Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2021/957 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/401 Esas
KARAR NO: 2021/957
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesindeki beyanlarında özetle; müvekkili —- mallarının taşınması konusunda anlaşmaya vardığını, buna istinaden müvekkili tarafından taşımaya konu malla—-yüklenilerek, teslim edilmek üzere yine —- adreslerine teslim edilmek üzere—- şahsın talimatları doğrultusunda gündüz saati trafiğin çok olacağı, bu sebeple gece gelmesinin söylendiğini, sigortalının depo görevlisi —– sularında boşaltım yapılacağı gerekçesi ile araç şoförünü sigortalının boşaltım adresine çağırdığını, ve aracı karşılayarak aracın boşaltılması için sigortalının adresindeki boşaltma rampasına yanaştırıldığını, ancak buna rağmen boşaltım yapılmayacağı söylenerek sabahın beklenmesinin söylendiğini, sabahın beklendiği esnada, —- sorumluluk sahasında ve boşaltım için bekleyen aracın hırsızlığa kırıştığını, araç içerisindeki malların bir kısmının kimliği belirsiz kişilerce çalındığını, meydana gelen zararın bedeli, sigortalısının haklarına halef olan—— haksız bir icra takibi başlatılmış olduğunu, icra dosyasına süresinde itiraz edilmemesi, borcun kabullenildiği anlamına gelmemesi gerektiğini, davacının borçlu olmadığının tespiti, işbu sebeplerle müvekkili lehine alacak miktarının yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili —— olduğu cevap dilekçesindeki beyanlarında özetle; huzurdaki dava görevsiz mahkemede açıldığını, işbu davada görevli mahkeme ticaret mahkemelerinin olduğunu, davacı aleyhine başlatılan icra takibi, davacının süresinde borca itiraz etmemesi sebebiyle kesinleşmiş olduğunu, icra takibinin kesinleşmiş olması sebebiyle taraflarınca yapılan haciz işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, derdestlik itirazına konu davanın işbu dava delillerinden farklı bir poliçe ve ekspertiz raporuna dayalı zarar talebine ilişkin olduğunun tespit edildiğini, davacının, zararın dava dışı sigortalı sorumluluk alanında meydana geldiğini ve dolayısıyla sorumluluğu olmadığına ilişkin savunmalarının doğru olmadığını, taşıma hukuku ilkelerine de aykırı olduğunu, davacının, hasara neden olan olayın esas nedeninin, gönderici talimatları nedeniyle meydana geldiği iddialarının asılsız olduğunu, davacı işbu taşımada basiretli bir taşıyıcı olarak gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olduğunu belirttiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, İİK 72 maddesine göre açılan ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Dosyanın,——görevsizlik kararı ile geldiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, uyuşmazlığın davanın iik 72. Mad. Gereğince açılan menfi tespit davası olduğu, davacının davalı sigorta şirketinin sigortalısına emtia taşıması yaptığı, dava dışı sigortalıya ait emtianın çalındığı hususlarının sabit olduğu, taraflar arasındaki itilafın çalındığı sabit emtiaların bedelinin bunu ödeyen sigorta tarafından davacıya rücu edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde—–dosyasındaki olay ile davamızın dayanağı olay tekdir. Belirttiğimiz dosyada bu dosyanın davalısı ve icra alacaklısı —– rücu etmiştir. Davalı da dosyamızın davacısı olan sürücü —– sayılı kesin olan kararı ile mahkeme hükmü kaldırılmış hüküm kurulmuş olup, açık açık ihbar olunan davacı sürücünün kusurlu olmadığı, hırsızlığın emtia davalı sigortalımızın talimatı ve onun gözetiminde rampada gerçekleştiği sebebiyle sigortalı kusurlu bulunmuştur. Bu maddi vakıadır. Mahkeme kesinleşmiş karar ile bağlıdır. Doğru olup olmadığını tartışamayız. Bu nedenle kusurlu sigortalıdır. Böyle olunca zararı ödeyen sigortalının halefiyete dayalı davacıdan isteyeceği alacağı yoktur. İcra takibi bu nedenle hatalıdır. Davacının borcu doğmamıştır. Davacı haksız takip tazminatı istemişse de alacak senaryo değildir. Maddi vakıa tartışılarak verilmiş red kararı olduğundan davalı kötü niyetli kabul edilemez. Bu nedenle davanın kabulüne; davacının —— dosyasından aleyhe yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, her ne kadar davacı tarafından tazminat talep edilmiş ise de şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın KABULÜNE;
Davacının —– dosyasından aleyhe yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın kötü niyet takip tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Kabule göre alınması gerekli 3.167,79 TL harçtan peşin alınan 791,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.375,84 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 6.828,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 54,40 TL başvurma harcı, 791,95 TL peşin harç, 86,60 TL yazı, tebligat gideri olmak üzere toplam 932,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021