Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/338 E. 2022/602 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/338 Esas
KARAR NO:2022/602

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/10/2020
KARAR TARİHİ:21/09/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı firma arasında “—-” imzalandığı, sözleşme yürürlük şartları gereği taraflarca akdin imzalaması ile birlikte —-tarafından gerekli teminat mektubunun verilmesi ile sözleşme yürürlüğe girdiğini, imzalanan sözleşme gereği davacının gemi inşa işlerini üstlendiğini edimi yerine getirdiğini, davacı firmanın sözleşmenin gerektirdiği bütün şartlara uyduğunu,üstlendiği işleri eksiksiz yerine getirdiğini, aynı şartlarda davalı tarafın sözleşme gereği davacı firmaya gemi inşa ve tamir işlerinin verilmeye devam edilmesi gerektiğini, hiç bir sorun olmamasına rağmen davalı tarafça kötü niyetli bir şekilde işler verilmemeye başlandığını, karşı tarafın fiilen sözleşmeyi tek taraflı olarak ifa etmemeye başladığını, davacının teminatları iade etmesi gerektiğini ve davaya konu teminat tutarının ukdelerinin tutulmadığının, teminat tutarının hiç bir şekilde nemalandırılmadığının ve açıkta tutuldığının, davacı için bu durumun büyük bir kayıp niteliğinde olduğunun, davacı ile davalı firmaya sözleşme maddeleri gereği —-nakit teminat sunulduğunun, davacının sözleşme gereği üstlendiği edimi yerine getirdiğini, üzerine aldığı işleri teslim ettiğini, bu şartlarda artık tüm teminatların iadesine karar verilmesi gerektiğinin ve davalı firma sözleşme gereği öedemesi gereken bedelin —- nakdi teminat ile kendilerine verilen —- bedelli teminat mektubu davacıya ödenmediğinin, bankanın teminat mektubunu davalı tarafça haksız şekilde bozulduğunun, Davalı firmanın davacıya toplam—-borçlandığının, davalı tarafından— tarihinde davacıya mutabakat formu gönderildiğinin, mutabakat formunda söz konusu tutar davacının cari hesaptan kaynaklı alacağı olarak yer aldığının, davalı firma davacıya borçlu olduğunu kabul ettiğinin, davacının teslim tarihi olan — yılından beri hak ettiği alacağı alamadığının, üzerine haksız bir şekilde teminat tutarları neması/ olarak davalı tarafta tutulduğunun, ana para olan teminat, faizi ve getirişi davalı tarafın aktifine geçtiğinin, toplam —- bedelin ödenmesi talep edildiyse de davalının herhangi bir ödeme yapmadığının, davacı ile davalı firma arasında yapılan sözleşme gereğince yapılan iş kamu ve özel teşviklerine tabi olduğunu, davacı firmanın yapılan hesaplamalara göre —teşvikten kaynaklı alacağı bulunduğunun, Bu tutarın da davalı firma tarafından ödendiğinin, davalının sorumluluktan kaçma amacıyla yapmış olduğu söz konusu itirazların haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve tamamen takibi durdurmaya yönelik olup bu nedenle itirazın iptalini talep etme zarureti doğduğunun, davalı aleyhine —- sayılı dosyası ile takip başlatıldığının ve davalı firma tarafından takibe haksız itiraz edildiği iddia ederek, davalının icra takibine vaki haksız itirazının reddini ile—-tarihinden itibaren avans (ticari) faiz uygulanmak suretiyle icranın devamını itirazın iptali ile takibin devamına ve — oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davası belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete gönderilen icra takibinde asıl alacağa —- faiz istendiğini, iş bu davada avans ( ticari ) faiz istemesi usulu ve yasaya aykırı olacağını, davacının inkar tazminatı talebinin de reddinin gerektiğini, dava dilekçesi ile takip talebinde bulunmayan yeni bir alacak talep edilmekte olup bu durumun kabulü mümkün olmadığının, zamanaşımı itirazının bulunduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasındaki sözleşmeler gereği— teminat olarak tutulmakta olup teminatın geri verilmesi şartları oluşmadığını,bu miktarın muaccel hale gelmediğini,icra takibinde talep edilen —tutarında bir borç bulunmadığını, davacı tarafından sunulan mutabakat metni delil niteliği taşımadığını, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, belirterek, davanın dava şartı yokluğundan ve esastan reddi ile —- az olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle —-yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı aleyhine—
—sayısına kayıtlı olarak —günü, —-cari hesap alacağı;
—cari hesap alacağı olmak üzere toplam— faizi ile birlikte
tahsili için genel haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür.
İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının— yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara —- tarihli ve—- sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava ilk olarak Mahkememizin — sayılı esasında görülmekte iken, yapılan yargılama sonunda— tarihli karar ile; “Davacının hukuki yararı yokluğundan USULDEN REDDİNE” karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilinin İstinaf yoluna başvurması üzerine yapılan istinaf incelemesi sonunda;—- tarihli kararı ile “icra takibiyle tahsili talep edilen teminat tutarları belirli olduğu gibi, teşvikten kaynaklı olarak talep edilen alacak da hesap edilip belirlenebilir nitelikte olup, dava konusu alacağın belirsiz alacak niteliğinde olmadığı açıktır. Davacı davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirmiş olmasına rağmen, davacının alacaklarının bir kısmını dava ettiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmasına, başka bir anlatımla davanın kısmi dava olarak görülmesi için gerekli koşulların somut olayda bulunmasına göre, mahkemece davanın bir ara kararı ile kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılması gerekirken, hukuki yarar yokluğundan reddi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4. bendi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.İstinaf kararından sonra dosya mahkememizin —-sayılı esasına kaydedilmiş, usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp — incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; davacının, davalının nezdinde teminatı ve
teşvik alacağı bulunup bulunmadığı; varsa teminatın iadesi koşullarının gerçekleşip
gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise iadesi istenebilecek tutarın uyuşmazlık konularını teşkil
ettiği anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde — inceleme yaptırılarak— raporu tanzim ettirilmiştir.—- raporunda; Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların Usul ve Yasaya uygun tutulmuş ve lehine delil olabilme niteliği taşıdığı kanaatinde olduğum Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketin Fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla —- ALACAK Talebi üzerinden harçlandırarak İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Taraflar arasında —-Bakiye olduğu konusunda çekişme bulunmamakta olup, Ancak Davacının bu tutarın iadesini talep edip, edemeyeceği, davalı şirket nezdinde teminat olarak tutulan bu tutarın Muaccel olup, olmadığı hususları Hukuki Değerlendirmeye muhtaç olduğu, Davacının bir diğer talebi olan ve İcra takibine konu olan — Alacak Kalemine ilişkin olarak Davacı ve Davalı Şirket Kayıtlarında herhangi bir Borç/Alacak Bakiyesi Mevcut olmayıp, Davacı Şirketin taleplerinin Takdirinin Sayın Mahkemeye ait olabileceği sonuç ve kanaatlerine varıldığını bildirmiştir.
—-üzerinden celp edilip incelenmiştir.
—-Sayılı Dosyasının incelenmesinde,
dava dışı — tarafından, —günü, — aleyhine iş kazasına dayalı açılan maddi tazminat davası olduğu; bilahare birleşen davada da manevi tazminat talebi bulunduğu;Yapılan yargılaması sonunda —günü tesis edilen hükümle;
“Asıl davanın kabulüyle — maddi tazminatın,
— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte
davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline;
Birleşen davanın kabulüyle — manevi tazminatın,
— kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte
davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verildiği, Mahkeme’nin — tarihli yazısına nazaran, henüz kesinleşmediği görülmüştür.—-Sayılı Dosyasının incelenmesinde, Dava dışı —- tarihinde maruz kaldığı iş kazası
nedeniyle —-tarafından adı geçene bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin peşin değeri ve diğer ödemelerin rücusu için —- tarihinde açılan davası olduğu;
Yapılan yargılaması sonunda —günü tesis edilen hükümle;
“Davanın kabulü ile — rücu alacağının —-tahsis onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,—- geçici iş göremezlik alacağını ödeme tarihinden itibaren,—- tedavi gideri alacağının sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verildiği;Mahkeme’nin —tarihli yazısı içeriğine nazaran, dosyanın istinaf
aşamasında bulunduğu görülmüştür.
—-Sayılı Dosyasının incelenmesinde; Dava dışı—-
aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için açılan dava olduğu; yapılan yargılaması sonunda —günü tesis edilen hükümle;
“— ihbar tazminatının — dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline;— fazla çalışma ücretinin — dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat
faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline;
—-hafta tatili ücretinin —dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline;—genel tatili ücretinin —dava,
bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline” karar verildiği;Mahkeme’nin—tarihli yazısı içeriğine nazaran, dosyanın istinaf aşamasında bulunduğu görülmüştür.—-Sayılı Dosyasının incelenmesinde, Dava dışı— tarafından,—-
aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için açılan dava olduğu; yapılan yargılaması sonunda — günü tesis edilen hükümle;
“—ihbar tazminatının — dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline;—-fazla çalışma ücretinin —-dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek
mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline;
—-hafta tatili ücretinin —dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline;— genel tatili ücretinin — dava,bakiyesinin talep artırım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek
mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline” karar
verildiği;Kesinleşme akıbetinin belirsiz olduğu görülmüştür.
Dosya — eklenmek suretiyle yeniden — raporu alınmıştır. Rapor dosya muhteviyatı ile uyumlu, denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.— Teminatın İadesi Talebi Yönünden;
Davacının, davasında davalı nezdinde nakde dönen teminat mektubu—hakkedişinden kesilen teminat olmak üzere toplam —- alacağı bulunduğunu ileri sürdüğü, davalının, cevap dilekçesinin 4. maddesinde davacının — tutarlı alacağının teminat olarak tutulduğunu kabul ve ikrar ettiği, hal böyle olunca, teminat miktarının davalı nezdinde — olduğundan uyuşmazlık bulunmadığı; uyuşmazlığın teminatın iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 30.5 maddesinde:“Alt yüklenicinin, işbu sözleşmeye konu işle ilgili olarak
istihdam ettiği/edeceği işçilerden dolayı İş Kanunu ile ilgili mevzuatın kendisine yüklediği mükellefiyetleri eksiksiz olarak yerine getireceğİ; alt yüklenicilerinin kendi işçilerinin ilgili mevzuattan doğan haklarını yerine getirmemiş olmasından dolayı veya ihlalinden dolayı—yapmak zorunda kalacağı tüm ödemelerin
ve/veya uğrayabileceği tüm zararların alt yüklenicilerin tazmin ile
yükümlü olduğu—kusuru veya kusursuz sorumluluğu nedeniyle /// tarafından ödenmesine hükmedilen miktarların alt yükleniciye rücu edileceği”
Sözleşmenin “Teminatın Geri Verilmesi” başlıklı 47. maddesinde;
“Alt yüklenicinin — prim borcu olmadığına ilişkin
ilişiksizlik belgesi alması; alt yüklenici işçilerinin—-
çalıştığı süreye ilişkin tüm kanuni haklarının alt yüklenici tarafından verilerek işçilerden ibraname alınması; alt yüklenicinin işçilerinin veya onların mirasçılarının alt yüklenici ve/veya—-
arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmaması” koşuluna bağlandığı;
Yukarıdaki davaların,—işçileri tarafından açıldığı; —
üst işveren sıfatıyla sorumlu tutulmasının 4857 sayılı Yasa’nın 2. maddesinden kaynaklandığı; asıl sorumlunun iki işveren arasında — yılında açıldığı;
— yılında sonuçlandığı; dolayısıyla karar altına alınan tutarlar dikkate alındığında,miktarında uyuşmazlık bulunmayan — teminatın takip tarihi itibarıyla iadesi koşullarının gerçekleşmediği; varsayım olarak, davaların istinaf/Yargıtay aşamasında işçiler aleyhine oluşması ve red kararı verilmesi halinde, ancak o tarihte muaccel bir alacağın varlığından söz edilebileceği kanaatine varılmıştır.
—- Teşvik Alacağı Yönünden;
Takipte cari hesap alacağı olarak nitelendiği; ancak dava yazısının (—) sayılı bendinde yapılan açıklamada “davacı firmadan yapılan hesaplamalara göre—-teşvikten kaynaklı alacak bulunduğu; bu tutarın da davalı firma tarafından ödenmemesi
nedeniyle icraya konu yapıldığının” bildirildiği; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.6
maddesinde;
“— alt yükleniciye teşvik belgesi ibraz ettiği
takdirde alt yüklenici maliyet hesabında teşvik unsuru olan sigorta
primi işveren payı desteğinden elde edeceği avantajı birim fiyatına
yansıtacaktır”
Yine sözleşmenin 10.7 maddesinde;
“Sözleşme fiyatında teşvik belgesinde yer alan— işveren
hissesi desteği ve asgari ücret artışı nedeniyle işverene ek maliyetin hazine tarafından karşılanacak — kısmı kapsamında ek 3’te belirtilen şekilde her blokta harcanacak adam saat dikkate alınarak teşvik bedellerinin hesaplandığı; sözleşme konusu işin geçici kabulüyapıldığında fiilen yararlanılan teşvik bedeli taraflar tarafından tekrar hesaplanarak oluşan farkın alacaklı tarafından faturalanacağı; alt yüklenici tarafından söz konusu teşvikin çalışılan süre boyunca uygun şekilde kullanılması kendi yükümlülüğünde olması, kendi teşviki kullanamaması durumunda ilgili süre boyunca teorik olarak kullanılması
gereken teşvike göre kullanılacağı;
Davalının cevap dilekçesi ekinde mevcut —- tarihli tarafların imzasına — tarihli sözleşmenin imzalandığı; kısmen fesih
konusunda tarafların mutabakata vardığı; fesih tarihine kadar tamamlanan— herhangi bir hak ve alacağı kalmadığı; ilgili sözleşmeden dolayı yerine getirilen işler ve kendi personeli ile ilişkili sorumlulukların ve yasal yükümlülüklerin
devam ettiğine ilişkin” kararlaştırma yer aldığı; anılan belgede ayrıca “sözleşme bedeli — teşvik kesintisinin —-olduğu” anlatımı yer aldığı;Kararlaştırılan teşvikin, nakit ödeme biçiminde olmadığı; sözleşme işçilik fiyatınayansıtılacağı; davacının yararlandığı teşvikinin, iş bedelinden düşüleceği biçiminde
kararlaştırılması yanı sıra, yukarıda tanıtılan— tarihli kararlaştırma içeriği de dikkate alındığında, yerinde olmadığı gibi, davacının incelenen ticari defterinde de alacak miktarının yukarıdaki teminat miktarına eş görüldüğü; hal böyle olunca, mevcut delil
durumuna nazaran talebe iştirak edilmediği; kaldı ki böyle bir alacağı olsaydı dahi, davacının alacağının davalı tarafından teminata aktarılacağı zira iş mahkemesi dosyalarında oluşan
alacağının mevcut teminatı karşılamakta yetersiz olduğu
kanaatine varılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kötüniyet tazminatı yönünden; İ.İ.K’nin 67/2. maddesinde itirazın iptali davasında alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca borçlu davalı lehine tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması şarttır. Eldeki davada, davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden davalının kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının —esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptaline ilişkin kısmi davanın;Takibe konu olduğu anlaşılan iki asıl alacak kaleminden;Teminat alacağının takip tarihinde muaccel olmaması sebebiyle vaktinden evvel açılan takip/dava niteliği gereği;
Teşvik alacağın ise şartları oluşmadığından;
REDDİNE,
2-Davalının kötü niyetli takip tazminatı talebinin ise şartları oluşmadığından reddine,
3-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılmış —yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Alınması gereken — red karar ve ilam harcından peşin ödenen — harcın mahsubu ile bakiye — harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davadan önce gidilen arabuluculukta — karşılanan — arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-Taraflarca yatırılmış gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair kara, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren—hafta içinde— İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.