Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/481 E. 2023/441 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1037 Esas
KARAR NO: 2023/381
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/09/2018
KARAR TARİHİ:11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı —- plakalı——–ikinci el iki adet aracın satın alınması yönünden anlaştığını; banka havalesi yoluyla peşinat gönderip, kalan bedellerin çekle ödenmesinin kararlaştırıldığını; müvekkili tarafından bu davalıya toplam bedeli —– adet çek verildiğini ancak araç satışlarının gerçekleşmediği gibi araçların fiilen tesliminin de bir türlü yapılamadığını; bunun üzerine yaptıkları araştırmada, araçlar üzerine ——- sayılı dosyası ile ” satılamaz ” şerhi konulduğunu, araçların kaçak yolla ülkeye girdiği hususunda dava görüldüğünü, artık araç tesliminin imkansızlığının ortaya çıktığını belirterek; dava konusu olan —— çekin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini; çeklerden dolayı ödeme yapmak zorunda kalırlarsa o taktirde ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle ödenen bedellerin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; çeklerden bir kısmının takas yoluyla davalı bankalara geçtiğini, birinin ise, davalı —–geçtiğini,——-çekleri alırken 6361 sayılı yasanın 9/2 maddesi gereğince ve —– yürürlüğe giren ——şirketlerine ilişkin yönetmeliğin 22/2 maddesi gereğince ——şirketlerinin alacak temlik alırken işlemin temeline dair fatura ve belgeleri görmesi gerektiğinden bu şirketin yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini istemiş; yargılama devam ederken bir kısım çeklerin dahili davalı olan ve yukarıda karar başlangıcında bu şekilde yer alan ——– şirketlerine geçtiği anlaşılınca, onlarda davaya dahil edilmiş, davacı vekili —-şirketlerine ilişkin alacak temlikleriyle ilgili yukarıdaki iddiasını tekrarlayarak davalı ve dahili davalı olan ——şirketlerinin, esasen bu çekleri almaması gerektiğinden bahisle onlar yönünden de davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı olan banka vekilleri tek tek verdikleri cevap dilekçelerinde, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, müşterileri tarafından verilen dava konusu olan çeklerin iyi niyetle alındığını, davacı ile davalı——-arasındaki ilişkinin bankalar tarafından bilinmesinin mümkün bulunmadığı savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmişler, kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuşlar; davalı ve dahili davalı olan ————şirketleri ise, söz konusu olan çekleri usulünce aldıklarını belirterek, bu çeklerin alınmasına sebep olan ——– sözleşmelerini ve bu sözleşmeler yapılırken alınan belgeleri ibraz etmek suretiyle kendileri yönünden davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı —– vekili ise, söz konusu olan araçların satışına ilişkin davacı tarafça hiç bir belge sunulmadığını, akdi ilişkiyi kabul etmediklerini, ticari defter ve kayıtlarında da böyle bir ilişkiyle ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığını, ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu hususun görülebileceğini; davacı tarafın öncelikle akdi ilişkiyi ispat etmesi gerektiğini; ——- konkordato mühleti aldığını, bu nedenle İcra İflas Kanunu gereği davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK 72 madde gereğince açılan menfi tespit / istirdat davasıdır.Davacı taraf, iki adet ikinci el araç aldığını, bu araçların bedeli yönünden toplam—– adet çeki davalı —— verdiğini; araçların kendisine teslim edilemediğini, devirlerinde gerçekleşemediğini belirterek; çeklerden dolayı davalı ve dahili davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine; yargılama esnasında çek bedelleri ödenirse onlarında istirdadına karar verilmesini talep etmektedir. Davalı —– ilişkiyi inkar etmiş olsa da, mahkememizce ibrazlarında görüntüleri getirtilen —–adet çekin davacı şirket tarafından davalı bu şirkete verildiği sabittir. Davacının banka havalesiyle 10.000,00 TL bedeli davalı şirkete gönderdiği ve havalenin üzerinde—- yazdığı, bu havalenin davalı şirket tarafından alındığı, tarafların tacir olduğu, davalı—- kadar araç alım satımı şeklinde bir akdi ilişkiyi inkar etmiş olsa da, — adet çeki gerektirecek bir başka ilişkiyi gösteremediği, savunamadığı; öte taraftan —–araçların davalı —- adına kayıtlı olduğu, —- sayılı —– belgelerindeki sahtelik ve kaçakçılıktan ötürü yargılamanın bulunduğu, bu yargılama çerçevesinde dava konusu araçlardan ——— plakalı aracında bu araçlar içinde bulunduğu ve hakkında konulan tedbirin bulunduğu, bu hususların söz konusu araçların satımı ilişkisi olmasa, davacı tarafından bilinmesinin, öğrenilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu; en nihayetinde davacı tarafından bu davalı şirkete verilen —– adet çek karşılığında gerçekleştirilen bir edim ya da mal teslimi varsa bunun davalı tarafından bildirilmesi, en azından iddia edilmesi gerekirken; bu yönde hiç bir savunmanın bulunmadığı nazara alınarak mahkememizce davacı tarafından davalı bu şirkete verilen —- adet çekin bedelsiz kaldığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yazışmalarda, davalı —— sayılı dosyasında ceza soruşturmasının başlatıldığı, bu dosyada yetkisizlik kararı verildiği, —- esasına evrakın gittiği, bu soruşturma esnasında çok sayıdaki araçla birlikte — plakalı araca da —- tedbir şerhi konulduğu, bilahare dava açıldığı, davanın—- esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı; mahkemece yapılan yargılama esnasında —–tarafından da tedbir şerhi konduğu, —– tarihinde ise, elektronik ortamdan tedbir kararının kaldırıldığının bildirildiği tespit edilmiştir. Diğer araç yönünden konulan herhangi bir tedbirin bulunmadığı ancak konulan ve konulmayan tedbir kararının dosyamız için bir önem arz etmediği; zira, ortada davacı şirket tarafından davalıya verilen —- bulunduğu, —- adet çek karşılığında davalı —- tarafından davacıya verilen herhangi bir emtia ya da hizmetin bulunmadığı, varlığının da iddia edilmediği belirlenmiş; davalı—– söz konusu çekleri artık ticari defter ve kayıtlarına işlemese dahi bunun bir anlamı olmayacağı; —-adet çekin alınıp verildiğinin bu iki şirket arasında maddi ve vaka olduğu nedeniyle mahkememizce şirket kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmasına da gerek bulunmamıştır. Mahkememizce —– şirketi dışında bulunan davalılar yönünden yapılan incelemede; —- bazılarının davalı bankalara verildiği, çeklerin kambiyo senedi olması ve hukuki özelliklerinden dolayı bankalarca davacı ve davalı ——-arasındaki ilişkinin araştırılmasına gerek bulunmadığı; ancak bankaların bu şirketler arasındaki ticari ilişkiyi bilip kötü niyetle çekleri aldıkları ispat edildiği taktirde sorumluluklarının doğabileceği, böyle bir iddia ve ispatında bulunmadığı nazara alınarak, davalı bankalar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davalı —–dahili davalı olan diğer ———şirketleri yönünden ise, çeklerin bu ——–şirketlerine müşteri çeki olarak verildiği, ———sözleşmelerinin dosyaya sunulduğu, müşteriler ile cirantalar arasındaki ilişkiyi gösterecek belgelerinde sunulduğu, ayrıca davacı tarafından —— şirketine gönderilen peşinat ve tahsilat makbuzları karşısında ( her ne kadar makbuzlarda plakalar yer almıyorsa da ) artık ——– de gerekli araştırmayı yaptıkları ve davacı ile davalı ———şirketi arasındaki ilişkiyi bildikleri konusunda da herhangi bir delil ya da ispatın söz konusu olmadığı karşısında ———şirketleri yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiş; davalı ———-şirketlerinden ———–şirket vekilleri, çek bedellerini çekte ciranta gözüken üçüncü şahıslardan tahsil ettiklerini bildirdiklerinden bu iki şirket yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş; ancak, bu davalılar yönünden çekler üçüncü şahıslardan tahsil edilmese ve esasa ilişkin hüküm verilse dava reddedileceği yani dava ve dahili dava anında ——– şirketleri haklı bulunduğundan davalı ve dahili davalı ———- şirketlerinden kendisini vekil ile temsil ettirenlere lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Mahkememizce yapılan bu tespitler sonunda, çeklerin akıbetleri araştırılmış olup, aşağıdaki hüküm kısmında yer alan 7 adet çekin bedellerinin tahsil edildiği, böylece tahsil tarihinden itibaren davacımızın, davalı Destebaşı’ndan bu çek bedellerinin istirdadını talep etme hakkının bulunduğu kabul edilmiş; kalan 20 adet çekin ise, bedellerinin tahsil edilmediği nazara alınarak bu çeklerden dolayı davacımızın davalı —- borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Elbette davacımızın iş bu karar kesinleşirse, karardan sonra çek bedellerinin kendisinden tahsili halinde ayrıca —– karşı dava açma hakkı bulunmaktadır.
Mahkememizce —– konkordato dosyası da takip edilmiş olup; her ne kadar bu şirket hakkında önce iflas kararı verildiği, —– dosyasının açıldığı, davacımızın iflas masasına kayıt kabul için başvurduğu, kayıt kabul talebinin tamamen reddedildiği ancak hakkındaki iflas kararının deceret incelemesinde kaldırılması sonunda, bu şirket yönünden yeniden yargılama yapıldığı, ——- dosyadan konkordato talebinin reddine karar verilip ancak iflasına da karar verilmediği; söz konusu bu kararın kesinleştiği ve kesinleşme şerhiyle birlikte dosyamıza geldiği ancak son celsede ——- değişip ——– taşındığı ve orada da yeni bir konkordato davası açıldığı bu davalı vekilince bildirilmiş, davacı vekili ise, yeni konkordato davasına alacak yönünden başvurmayacaklarını, mahkememizce bir karar verilirse o kararla birlikte başvuracaklarını bildirerek karar verilmesini istediği görülmüş;
Artık yeni konkordato davasının sonucunun beklenilmesinde bir fayda bulunmadığı, yapılan yukarıdaki araştırmalar sebebiyle yargılamanın yeteri kadar uzadığı da nazara alınarak, Bu gerekçelerle davanın sadece —— yönünden kabulüne karar verilmiş, diğer davalı ve dahili davalılar yönünden yerinde bulunmayarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacı tarafın menfi tespit talebinin ve istirdat talebinin davalı ——- yönünden KABULÜ ile;
Davacı şirketin dava konusu çekler yönünden yapmış bulunduğu ödemeler nedeniyle;
1) —– tarihinden itibaren—– avans faiziyle,
2)—- bedelli çek —- tarihinden itibaren ——faiziyle,
3) —- bedelli çek—- tarihinden itibaren —— faiziyle;
4) —- bedelli çek—- tarihinden itibaren —— faiziyle;
5)—-bedelli çek—— tarihinden itibaren faiziyle;
6)—– bedelli çek, —- tarihinden itibaren —- faiziyle;
7) —- bedelli çek,—- tarihinden itibaren —- faiziyle;
Olmak üzere toplam — davalı——tahsiline, davacıya verilmesine,
DAVA KONUSU OLAN VE İSTİRDATA KARAR VERİLEN BEDELLER DIŞINDA KALAN DİĞER ÇEKLER VE BEDELLERİ YÖNÜNDEN DE DAVACININ BU DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davalılardan ———-yönünden bu şirketler çek bedellerini üçüncü şahıslardan tahsil etmiş olmaları sebebiyle onlar yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Diğer davalılar yönünden davanın REDDİNE,
Davacı tarafça karşılanan 12.039,64 TL peşin ilam harcının alınması gereken 48.158,55 TL ilam harcından mahsubu ile eksik 36.118,91 TL’nin davalı ——- alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 12.075,54 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile sadece davalı—– yapılan 2 elektronik 1 normal tebligat gideri 21,00 TL’nin toplamı 12.096,54 TL yargılama giderinin davalı—– alınarak davacıya verilmesine ( diğer davalılar yönünden çıkarılan tebligat giderleri verilen kararın niteliği gereğince katılmadı ) karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacı şirkete iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 95.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı ——– tahsiline, davacıya verilmesine,
Davalı ——- dışındaki tüm davalı ve dahili davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve dava anında haklı bulunduklarına lehlerine vekalet ücreti taktirine, kendilerine devredilen çekler üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 9.200,00’er TL vekalet ücretinin her bir davalı yönünden ayrı ayrı davacıdan tahsiline, bu davalı ve dahili davalılara verilmesine,
Dair karar, Davacı ———- yüzlerine karşı, e-duruşmayla katılan Davalı ———- huzurunda, diğer tarafların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.11/05/2023