Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2023/535 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/478 Esas
KARAR NO: 2023/535
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Mahkememizde görülen Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, bir kısım taşıma faaliyetlerini alt taşıma yoluyla şahıs ya da başka şirketler aracılığıyla sürdürmekte olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında, müvekkili şirket müşterisi ——–ürünlerin taşınması konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, davalının
sevk ve idaresindeki araç ile taşınan ürünlerin, 07.09.2019 tarihinde, müvekkili şirket müşterisi —– belirttiği teslimat adresine getirildiğini, ürünleri teslim almakla sorumlu kişi
tarafından, toplamda 264 adet diş macununun hasarlı/eksik olduğunun tespit edildiğini ve bu yönde sevk
irsaliyesi düzenlendiğini, hasarlı ve eksik olan ürünler nedeniyle müvekkili şirket müşterisi —– tarafından müvekkili şirket adına toplamda 6.492,18 TL tutarında hasar faturası düzenlenmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından işbu fatura bedeli ödenmiş olduğunu ve müşterisinin zararı tazmin edilmiş olduğunu, söz konusu hasar, davalının taşıma hizmeti sırasında meydana geldiğinden, müvekkili şirket tarafından müşterisine ödenen hasar bedelinin rücu için davalı adına ——– bedelli hasar bedeli rücu faturası düzenlendiğini ve davalıya gönderildiğini, Davalı tarafından söz konusu faturaya müvekkili şirketin sözlü taleplerine rağmen hasar tarihinden bugüne kadar herhangi bir ödemeyapılmadığını, bunun üzerine davalıya karşı—– dosya ile icra takibi
başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak hem borca hem de yetkiye itiraz ettiğini, bu nedenle
takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirket daha sonra arabuluculuğa başvurmuş olup arabulucu nezdinde de davalı ile anlaşmasağlanamadığını, davacı şirket tarafından müşterisine ödenen ve davalının neden olduğu 6492,18 TL hasar bedelinin, davalının temerrüt tarihi olan 30.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalından tahsiline ve ilam vekalet, yargılama giderinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı, davayı açarken dava konusunun para alacağı olduğunu ve bu nedenle ——- mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia ettiğini, davacının bu iddiasının kabul edilmesi mümkün olmadığını gibi sayın mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili —- mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu belgelerden ve ekte sunulu müvekkile ait vergi levhasından anlaşılacağı üzere müvekkilinin adresinin ——- olduğu için yetkili mahkeme — mahkemeleri olduğunu, davacı dava dilekçesinde 07.09.2019 tarihinde müvekkilce istenilen teslimat adresine ürünleri göndermek için dava dışı şirket ——- ait fabrikadan ürünleri alt taşıması olarak aracına yüklediğini, yükleme sırasında —– tarafından sevk irsaliyeli fatura düzenlenmiş olduğunu, müvekkili adına taşıma işini
yapacak çalışana teslim edildiğini, Müvekkili teslim edilen irsaliye gereğince ürünleri——– bulunan —- teslim ettiğini, gelen ürünler —– çalışan yetkili kişi tarafından sayıldığını ve toplamda —–adet diş macunun hasarlı/eksik geldiğinin tespit edildiğini ve bunun üzerine sevk irsaliyesi düzenlendiğini, bu irsaliye neticesinde — tarafından karşı tarafa (davacıya) ürünleri eksik göndermelerinden dolayı
6.492,18 TL tutarında hasar faturası düzenlendiğini ve tebliğ edildiğini, İstanbul’da bulunan —– şubesi tarafından teslim alınan malların eksik/hasarlı olduğu 07.09.2019
tarihinde tespit edildiğini, bu tarihten yaklaşık 1 yıl sonra da dava dışı —–tarihinde fatura tanzim edildiğini ve davacıya gönderildiğini, davacı ise ——– nolu faturayı müvekkile gönderdiğini ve ödediği bedeli rücu etmek istediğini,
belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının alacağının zaman aşımına uğradığının açık olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın zaman aşımı başlıklı 855.maddesi,
Kabul anlamına gelmemek şartıyla maddeye göre davacının 3 ay içinde müvekkiline müracaat etmesi
gerekirken davacı bu şartı yerine getirmediğini, bu nedenle davacının ileri sürdüğü alacağın kabul anlamına
gelmemek kaydıyla zaman aşımına uğramış olduğunu ve zaman aşımı def’inde bulunduklarını, davanın zaman aşımından dolayı reddinin gerektiğini, davacı taşıma işleriyle ilgilenen —— şirket olduğunu, daha önceden beraber çalıştığı ——— taşımak için anlaştığını, davacı bu taşıma işi için alt taşımacı olarak müvekkili —– anlaştığını, müvekkili gönderici şirkete ait depodan malları alt
taşımacı olarak teslim almış olup davacının belirttiği teslimat adresine götürdüğünü, müvekkili ürünler
teslim edildikten sonra kendisine verilen sevk irsaliyesini teslimat adresindeki sorumlu kişiye imzalatıp dönüşte davacıya teslim ettiğini, davacı eksik/hatalı teslimatın hasarının müvekkilinin taşıma eyleminden kaynaklandığı iddiasıyla işbu davayı açmışsa da davacının bu iddiasının taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili ile davacı şirketin yıllardır birlikte çalışmakta olup müvekkili davacının talimatı doğrultusunda taşınacak ürünleri taşımaya hazır olarak paketlenmiş şekilde taşıma yapacağını araca yükleyip teslimatın sağlandığını, ancak taşıma işleminde müvekkilinin yüklenen malları tek tek saymasının mümkün olmadığını, paketlenmiş halde bulunan ürünleri sayabilmesinin de söz konusu olmadığını, davacının eksik/hasarlı teslimatın müvekkilinin eyleminden kaynaklandığını gösteren somut hiçbir delilli dosyaya sunamamış olduğunu, müvekkili taşıma esnasında söz konusu paletleri açmadığını ve yüklenen malların zarar görmesine sebep olacak herhangi bir kazaya da karışmadığını, bunun yanı sıra müvekkili daha önceden alt taşımacı olarak davacının taşıma işlerini yaparken çoğu kez malların eksik ya da fazla olduğu durumlarla karşılaştığını, malların eksik olduğunun tespit edilmesi halinde davacının eksikleri tamamladığını, malların fazla olması halinde ise müvekkili fazla olan malları yine aynı şekilde davacıya ya da davacının göstermiş olduğu kişiye iade ettiğini, davacının işlerinin kötüye gitmesinden, müşterilerinin çoğunu kaybetmesinden ve müvekkilinin kendisiyle çalışmayı bırakmasından dolayı kötü niyetli olarak faturayı tanzim ettiğini ve müvekkiline gönderdiğini, haksız ve hukuken mesnetsiz olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:Dava taşıma sözleşmesi nedeniyle malların taşınması sırasında hasara uğraması nedeniyle davacı şirket tarafından ödenen bedelin alt taşıyıcı şirketten rucüen tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında davacı şirketin müşterisi —-ait ürünlerin taşınması konusunda anlaşma olduğu hususunda uyuşmazlık olmadığı; uyuşmazlığın davalı tarafça taşınan emtialarının davalının taşınması sırasında hasarlanıp hasarlanmadığı, davacı tarafça müşterisine ödenen bedelin rücuen davalıdan tahsil edilip edilmeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.—– Numaralı dosyasının celp edilip incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 6.492,18 TL faturadan kaynaklı asıl alacak ve 156,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.648,70 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, davalının süresinde borca, ferilerine ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Yetki itirazının değerlendirilmesi; Genel yetkili HMK madde 6’ya göre davalının yerleşim yeri mahkemesi ise de; taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu, HMK madde 10’a göre sözleşmenin ifa edileceği yerde de dava açılabileceği, BK 89. Maddeye göre para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği ve iş bu davada davacı alacaklının yerleşim yerinin mahkememiz yargı çevresinde bulunan —–olduğu gözetilerek mahkememizin yetkili olduğu kanaatine varılmış ve yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi; Zaman aşımı alacak hakkının belirli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edebilme hakkından yoksun kalınmasını ifade eder. Zamanaşımı alacak hakkını sona erdirmeyip onu ”eksik bir borç” haline dönüştürür. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkememin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Eldeki davada davalı zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Taşıma sözleşmesinden doğan davalar 1 yıllık zamanaşımına tabidir (TTK.855/1). Taşıyıcıların birbirlerine karşı açacakları davalar içinse “Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hallerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar.” denmektedir (TTK.855/3). Yük ilgilisi olan —— tarafından akdi taşıyıcı olan davacıdan süresi içinde talepte bulunulmuştur. Rücu alacaklısı olan davacının ise rücu borçlusu olan davalıya bir bildirimde bulunduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge yoktur. Ayrıca, ——— gönderdiği 01/06/2020 tarihli faturadan (aynı tarihte davacı alacaklıya tebliğ olunmuştur.) itibaren işlemeye başlayan 3 aylık süre 01/09/2020 tarihinde dolmuştur. Halbuki davacı 30/09/2020 tarihli faturayla talepte bulunmuştur. İcra takibi ise 04/12/2020 tarihinde başlatılmıştır. 13/07/2021 tarihinde eda davası açıldığından zamanaşımı savunmasının doğru olduğu kanaatine varılarak davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :Davanın Zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin alınan 110,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 69,02‬ TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
2-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.17/07/2023