Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/377 E. 2022/420 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/377 Esas
KARAR NO : 2022/420

DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, davalı —————- olduğunu, davalının —- ortaklardan biri olduğunu; —- davacı ile ———– ortağın bulunduğunu; müvekkilinin ortak —— ödemek suretiyle ortak olduğunu, müvekkili ile birlikte ortak———- olduklarını, kendi hesaplarına göre davalıda %47 hissedar olduklarını; kalan %53 hissenin——-olduğunu; —— davacı ve diğer ———- —- verilmediğini, esasen birleşme ve—– — kararlarıyla ———- mağdur edildiğini; bu düzenlemelerle ortakların hisse oranlarının düşürüldüğünü ve bu ortaklardan —— kendisine ————— edildiğini, işlemler yapıldığını; müvekkilinin bu ————-başvurduğunu ancak olumlu hiç bir sonuç alamadığını belirterek, müvekkilinin davalı şirkette mevcut olan hisselerinin gerçek bedelinin tespiti ve dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, davacı tarafın bu davada hukuki menfaatinin bulunmadığını; kaldı ki, dava şartının da mevcut olmadığını belirterek; müvekkili—- ———— görmeyen —- olduğunu, böyle bir şirketteki payın değerinin şirketten istenmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle HMK 114 madde gereğince davanın derhal reddine karar verilmesi gerektiğini; kaldı ki, iddialarında gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, önce —- Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bilahare yetkisizlik kararı verilip kararın kesinleşmesiyle mahkememize gelen; davacının şirketteki hisselerinin rayiç bedellerinin tespiti ve tahsiline ilişkin dava olup; bilahare davacı taraf davasını TTK 531 madde gereğince açılan fesih ve tasfiye davası olarak görülebileceğini, hukuki taktirin ve davanın hukuki adlandırılmasının hakime ait olduğunu bildirdiği bir davadır.
Davacı vekili benzer bir davada —— —-dosyasında davanın ” ——— değerlendirilmesine karar verildiğini bildirip, mahkememizce de bu yönden davaya bakılabileceğini ayrıca TTK 531 madde gereğince haklı sebeple fesih ve ——- davası olarak davanın devamına karar verilmesini istediğini yazılı dilekçesiyle bildirmiştir.
Bilindiği üzere,—- şirketten çıkmaları hisse devri yoluyla mümkündür. Pay sahibi, payın devrine —— dilediği kişiye dilediği bedelden payını satıp bedelini tahsil ederek bu çerçeve içinde payını devredebilir. —- şirkete de —–edip, şirketle anlaşmak suretiyle bedeli karşılığında hissesini şirkete de devredebilir. Ancak, hissesinin rayiç bedelinin tespiti yoluyla bunun tahsiline ilişkin hüküm kurulmak suretiyle payını şirketten talep edemez. — hissedarın bunun dışında payı karşılığında mahkemeden şirketten çıkarılmasını talep etme hakkı da mevcut değildir. Öte yandan, davacının TTK 531 maddeden faydalanarak haklı nedenle fesih talep etmesi için ————— az 1/20’sine, ——– 1/10’una sahip olması gerekir. Dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere davacı ——– birlikte kendi talebi kabul edilse dahi %—-hissedar olduğundan ve ödediği bedelde dava dilekçesinde açıkça yazılı bulunduğundan şirketin 1/10’una sahip olmadığı açıkça bellidir. Bu nedenle TTK 531 maddeyi kullanarak haklı sebeple fesih talep etmesi de mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının yapacağı şey iş bu şirketten çıkmak istiyorsa hissesini devredecek bir kişi bulup veya devir yönünden şirketle anlaşmak suretiyle hissesini devredip şirketten ayrılmasıdır. Bu çerçevede aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Dava açılırken yatırılan 54,40 TL’lik maktu karar harcının mahsubuyla eksik 26,30 TL harcın davacıdan alınıp hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki —–maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.