Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/287 Esas
KARAR NO: 2023/114
DAVA: Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 27/04/2021
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin müşterisi olduğu bankaya —— tutarındaki çekleri teminat olarak verdiğini; müvekkili şirketin bilahare —— sayılı dosyasına kaydedilen dava ile konkordato talep ettiğini; mahkemece 01/10/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 ay geçici mühlet verildiğini, geçici mühlete ilişkin tedbire hükmedildiğini, bu sürenin sonunda da 01/01/2019 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiğini; davalı bankanın ticari ilişki dolayısıyla aldığı teminat çeklerini konkordato süresi içinde borca mahsup ettiğini; oysa İİK 200, 201 ve 294/4 maddeleri gereği, konkordato süresi içinde bankanın takas / mahsup hakkını kullanamayacağını belirterek; şimdilik 10.000,00 TL’nin her bir çek bedelinin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiş, bilahare harcını tamamlamak suretiyle 902.652,59 TL’nin her bir çeke isabet eden kısmının o çek bedelinin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, davanın haksız açıldığını, zira davacının bu talebinin —— sayılı dosyasında aynen ileriye sürdüğünü, konkordato dosyasında teminat niteliğindeki bu çeklerin bozdurularak borçlarına mahsup edilmesinin tedbir yoluyla durdurulmasını istediğini; mahkemece 10/06/2020 tarihli duruşmada bu talebin reddedildiğini, davacı yanın tedbir talebinin reddine ilişkin bu kararı istinaf ettiğini, ——— sayılı hükmüyle istinaf talebinin reddedildiğini; o kararda ” mahkeme tedbir talep konusunda hesap bilirkişisinden 21/11/2019 tarihli bilirkişi raporu aldığı, davacı şirketin, dava dışı şirketlerle olan ticari ilişki nedeniyle aldığı müşteri çeklerini kredi borçlarına mahsup edilmek üzere bankaya verdiğini, çeklerin temlik cirosuyla bankaya devredildiğini, çekin bir ödeme aracı olduğu, çeklerin geçici mühlet tarihinden önce bankaya devredilmiş olduğunu, hatta çeklerin geçici mühlet tarihinden önce kredi borçlarına istinaden bankaca tahsil edilip borçtan düşüldüğünü, çek vadelerinin geçici mühletten evvel dolduğunu ” vurguladığını; söz konusu mahkeme ve—- kararı gereğince davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, bankaya kredi borcuna karşılık verilen çeklerin tahsil edilen bedellerinin faiziyle birlikte iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, dava 10.000,00 TL üzerinden açıldığı için yargılamaya tak hakimli olarak başlanmış, o safhada bilirkişi raporu alınmış, harcın tamamlanmasıyla mahkeme heyetine sevk edilmiş olup;
Toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesiyle;
Mahkememizde tek hakimli olarak alınan raporun sadece bir taktiri delil olduğu, hukuki yorumun mahkemeye ait olduğu da nazara alınarak ve bu rapora itibar edilmeyerek;
Davacı tarafın, davalı bankadan kredi kullandığı, kredilere karşı 47 adet ve toplam bedeli 902.652,59 TL bedelli çekleri bankaya verdiği, bankanın da söz konusu bu 47 adet çeki davacının kredi borçlarına mahsup ettiği konusunda ihtilaf yoktur. Dolayısıyla, davacının davalı bankaya en az çek bedeli kadar borçlu olduğu ve bu bedellerin bu borçlara yönelik mahsup edildiği sabittir, ihtilafsızdır. Davacının iddiası, İİK 286 ve devamı maddeleri gereğince istenen konkordato talebi esnasında verilen geçici mühlet ve kesin mühlet içinde çek bedellerinin kredi borçlarına mahsup edilip edilemeyeceği hususunda toplanmaktadır.
Mahkememizce —– sayılı dosyasında, alınan dosyasında bilirkişi raporu ve verilen kararla ——- dairesi tarafından verilen karar incelenmiş olup;
Davamızın konusu olan talebin konkordato davasında ihtiyati tedbir olarak ileriye sürüldüğü, mahkemeden davalımız olan bankanın bu 47 adet çeki bozdurup, şirket borçlarına mahsup etmesinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesinin talep edildiği; mahkemece yapılan incelemede alınan rapor çerçevesince davacımızın dava dışı şirketler ile olan ticari ilişkileri nedeniyle bu çekleri aldığı, çeklerin bu nedenle ” müşteri çeki ” olduğu, çekleri kredi borçlarına mahsup edilmek üzere bankaya verdiği, söz konusu bu verişin ” temlik cirosu ” ile gerçekleştiği; çeklerin bir ödeme aracı olduğu ve geçici mühlet tarihinde bankaya çek teslim belgesiyle verildiği; çeklerin tarihlerinin 06/10/2018 ile 28/02/2019 arasında olduğu, her ne kadar çek vadelerinin çek tarihlerinin tamamı 3 aylık geçici mühletten sonra ise de, çek teslim tutanağından ve konkordato davasında yapılan bilirkişi incelemesinden çeklerin vadeli çekler olduğu ve çeklerin esasen geçici mühletten çok önce bankaya teslim edildiği; çeklerin kredi borçlarına mahsup edilsin diye bankaya verildiğinden ortada temlik cirosunun söz konusu olduğu; temlikle birlikte davacının çekler üzerindeki haklarının SONA ERECEĞİ; çekler üzerinde hakkı sona eren davacının daha sonra verilen geçici mühlet ve akabinde verilen kesin mühlet içinde çeklerin artık bozdurulamayacağını ileriye süremeyeceği; zira geçici mühletten evvel çekler üzerindeki haklarının sona ermiş olduğu; bu sebeple davalı bankanın İİK’daki konkordato hükümlerine nazaran bir engelinin bulunmadığı; çek bedellerinin de davacının borçlarına mahsup edildiği nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Peşin olarak alınan ve bilahare tamamlanan harçtan maktu ret harcının mahsubuyla bakiye 15.990,88 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 117.292,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, e-duruşma yoluyla bağlanan davalı vekilinin ve huzura gelen davacı vekilinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.16/02/2023