Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/254 E. 2021/836 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/254 Esas
KARAR NO: 2021/836
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 13/04/2021
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilkeçesinde özetle; davalı tarafça—— takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesinin ardından müvekkili şirkete —- ihbarnamelerinin gönderildiğini, birinci haciz ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ve bu tebligattan müvekkil şirket yetkililerinin hiç bilgisinin olmadığını, ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarihte müvekkili şirketçe haciz ihbarnamesine itiraz edilmek üzereyken davalı tarafça müvekkili şirket ile iletişime geçildiğini ve davalı ve 3.kişi borçlu şirketin ısrarlı talepleri neticesinde davacı müvekkil şirket yetkilisi, davalı asil ve 3. kişi borçlu şirketin taraf olduğu bir temlikname imzalandığını,—- buna göre icra dosyası borçlusu şirketin müvekkili şirketten bir alacağının doğması halinde doğmuş alacaklarının —davalı hesabına—-boyunca her ay sonu yatırılacağını, ilgili temliknamenin 1. maddesinin son cümlesinde açıkça——– hükmü yazılarak icra dosya borçlusu şirketin herhangi bir alacağı doğmadığı müddetçe müvekkili şirketin herhangi bir şekilde ödeme sorumluluğu olmadığının kabul edildiğini, keza takip eden süreçte de dava dışı icra borçlusu ile müvekkili şirketin alacak talebinde bulunabileceği bir ticari ilişkinin yaşanmadığını, temliknamenin imzalanmasından sonra müvekkili şirket tarafından, tarafların anlaşmış olduğu düşüncesi ile iyi niyetli olarak 2. haciz ihbarnamesine itiraz edilmediğini, ancak takip eden süreçte müvekkili şirketle dava dışı takip borçlusu arasında ticari ilişki bulunmadığını bildiği halde ve hatta dava dışı takip borçlusu şirket yetkilisinin vefatından sonra davalı tarafça kötü niyetli olarak müvekkili şirkete 3. Haciz ihbarnamesinin gönderildiğini işbu ihbarnamenin müvekkili şirkete —– tarihinde tebliğ olunduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla —esas sayılı dosyası ile gönderilen 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerine konu borç miktarı yönünden borçlu olmadıklarının tespiti ile müvekkili yönünden takibin kesin olarak durdurulmasına ve iptaline, davalı alacaklının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından alacaklarının tahsili için borçlu —– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin kesinleşmesi ile dava dışı borçlunun yoğun ticari faaliyetleri olan davacı —— göre haciz ihbarnamesi gönderildiğini, borçlu ile davacının cari hesap olarak çalıştığını ve davacının her ay sonunda borcu karşılayacak miktarda çek veya senet teslim ederek borcunu kapattığını, işbu ihbarnamenin tebliğ tarihi itibari ile borçlunun davacıda —–üzerinde alacağının bulunduğunu ve bunu takip eden ay sonu çek veya senet vererek kapattığını, davacının İcra İflas kanunu gereği icra müdürlüğüne ödemesi gereken borcu borçluya ödediğini ve icra müdürlüğüne de haciz ihbarnamesine karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, davacının, yasal olarak yükümlü olmasına rağmen borçlunun kendisinde doğmuş alacağı olup olmadığını dahi icra dosyasına bildirmeyerek açıkça kanuna ve yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini, borçlunun yine taahhütlerini yerine getirmeyerek icra borcunu ödememesi üzerine yine davacının da yasal yükümlülüklerini hiçe sayarak haciz ihbarnamesine cevap vermemesi üzerine yasa gereği davacıya bu defa da İİK.87/2 uyarınca ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacının kötü niyetli olarak bu haciz ihbarnamesine de cevap vermediğini ve süresinde itiraz etmediğini, en nihayetinde davacıya —- defa haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ olması ve davacının işbu ihbarnamelere kötü niyetli olarak cevap vermemesi akabinde İİK 89/3 uyarınca davacıya 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek davacının hukuki mesnetten yoksun davasının reddine, davacının itirazı nedeni ile %20 dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 89/3 maddesi gereğince 3. kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
Celp edilen—- dava dışı borçlu —- Aleyhine fatura alacağına dayalı —– Alacağın tahsili için başlatılan icra takibi olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacının—– haciz ihbarnamelerine konu borç miktarı yönüyle borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili ile davalı vekili —-tarihli duruşmadaki beyanlarında; taraflar arasında sulh anlaşması yapıldığı ve bu nedenle sulh nedeni ile davanın kabulüne dair karar verilmesi, tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de kendileri lehine herhangi bir taleplerinin olmadığını, bu yönde mahkemece hüküm kurulmasını beyan etmişlerdir.
Davalı vekili — tarihli celsede davayı kabul ettiğini bu kapsamda tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmedikleri, davalı vekilinin —- tarihli vekaletnamesi incelendiğinde davayı kabule yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından davanın sulh nedeniyle kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN SULH NEDENİ İLE KABULÜNE,
2-Davacının —- ihbarnamelerine konu borç yönüyle borçlu olmadığının tespitine,
3-Tazminatlar nedeniyle sulh nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. Maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 24/11/2021