Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/700 E. 2023/179 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/700 Esas
KARAR NO: 2023/179
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 08/03/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının her türlü elektrik tesisat ve taahhüt işleri ile iştigal ettiğini, bu kapsamda davalı şirkete verilen hizmetlere yapılan elektrik tesisat malzeme ve işçilik bedellerine istinaden dava konusu alacağın dayanağını oluşturan takibe konu —– bedelli faturanın tanzim edildiğini, takip konusu tutarfaturadan kaynaklanan alacak bedeline ilişkin olduğunu, bu nedenle takip tutarının fatura tutarına ve kayıtlara uygun olduğunu, takipten önce alacağın ödenmesi için davalı tarafa defalarca talepte bulunduğunu ve davalı tarafça hiçbir gerekçe gösterilmeden borcun ödenmediğini, davacının alacağı için davalı hakkında başlatılan takibe itiraz edildiğini, davalı tarafından—— dosya ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin işlettiği cafe/barın —— ayında açılacağı zaman bütün elektrik tesisatı işlemlerinin davacı tarafça yapıldığını, davacının sıfırdan yapmış olduğu tüm elektrik tesisatı ve malzemesi için davalıdan toplam 13.737,56 TL talep ettiğini, bu bedelin davalı tarafından davacıya ödendiğini, bu dönem yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak davalıya davacı tarafından gönderilen malzeme ve işçilik listesinin ekte sunulduğunu, kısa bir süre sonra —- yılında davalı tarafından dekorasyon değişikliği yapıldığını ve
hali hazır yapılmış olan elektrik tesisatında revizyon yapılmasının gerektiğini ve davalının daha önce tesisatı yapan davacıya başvurduğunu, davacı tarafça davalı şirket yetkilisinden maddi olarak sıkışık olduğunu belirterek yapılacak——- işlemleri ve malzemeleri karşılığında davacının oğlu——- ödenmesini talep ettiğini, bu nedenle davalı şirket yetkilisinin babası olan — kredi kartından toplam — davacının oğlu —–bedeli olarak ödendiğini, mevcut tesisatta revizyon için yapılacak iş ve işlemlerin bedelinin okul bedelinden daha az olacağının belirtildiğini ve davacı fazla olan miktarı nakit olarak davalı şirket yetkilisine iade edeceğinin belirtildiğini, taraflar arasında bunun dışında daha önce yapılan işler dolayısı ile güven oluştuğunu, yazılı bir sözleşme yapılmadığının, yapılacak işler ile ilgili olarak herhangi bir
fiyat ve teklif listesi gönderilmediğini, davalının yapılacak işlerin bedelini kararlaştırıldığı şekilde davacı tarafa fazlası ile peşin olarak ödediğini, davacı tarafça —— aylarında işlemler yapıldığını, davacının ve elemanlarının yol yeme, içme konaklama bedellerinin davalı tarafından karşılandığını, işin bitiminden uzun süre sonra davacıya tüm iş ve işlemleri için kararlaştırıldığı şekilde peşin ödeme yapılmış olmasına rağmen davacı tarafça bakiye alacak olduğu iddiası ile ücret talep edildiğini, bunun üzerine davalı tarafından davacının yapmış olduğu işlerin açık olarak listelenmesi ve bedelleri de gösterilmek sureti ile fatura düzenlenmesinin talep edildiğini, davacı tarafça düzenlenen fatura dökümünün incelendiğinde yapıldığı iddia edilen işlerin bir çoğunun hayali olduğunu—— bedellerinin de bir önceki işlere ilişkin bedellerden çok fahiş olduğunu, tüm elektrik tesisatının 13.737,56 TL almış iken bunun—– için yaklaşık iki katı bedel olan 21.116,10 TL talep edilmesinin gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu belge kontrol edildiğinde bu tutardan davacının oğlunun okul ödemesinin düşüldüğü davacı tarafından bu belge ile talep edilen —— ki bu bedelinde fahiş olduğunu, davalı tarafından davacı tarafça gönderilen faturanın içeriği ve miktarı doğru olmadığı bu nedenle —— ihtarname ile davacı tarafa iade edildiğini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 21.876,28 TL alacağın davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu şirket vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacı tarafından davalı şirkete verilen hizmetlere yapılan elektrik tesisat malzeme ve işçilik bedellerine ilişkin düzenlenen faturadan kaynaklı davalının ödeme yapıp yapmadığı borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında; Davacı kayıtlarının incelenmesi için —— talimat yazılarak, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılması için —– Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, talimat mahkemesince davacının adına çıkartılan defter inceleme gün ve saatini bildirir davetiyenin bila ikmal iade döndüğünü bu nedenle talimatın yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Tacir olan her iki tarafın
—– yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış, kapanış onaylarının süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davalı Alacağının Yönünden: Her iki tarafın ticari defter kayıtları Sayın Mahkeme kaleminde incelenmiştir. Davacının —— yılına ilişkin defter kayıtları incelendiğinde; 10.03.2020 tarihide —— no.lu açık hesabına BORÇ kaydettiği, hemen sonrasında aynı tarihte —- no.lu yevmiye kaydında bu sefer —- no.lu davalı açık hesabına ALACAK kaydı, — Bankalar hesabına “Gelen Havale” açıklaması ile borç kaydetmek suretiyle davalı taraftan takip konusu fatura bedelini tahsil ettiğini kaydetmiştir. Böylelikle davacı tarafın kendi defter kayıtlarında herhangi bir alacağı gözükmemektedir. Davacı taraf her ne kadar alacaklı olduğunu iddia etmiş olsa da kendi defterlerine davalı lehine yazmış olduğu kayıt ile tahsilat ikrarında bulunmaktadır. Tüm bu hususlar çerçevesinde; Davacı taraf kendi defterlerinde tanzim etmiş olduğu faturayı bankadan gelen havale ile kapattığından, tahsilat ikrarında bulunmuş olduğundan alacaklı olduğunu ispat edemediği değerlendirilmiştir. FAİZ: Dosya kapsamında icra dosyası, icra dosyasına ilişkin uyap suretlerinin yer almadığı, İlamsız Takiplerde Ödeme Emri ilişkin tebliğ belgelerinin incelenemediği, bu nedenle faize yönelik değerlendirme yapılamamıştır. Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerini bildirilmiştir.HMK 281 gereğince tarafların itirazları da irdelenmek suretiyle, HMK 281 maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları irdelenmek suretiyle Dosyanın ek rapor için önceki bilirkişiye tevdine karar verilerek ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi Ek Raporunda; Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların KÖK Rapora itiraz ve beyanlarının incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Davacının Kök Rapora İtirazları Yönünden; Davacı vekili Kök rapora beyan ve itiraz
dilekçesinde; davacının ticari defter kayıtlarında davalı taraftan alacaklı olduğunu beyan etmiş ve dilekçe ekinde ilave olarak —- yıllarına ilişkin ticari deftere ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerini sunmuştur. Taraflar arasındaki ihtilafın gerek dosya kapsamında gerekse ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede —- yılına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. —yılı ticari defterleri incelendiğinde 10.03.2020 tarihide takip konusu faturayı—– no.lu yevmiye kaydı ile —–açık hesabına BORÇ kaydettiği, hemen sonrasında aynı tarihte —-no.lu yevmiye kaydında 12.02.021 no.lu davalı açık hesabına ALACAK kaydı, 102.01 Bankalar hesabına “Gelen Havale” açıklaması ile borç kaydetmek suretiyle davalı taraftan takip konusu fatura bedelinin tahsiline ilişkin kayıt yapıldığı, bu kez beyan dilekçesi ekinde sunulan “Muavin Defter” başlıklı belgede davacının kendi defterlerinde davalı açık hesabında 21.116,10 TL borç bakiyesinin bulunduğu, ancak kök raporda incelenen yevmiye defterinde 10.03.2020 tarihli——- no.lu kayıt işleminin (Banka ödeme kaydı) kök rapora itiraz dilekçesi ekinde sunulan “Muavin Defter” başlıklı belge kayıtları içerisinde yer almadığı, sadece ——– no.lu faturanın borç kaydının ve 31.12.2020 tarihli kapanış yevmiye
kaydının yer aldığı görülmüştür. Tüm bu hususlar çerçevesinde davacının alacak talebine yönelik hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu değerlendirilmiştir. Yukarıda yapmış bulunduğum açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK ’nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kanaatini bildirmiştir. HMK 281 gereğince tarafların itirazları da irdelenmek suretiyle, HMK 281 maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları irdelenmek suretiyle Dosyanın ek rapor için önceki bilirkişiye tevdine karar verilerek 2. ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ikinci ek raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların Kök ve Birinci ek rapora itiraz ve beyanlarının incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Davacının Ek Kök Rapora İtirazları Yönünden; Davacı vekili Ek rapora beyan ve itiraz dilekçesinde; davacının ticari defter kayıtlarında davalı taraftan alacaklı olduğunu beyan etmiştir. Taraflar arasındaki ihtilafın gerek dosya kapsamında gerekse ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede—— yılına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. —yılı ticari defterleri Sayın Mahkeme kaleminde 03.12.2021 tarihinde yapılan incelemede ve Kök raporun 4.b.1 bölümünde incelendiğinde 10.03.2020 tarihide takip konusu faturayı —— no.lu yevmiye kaydı ile davalının 120.02.021 no.lu açık hesabına BORÇ kaydettiği, hemen sonrasında aynı tarihte ——- no.lu yevmiye kaydında 120.02.021 no.lu davalı açık hesabına ALACAK kaydı, 102.01 Bankalar hesabına “Gelen Havale” açıklaması ile borç kaydetmek suretiyle davalı taraftan takip
konusu fatura bedelinin tahsiline ilişkin kayıt yapıldığı, bu durumda davacının kendi defterlerin takip konusu faturaya ilişkin alacağını tahsil ettiğini ikrar ettiği değerlendirilmiştir. Davacı vekilinin beyan dilekçesi ekinde sunulan “Muavin Defter” başlıklı belgede davacının kendi defterlerinde davalı açık hesabında 21.116,10 TL borç bakiyesinin bulunduğu, Eş deyişle davalı taraftan alacaklı gözüktüğü, ancak Ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede kayıtlı —– no.lu kayıt işleminin (Banka ödeme kaydı) “Muavin Defter” başlıklı belge kayıtları içerisinde yer almadığı, sadece —–no.lu faturanın borç kaydının ve 31.12.2020 tarihli kapanış yevmiye kaydının yer aldığı görülmüştür. Muavin defter başlıklı bilgisayar çıktısı belgenin, ticari defterlerden bağımsız değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, bu nedenle Sayın Mahkeme kaleminde 03.12.2021 tarihinde yapılan incelemede orijinal ticari defterlerin detaylı olarak incelenmiş olduğu ve Kök rapor ekinde defter kayıtlarının birer suretinin Sayın Mahkemenin takdirine sunulduğu, Tüm bu hususlar çerçevesinde davacının alacak talebine yönelik nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu değerlendirilmiştir. FAİZ: Davacının takip öncesi faiz talebine ilişkin dosya kapsamında taraflar arasında akdedilmiş somut bir sözleşme, ihbar, ihtar yer almadığı, bu sebeple temerrüt şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; taraflardan birinin tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında davacı alacağı için 3095 s.k 2/2 m. kapsamında yasal faiz talep edebileceği değerlendirilmiştir. Yukarıda yapmış bulunduğum açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK ’nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın
Mahkemeye ait olmak üzere, kanaatini bildirmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; yevmiye ve muavin defteri davacı tarafından tutulan defterlerdir. Yevmiye defterine aldığı ödeme ile alacağını kapatan davacının bu ödemeyi muavin defterinde yer almıyor diye istemesi mümkün değildir. Zira olmayan bir şeyin kaydedilmesi mümkün değildir bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin alınan 251,24 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL red karar ve ilam harcın mahsubu ile bakiye 71,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davadan önce gidilen arabuluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 10/04/2023