Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/89 E. 2021/875 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/89 Esas
KARAR NO: 2021/875
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/03/2020
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Mahkememizde görülen İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ; —- sayılı dosya ile de çalınan çeklerin iptaline yönelik tedbir talepli çek iptali davası açılmış olup; —- meblağlı çek, İşbu çek ile birlikte çek iptali davasına konu diğer çeklerdeki imzalar, Davacı — yetkilisine ait bulunmadığını, takip konusu çekin de içinde bulunduğu keşidecisinin —- olduğunu; —–meblağlı, çekler, keşideci firma tarafından davacıya gönderilmek üzere —- firmasına teslim edildiğini, — tarafından davacı şirket çalışanının—-tarihinde, —— şeklinde — firmasından mesaj geldiğini çekin keşidecisi — yetkilisi tarafından, — yetkilileri ile yapılan görüşme neticesinde, ilgili çeklerin de içinde bulunduğu — iş yerinin önünden — çalındığı bilgisi davacıya verilmiş olup; İnceleme neticesinde iş yerine ait güvenlik kamerası görüntüleri incelendiği, —– kimliği belirsiz bir kişi tarafından, iş yerinin önünde —– aracından içinde işbu dava konusu çeklerin de bulunduğu bir paketin çalındığını —-ait görüntüler tespit edilmiş olup; savcılık soruşturması kapsamında ilgili —- çalışanlarının şüphelilerin ifadeleri alınmış olup; dava konusu çek, vade tarihi geldiğinde davalı tarafından —- icra takibine konulmuş olup, çek üzerinde imzası bulunan tüm kişi ve kurumlar borçlu olarak gösterilmiş olup; dava konusu çek, vade tarihi geldiğinde davalı tarafından —- icra takibine konulmuş olup, çek üzerinde imzası bulunan tüm kişi ve kurumlar borçlu olarak gösterilmiştir. Çek iptali davasına konu bu çekin ortaya çıkmış olması sebebiyle—- tarihli ara kararı ile istirdat davası için davayı açma zorunluluğu doğduğunu, —-numaralı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğu, —- Numaralı dosya ile icraya konulması üzerine husus —- bildirildiğini, hamil olduğunu iddia eden şahısların da ifadesine başvurulduğunu, işbu dava konusu çek’in davacı yanca elinden rızası hilafında -hırsızlık sebebiyle- çıkmış olduğunu, dava konusu icra dosyasında alacaklı olarak görünen söz konusu çeki icra takibine koyan alacaklının kötü niyetli olduğunu ve tüm süreçler devam ederken icra takibinin devam etmesi, haksız yere çek bedelinin davacı şirketten tahsil edilmeye çalışılması kabul edilemediğini, —– numaralı icra takibi ile davacı şirket, hiçbir sorumluluğu bulunmayan bir çek nedeniyle icra tehditi altın olduğunu, davacı şirket banka hesapları ve tüm menkul-gayrimenkulleri üzerine haciz uygulandığını, davacı şirket dosyanın bakiye borcu olan —bedeli ödemek durumunda kaldığını, sahte imza ile takibe konu olan çekten dolayı Davacı —–imkansız zararlara maruz kalmaması için işbu yargılamanın kesinleşmesine kadar takibin durdurulmasını ve davacı şirketin malvarlığı üzerine uygulanan tüm hacizlerin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının suç duyurusunda bulunmuş olduğu, çekin hırsızlık nedeniyle davacının rızası hilafında elinden çıktığını göstermeyeceğini, çekin çalındığı anlamına gelmeyeceğinin çok açık olduğunu ve davacı tarafın bir mahkeme kararı neticesinde alınmış kesin bir hüküm varmış gibi iddialarda bulunduğunu ve müvekkilinin kötü niyetli davrandığını ileri sürdüğünü, çek iptali davası hasımsız olarak açılan ve maddi hukuk anlamında kesin hükmün sonuçlarını doğurmayan bir davadan ibaret olduğunu, maddi hukuk bakımından mevcut hukuki durumun aynen geçerliliğini sürdürdüğünü, müvekkili —- çekin meşru hamili olduğunu, çekin müvekkili tarafından kötü niyetli olarak icra takibine konu edildiği iddiası mesnetsiz bir iddiadan öteye gidemeyeceğini, çekin arka kısmında ciro silsilesinde müvekkilinden önce altı cirantanın olduğunu müvekkilinin düzgün bir ciro silsilesinden sonra çekin meşru hamili olduğunu, cirantalarından birinin de davacı ——- olduğunu, müvekkilinin ilgili çeki kötü niyetli iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurunun bulunduğunu ispat etme külfetinin davacı tarafa yükletilmiş olduğunu, imzaların doğruluğunu teyit edip ondan sonra kabul etmesinin mümkün olmayacağını, müvekkilinin böyle bir yükümlülüğü olmayacağını, son meşru hamilin müvekkili olduğunu, çekin davacı tarafın rızası hilafında elinden çıktığı kabul edilse bile davacı tarafın basiretli tacir olmanın yükümlülüklerini yerine getirmeyeceği —- bedelli üç ayrı çekin — gönderilmesine rıza gösterdiğini, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi kuralına aykırı davranan davacının sorumsuzluğundan müvekkilinin sorumlu tutulması hukuka aykırı olduğunu, —çekleri gönderen çeklerin ——— Olduğunu, keşideciyle lehtar davacı arasındaki basiretsiz davranışın sorumlularının bizzat kendilerinin olduğunu davacının tüm taleplerinin reddini ve yargılama masraflarının vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE ::Dava, hukuki niteliği itibariyle , tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın; dava konusu —– tarafından davacıya gönderilmek —- teslim edildiği, çekin olduğu——- çalınması şüphesi ile savcılığa başvurulduğu, akabinde —— çek iptali davası açıldığı, açılan çek iptali davasında çekin ortaya çıkması nedeniyle mahkememizde açılan çek istirdadı dava konusu çek üzerindeki ciro silsilesinin geçerli olup olmadığı, çekin üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, ——dosyasındaki çekin davalıdan istirdatının mümkün olup olmadığına yönelik olduğu görüldü. Davacı, dava konusu —— tarafından davacıya gönderilmek üzere—– firmasına teslim edildiğini, dava konusu çeklerin de bulunduğu bir paketin çalındığını ileri sürerek çekin davalıdan istirdatını talep etmektedir.
Uyuşmazlık konusu, çek üzerinde davacının cirosunun bulunduğu, fakat ciro üzerinde imza inkarı bulunduğu, son cironun da davalıya ait olduğu saptanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir.
Davacı taraf, davalı hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlayacak nitelikte delil sunmamıştır. Çekin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması, davalının kötüniyet veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispat yetmeyeceğinden tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. 6102 sayılı TTK’nın 818. (eski TTK 730) maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. (eTTK ‘nnı 589) maddesi uyarınca ” bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez” imzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke gereğince imzaların sıhhatini bilmesi hayatın olağan akışına pek mümkün olamayacağından ve kanun koyucu burada tacire sadece sadece şekli bir inceleme yapma görevi yüklediğinden, cirantaların imzalarının geçerli olup olmadığını araştırmak zorunda olmadığından çeki iktisap eden kişi sadece şekli inceleme yapabileceğinden, davalı taraf ciro silsilesine istinaden çeki aldığından meşru hamil sayılacağından, çeki şeklen düzgün silsile ile ele geçiren hamilin son cirodan önceki cirolardaki imzaların sahte olduğunu bilmesi mümkün olmadığı gibi böyle bir sorumluluğunun da bulunmadığı, senet borçlusu ile senet alacaklısı arasındaki kişisel itiraz ve savunmalar senedi şeklen düzgün ciro silsilesi ile ele geçiren iyi niyetli hamile karşı ileri sürelemeyecektir.—– kararında da belirtildiği üzere, HMK 211 maddesi gereğince mahkememiz tarafından davacı şirketin yetkilileri ——– sorulmuş, şirket yetkilisi imza incelemesine esas olmak üzere imza örneklerinin alınması hususunda mahkememiz tarafından münferit şirket yetkilisi ——-adına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, çıkarılan davetiyede belirlenen gün ve saatte duruşma salonunda hazır olması, duruşmada hazır bulunmaması veya hazır olupta imzalarını vermemesi halinde dava konusu çekteki yer alan imzanın kendisine ait olduğu hususunun ve olayı kabul etmiş sayılacağının davetiyeye şerh verildiği, çıkarılan davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacı şirket yetkilisi—-duruşmaya katılmadığı, mazerette bildirmediği anlaşıldığından, imzayı ikrar etmiş sayılacağından imza incelemesi yapılmasında iş bu dava yönünden hukuki menfaat olmadığından imza incelemesi ara kararından rücu edilerek, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Diğer yandan çekin çalınması ile ilgili ceza soruşturması, davalı ile ilgili bulunmadığından neticesinin beklenmesine de gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
DAVANIN REDDİNE,
1-Davalının kötü niyetli tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL. harcın peşin alınan 603,80 TL. Harçtan mahsubu ile bakiye 544,50 TL. harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca 5.303,42 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———–Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 01/12/2021