Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/250 E. 2022/820 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/153 Esas
KARAR NO : 2022/792
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE: Mahkememizin ——- tarihli kararında;
“Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalılardan —–kredi verildiğini; taraflar arasında —- tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığını ve bu sözleşmeler gereğince —- kredinin tahsis edildiği; davalılardan —- limitle müşterek borçlu / müteselsil kefil olarak; —- limitle müşterek borçlu / müteselsil kefil olarak; ——–limitle müşterek borçlu / müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını; tarihi itibariyle sonradan imzalanan kredi sözleşmelerinin önceki sözleşmelerle bağlantı başlığı altındaki hükümler gereğince önceki sözleşmelerin eki ve ayrılmaz parçaları olduklarından tüm davalıların sorumluluklarının devam ettiğini; kredinin geri ödenmemesi nedeniyle davalı müşteri ve kefiller aleyhine müvekkilince —— dosyasında icra takibi başlatıldığını; davalıların haksız bir itirazla takibi durduklarını belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılardan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan—— tarihli sözleşmeyi borçlu / müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu kredinin tamamen ödendiğini, diğer kredi sözleşmelerinde isim ve imzalarının bulunmadığını beyanla davanın reddi ile %20 oranında kötü niyetli takip tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuş;
Davalı —, müvekkilinin —- tarihli sözleşmede borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, bu kredinin tamamen ödendiğini, diğer kredi sözleşmelerinde isim ve imzasının bulunmadığını, bu sebeple müvekkili yönünden davanın reddine karar verilip, davacıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuş;
Diğer davalıların vekili ise; hesap kat edilmeden ve müvekkillerine itiraz hakkı tanınmadan icra takibi başlatıldığını, müvekkilleri aleyhine aynı sözleşmeden kaynaklanan mükerrer takipler yapıldığını, müvekkillerinin geçerli bir ihtarname ile temerrüte düşürülmediği için faize ve faiz başlangıcına itiraz ettiklerini; inkar tazminatınında haksız olduğunu; icra takibinde yetkiye de itiraz ettiklerini takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını belirterek davanın reddine ve davacıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava, kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibine itiraz nedeniyle İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce, kredi sözleşmeleri getirtilmiş, hesap ekstreleri, hesap kat ihtarı ve takibe konan borcun bankaca hesaplanmasına ilişkin tüm belgeler celp olunmuş; gerek celp olunan belgeler gerekse davacı bankanın ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle uzman bilirkişilerden rapor alınmış; tüm deliller incelenmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Her ne kadar bir kısım borçluların gerek icra dairesine gerekse mahkememizin yetkisine itirazları var ise de; ilk celsede zapta geçirildiği gibi genel kredi sözleşmesinin 41. Maddesi ve HMK’nun 17 ve TBK’nun 89. Maddesi uyarınca akti ilişki sabit görüldüğünden; davacının ikametgah mahkemesi olan mahkememiz ve mahkememize bağlı icra dairelerininde yetkili olduğu tespit edildiğinden yetki itirazına itibar edilmemiştir.
Mahkememizce, önce bankacı bilirkişi —– bir rapor alınmışsa da, bu rapora itirazlar ve mahkememizce rapor yetersiz görüldüğünden bilahare hem bir bankacı bilirkişi hem de hukukçu bir hesap bilirkişisinden müşterek rapor alınmış; mahkememizce —— tarihli bankacı ve hukukçu bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar oluşturulmuştur.
Hükme esas alınan — tarihli rapora göre; —– imzalamış bulundukları kefaletlerin bağlı olduğu kredi sözleşmeleri gereğince kredi kullandırılmasından daha sonra mevcut sözleşmelere ——tutarında sonradan imza koymuş oldukları görülmekle; ayrıca imza tarihlerininde yazılmış olması sebebiyle, asıl borçlu şirkete daha önce kullandırılmış olunan kredilerden sorumlu tutulmalarının hukuken mümkün bulunmadığı; icra takibine konan kredilerden dolayı bu iki davalının bu sebeple sorumlu olmayacakları kanaatine varılmış; 6098 sayılı TBK ile 818 sayılı Borçlar Kanununun 484. Maddesinde yapılan düzenlemeden farklı bir kefalet tarihininde sözleşmede belirtilmesi mecburiyeti kefaletin geçerlilik şartı haline getirildiği; zira TBK’nun 589/3 maddesindeki hüküm uyarınca kefilin sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumlu olacağı; önceki kefaletten bahisle sonradan imzalanan sözleşmelerden dolayı bu şahısların sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu çerçevede de takibe konan kredi borçlarından sorumlu olmadıkları belirlenmiş;
Kredi borçlusu olan şirket ve diğer kefiller yönünden kefaletin geçerli olduğu, borcun ödenmediği ancak takibe konan bazı kalemler yönünden miktarın daha düşük olması gerektiği hususundaki —– tarihli raporda yapılan hesaplamalar ve hesaplama metodu mahkememizce kabule şayan bulunduğundan borçlu şirket ve diğer kefiller yönünden —- tarihli bilirkişi raporu nazara alınmak suretiyle itirazların kısmen iptaline karar vermek gerekmiş; alacak likit olduğu için inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle,
—- dosyasında davalılardan——yapmış bulunduğu itirazların KISMEN İPTALİ ile; takibin bu davalılar yönünden : 278.634,58 TL asıl alacak, 25.053,89 TL işlemiş %39 dan temerrüt faizi, 4.934,07 TL işlemiş %26 akdi faiz, 1.499,40 TL faizin %5 BSMV si ve 274,91 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 310.396,85 TL üzerinden ve 278.634,58 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtildiği gibi/oranda faiz işletilerek devamına,
Bu davacılar yönünden itirazın iptali taleplerinin fazlaya dair olan kısımlar için reddine,
İşbu dosyadan ve bu davalılardan yapılacak tahsilatlarla ——dosyasında yapılacak tahsilatlarda tekerrür ettirilmemesine,
Bu davalılar———- üzerinden %20 icra inkar tazminatı tahsili ile davacıya verilmesine,
Bir kısım davalıların da davacı aleyhine talep ettikleri kötüniyetli takip tazminatı taleplerinin (rededilen kısım yönünden) şartları oluşmadığından dolayı reddine,
Diğer davalılar—–yönünden davanın REDDİNE”
KARAR VERİLMİŞ;
İş bu karar davacı banka vekili tarafından istinaf edilmiş,
————– tarihli kararında; ” Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar—– aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalılar ———– aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı tarafça, davacı banka ile davalı şirket arasında ——- imzalandığı, bu sözleşmeler gereğince davalı şirkete kredi tahsis edildiği, davalılardan——- limitle müşterek borçlu / müteselsil kefil olarak; — tarihli sözleşmeyi —– limitle müşterek borçlu /müteselsil kefil olarak; —— limitle müşterek borçlu / müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredinin geri ödenmemesi nedeniyle davalılar aleyhine—— dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazları nedeniyle takibin durduğu belirtilerek, davalıların itirazlarının iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece —- tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme eksik olduğu gibi bilirkişi raporunun da yetersiz ve karar vermeye elverişli olmadığı görülmektedir.
Mahkemece, davalılar —- bulundukları kefaletlerin bağlı olduğu kredi sözleşmeleri gereğince kredi kullandırılmasından daha sonra mevcut sözleşmelere —— tutarında sonradan imza koymuş oldukları kabul edilmiş ise de, sözleşmelere imzaların daha sonra konulduğunun nasıl tespit edildiği, ayrıca aynı kredi sözleşmesinde imzaları bulunan kefillerden —– kefaleti geçersiz kabul olunurken, diğer kefil davalı —- kefaletinin neden geçerli kabul edildiği, yine diğer kredi sözleşmesinde davalı—— kefaleti geçersiz sayılırken, diğer davalıların kefaletlerinin neden geçerli olduğunun kabul edildiği anlaşılamamıştır.
Bilirkişi raporundan icra takip dayanağı kredilerin, ——-olduğu anlaşılmakla birlikte, bu kredi sözleşmelerinin dosyaya getirtilmediği, bu kredilerin hangi —– veya sözleşmelerine binaen kullandırıldığının bilirkişi raporunda tespit edilmediği, gerekçeli kararda da bu hususta bir açıklama bulunmadığı,
Ayrıca ilk alınan bilirkişi raporunda, ——–maddesinden bahsedilmiş ise de, dava dilekçesi ekinde mevcut kredi sözleşmelerinde —— maddenin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, var ise miktarlarının doğru olarak tespiti için, icra takibine dayanak, davacı banka ile davalı şirket arasında yapılan —- ile, davalı şirketin kullandığı belirtilen——– sözleşmelerinin tam metin halinde asıllarının getirtilerek dosya arasına alınarak, konusunda uzman bilirkişiden, bu kredilerin hangi genel kredi sözleşmesi veya sözleşmelerine binaen çekildiğinin tespiti ve tarafların iddia ve savunmaları hususunda rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.”
DENİLMEK SURETİYLE MAHKEMEMİZ KARARI KALDIRILMIŞ;
Dosya mahkememize gelmiş ve yeni esas numaramıza kaydedilmiş,
Mahkememizce istinaf incelemesi sonucunda verilen kaldırma kararı çerçevesinde —- yazışma yapılmak suretiyle, davalı kök borçlu olan —– banka arasında yapılan tüm kredi sözleşmelerinin asılları istenmiş, banka tarafından asıllar gönderilmiş, bunlar mahkememiz kasasına alınmış; —– kararında belirtildiği üzere her bir sözleşme ile her bir davalı arasında irtibat kurulmak suretiyle ve kimin hangi sözleşmeden sorumlu olacağını belirlemek üzere uzman bankacı ve hesap bilirkişisi görevlendirilmiş, bilirkişi heyetinden — tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporu mahkememizce kabule şayan bulunmuş, —– kefalet limitleriyle söz konusu krediden sorumlu oldukları, davalılardan —– dışındaki davalılar yönünden kaldırma kararı bulunmadığından onlar yönünden usulü müktesap hak sebebiyle önceki karardan hüküm altına alınan tutarların cari olacağı, kaldırma kararına konu—— yönünden sorumluluk limitinin çok üstünde olmasına göre davacının takip talebindeki istemiyle bağlı kalınarak —– diğer davalılar yanında takip tarihinden itibaren genel kredi sözleşmesinin 12. Maddesine göre belirlenen —- oranında işleyecek temerrüt faiziyle birlikte diğer davalılar yanında müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği rapor edilmiş; davalı —— tarihli kefaletnamesi, davalı ——– tarihli kefaletnamesi gereğince sorumluluklarının bulunduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiş; mahkememizce bilirkişi ek raporu kabule şayan bulunmuş, kefalet limitleri belli olanca işlemiş faizlerden sorumluluk oranının tespiti ( işlemiş faizlerde kök raporda belirlenmiş bulunduğundan ) mahkememizce basit bir hesapla belirlenmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Mahkememizin —- sayılı hükmü davalılar ——- yönünden kaldırılmadığı nedeniyle;
Söz konusu ——–sayılı hükmümüzde belirtildiği gibi;
—– dosyasında davalılardan ———-yapmış bulunduğu itirazların KISMEN İPTALİ ile; takibin bu davalılar yönünden : 278.634,58 TL asıl alacak, 25.053,89 TL işlemiş %39 dan temerrüt faizi, 4.934,07 TL işlemiş %26 akdi faiz, 1.499,40 TL faizin %5 BSMV si ve 274,91 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 310.396,85 TL üzerinden ve 278.634,58 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtildiği gibi/oranda faiz işletilerek devamına,
Bu davacılar yönünden itirazın iptali taleplerinin fazlaya dair olan kısımlar için reddine,
Bu davalılar —— üzerinden %20 icra inkar tazminatı tahsili ile davacıya verilmesine, ”
DAİR KARARIN GEÇERLİ OLMASI NEDENİYLE BU DAVALILAR YÖNÜNDEN YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
Diğer davalılardan ———- yönünden ise icra takibinin:
Bu icra dosyasındaki diğer davalılar için yukarıda işaret edilen hükümle karar altına alınmış bulunan;
278.634,58 TL asıl alacağın ilk 25.000,00 TL’lik kısmından —-, ilk 50.000,00 TL’lik kısmından ise, —- diğer davalılarla birlikte müteselsil sorumlu olacağı şekilde takibin devamıyla;
25.053,89 TL olan %39’dan işlemiş temerrüt faizinin ilk 2.247,91 TL’sinden —- ilk 4.495,82 TL’sinden —– sorumlu olmasına,
4.934,07 TL olan %26 akdi faizin ilk 442,70 TL’sinden —, ilk 885,40 TL’sinden —– sorumlu olmasına,
1.499,40 TL olan faizin %5’i BSMV’sinin ilk 134,53 TL’sinden—– 269,06 TL’sinden —– sorumlu olmasına,
274,91 TL ihtarname masrafından da ilk 24,66 TL’sinden —-, 49,32 TL’sinden —– sorumlu olmasına,
Böylece toplam 310.396,85 TL olan toplam alacağın 27.849,80 TL’sinden —-, 55.699,60 TL’sinden —-
Diğer davalılarla birlikte sorumlu olacağı şekilde davalılar —- icra takibine yaptıkları itirazın bu çerçevede iptaline,
Diğer davalıların sorumlu tutulduğu 278.634,58 TL üzerinden alınacak olan %20 icra inkar tazminatından ise —- TL’sinin üzerinden alınacak %20 inkar tazminatından,——- üzerinden alınacak %20 icra inkar tazminatından diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olmasına,
İşbu dosyadan ve bu davalılardan yapılacak tahsilatlarla —– dosyasında yapılacak tahsilatlarda tekerrür ettirilmemesine,
Davalıların da davacı aleyhine talep ettikleri kötüniyetli takip tazminatı taleplerinin (rededilen kısım yönünden) şartları oluşmadığından dolayı reddine,
Mahkememizin —- karar sayılı dosyasındaki eksik harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden oluşturulan hükümlerin aynen geçerli olmasına ancak alınması gereken harca nazaran o hükümle belirlenen — kısmından davalılar —- davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olmalarına, — üzerinde kalan ilk —- kısımdan ise diğer davalılarla birlikte sadece —- müteselsilen sorumlu olmasına,
Mahkememizin —- dosyasında hüküm altına alınan —- yargılama giderinin ilk 670,43 TL’lik kısmından davalılar —–diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olmalarına, 670,43 TL’nin üzerinde kalan ilk 670,43 TL’lik kısımdan ise diğer davalılarla birlikte sadece —– müteselsilen sorumlu olmasına,
Mahkememizin —- sayılı dosyasında hüküm altına alınan 24.753,00 TL vekalet ücretinin ilk 199,62 TL’lik kısmından davalılar —— diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olmalarına, 199,62 TL’nin üzerinde kalan ilk 199,62 TL’lik kısımdan ise diğer davalılarla birlikte sadece —– müteselsilen sorumlu olmasına,
Mahkememizin—- Karar sayılı dosyasında hüküm altına alınan 278.634,58 TL inkar tazminatının ilk 22.470,53 TL’lik kısmından davalılar ——- diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olmalarına, 22.470,53 TL’nin üzerinde kalan ilk 22.470,53 TL’lik kısımdan ise diğer davalılarla birlikte sadece —— müteselsilen sorumlu olmasına,———- aleyhine açılan davada taleple bağlı kalınarak karar oluşturulduğu için bunlar yönünden reddedilen kısım bulunmadığından bu davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, davalı —– vekilinin yüzüne karşı, e-duruşmayla katılan diğer taraf vekillerinin huzurunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde———–Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.01/12/2022