Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/311 E. 2022/868 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/311 Esas
KARAR NO : 2022/868

DAVA:Banka teminat mektuplarından ötürü menfi tespit, mektupların iadesi veya hükümsüzlüğün tespiti ile iptali + Alacak
DAVA TARİHİ:05/05/2021
KARAR TARİHİ:22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka teminat mektuplarından ötürü menfi tespit, mektupların iadesi veya hükümsüzlüğün tespiti ile iptali + Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin ” —–” marka ” ısı pay ölçer ” ve ” su dağıtım sayaçları ” imal ettiğini, davalı ile 2007 – 2010 yılları arasında bir ticari ilişkiye girdiğini; bu ilişki içinde, davalıya—— nolu teminat mektuplarını alacağı avans tipinde ödemelerin teminatı olarak verdiğini; müvekkilinin edimlerini yerine getirerek davalının yüklenici olarak üstlendiği —- Projesi’neyüklenici olarak üstlendiği—– ısı sayacı verdiğini, edimlerini yerine getirdiğini; teminat mektuplarının bu nedenle iadesi gerekirken davalının buna yanaşmadığını, bu nedenle teminat mektuplarından dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, teminat mektuplarının iadesine, iade mümkün değilse teminat mektuplarının iptali ile müvekkili yönünden hükümsüz kaldığının tespitine karar verilmesini ve teminat mektuplarının iade edilmemesinden dolayı bankaya ödenmek zorunda kalan 19.740,54 TL teminat mektuplarının komisyon ve masrafının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalıdan ayrıca %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, karşı tarafın iddia ettiği ticari ilişkinin taraflar arasında kurulmuş bulunduğunu, ancak davacının edimini zamanında ve gerektiği gibi yerine getirmediğini,—– esas sayılı dosyasına düzenlenen bilirkişi raporlarında da bu hususun tespit edildiğini, o dosyada taraf olmadıklarını, davada “ihbar olunan” konumunda bulunduklarını, ayrıca —–dosyasında da tespitler yapıldığını, davacı tarafa 14/01/2010 günü ile 15/02/2013 tarihinde —– Noterliğinden çekilen 5 adet ihtar bulunduğunu, söz konusu ayıpların davacı tarafa bildirildiğini; bu nedenle davacı tarafın esasen edimlerini yerine getirmiş sayılamayacağı, bu sebeple de teminat mektuplarının iade edilmediğini, teminat mektuplarının kendilerince tutulmasında haklı olduklarını, davacı tarafından açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, akdi ilişki çerçevesinde verilen teminat mektuplarının iadesi, iade olmadığı takdirde teminat mektuplarının davacı yönünden iptali ve hükümsüzlüğünün tespiti ve teminat mektuplarının zamanında teslim edilmemesi sebebiyle bankaya ödenmek zorunda kalan komisyon ve masraflara yönelik alacak davasıdır. Davacı bu talepte bulunurken teminat mektuplarından ötürü borçlu olmadığının tespitine ve bir yerde edimlerini yerine getirdiğinin tespitini talep etmektedir.Taraflar arasındaki akdi ilişki ihtilafsız olup; davalı —–Projesi’ni inşaatını yüklenici olarak üstlenmiştir. —– işveren olduğu bu projeye davacımız ise—— ısı sayacı temin etmeyi taahhüt etmiştir. Bu nedenle alt yüklenicidir. ( Taşerondur ). Davacımızın taahhüt ettiği bu emtiayı davalının yüklenicisi olduğu projeye teslim ettiği ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, emtianın ayıplı olup olmadığı, süresinde teslim edilip edilmediği hususunda toplanmaktadır.
Davacı taraf, edimini yerine getirdiğini, karşı tarafın süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını ileriye sürerken davalı taraf bunu kabul etmemekte, edimlerin geç ve ayıplı yerine getirildiğini, bunun da davacı tarafa süresinde ve usulünce bildirildiğini savunmaktadır.Mahkememizce bu çerçevede tarafların gösterdiği dosyalarda incelenmiş —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —— esas ——karar sayılı ve kesinleşmiş hükmünde; —— davacı olduğu,—–davalı olduğu; bu davada davalımız olan —– yüklenici firma olmasından dolayı davada ” ihbar olunan ” konumunda olduğu, 04/02/2010 tarihli sözleşmede —— imzasının olmadığı, davacı ile davalının imzasının olduğunu nedeniyle —–aleyhine karar verilemeyeceği, oysa davacı—— tarafından sözleşme gereğince toplam tutarın %37’sine denk gelen 179.800,61 Euro yönünden —- fatura düzenlendiği,—– tarafından ödenmediği için kooperatiften talep edildiği; —— adına düzenlenen faturalardan dolayı da kooperatif aleyhine talepte bulunulamayacağı için davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu dosyada ——, mali müşavir ve—– bilirkişiden oluşan heyet tarafından hazırlanan 17/10/2014 tarihli kök raporda ve 15/06/2015 tarihli ek raporda kooperatifin ve —— sahibi olduğu bütün dairelerde tüm sistemlerin eksiksiz ve ayıpsız çalışır olduğunun tespit edildiğini, davacımız —– karşı haklı eleştirilerin tek dayanağının—— üretilen 2007 model kalorimetre cihazlarının seri üretiminin ayıplı olduğu ve—– tarafından bütün ayıplı cihazların ayıpsız yenileriyle değiştirilerek veya ayarlanarak iyileştirildiği hususunda tespitin bulunduğu,—–tarafından düzenlenen faturanın da kooperatifin kendi payına düşen %63’ünü ( ——- ile kooperatif arasındaki 04/02/2010 tarihli sözleşmede, ——- hak edişinin %63’ünün kooperatif, %37’sinin —— tarafından ödeneceği düzenlenmiştir ) kooperatifin hiçbir sorun çıkarmaksızın ödediği belirlenmiştir.Davalının da olayla ilgili dayandığı—–Sulh Hukuk Mahkemesinin ——- dosyaları getirtilmiş ve incelenmiştir.
Mahkememizce tüm toplanan deliller çerçevesinde —– bilirkişi ve —- bilirkişiden 07/11/2022 tarihli rapor alınmış taraf vekillerinin rapora itirazları ve beyanları incelenmiş tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu ve yukarıda belirtilen ihtilaf sebebine göre yapılan incelemede;Davalının da ihbar edilen konumuyla yer aldığı ——-esas sayılı dosyasında, davacımız tarafından üstlenilen—— ısı sayaçlarının dairelerde çalıştığı, bir kısmında iyileştirme yapılmak suretiyle çalıştığı; bu nedenle davacının artık edimlerini yerine getirmiş sayılacağı belirlenmiş ise de;Bir an için davalının savunduğu gibi bu emtiaların ayıplı olması, geç teslim edilmiş olması kabul edilse dahi; bu hususun süresinde ve usulünce davacıya bir ayıp ihbarı ile bildirilmesi gerekir. Davacı kendisine süresinde içinde böyle bir ihtarın yapılmadığını iddia etmiştir. TTK 23/c maddesi gereğince taraflar tacir olduğu için söz konusu ayıp ihbarının teslimden itibaren, ayıp teslim anında açıkça belliyse 2 gün içinde, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde inceleterek satıcıya bildirmek zorundadır. Şayet ayıp gizli ayıpsa ve kullandıkça ortaya çıkacaksa o takdirde de TBK’daki ayıp ihtarı süresi içinde ihbarı gerekmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin imzalandığı ve teslimin gerçekleştiği tarihte cari 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 25/4 maddesinde ve Borçlar Kanununun 207. Maddesinde tüccarlar arasındaki ticari satışlarda ayıp ihtarı için süre 6 aydır. Ancak olayımızda satıcı daha uzun bir süre için garanti vermiş olup, garanti süresi olan 5 yıllık sürenin sonuna kadar ayıp ihtarının yapılması zorunludur. Dosyamızdaki ihbarlar incelenmiş olup söz konusu olan ihbarlar (—–. Noterliğinden yapılan 5 adet ihtar ) 2013 tarihlidir. Ayrıca davalının ihbar olunan konumuyla katıldığı dosyada hazırlanan 17/10/2014 tarihli bilirkişi raporu ve 2015 tarihli ek raporundan itibaren de 5 yıllık garanti süresi ziyadesiyle geçmiştir. Bu nedenle artık davalımızın süresi içinde ayıp ihtarında bulunduğundan bahsedilemez, garanti kapsamından yararlanması mümkün değildir. Hal böyle olunca davalı tarafın artık teminat mektuplarını iade etmesi gerekir, teminat mektuplarının iadesi gereken tarih olan——-dosyanın rapor tarihlerinden çok sonra, iade edilmeyen teminat mektubundan dolayı banka davacımızdan 30/01/2019 tarihinde itibaren başlayarak 30/04/2021 tarihine kadar ( davadan önceki son tarih ) toplam 1.536 Euro komisyon ve masraf kesmiş olup bu hususu mahkememize 18/11/2022 tarihli müzekkeresi cevabında bildirmiştir. İlk kesinti tarihindeki Euro 10.01 TL olduğundan bunun komisyon bedeli 15.361,00 TL olarak kabul edilmiş, bu miktara hükmedilmiş;Davacı her ne kadar kötü niyetli tazminat talep etmişse de; banka teminat mektuplarından dolayı yapılmış bir takip bulunmadığından kötü niyetli takip tazminatı şartları oluşmamış bu talepte bu nedenle reddedilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
—— tarafından düzenlenen—— nolu teminat mektuplarından ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, teminat mektuplarının İPTALİNE, davalı yanca davacıya iadesine; teminat mektupları davalı tarafından zayi olmuş ya da iade olamıyor ise, bu teminat mektuplarının davacı yan yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,15.361,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,Fazlaya dair teminat mektuplarından dolayı komisyon alacağı talebinin reddine,Davacı tarafın şartları oluşmayan kötü niyetli tazminat talebinin reddine,Alınması gereken 34.605,84 TL ilam harcından davacı tarafından dava açılırken peşin olarak karşılanan 8.719,07 TL ilam harcının mahsubu ile eksik 25.886,77 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Tamamı davacı tarafça karşılanan 8.778,37 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının tamamı ile 10 elektronik tebligat gideri 55,00 TL ile 4.000,00 TL bilirkişi ücretinin kabul ve ret oranı gereğince 4.023,20 TL’sinin toplamı 12.801,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,Ara buluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin 1.309,00 TL’sinin davalıdan alınarak kalan 11,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,Karar tarihindeki —— gereğince davacı lehine—–nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve maktu vekalet ücreti de reddedilen kısmı geçemeyeceğinden—– vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair karar, huzurdaki davacı vekili ile e-duruşma yoluyla bağlanan davalı vekilinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.