Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/309 E. 2022/120 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/309 Esas
KARAR NO : 2022/120

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

—– tarihli kararı ile yetkisizlikle mahkememize gelmiş olmakla ,mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır. Mahkememizde görülen Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın bir ticari iş niteliğinde olduğunu , Türk Ticaret Kanunu’nun 3.maddesinde de: “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ——.” şeklinde hüküm altına alındığını , uyuşmazlık cari hesap sözleşmesinden kaynaklı olduğu için de ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu , Davacı —– cari hesap sözleşmesi akdedildiğini ,bu sözleşmeye göre davacının, davalıdan —— hizmeti satın aldığını , bunun bedelini sözleşme gereği —– ödediğini , davacının işi gereği kendisinin işletmekte olduğu ———-gerçekleştirildiğini , yolun uzunluğu da hesaba katılınca söz konusu — sözleşmedeki hükümlere uygun olarak yakıt alımı gerçekleştirdiğini , davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin h bendinde “Müşteri, —- sistemine dâhil araçlarının anlaşma sürecince———— ikmal edeceğini, herhangi bir nedenle başkaca bir—— halinde —-arıza ve sair nedenlerle anılan araçla ilgili herhangi bir sorumluluğunun
olmayacağını kabul ve taahhüt etmiştir.” Hükmünün bulunduğunu , Aşağıda belirtilen yakıt alımlarının tamamının—– ——
—– —- -07.05.2020 tarihinde ——— yakıt alımlarının gerçekleştirildiğini , yakıt alımlarının sırasında, taraflarınca tespit edilemeyen — birinde araca yanlış yakıt doldurulması nedeniyle davacının —– aracının motorunda kilitlenme meydana geldiğini ve motorun tamamen bozulduğunu , davalı— meydana gelmesinden hemen sonra iletişime geçildiğini , konu hakkında dosya açılmışsa da üzerinden aylar geçmesine rağmen taraflarına dönüş yapılmadığını , Sonuç olarak, söz konusu uyuşmazlık ile ilgili arabulucuya başvurulduğunu , taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını , anlaşmama tutanağının dava dilekçesinin ekinde olduğunu , TBK m.112 gereğince bir borç gereği gibi ifa edilmezse borç ifa edilmemiş sayılacağını , böylelikle bir borç, tarafların üzerinde anlaşmış olduğu sözleşmedeki hükümlere göre ifa edilmezse alacaklının tatmin edilmemiş olacağını , borçlunun gereği gibi ifa etmemeden sorumlu tutulabilmesi için iki şartın gerçekleşmesinin gerektiğini , ilk olarak borcun ifa edilmiş olmasının gerektiğini , gereği gibi ifa edilip edilmediğini anlamak için bir ifanın gerçekleşmiş olmasının gerektiğini , davalının da aynı şekilde bir ifa etme durumunun olduğunu , ancak bu ifanın sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilmediğini , araca farklı bir — doldurulması suretiyle ifanın
gerçekleştiğini , ancak sözleşmeye uygun olmadığını , bu sebeple ilk şart dava konusu olayda gerçekleştiğini , İkinci şartın ise borcun gereği gibi ifa edilmemiş olması olduğunu , olması gereken yapılan ifanın , yeri, zamanı ve sözleşme hükümlerine yönelik uygun olarak yapılmış olmasının gerektiğini , araca yüklenen yakıtın aracın kullandığı yakıta uygun olarak tedarik edilmesi gerekirken yanlış yakıt yüklendiğini ve sözleşmeye aykırılık gerçekleştiğini , sonuç olarak, davacının sözleşme
yükümlülüklerine uygun davranarak yakıtlarını anlaşıldığı gibi ———– — birinde araca yanlış yakıt doldurması nedeniyle aracın motorunda büyük hasar meydana geldiğini, davalının —– sistemi olmasına rağmen araca yanlış yakıt yüklemesi yaptığını ve kendisinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını , kendisinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle davalının ayrıca kusurlu— aracında bir zarar meydana gelemeyeceğini, bu hususun davalının kusurunun olduğuna karine teşkil ettiğini, tüm açıklanan nedenlerle somut olaydaki zararın , davalının kusuru nedeniyle davacıya verildiğini, zarara ilişkin yapılan tüm masraf ve tetkiklerin dava dilekçesi ekinde bulunduğunu , bununla beraber bahse konu aracın —- olması ve ticari nitelikte olduğundan müvekkili tarafından kiralanmak sureti ile kullanılması sebebi ile mahrum kalınan bir kazanç meydana geldiğini , bu sebeplerle mevcut tüm zararın hesaplanarak gereğinin yapılmasını arz ettikleri , izah edilen nedenlerle davacı
müvekkilinin uğramış olduğu aracında meydana gelen hasar neticesinde yapılan masrafların ve bu kapsamda aracın niteliği gereği mali getirisi olacakken bu kapsamda mahrum kalınan kazancın taraflarına ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalının cevap dilekçesinde özetle; Davacının ikame ettiği davada davacı ile davalı ——. arasında cari hesap sözleşmesi
akdedildiği, bu kapsamda alınan —– ödendiği, davacıya ait aracın —– — ürün ikmal ettiği, — birisinde araca yanlış yakıt ikmal edilmesi nedeniyle aracın motorunda kitlenme meydana geldiği ve aracın motorunun arızalandığı, bu nedenle oluşan hasar bedeli ile aracın mali getirisinin tazmin edilmesi gerektiği, ileride arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunduğunu , davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu , reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin ticari ikametgahının “——- olduğunu , iş bu davada yetkili mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu ——- Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu , bu nedenle davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini , davacı tarafın müvekkili ile aralarında sözleşme olduğunu iddia etmiş ise de, taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi bir sözleşme bulunmadığını , davacının ürün alımı yaptığını iddia ettiği —şirket tarafından işletilmediğini , dolayısı ile davacının müvekkilinden bir mal ya da hizmet
almasının söz konusu olmadığını , müvekkili şirketin—- sözleşmeler ve mevzuat uyarınca bayilerine ürün temin ettiğini , taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca bayinin yükümlülüğünün ise müvekkili — olduğu ürünlerin satımını gerçekleştirdiğini
, söz konusu akit dahilinde, müvekkili şirketin nihai tüketiciye ürün teslim etmesi, mal ve hizmet satışında bulunmasının söz konusu olmadığını , müvekkili şirketin huzurdaki dava bakımından pasif dava ehliyeti bulunmadığını Müvekkil i şirketin pasif dava ehliyetine sahip olamaması nedeniyle; davanın esasına geçmeden önce husumet itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, davacının iddiasının aracına konulan yakıtın kalitesi ile ilgili olmadığını , davacının aracına yanlış yakıt konularak aracının da zarar oluştuğunu iddia ettiğini, istasyonu işletenlerin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu , —- personeli olduğunu , meydana geldiği iddia edilen
zararın, bayi personelinin kusuru veya — davacının yakıt — için gerekli bilgiyi vermemesi nedeniyle oluşmuş olduğunun iddia edildiğini , her iki durumda da müvekkili şirkete kusur atfetmenin mümkün olmadığını, —araç sürücüsünün ne talep ederse
araca onu doldurmakla yükümlü olduğunu , araç sürücüsü tarafından yanlış bilgi verilmiş olması nedeniyle tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını , Bu durumun temel hukuk kurallarından olan hiç kimse kendikusuruna dayanarak hak iddia edemez ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, araç sürücüsünün —- yanlış veya eksik bilgi vermesinden bayinin ve müvekkilinin sorumlu
tutulmasının söz konusu olamayacağını , bu durumun hukukun temel prensiplerinden olan “HİÇ KİMSE KENDİ KUSURLU DAVRANIŞINA DAYANARAK HAK İDDİA EDEMEZ.” ilkesine aykırı olduğunu , bir kişinin zarara kendisinin kusuru ile sebebiyet vermesi halinde zarara o kişinin kendisinin katlanması gerektiğinin genel hukuk ilkelerinden olduğunu , kaldı ki, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını , Davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ise de, davacının özellikle araçta oluştuğunu iddia ettiği zarar yönünden belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını , davacının davasının bu nedenle reddi gerektiğini , davacının dava dilekçesinde iddiasını herhangi bir delile dayanmadığını davacının bu aşamadan sonra yeni delil sunmasına muvafakatlerinin bulunmadığını , davacının dilekçesinde herhangi bir delile dayanmadığından iddiasını ispat edemediğini , bu nedenle ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının—- dışında ürün ikmal etmiş olmasının da muhtemel olduğunu , davacının aracında gerçekleştiğini iddia ettiğini, hasarın anılan— — alınan yakıttan
kaynaklandığına ilişkin teknik bir değerlendirme yapılmamış olduğundan iddianın— olduğunu ve ispatlanmadığının açık olduğunu , davacının iddia olunan hasarın muhtemel sebeplerinin : araca uygun —- içerisine sonradan konan katkı maddeleri)- yetersiz —-(uygun olmayan—-aracın sürekli olarak kullanılması, kullanıma ve zamana bağlı eskime, parça arızası, hatalı parça kullanılması gibi bir çok neden olabileceğini , davacının yakıt —- ilişkin yakıt kalitesine ilişkin herhangi bir şikayetin müvekkili şirkete ulaşmadığını,davacının iddia ettiği arızanın çok kısa sürede tamiri mümkün bir arıza olduğunu , davacının zamanın tamirat yaptırmaması nedeniyle oluşacak zarardan müvekkilinin sorumlu tutulması ve buna bağlı olarak tazminat talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını , Davacının arabuluculuğa başvurma şartını yerine getirdiğini iddia etmiş olsa da müvekkilinin tarafı olduğu bir arabuluculuk tutanağını dosyaya ibraz etmediğini , bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi
gerektiğini , açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak ve sebebiyle reddine, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında cari hesap sözleşmesine dayalı ticari ilişki olup olmadığı, davacının taşıtmatik hizmetinden kaynaklı zararına ilişkindir.
—— tarihli kararı ile davaya bakmanın mahkeme yetkisinde olmadığından mahkemece ” Yetkisizlik kararı ”verilmiştir. Mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın Taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olup olmadığı, ticari ilişki olup olmadığı, davacının taşıtmatik hizmetinden kaynaklı zararının oluşup oluşmadığı, oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmayacağına noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere inceleme günü verilerek rapor alınmak üzere dosya hesap uzmanı, mali müşavir ve akaryakıt uzmanı mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez hesap uzmanı, mali müşavir ve ———-bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davalı şirkete ait —- — defterinin açılış tasdikinin
yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yaptırıldığı, e-defter beratlarını yasal süresi içerisinde — yüklemelerinin yapıldığı , davalının 2020 yılına
ait yasal defterlerinin delil niteliği taşıdığı , Davacı tarafın inceleme gününden haberdar olduğu , defter ve belge incelemesine
iştirak etmediği gibi defter be belgelerini de sayın mahkemeye sunmamış
olduğundan Davacı Defter ve Belgeleri üzerinde herhangi bir tespit yapılamadığı ,
İncelenen davalı şirkete ait 2020 yılı yasal defterleri üzerinde davacıya ait herhangi
bir hesap kaydına rastlanılmadığı , Dosya içeriğindeki delil ve belgelerin incelenmesi neticesinde araç arızasının, Davalı
tarafın bayilerinden ve/veya —– dolayısıyla da Davalı taraftan
kaynaklı olduğuna dair somut bir delile rastlanılmadığı kanaat ve görüşlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında cari hesap sözleşmesine dayalı ticari ilişki olup olmadığı, davacının taşıtmatik hizmetinden kaynaklı zararının oluşup oluşmadığına ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere inceleme günü verilerek rapor alınmak üzere dosya hesap uzmanı, mali müşavir ve —- mübrez bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetince düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, celenen davalı şirkete ait —— defterinin açılış tasdikinin
yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yaptırıldığı,— yasal süresi içerisinde — sistemine yüklemelerinin yapıldığı , davalının— defterlerinin delil niteliği taşıdığı , Davacı tarafın inceleme gününden haberdar olduğu , defter ve belge incelemesine
iştirak etmediği gibi defter be belgelerini de mahkemeye sunmamış
olduğundan Davacı Defter ve Belgeleri üzerinde herhangi bir tespit yapılamadığı , HMK 222 maddesi anlamında tacir bulunan tarafların defterlerinin delil olarak kabul edilmesi için her iki tarafın kayıtlarının birbirini doğrular nitelikte olması gerektiği, davalı kayıtları ile belirlenen alacağın davacı tarafça defter ve kayıtlarının ibraz edilmemesi nedeni ile davalının kayıtlarının doğruluğunu ispata engel olduğu, engel olduğu vakıanın sonuçlarına katlanması gerektiği, bu hususun —- kararları ile de yerleşik uygulama niteliğinde olduğu, davacının tacir olması nedeni ile defter tutmadığını da iddia edemeyeceğinden, incelenen davalı şirkete ait 2020 yılı yasal defterleri üzerinde davacıya ait herhangi
bir hesap kaydına rastlanılmadığı, Dosya içeriğindeki delil ve belgelerin incelenmesi neticesinde araç arızasının, Davalı
tarafın bayilerinden ve/veya ——– Davalı taraftan kaynaklı olduğuna dair somut bir delile rastlanılmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanmak üzere
DAVANIN REDDİNE,
1-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Alınması gereken 80,70 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafça yapılmış 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4—–vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davadan önce arabuluculuğa başvurulduğu, sonuç alınamadığı nazara alınarak, her ne kadar arabuluculuk ücretinin davacıdan alınıp hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekiyorsa da,— dekontu taratılmadığından; arabuluculuk ücretinin hazine tarafından dava ya da takibe konmakla muhtariyetine; davacıdan bu yoldan tahsil edilmesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.