Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/679 E. 2021/521 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/679 Esas
KARAR NO : 2021/521

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin —–iştigal ettiğini, müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap bakiyesi alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili—- başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili ile aralarında—- araç kiralama sözleşmesi imzalandığını bu sözleşmeye istinaden— gerçekleştirildiğini, bunu takiben —- kira bedeli açıklamalı fatura düzenleyip müvekkiline teslim ettiğini ancak davacının üstüne düşen edimi yerine getirmediğinden müvekkilinin ödemeleri yapmadığını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın haksız açıldığını, dosyaya mübrez faturaların müvekkili tarafından teslim alındığına dair hiçbir göstergenin bulunmamakla birlikte dosyaya sunulan faturalarda müvekkiline ait herhangi bir imza veya kaşenin de bulunmadığını, bu nedenle faturaların usulüne uygun olarak da tebliğ edildiğinin ispatının da mümkün olmadığını, davacının müvekkiline karşı sözleşmeden doğan borcunu ve nihayetinde vinç teslimi borcunu yerine getirmediğini, bu sebeple öncelikle faturaya ve sözleşmeye konu ifayı/mal teslimini yerine getirmeyen davacıya karşı herhangi bir — borcunun bulunmadığını, sözleşmeden doğan borcunu yerine getirdiğini — — tesliminin gerçekleştiğini ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının iddiasını ispatlayamadığını, dava konusu faturalarda belirtilen malların teslim edilmemiş olmasının davacının kötü niyetle ve haksız kazanç sağlamak amacıyla davayı açtığını gösterdiğini savunarak davanın reddine ve davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların — denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —-. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden 12.085,00 TL alacağın davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalının—- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptaline yönelik olduğu görüldü, ve %20 icra inkar talebine yönelik olduğu görüldü.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, Davalı taraf incelemede bulunmadığından Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; Davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, incelenen davacıya— defterlerinin açılış tasdiklerinin ve 2019 yılına ait sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdikinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, 2020 yılına ait kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, ——- yaptırılmasının yasal süresinin henüz gelmediği —-ait ticari defterlerini TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan tarafların ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı, davacı— incelenmesinde davalının hesap bakiyesinin —, davalıya inceleme gününü bildirir davetiyenin tebliğ edildiği,— defterlerin hazır edilmediğinden dolayı davalının defter ve defter kayıtları ile ilgili herhangi bir tespit yapılamadığı, davacının—- — davalının bağlı bulunduğu — vermiş olduğu —– bilgilerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacı tarafın icra inkar tazminatı ve diğer benzer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, Davalı taraf defterlerini sunmadığından ve inceleme talebinde bulunmadığından, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak dosyada mübrez denetime uygun olan mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, incelenen davacıya ait 2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerini TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacının ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı, davacı defter kayıtlarının incelenmesinde davalının hesap bakiyesinin talip tarihi olan 02.09.2020 tarihi itibariyle 12.085,00 TL alacaklı olduğu, davalıya inceleme gününü bildirir davetiyenin tebliğ edildiği, inceleme saatinde hazır olmadıkları, defterlerin hazır edilmediğinden dolayı davalının defter ve defter kayıtları ile ilgili herhangi bir tespit yapılamadığı, davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu — bilgileri ile davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu — bilgilerinin birbiri ile uyumlu olduğu,
—- sayılı ve — kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse —- alacağın ödenmediğini—– sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı— gereken tamamlama — sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama —- edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.——- alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde —- mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği — var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin—- kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu—-kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” hükmü gereğince
Davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmaması halinde; davacının iddialarının davalı kayıtları ile teyit imkanı davalıca kaldırıldığı için; davalının bunun sonucuna katlanması gerekeceği; ayrıca davalı faturayı benimseyip ——- dairesine bildirimde bulunduğundan, mallın teslim edilmediği iddiasını artık dinlenemeyeceğinden aksi yönde delil ibraz etmediğinden davanın kabulü ile Davalının— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, Davalının İİK 67/2 maddesi gereğince alacak likit olduğundan asıl alacak olan 12.085,00 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN KABÜLÜ İLE,
Davalının —–dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki haliyle aynen devamına,
Davalının İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacak olan 12.085,00 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 54,40 TL başvurma harcı, 145,96 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı olarak toplam 208,16 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 754,00 TL masraf olmak üzere toplam 962,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3——— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 825,53 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 145,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 679,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davadan önce gidilen arabuluculukta —— ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.