Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/413 Esas
KARAR NO:2023/813
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/06/2021
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin sağlık sektöründe hizmet verdiğini, davalı şirket ile aralarında mal alım satım hususunda ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu mal ve ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini, davalının fatura içeriklerine herhangi bir itirazda bulunmadığını, borcuna karşılık müvekkili şirkete ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine —— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe ilişkin borcun bir kısmının ödendiğini, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak takibe kısmi itiraz ettiğinden takibin durduğunu, borçlurun vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı yanın bir takım ürünlerin müvekkili şirkete teslim edildiği ve bedellerinin ödenmediği iddialarının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ——-esas sayılı dosyasına kısmi itiraz yapıldığını, itiraza konu edilen mal ve ürünlerin davalı yanca müvekkili şirkete teslim edilmediğini, müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığı, takip dosyası kapsamında kabul edilen 173.863,66 TL’nin zaten müvekkili şirket tarafından davacı yana ödendiğini, huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde Mahkememizce resen seçilen mali müşavir eşliğinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiştir.Bilirkişi 19/04/2022 Tarihli raporunda; Tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, e-defter beratlarının süresinde alındığı, usul ve yasaya uygun olduğu, kendi lehlerine delli niteliği taşıdığı, taraftarın birbirlerine düzenledikleri söz konusu faturalarını gerekçelerinin ve faturalar içeriğinin teslim edilip edilmediğinin ispat yükümlülüğünün HMK md. 190 uyarınca taraflarına ait olduğu, ispat yükümlülüklerini yerine getirememeleri ihtimaline göre, bahsi geçen faturalar nazara alınmadan cari hesap borç/alacak bakiyelerinin tespiti cihetine gidildiği, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak miktarının —– olduğu, Takip tarihinden sonra, ——- günü davalı tarafından—– icra dosyasına,—— sayılı tahsilat makbuzu karşılığında 200.156,35 TL ödendiği, bu ödeme miktarının cari hesap muavinlerinde davacı tarafından 114.844 00 TL, davalı tarafından 173 263,66 TL olarak kayıtlarına alındığı, Davacının takibinde birikmiş faiz talebi olmadığı, takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari faiz yürütülmesini isteyebileceğini rapor etmiştir.Dosyanın önceki bilirkişiye verilerek ek rapor aldırılmasına, karar verilmiştir.Bilirkişi 07/11/2022 tarihli ek raporunda; davacı tarafından davalı şirkete tanzim edilen 2 adet toplam 82.426,25 TL tutarındaki faturaların davacı tarafından —– formu ile beyan edildiği, ancak davalının defter kayıtlarında yer almayan ve davalı tarafından —– formu ile de beyan edilmeyen söz konusu 2 faturanın ve faturalar muhteviyatı mal veya hizmetin teslim edildiğinin ispat yükümlülüğünün HMK 190 uyarınca davacıda olduğu, dosya kapsamında teslim yükümlülüğünün yerine getirildiğine dair bir belge bulunmadığı, davacının ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği kanaatine varıldığı, davalı tarafından davacı şirkete tanzim edilen 9 adet toplam 267.651,17 TL tutarındaki faturaların davalı tarafından —— Formu ile beyan edildiği, ancak davacının defter kayıtlarında yer almayan ve davacı tarafından ——- formu ile beyan edilmeyen söz konusu 267.651,17 TL tutarındaki 9 adet faturanın ve faturalar muhteviyatı mal veya hizmetin teslim edildiğinin ispat yükümlülüğünün HMK 190 uyarınca davalıda olduğu, dosya kapsamında teslim yükümlülüğünü yerine getiremediği kanaatine varıldığı, takip tarihi itibarıyla davacının asıl alacak miktarının kök raporda tespit edildiği gibi 441.364,83 TL olduğu, Takip tarihinden sonra, 05.05.2021 günü davalı tarafından ——– icra dosyasına, ———-sayılı tahsilat makbuzu karşılığında 200.156,35 TL ödendiği, bu ödeme miktarının, cari hesap muavinlerinde davacı tarafından 114.844,00 TL, davalı tarafından 173.863,66 TL olarak kayıtlarına alındığı, davacının takibinde birikmiş faiz talebi olmadığı, takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari faiz yürütülmesini isteyebileceğini rapor etmiştir.Davacı vekilinin bilirkişi raporundan sonra raporda davacı tarafından içerdiği malların davalıya teslimi yönünden ispata muhtaç olarak belirtilen ——- tarihli faturalar için sevk irsaliyelerinin sunulduğu görülmekle ve sevk irsaliyelerinde alıcı kısmında imza bulunduğu nazara alınarak davalı vekilinin sunulan sevk irsaliyelerine itirazının olup olmadığı sorulmuş, davalı vekiline iade faturalarını tebliğ ettirdi ise tebliğ belgelerini sunması, tebliğ ettirmedi ise davacıya nasıl gönderdiğini ispatlayacak bilgi ve belgelerin sunulması için süre verilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından, davalıya teslim edilen mallar karşılığı düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalı yanca cevap dilekçesinde davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını takip dosyası kapsamında kabul edilen 173.863,66 TL’nin zaten davacı yana ödendiğini, huzurdaki davanın reddine karar verilmesini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Tarafların tacir olması ve yapılan işlerin de faturaya bağlanıp buna binaen takip başlatılması nedeni ile öncelikle tarafların defter incelemelerine bakılmıştır. Davacı ticari defter ve kayıtlarında, davalı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu durumun davalı ticari defter ve kayıtlarında da tespit edildiği, davacı kayıtlarında davalıdan 523.791,08 TL alacaklı olduğu; davalı şirketin kayıtlarında davacıya 173.863,66 TL borçlu gözüktüğü,tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki uyumsuzluk sebebi olan 23.07.2020 tarihli 33.210 TL tutarlı faturanın ve 31.12.2020 tarihli 49.216,25 TL tutarlı faturanın içeriği mal veya hizmetin teslim edildiğine dair bir belgenin davacı tarafından ibraz edilmediği; ayrıca davalı tarafından davacıya düzenlenen ancak davacı kayıtlarında yer almayan iade faturalarının içeriği mal veya hizmetin teslim edildiğine dair bir belgenin davalı tarafından ibraz edilmediği belirtilmiştir. Davacının kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının 523.791,08 TL olarak gözüktüğü davalı şirket kayıtlarında gözükmeyen ve davalı tarafından ——-formu ile beyan edilmeyen toplam 82.426,25 TL tutarındaki 2 adet faturanın bedelinin tenzili neticesinde davacının takip tarihi itibariyle 441.364,83 TL alacağının olduğu; davalının kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya 173.863,66 TL borçlu gözüktüğü, davacı kayıtlarında yer almayan ve faturaların içeriğinin teslim edildiğine dair belge ibraz edilmeyen 9 adet faturanın ilavesi ile davalının takip tarihi itibariyle davacıya olan borcunun 441.364,83 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Somut olayda taraflar arasında akdi ilişki sabittir. Davacının mal verdiği ihtilafsız olup, davacı bakiye alacak olarak 664.448,88 TL takip başlatmıştır. Davalı bu takibin 173.863,66 TL’lik kısmını kabul etmiş. Takip 490.585,22 TL yönünden durmuştur. Davacı da kısmi itirazın iptali davası açarak takip tarihindeki alacağının duran 490.585,22 TL içindeki 350.077,42 TL olduğu kabul ederek bu miktar üzerinden iptalini istemiştir. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonunda davacı tarafın 2 adet faturadaki malı teslim etmediği, davalı tarafın 9 adet iade faturasındaki malı iade ettiğini ispat edemediğinden iki tarafın müşterek kayıtlarına göre takip tarihindeki davacı alacağının 441.364,83 TL olduğu anlaşılmakla davalı bunun 173.863,66 TL’lik kısmına itiraz etmeyerek takip bu yönünden kesinleştiğinden, geriye kalan davacı alacağı 267.501,17 TL’dir. Takip anında alacak miktarı budur. Davadan önce takibe itirazdan sonra yapılan ödemelerinde düşmesi gerekeceğinden ve ödenen 200.156,35 TL’nin taraf kayıtlarında farklı miktarla ticari kayıtlara işlenmesinde ödenen bu miktar bir kısmının esasen faiz ödemesi olduğu anlaşılmakla ne kadar faiz olduğu belirtilmediğinden zorunlu olarak davalı kayıtlarına itibar edip ve tahsilatlarda da ihtirazı kayıt koyulmadığından artık davalının ticari defterlerinde yer alan 173.863,66 TL olduğu, bunun da itiraz edilmeyen kısım olduğu nazara alınarak; davalının kısmi itirazının iptali davasının kısmen kabulü ile; Davalının ——- dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazın kısmen iptali ile takibin 267.501,17 TL asıl alacak üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cinsi ve oranla faiz uygulanarak aynen devamına,
Davacı taraf, inkar tazminatı da talep etmiş olup; alacağın likit olduğu, hükme esas alınan miktar yönünden de davalının itirazında haksız olduğu nazara alınarak asıl alacak üzerinden inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVALININ KISMİ İTİRAZININ İPTALİ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalının ———- Sayılı dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazın kısmen iptali ile takibin 267.501,17 TL asıl alacak üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cinsi ve oranla faiz uygulanarak aynen devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
2-Davalının İİK 67/2.maddesi gereğince 267.501,17 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 18.273,00 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 2.656,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.616,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 42.125,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılmış 59,30 TL peşin harcın ve 2.656,21 TL başvurma harcının yargılama giderine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılmış tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.178,00 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 900,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
10-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——— Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2023