Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2023/476 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/330
KARAR NO : 2023/476

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülen Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın müvekkillerinden iradeleri dışında 27/06/2018 tarihinde ——numaralı 75.000,00 TL bedelli Ticari Kredi Sözleşmesi akdedilirken birçok evrak imzalatılmasını fırsat bilmek suretiyle sanki sözleşmenin bir sayfasıymış gibi Borçlusu müvekkilleri —-ve—- olan, 27/06/2018 tanzim tarihli, 24/06/2019 vade tarihli, —– emrine düzenlenen 99.500,00 TL bedelli bono evrakların arasına konularak müvekkillerinden açık imza alındığını, müvekkillerinden —– bu kredi haricinde de muhtelif zamanlarda ticari hayatta çek kırdırma olarak adlandırılan ileri tarihli çeklerini daha düşük bedelle bankaya komisyon vererek nakit paraya çevirdiğini, diğer müvekkili —– ise yalnızca bu kredi sözleşmesine eş sıfatıyla rıza için imza verdiğini, bu kredi sözleşmesi haricinde ilgili banka ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını, müvekkili —– kredi borcundan kaynaklı ödemelerini 03/06/2019 tarihine kadar ödediğini, düzenli ödemelerini yerine getirmesine rağmen ilgili bankanın —-Noterliği’nin 25/06/2019 tarihli, —–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile usulsüz şekilde kat ihtarında bulunulduğunu, bu kat ihtarında afaki beyanlarda bulunarak hangi borçtan kaynaklı olduğu dahi anlaşılmayan alelade şekilde ihtarname gönderildiğini, müvekkili —– ilgili banka şubesine borçlarını süresinde ödediğini, bu kat ihtarının ne olduğunu sorduğunda şifahi olarak bunun sebebinin kırdırmak için verdiği çeklerin banka tarafından tahsil edilemediğinden kendisine rücu edilmesinden kaynaklı olduğunun söylendiğini, müvekkilinin ilgili çeklerin vadesinin 20/12/2018 ve 24/12/2018 olduğunu, bu güne kadar kendisine hiçbir ihbarda bulunulmadığını, çeklerin halen kendisine iade dahi edilmediğini, halen bankada olduğunu, ilgili çeklere süresinde karşılıksızdır işlemi yaptırmadığından sorumluluğun bankada olduğunu bildirmiş ise de sonuç alamadığını, bunun üzerine müvekkilinin —– Noterliği’nin 18/07/2019 tarih,—— yevmiye numaralı ihtarnameye cevap yazısında: “kat ihtarının haksız olduğunu, borcu kabul etmediğini, Bankaya 03.08.2018 ve 25.09.2018 tarihinde 4 adet çek verdiğini, ancak bunlardan 36.000.-TL ve 32.000 TL tutarlı çeklerin hesaptan düşülmediğini, ilgili çeklerin mahsup edilerek yeniden borç bildiriminde bulunarak süre verilmesini, aksi halde hangi sebeple mahsubun yapılmadığının bildirilmesi ve iligli çeklerle ilgili hangi işlemlerin yapıldığını tarafına bildirilmesini” istediğini ancak banka tarafından bu cevabına hiçbir cevap verilmediğini, kat ihtarında hukuka uygun hiçbir dayanağı olmadığından ilamsız takip yapmadığını, bunun yerine işbu suça konu bonoyu hukuka aykırı şekilde sonradan doldurarak icra takibi başlattığını, müvekkillerinin davaya konu bonoya neye istinaden imza attıklarını dahi bilmediklerini, müvekkillerinin davaya ve suça konu boş bonoyu imzaladığını ilgili icar takibi ile öğrendiklerini ileri sürerek; müvekkillerinin —-. İcra Dairesinin—–Esas sayılı dosyası nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptalini, bu taleplerinin kabul olmaması halinde davalıya verilen 20/12/2018 tarihli, 36.000,00 TL bedelli, —— numaralı çek ve 24/12/2018 tarihli, 32.000,00 TL tutarlı ——numaralı çeklerin vade tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte alacakları kadar takas mahsup haklarının bulunduğundan bu çek bedelleri ve avans faizi toplamı kadar ilgili icra dosyasından borçlu olmadıklarının tespitini, davalının kötü niyetli olması nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar ——ile müvekkilleri banka arasında birden fazla Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve kendilerine kredi kullandırıldığını, ancak davacıların borçlarını müvekkili bankaya ödemediklerini, bu nedenle davacılar tarafından rızaen imzalanarak müvekkili bankaya tevdi edilen senedin tahsil edilmemesi talebiyle senette imzası bulunan davacılar aleyhine —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak —–. İcra Dairesinin —– Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senedine mahsus takip başlatıldığını, takip dosyasından gönderilen ödeme icra takip dayanağı ve iş bu dava konusu senet örneği ile birlikte 18/07/2019 tarihinde davacı—- tarafından tebliğ alındığını, davacı borçlu iş bu takibe konu senetle ilgili hiçbir itirazda bulunmadığını, aradan 2 yıl geçtikten sonra huzurda görülen davayı açmaktaki maksadının anlaşılamadığını, davaya konu senet aslının icra dairesi kasasında olduğunu, iş bu davaya konu takibin müstenidatı senet Asliye Ticaret Mahkemesinin denetiminden geçmiş olup, senette herhangi bir hukuki eksiklik bulunmadığını, icra takibindeki hukuki işlemlerin tamamı da İİK’na uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK 72 madde gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez 26/04/2022 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda; Davacı bankanın davalı asıl borçlu —– arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, Davalı kefil —— imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde “ Sözleşmeyi imzalamadan önce Banka tarafından tarafımıza iletilen sözleşme nüshalarını teslim alarak birbirini takip eden toplam 8 (sekiz) maddeden ibaret işbu Sözleşme’nin tamamını okudum, anlamadığım tüm konularda Banka yetkilileri ile görüştüm ve detaylı bilgi aldım, Sözleşme içerisinde yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki maddelerin içeriğini profesyonel olarak ve danışmanlarım aracılığıyla değerlendirdim ve kabul ediyorum. Sözleşmeyi imzalarken bu haliyle mutabık olduğumu kabul ediyorum” Beyanında bulunduğu, Dolayısıyla Mahkeme tarafından —— olarak kabulü yönünden; toplam 300.000,00 TL kefalet limiti dahilinde doğan tüm borçlardan sorumlu olacağı hususu Mahkemenin Takdirinde olduğu, Davalı Asıl Borçlu —-Ödeme Plan no’lu ve —- Ödeme Planı No’lu olmak üzere 2 Adet Taksitli Kredi ve —-kredi Kart kullandırıldığı; —— Takip tarihi itibarı ile yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile toplam 97.110,94 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, dosyada mübrez tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda; Davalı bankanın —-Şubesi ile davamı —– arasında 27/06/2018 tarihinde, davacı —— müteselsil kefaleti ile 300.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiğini, davacı-müteselsil kefilin imzaladığı kefalet sözleşmesinin, ait olduğu Borçlar Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen hususları içerdiği ve kefaletin geçerli olduğu, Davalı ——emrine düzenlenmiş, 27.06.2018 tanzim tarihli, 24.06.2019 ödeme günlü, 99.500 TL bedelli senedin, davacı —–ve davacı —— tarafından borçlu sıfatıyla imzalandığı, Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca, davalı —-. tarafından, davacı —–numaralı 75.000 TL ve —— numaralı 65.000 TL (anapara) tutarındaki taksitli ticari kredilerin kullandırıldığı, ayrıca davacıya —— numaralı ticari kredi kartının verildiği ve kullandırıldığı, Davacı —– kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle,—— kredi hesapları davalı banka tarafından kat edilerek, davacı asıl borçlu —– ve davacı müteselsil kefil —–. Noterliğinin 25.06.2019 tarih ve —– yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, Borcun ödenmemesi üzerine, davalı —- Tarafından, 27.06.2018 tanzim tarihli ve 24.06.2019 vadeli senedin tahsili için, davacı —- ve davacı —- aleyhine, —-. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası ile 03.07.2019 tarihinde, “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” 96.500 TL asıl alacak talepli kambiyo senetlerine özgü icra takibinin başlatıldığı, Davalı —–, davacı —- ve davacı —– numaralı taksitli ticari krediler ve —– numaralı ticari kredi kartından kaynaklanmış,—-. İcra Müdürlüğünün—— esas sayılı, 03.07.2019 takip tarihi itibariyle, 96.500 TL asıl alacak, 470,44 TL faiz ve 289,50 TL (binde üç) komisyon olmak üzere; toplam 97.259,94 TL alacağının olduğu,—–Asliye Ticaret Mahkemesinin—– Esas sayılı, 18/05/2021 dava tarihi itibariyle 96.500,00 TL asıl alacak, 36.275,96 TL faiz, 289,50 TL komisyon, 11.068,18 TL takip tahsil harcı, 44,40 TL takip başvurma harcı, 13.189,69 TL takip vekalet ücreti ve 110.50 TL takip masrafı olmak üzere toplam 157.487,23 TL alacağının olduğu, Davaya konu senedin, davacı ——- kredi borçlarının tahsili için verilmiş bir borç senedi olduğu, davacının, senede yönelik “iradesinin fesada uğratılarak boş senet imzalattırıldığı, iradesi dışında ticari kredi sözleşmesi akdedilirken birçok evrakın imzalatılmasını fırsat bilmek suretiyle, sanki sözleşmenin bir sayfasıymış gibi diğer evrakların arasına koyulduğu ve açık imzasının alındığı” iddiasını da yazılı delil ile kanıtlayamadığı, Davacının, tacir olduğu ve “davaya konu bonoya imza attıklarını bilmemek oldukları, neye istinaden olduğunu bilmemekte oldukları, davaya ve suça konu boş bonoyu imzaladığını ilgili icra takibi ile öğrendikleri” beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Davacının dava konusu senet ile ilgili olarak —–yetkilileri hakkında —–Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu, dosyadaki bilgilere göre, soruşturmanın —– soruşturma numarası üzerinden devam ettiği, Davacı —— tarafından, davacının davalı bankadan kullanmış olduğu kredilerine mahsup edilmek üzere, —– numaralı, 20.12.2018 keşide tarihli, 36.000 TL bedelli ve —–numaralı, 24.12.2018 keşide tarihli, 32.000 TL bedelli çeklerin, davalı bankaya teslim edildiği, davalı banka tarafından, çeklerin, tahsili için, keşide tarihlerinde muhatap bankalarına ibraz edildiği, ancak keşidecilerin hesap bakiyesi sıfır olduğundan, çeklerin karşılıksız işlemine tabi tutulduğu, bunun üzerine davalı banka tarafından, —– İcra Müdürlüğü’nün, ——. sayılı dosyalarından keşideci cirantalar hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takiplerinin başlatıldığı, söz konusu icra dosyalarından henüz alacaklı bankanın kayıtlarına yansıyan bir tahsilatın sağlanamadığı, çeklerin tahsil edilememesinde davalı bankanın bir kusurunun bulunmadığı, Davacı asıl borçlu —–kefaleti sebebiyle, —-, 24.03.2021 tarihinde—- numaralı taksitli ticari kredi için gelen 40.067,31 TL’nin, 26.12.2017 tarih ve —– sayılı Bakanlar Kurulu kararının 3. Maddesiyle değiştirilen—–Kurumlarına Sağlanan Hazine desteğine İlişkin 31.10.2016 tarih —– sayılı Bakanlar Kurulu kararının 6. maddesinin (yeni 1. madde) 1. bendine göre, “temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür” ve Yine aynı maddenin 5. bendine göre, “temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında —– aktarılır.” düzenlemeleri mevcut olduğundan, Hesaplamalarda, kredi borcuna mahsup edilmemesinin gerekmekte olduğu, Tahsilde tekerrür olmamak ve Türk Borç Kanunu’nun 100. maddesi gereğince dava tarihinden sonra —–numaralı taksitli ticari kredi için yapılmış toplam 1.939,90 TL kısmi tahsilat, öncelikle işlemiş faiz, masraf ve borcun ferilere mahsup edilmek kaydıyla, —-numaralı taksitli ticari krediler ile—– numaralı ticari kredi kartından kaynaklanmış 96.500 TL asıl alacak tutarına, takip – dava tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen tahsiline kadar (talep gibi) yıllık e 19,50 avans faiz oranından temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle takibin devam edeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacılar aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı İİK 72. Maddesi gereğince davacıların borçlu olup olmadığının tespitine yönelik bankacı bilirkişine dosya tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi tarafından sunulan raporda; davalı bankanın —-şubesi ile davacı —– arasında 27.06.2018 tarihinde, davacı —– müteselsil kefaleti ile 300.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, kefaletnamenin sözleşme tarihindeki meri yasaya uygun olarak alınmış olduğunu, davacı —– kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle, kredi hesapları davalı banka tarafından kat edilerek, davacı asıl borçlu —– ve davacı müteselsil kefil—- Noterliği’nin 25.06.2019 tarih ve —–yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, davalı bankanın ihtarı sonrası alacağın ödenmediği ve davacılar aleyhine 96.500 TL asıl alacak talepli kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davalı bankanın takip tarihi itibariyle toplam 97.259,94 TL alacağının bulunduğu ve dava tarihi itibariyle ise toplam 157.487,23 TL alacağının bulunduğu, takip konusu davalı emrine düzenlenmiş 27.06.2018 tanzim tarihli 24.06.2019 tarihli ödeme günlü, 99.500 TL bedelli senedin davacılar tarafından borçlu sıfatıyla imzalandığı, davacı —– tarafından, davacının davalı bankadan kullanmış olduğu kredilerine mahsup edilmek üzere, —- numaralı, 20.12.2018 keşide tarihli, 36.000 TL bedelli ve —– numaralı, 24.12.2018 keşide tarihli, 32.000 TL bedelli çeklerin, davalı bankaya teslim edildiği, davalı banka tarafından, çeklerin, tahsili için, keşide tarihlerinde muhatap bankalarına ibraz edildiği, ancak keşidecilerin hesap bakiyesi sıfır olduğundan, çeklerin karşılıksız işlemine tabi tutulduğu, bunun üzerine davalı banka tarafından,—-. İcra Müdürlüğü’nün, —–. sayılı dosyalarından keşideci cirantalar hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takiplerinin başlatıldığı, söz konusu icra dosyalarından henüz alacaklı bankanın kayıtlarına yansıyan bir tahsilatın sağlanamadığı, çeklerin tahsil edilememesinde davalı bankanın bir kusurunun bulunmadığı, davacı asıl borçlu —-kefaleti sebebiyle, —– 24.03.2021 tarihinde —- numaralı taksitli ticari kredi için gelen 40.067,31 TL’nin, 26.12.2017 tarih ve —- sayılı Bakanlar Kurulu kararının 3. Maddesiyle değiştirilen ——Sağlanan Hazine desteğine İlişkin 31.10.2016 tarih —– sayılı Bakanlar Kurulu kararının 6. maddesinin (yeni 1. madde) 1. bendine göre, “temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür” ve Yine aynı maddenin 5. bendine göre, “temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında —-aktarılır.” düzenlemeleri mevcut olduğundan, hesaplamalarda, kredi borcuna mahsup edilmemesinin gerekmekte olduğu rapor edilmiş ve mahkemece hükme esas alınmış olup; TTK’nın 592 maddesi uyarınca açığa senet düzenlemesi mümkün olup, senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerekir. Boş senedin verildiği kişinin önemi yoktur. Önemli olan senedin boş kısımlarının aradaki anlaşmaya uygun doldurulup doldurulmadığıdır. (Yargıtay —–.Hukuk Dairesi’nin —— Sayılı kararı) Davacılar iradesinin fesada uğratılarak boş senet imzalattırıldığı, iradesi dışında ticari kredi sözleşmesi akdedilirken birçok evrakın imzalatılmasını fırsat bilmek suretiyle, sanki sözleşmenin bir sayfasıymış gibi diğer evrakların arasına koyulduğu ve açık imzasının alındığı iddiasını yazılı delillerle de ispatlayamadıkları anlaşılmakla; davanın reddine karar verilmiş ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 1.660,96 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 1.481,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 15.561,59 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.