Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2022/222 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/343 Esas
KARAR NO : 2022/222

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülen Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Müvekkili ——- — —— için — imzalandığını, ———– yaşadığı problemler — işlemler sırasında— tarihli yangın raporundan yangının çıkış nedeninin “– yetkililerinden alınan bilgiye göre, —–sırasında meydana geldiği öğrenilmiştir” şeklinde belirtildiğini, –sayılı dosyası ile yapılan tespitte de “davalı —- — — sonucunda davalı — — alma sırasında —edildiğini, — müvekkili şirketin sigortalısının–meydana geldiğini — tazminatının — tazminatın—itibaren— mevduatına uyguladığı bir yıllık vadeli ve —– davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda ikame olunan davanın, haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine– dava olup görevsiz Mahkemede açılmış olduğunu; davacının — sözleşmesi çerçevesinde ödemede bulunarak — davalı— bulunmasının uyuşmazlığın niteliğini değiştirmeyeceği gibi, —- kaynaklanan uyuşmazlık haline dönüştürmeyeceğini, bu hususun——uyuşmazlığın HMK’nın 2’nci maddesi uyarınca — Mahkemesi’nin görevine girdiği nazara alınarak, yine HMK’nın 114/c ve 115/2 mad. gereğince huzurdaki davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK md 6 uyarınca müvekkilinin —— yetkili olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin bu davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinde bahsedilen sözleşme ile üstlenmiş olduğu iş kapsamında gerekli ——— —– hücrelerine ——– onayını aldıktan sonra, diğer davalı —– sipariş ettiğini, yani müvekkilinin iddia olunduğu —- şirket — şirketin onaylamış—— sipariş olunan ürünün üretimi safhasında bulunduğunu, üretim safhasının tamamlanmasını takiben sipariş —- sevk ve teslim ederek,—olmasına bağlı olarak ürünün devreye alınma anına kadar son bulduğunu, üretim aşamasının devam — şirketinin bina dışı ve bina içi — hazırlanan—– tamamlanan — teslim almasını —hazırlanan — şartlarında —ettiğini, ——- — gözetiminde devreye alınarak, devamla yine müvekkili ile —– ürünün bakım ve kullanımına dair eğitimler verilerek, netice itibari ile sipariş olunan ürünün ——- edildiğini, ürünün devreye alınması sonrası——- alma —— — istediğini, bu çerçevede ürünün —arasındaki anlaşma— davalı —- tarafından üstlenildiği ve yangın olayına kadar da iş bu şirket tarafından yerine getirildiğini, — ile müvekkili şirket arasında —- tarihli sözleşme — teklif dahilinde, müvekkilinin, ürünün bakımı ile ilgili bir taahhüdünün olmadığını, bir diğer ifade ile taraflar arasındaki sözleşmenin ürünün bakımını kapsamadığını, müvekkili — —- dahili ve harici her hangi bir müdahalesinin olmadığının kayıtlarla sabit olduğunu,— sözleşme kapsamında yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ve ürünün bakımı ile ilgili bir taahhüdünün olmadığını, –ile üstlendiği yükümlülüklerin— diğer davalı— olduğu sözleşme ile sağlamakta olduğunu, eş deyişle——- diğer davalı —olmadığı gerçeği karşısında meydana gelen yangından ve oluşan zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını belirterek, öncelikle görev yönünden davanın usulden reddine, yetki itirazlarının kabulü ile mahkemenizin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili — Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, müvekkili şirket açısından — nedeni ile davanın usulden reddine, ayrıca haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, —zararın sigortalıya ödenmesi sonrası TTK md 1472 kapsamında —dayalı açılan rücuen tazminat davasıdır.
Dosyanın —sayılı yetkisizlik kararı ile geldiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili ——Mahkemenizce duruşmada ” — yazılan müzekkerenin cevabının beklenilmesine” şeklinde karar verilmiş —- dosyasından verilen yetkisizlik kararının istinafa taşındığını ve bahsi geçen karar bozulduğunu, —- — Mahkemesinde bu dosyaya ilişkin esas kaydı da bulunmadığını, duruşmasının —- tarihinde olduğunu, müteselsil sorumluluğa ilişkin açılan davada; müteselsil sorumlular hakkında davanın birlikte yürütülmesi zorunlu olduğundan mahkeme —— birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
——-“Dava dilekçesinin davalıya —— tebliğ edildiği, davalı vekilinin —- tarihinde cevap süresinin uzatılması talebinde bulunduğu,—- tarihinde cevap verme süresinin 2 hafta süreyle uzatılmasına karar verildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesini 30/06/2020 tarihinde ibraz ettiği anlaşılmıştır. “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1 maddesi ise ” cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Bu sebeple davalının yasal süresi içerisinde usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığı gözetilerek yetki ilk itirazının reddine karar verilerek işin esasına girmesi gerekirken yetkisizlik kararı vermesinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin talebi itibarı ve incelenen —– Kararı itibarı ile HMK 166/1 maddesi gereğince, mahkememiz dosyasının —— sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın— esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,— sayılı dosyasına bildirilmesine, karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-HMK 166/1 maddesi gereğince, —— esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamanın —— sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,
2-Birleştirme kararının— esas sayılı dosyasına bildirilmesine,
3-Harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirinin asıl davada nihai kararla değerlendirilmesine,
Dair karar, davalı vekilinin yüzüne karşı ve esas hükümle birlikte verilecek kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere karar verildi.