Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/112 E. 2023/30 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/112 Esas
KARAR NO: 2023/30
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete yaşanan darbe girişiminin ardından —— sayılı dosyasından kayyım atandığını, daha sonra —— devredildiğini, müvekkilinin maliki olduğu ———amacıyla davalı şirket ile 30/10/2015 tarihinde ——— akdedildiğini, müvekkili şirketin işbu sözleşmeye istinaden tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin zararların tazmini ve rücu başlıklı 38. Maddesinde “işbu sözleşme karşılıklı imza altına alındığı tarihten itibaren yürürlüğe girer. Sözleşmenin yürürlüğe girmesi ve işin yapımı ile ilgili yapılması gereken her türlü vergi, resim, harçlarla sözleşme gideri ve işbu sözleşmeden doğan Damga vergisi yükleniciye aittir.” ibaresinin bulunduğunu, bu ahvalde sözleşmeden doğan damga vergisinin yüklenici davalı şirkete ait olmasına rağmen, şifahi uyarılarına rağmen hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenle sözleşmeden doğan damga vergisinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, müvekkili tarafından ödenen damga vergisinin müvekkiline ödenmesi için davalının defalarca arandığını, e-mail atıldığını ancak yinede davalı tarafından damga vergisi bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine——–sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı şirketin itiraz edildiğini, itiraz sonucunda icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olarak sırf icra takibini ertelemek ve alacağa kavuşmalarının engellenmesi amacı yapıldığını ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle icra takip tutarı üzerinden en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı———-vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kayıt ve defterlerinde yapılan inceleme neticesinde firmanın taraf olduğu böyle bir ticari ilişkiye rastlanılmadığı gibi arabuluculuk görüşmelerinin de icra takibininde farklı bir firmaya karşı dermeyan edildiğini, davacının müvekkilini hasım göstererek açmış olduğu bu davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraf ehliyeti dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu taraf sıfatının dava konusu sübjektif hakka ilişkin olduğunu, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerektiğini, bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı sıfatı yoksa dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilmemesi, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, bir sübjektif hakka kendisinden davalı olarak istenilebilecek olan kişinin o hakka uymakla yükümlü olan borçlu olan kişi olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, davanın borçlu sıfatına sahip olmayan müvekkiline karşı ikame edildiğini belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini, aksi kanaat halinde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ettiği görüldü.
Davacı vekili 26/04/2021 tarihli dilekçesi ile; Davalı —— vekilinin cevap dilekçesi üzerine taraflarınca yapılan kontrolde davalı taraf ——– olarak belirtilmiş ise de aslında davalı tarafın——olması gerektiğinin anlaşıldığını beyan ederek ——- arasında organik bütünlük olduğu dikkate alınarak husumet itirazının reddi ile davaya devam edilmesini, talepleri açısından mahkemenin aksi kanaat hasıl olması durumunda; HMK m.124 hükmü gereği dava dilekçelerinde sehven yapılan maddi hatanın giderilmesi ve davanın esas borçlu ———–yöneltilmesi ile dava dilekçelerinin iş bu şirkete tebliğe çıkarılmasını talep ettiği görüldü.
Davacı vekilinin 26/04/2021 tarihli dilekçesi; 25/05/2021 tarihli duruşma zaptının 2 numara ara kararı ile kabul edilerek dava dosyasına ——– davalı olarak kaydedilmesine, dava dilekçesinin ve duruşma zaptının işbu davalıya tebliğe çıkarılmasına karar verildiği görüldü.
Davalı ——– cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davadan 07/02/2022 tarihinde haberdar olduklarını, yasal süresi içerisinde her türlü cevap, itiraz ve delil sunma haklarının saklı kalması kaydı ile davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı uhtesinde bırakılmasını talep ettiği görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Celp edilen——- sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacağına istinaden 14/07/2020 tarihinde 37.158,89 TL alacağının tahsili için davalı——- aleyhine icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez 27/12/2021 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Davalının Husumet İtirazı Yönünden: Mahkemenin 25.05.2021 tarihli duruşmasında; davacı vekilinin, dava dilekçesinde sehven davalı olarak gösterilen şirket isminin maddi hata kabul edilip, davanın ——– yöneltilmesi talebinin “…HMK 124/3 md. uyarınca kabulü ile bir sonraki celse ön inceleme yapılacağını belirtir tebligatın dava dilekçesi ekli olarak ——– gönderilmesine…” karar verildiği, mezkur şirketin davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi sunmadığı, Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Verilen yetki ile davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş olup, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri ile 2015 yılı damga vergisi defter tasdikinin süresinde yaptırıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafından defter ve belge ibrazında bulunulmadığından, davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Davacı Alacağı Yönünden: Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 38. maddesi 3. paragraf hükmü kapsamında damga vergisi aslı, gecikme zammının tamamı ile, vergi ziyaı cezasının 1/2’sinin talep edilebileceği, davalı tarafından ödenmesi gerektiği, davacının tarafından davalı yerine ödeme yapıldığı, sözleşme kapsamında ödenen bu tutarın davalıdan talep edilebileceğinin kararlaştırıldığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ödemiş olduğu 18.960 TL damga vergisi aslı, 15.376,56 TL gecikme faizi ve 1.421,90 TL vergi ziyaı cezası olmak üzere toplam 35.758,46 TL talep edebileceği, Faiz; davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacaktır. Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak asıl alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında reeskont-avans faiz talep edebileceği, icra inkâr tazminatı ve sair hususların mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır.
Davalı vekili 01/06/2022 tarihli duruşmada defterlerinin incelenmediğini, bu nedenle inceleme yapılmak için gün verilmesini talep ettiği görüldü.
Davalı vekilinin talebi üzerine davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak için inceleme günü verildiği ancak inceleme gün ve saatinde davalı tarafın ticari defterlerini ve kayıtlarını sunmadığı gibi mazeret yada yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında düzenlenen 31.10.2015 tarihli peyzaj işleri sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından ödenen damga vergisi ve cezalarının davalı yükleniciden rücuen tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalı yanca ödeme emrine itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 3.1. Maddesinin ”…. İşin ihale bedelinin 2.000.000 TL ” hükmünü içerdiği, 38. Maddesinin üçüncü paragrafında da ——— gideri ve iş bu sözleşmeden doğan damga vergisi yükleniciye’ye aittir….” şeklinde kararlaştırıldığı, davacının incelenen damga vergisi defterinde 2015 Ekim ayı döneminde davalı ve dava dışı şirketle yapılan sözleşmeler kapsamında ödenmesi gereken damga vergisinin toplam 25.936,79 TL olduğu, işbu tutarın 18.860,00 TL’lik kısmının dava konusu davalı ile davacı arasındaki sözleşme kapsamında tahakkuk ettiği (2.000.000×0,00948) iş bu tutarın sözleşme bedeli le örtüştüğünden davacının Ekim 2015 tarihinde tahakkuk etmesine rağmen zamanında beyan edilmeyen Mart 2020 tarihinde ödemesi yapılan 18.960,00 TL Damga Vergisi aslı ve 15.376,56 TL gecikme faizi tutarından davalının sorumlu olduğu, davacı tarafından tahakkuk eden 2015 yılı damga vergisi, gecikme faizi, vergi ziyaı cezası olmak üzere toplam 50.860,35 TL’nin 10.03.2020 tarihinde davacı şirket tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Ancak sözleşme gereği damga vergisi ve buna ilişkin gecikme faizi ödenmesi davalı tarafa ait olsa da, aynı sözleşme de beyannameyi verip damga vergisini kimin tahakkuk ettirmesi gerektiğinin kararlaştırılmadığı, damga vergisi kanunu 24. Maddesi kapsamında bu beyannamenin her iki tarafça da tahakkuka bağlanabileceğinden geç tahakkuka bağlayan davacı tarafa kesilen 3.890,25 TL vergi ziyaı cezasından dava konusu sözleşmeye ait olan , davacı ve davalı tarafın ½ oranında sorumlu olduklarından davacının 1.421,90 TL’sini talep edebileceği nazara alınarak; davacı tarafından ödenen Damga Vergisi için yapılan takipte yapmış olduğu itirazının 35.758,46 TL üzerinden iptali ile takip talebindeki koşullarla takibin devamına ve alacağında likit bir alacak olduğu, itirazın haksız olduğu gözetilip icra inkar tazminatına hükmedilerek ve diğer davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın——- yönünden husumet yokluğu sebebi ile REDDİNE,
2-Davalı —— yönünden yapılan takibe itirazın kısmen iptali ile; takibin 35.758,46 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenilen faiz cinsi ve oranla faiz uygulanarak aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davalının İİK 67/2 mad. Gereğince 35.758,46 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 2.622,56 TL(Karar harcı:2.442,66 TL+Başvurma Harcı: 179,90 TL) harcın davalı ——– tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen 943,00 TL(Bilirkişi ücreti: 800,00 TL+Posta/Teblgat gideri: 143,00 TL) yargılama giderinin kabul ve red oranı (K:%96,23-R:%3,77) nazara alındığında 907,44 TL’sinin davalı ——-alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiye 35,56‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf yararına, kabul edilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı —– yararına, reddedilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 1.400,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya ödenmesine,
9-Davalı ——- yararına AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya ödenmesine,
10-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
11-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin kabul ve red oranı (K:%96,23-R:%3,77) nazara alındığında 1.270,23 TL’nin davalı ———-, bakiye 49,77‬ TL’nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2023