riskleri göz önüne alarak burada görevlendirdiği —– görev yerinin hassasiyetine göre eğitmediği, hırsızlık olayının meydana geldiği tarihte (gece) yaklaşık 4 saat iş merkezi ve Müştemilatına girip çıkan ve kaldıkları değerlendirilen kimliği meçhul şahısların kameralardan da takip edilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin koruma ve güvenlik hizmeti verdiği —–oluşan güvenlik zafiyeti nedeniyle dava dışı sigortalıya ait kasanın ve içindeki değerli evrakların hırsızlık sonucu çalınması olayında davalı —– önemli şekilde sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava dışı ——tarihinde dava dışı sigortalıya ait iş merkezinde hırsızlık meydana gelmesi sonucu çelik kasa ve değerli evrakların çalınması olayında; dava dışı sigortalı——- yönetiminin; özel güvenlik izin belgesi dahilinde ve 5188 sayılı kanun kapsamında davalı güvenlik şirketinden ——- korunması ve güvenliğinin sağlaması için özel güvenlik hizmeti satın aldığı, bu kapsamda —–kararında —– alanın korunması amacıyla verilen —-izin kadrosuna rağmen davalı şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde —— koruma ve güvenlik hizmeti satın aldığı, yine davalı şirket tarafından sunulan risk analiz raporlarında belirtilen özellikle personel eksikliğini, ——- aydınlatmalar ve kameraların yetersizliği gibi riskleri gidermediği, denetim ve kontrol görevini yapmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, —– oluşan güvenlik zafiyeti nedeniyle dava dışı sigortalıya ait çelik kasa ve değerli evrakların hırsızlık sonucu çalınması olayının meydana gelmesinde, ———- Yönetiminin de sorumluluğunun bulunduğu kanaati hasıl olmuştur.
Teknik yönden yapılan incelemede esas alınan bilgi ve belgeler ve bunlara dayalı olarak yapılan tespit ile değerlendirmeler çerçevesinde tarafların hırsızlık olayının meydana gelmesinde kusur oranları dava dışı sigortalının %40, davalı güvenlik şirketinin ise %60 şeklinde belirlenebilecektir.
Davacının sigortalısı —– varlıklarında meydana gelen hasar tutarının 6.685 TL olduğu tespit edilmiş olup davacı —— tarihinde, sigortalısına hasar tutarı karşılığı 6.975 TL ödenmiştir.
Davalı —— %60 kusur oranına denk hasar tutarının %60 x 6.685 = 4.011 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı ——- hasar tutarının 4.011,00 TL kısmı ile 235,71 TL iş avans faizinin toplamı 4.246,71 TL tazminatın takip tarihi 30.04.2019 itibariyle talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda dava dosyasının önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosyada mübrez 15/11/2022 tarihli bilirkişi ek heyet raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi ek heyet raporunun sonuç bölümünde; Bilirkişi heyeti 04/09/2022 tarihli kök raporda değişiklik yapmaya gerek olmadığı ve aynen geçerli olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda: 24/11/2018 tarihinde ——- adresinde bulunan ———- bölümü kapısının zorlamak ve kapı kilidini kırmak suretiyle içeriye girilerek ofis müdür odasında bulunan çelik kasanın ve kasa içinde bulunan değerli evrakların hırsızlık sonucu çalınması olayının meydana geldiği; dava dışı sigortalı ile davalı güvenlik şirketi arasında ——– tarihinde meydana gelen hırsızlık olayının davalı güvenlik şirketi arasında imzalanan sözleşme süresi içerisinde meydana geldiği; davalı şirketin ——- verdiği ——- yönetimine farklı tarihlerde risk —– hazırlayarak sunduğu, ancak meydana gelen ve dava konusu olan hırsızlık olayında, davalı şirketin tespit ettiği riskleri göz önüne alarak burada görevlendirdiği özel güvenlik personellerini görev yerinin hassasiyetine göre eğitmediği, hırsızlık olayının meydana geldiği tarihte(gece) yaklaşık ——- girip çıkan ve kaldıkları değerlendirilen kimliği meçhul şahısların kameralardan da takip edilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı güvenlik şirketinin %60 sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmış; dava dışı ——- dahilinde ve 5188 sayılı kanun kapsamında davalı güvenlik şirketinden iş merkezi ve eklentilerinin korunması ve güvenliğinin sağlanması için özel güvenlik hizmeti satın aldığı, bu kapsamda ——- kararında iş merkezi alanının korunması amacıyla verilen (6) kişilik özel güvenlik personel izin kadrosuna rağmen davalı şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde (3) personel ile koruma ve güvenlik hizmeti satın aldığı, yine davalı şirket tarafından sunulan risk analiz raporlarında belirtilen özellikle personel eksikliğini, iş merkezi alanında aydınlatmalar ve kameraların yetersizliği gibi riskleri gidermediği, denetim ve kontrol görevini yapmadığı anlaşılmakla hırsızlık olayında %40 oranında sorumluluğunun bulunduğu; dava dışı sigortalının ofisindeki kapıların zorlanarak açıldığı, çelik para kasasının içinde bulunduğu dolabın kapısının zorlanarak açıldığı ve çelik para kasasının çalındığı tespit edilmiş ve hasara ait fiyatların kadri maruf olduğu ancak yenilenen kapı, ara bölme ve dolap kapağı için %10 oranında, çelik kasa için %5 oranında eski/yeni indirimi yapılması gerektiği ve bu nedenle hasar tutarının 6.685,00 TL olduğu, davacı sigorta şirketinin talep edebileceği tazminat tutarının 4.011,00 TL olduğu, asıl alacağın ödendiği tarih ile takip tarihine kadar işleyecek avans faizinin 235,71 TL olduğunu bilirkişiler bildirmişler / hesaplamışlardır.Bu tespitlerde mahkememizce dava konusu olaya uygun bulunarak kabul ve takdir edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar icra inkar tazminatı talep etmişse de rücuya konu alacak hırsızlıktan kaynaklandığından ve likit olmadığından; bilirkişi incelemesi ile tespit edilebildiğinden inkar tazminatına hükmedilmemiş aşağıdaki karar tesis olunmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davalının —— Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 4.011,00 TL asıl alacak ve 235,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.246,71 TL üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cinsi ve oranla faiz uygulanarak aynen devamına,
-Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 290,09 TL harçtan, peşin alınan 89,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 200,89 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 89,20 TL peşin harç toplamı 148,5‬0 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 4.614,10 TL(Bilirkişi ücreti: 4.500,00 TL+Posta/Teblgat gideri: 114,10 TL) yargılama giderinin kabul ve red oranı (K:%57,51-R:%42,49) nazara alındığında 2.653,56 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiye 1.960,54 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf yararına, kabul edilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 4.246,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı taraf yararına, red edilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 3.138,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
10-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin kabul ve red oranı (K:%57,51-R:%42,49) nazara alındığında 759,13 TL’nin davalıdan, bakiye 560,87 TL’nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2023