Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2022/202 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO : 2022/202

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/01/2015
KARAR TARİHİ : 18/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Mahkememizin— sayılı dosyasında 12/09/2017 tarihinde verilen kararda,
“Davacı vekili, müvekkilinin—– şirket olduğunu, davalınında müvekkilinin anlaşmalı müşterilerinden biri olduğunu; davalı adına yapılan — nedeniyle, davalının bir kısım ödemelerinin bulunduğunu fakat eksik ödeme söz konusu olduğundan müvekkilince davalı aleyhine—– faturaya dayalı alacağın davalıdan faizi ile tahsilini takibe koyduklarını; davalı tarafın bu takibe kısmi itirazda bulunduğunu, borçlarının sadece 12.950,89 TL olduğunu bildirerek kalan kısmına itiraz ettiklerini, ancak davadan önce de bir kısım ödemede bulunduklarını belirtmek suretiyle; davadan önce yapılan ödemelerde nazara alınarak — üzerinden takibin devamına karar verilmesini, davalıdan %20’den aşağı olmamak koşuluyla inkar tazminatı tahsilini talep ve dava etmiş,
Davalı vekili, davacı şirketin, müvekkili şirketten takip tarihi itibariyle —- olduğunu, gerisini kabul etmediklerini; bu nedenle takibe konu 67.390,76 TL’sine itiraz ettiklerini, kabul ettikleri — borçlarınıda icra müdürlüğü hesabına yatırdıklarını, ayrıca daha sonra — ödediklerini belirterek; — tarihli hizmet tedariki sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde zorunlu olarak cari hesap şeklinde çalıştıklarını; davacı şirket tarafından müvekkili şirket adına düzenlenen faturalar ile bu cari hesap ilişkisinin yürütüldüğünü; düzenlenen fatura bedellerinin takip tarihine yakın bir tarihe kadar sürekli ve düzenli ödendiğini, ancak takibe konu alacak yönünden taraflar arasında mutabakatın sağlanamadığını; müvekkilinin defterlerinde yapılan inceleme sonunda farklılığın büyük oranda — kaynaklandığını; ancak müvekkiline bu yıllara ilişkin usulüne uygun şekilde faturaların teslim edilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketçe faturalara ilişkin teslim tutanaklarının davacı yandan talep edildiğini; fakat usulünce tutulmuş evraklar sunulmadığını, davacının düzmece evraklar sunduğunu, çoğunda faturanın göndericisi ya da alıcısına değil çok farklı bölgelere de kesilmiş olduğunun belirlendiğini; böylece güven ilişkisininde zedelendiğini; davacının davaya konu olan alacak açısından talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine, davacıdan %40 haksız takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuş,
Mahkememizce davanın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca itirazın iptali davası olduğu, takip konusu alacak, taraflar arasında 2009 yılında imzalanan tedarik sözleşmesine dayalı olup; davacı — davalıya—- verdiği ihtilafsız bulunduğu, ihtilafın, takibe konan ve bilahare bir kısmı dava konusu edilen alacak miktarı ile sınırlı olup; davanın bağlanma noktası, davalının takibe konu alacaktan dolayı borçlu olup olmadığı, bir başka deyişle ne miktarda borçlu olduğu hususunda toplandığı belirlenmiş,
Mahkememizce, davacının dayandığı faturalar celp edilmiş;——- ibraz edilen faturalar ile birlikte taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş, bilirkişi rapor ve ek rapor alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtları iddiasını doğrulamakla birlikte; davacı, takibe koyduğu alacağın dayanağı olan — verdiğini ispatla mükelleftir. Kendi ticari kayıtlarına bu faturaları işlemiş olması söz konusu hizmeti verdiğini ispatlamaz. Bilirkişi — sunulan fatura ve teslim tutanaklarının —- ait faturaların sunulmadığını kök raporunda bildirmiş, daha sonra davacı tarafça diğer yıllara ait faturalarda sunulmuş; mahkememizce davalı vekiline uygun bir süre verilip bu faturaları incelemesi, faturaların altında yer alan teslim alan imzalarının müvekkili şirketin elemanlarına ait olup olmadığını bildirmesi istenmiş olup; davalı vekili, faturalarda teslim alan olarak imzası yer alan şahısların müvekkili şirketin elemanları olmadığını bildirmesi halinde—- denetlenmesi ve gerekirse imza incelemesi yaptırılması düşünülmüş; ancak davalı vekilinin son celseden önce, — faturaları inceleyerek bunların altında yer alan teslim alan imzalarının davalı şirketin elemanları olduğunu bildirmesi üzerine; söz konusu irsaliye faturalarının davalı şirket elemanlarınca imzalandığı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca, hizmetin gerçekleştiği mahkememizce kabul edilmiştir.
İcra takibi— tarihinden itibaren işleyecek %17,75 yıllık avans faizi ile tahsili için yapılmış olup; davacı tarafın icra takibine itirazdan önce ( aynı gün önce yatırılıp, sonra takibe itiraz edilen ) — ödediği, yine takibe itiraz ile dava tarihi arasında da ödemelerinin söz konusu olduğu; bu nedenle davacı tarafından bu ödemeleri nazara— dava açtığı ve bu miktarın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili şeklinde icra takibinin devamını talep ettiği; icra takip tarihinin — olduğu; ancak son ödemede nazara alınarak ve takibe konu alacaktan mahsup edilerek yapılan hesaplama ile teknik olarak ancak — takibin devamına karar verilebileceği, bu tarihte yapılan son ödemenin mahsubu ile—- miktar üzerinden hüküm oluşturulduğu;
Oluşan hükmün, talebin aşılması olarak görülemeyeceği; zira— tarihi olan — işleyecek avans faizi ile birlikte devamı şeklinde gerçekleştiği; —avans faizi ile birlikte —– mahkememizce davanın kısmen kabulüne karar verilmek zorunda kalındığı,
Dava edilen alacağın faturadan kaynaklı alacak olduğu için likit olduğu, bu nedenle davacı tarafın inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verildiği; yapılan ödemelerden 1.550,00 TL’lik ödemenin itirazdan sonra gerçekleştiği, bu nedenle inkar tazminatı hesaplamasına katılarak 44.646,89 TL’ye bu miktarın eklenmesi ile inkar tazminatına 46.196,89 TL üzerinden hükmedilmesi gerektiği,
Davalı her ne kadar kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de, davacının alacağının davalı taraf elemanlarınca imzalanan hizmet faturalarından kaynaklandığı, —- bir alacak olmadığı, bu sebeple takibin kötü niyetli olmadığı nazara alınarak davalı yararına da haksız takip tazminatı şartlarının oluşmadığı belirlenmiş;
Bu gerekçelerle icra takibinin 13/11/2012 tarihi baz alınarak bu tarih itibariyle —– alacak ve bu tarihten itibaren işleyecek dönemsel faiziyle takibin devamına karar verilip, 46.196,89 TL üzerinden de %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiş,
Davalı tarafın haksız tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine”
HÜKMEDİLMİŞTİR.
Mahkememizce verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş olup; — faturadan davalının kabul etmediği faturaların bulunduğu, davalının kabulünde olan faturalardan kabul etmediği bu faturaları çıkarıldıktan sonra davalının kabul etmediği faturalar yönünden ispat külfetinin davacıda olduğu vurgulanarak,
“Taraflar arasındaki mutabakatsızlığın — faturadan oluştuğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş, taraflarca bu tespite yönelik bir itirazda bulunulmamıştır. Alacak hesabı da buna göre yapılmıştır. Ancak davalı tarafça alacağın bir kısmı inkâr edildiğine göre, fatura konusu hizmetin verildiğini ispat yükü davacı üzerindedir. Davalı vekilince ara karar gereği sunulan — tarihli beyan dilekçesinde; — usûlüne uygun teslim edildiğinin değerlendirilmediği, istinaf dilekçesinde ise; imzasız teslim tutanakları bulunduğu iddia edilmiş olmasına göre, bu faturaların teslim edildiğinin denetlenmesi gerektiği, ancak bilirkişi raporunda bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, teslim alan kısmında isim ve imzası bulunmayan faturalar ile imzasız teslim tutanakları olup olmadığının tespit edilmediği görülmüştür.
Teslim alan kısmında isim ve imza içeren faturalar ile imzalı teslim tutanakları yönünden davalı tarafça açık bir şekilde imzaya itirazda bulunulmadığına, isim ve imza içeren evraklardaki isimlerin ise davalı şirket çalışanları olduğu kabul edilmiş olmasına göre, mahkeme yapılacak iş; mutabakatsızlığın dayanağını oluşturan—— isim ve imza içerenler dışlanmak suretiyle geriye kalan faturaların içeriğini oluşturan hizmetin verilip verilmediği veya faturaların davalının kabulünde olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılması, bu hususta davacıya delillerini sunması için imkan tanınması ve gerektiğinde dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişiden farklı bir bilirkişiye tevdii ile alacak hesabı yaptırılarak varılacak sonuca göre hüküm kurulmasıdır.
Kabule göre de;
Davacı tarafça asıl alacak olarak 80.341,65 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ancak takip sırasında yapılan ödemeler nedeniyle 44.025,78 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi için huzurdaki davanın açılmış olmasına rağmen bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itibarla 44.646,89 TL üzerinden talebi aşacak şekilde itirazın iptaline, takibin devamına karar verildiği gibi ayrıca davanın da kısmen kabulüne karar verildiği, Mahkemece, icra takibinden sonra asıl alacağa işleyecek avans faizinin de hüküm altına alındığı görülmüştür. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olduğu yerleşik Yargıtay uygulamaları ile benimsenen ”taleple bağlılık” ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu yönüyle de karar hatalı görülmüştür.”
Gerekçesiyle MAHKEMEMİZ KARARI KALDIRILMIŞ,
Dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizin —- kaydedilen davada, —– dosya değerlendirilmiş olup,
Davalı vekilinin——- dilekçesinde bildirmiş, ekinde bu faturaların her birinin numaralarını ve bedellerini de beyan etmiştir. Davalının kabul etmediği faturaların toplam bedeli 16.609,49 TL tutmaktadır. Takip asıl alacak olarak 80.341,65 TL’den başlatılmış ise de, icra takibi başladıktan sonra ancak davadan önce yapılan ödemeler sebebiyle 44.025,78 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi için huzurdaki dava açılmıştır.
Davalı tarafından kabul edilmeyen ve bedeli de ödenmemiş olan 648 adet faturanın toplam bedeli 16.609,49 TL olup, davacıya yeniden başlayan yargılamada verilen mehile rağmen bu faturaların davalı tarafa teslim edildiği, faturaların dayanağı olan —— verildiği ispat edilememiştir. Bu nedenle 44.025,78 TL’den fatura bedelleri olan 16.609,49 TL düşülmek suretiyle 27.416,29 TL yönünden takibin devamına karar verilmiştir.
Hüküm altına alınan alacak —— ve faturalı olduğundan dolayı likit olup, 27.416,29 TL yönünden itiraz haksız bulunduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davalı tarafça yapılan haksız takip tazminatı talebinin ise, şartları oluşmadığından; davacının alacağının davalı taraf elemanlarınca imzalanan hizmet faturalarından kaynaklandığı, arada akdi ilişki bulunduğu, reddedilen kısmın mizansen olmadığı sadece ispat edilemediğinden dolayı reddedildiği nazara alınarak; haksız takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
Davanın —- dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline,
Takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemelerde nazara alınarak; takibin —- alacak, bu tarihten itibaren işleyecek dönemsel avans faizi ile devam etmesine,
27.416,29 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Davalı tarafın haksız takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
Peşin olarak alınan 531,77 TL karar harcından eksik 1.341,03 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça—- harcı ve peşin harcın tamamı ile—-ücretinin kabul ve ret oranı gereğince, 666,45 TL’lik kısmının toplamı 1.222,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki—- üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretleri maktunun altında kaldığından her bir taraf lehine 5.100,00’er TL maktu vekalet ücreti tayinine, birbirlerinden alınmasına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.