Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/675 E. 2021/72 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/675 Esas
KARAR NO : 2021/72

DAVA : Ek Tasfiye
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ek Tasfiye davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, —-sicil numarasıyla kayıtlı iken müvekkilinin onun ortağı ve yöneticisi olduğunu; bilahare şirketin ticaret sicilinden resen terk edilmiş olduğunu öğrendiklerini; oysa şirketin——-hissesinin bulunduğunu; bu hissenin satılabilmesi ya da tasfiye edilebilmesi için şirketin ek tasfiyeye ihtiyacı olduğunu; ticaret siciline ihyası yoluyla tüzel kişilik kazandırılmasının zorunlu olduğunu bildirerek bu amaçla şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı …—- dilekçesi tebliğ edilmiş ise de, davalı davaya cevap vermemiş, duruşmaya da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK 547. Madde gereğince açılan ek tasfiye davasıdır.
——, bu şirketin ne şekilde terkin edildiği sorulmuş; resen terkin edilmişse terkinden önce terkin sebebinin giderilmesi yönünde şirkete ya da yöneticilerine ihtar tebliğ edilip edilmediği; edilmişse buna ilişkin belgelerin gönderilmesi ve şirketin—– gönderilmesi bildirilmiştir. Gelen yazı cevabından şirketin —– Maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması ” nedeniyle terkin edildiği; adresi belli olmadığından dolayı ihtar tebliğ edilmediği ( zira mahkememizce ihtar tebliğleri ve belgeleri sorulmuş olup gönderilememiştir) ancak şirkete ilanen ihtarın gerçekleştirildiği, ilan yoluyla terkin sebebini giderip, adresini bildirmesinin ihtar edildiği; bildirim olmadığı nedeniyle de ——– tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesi gereğince şartları gerçekleştiğinde terkin edilen şirketin ortakları, yöneticileri ya da alacaklıları şirketin ihyasını talep edebilir. Bu maddede ihya talebi için 5 yıllık hak düşürücü süre söz konusudur. Sürenin başlangıcı şirketin terkin tarihidir. ———, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece resen nazara alınır. Ancak, bu yapılırken zorunlu olarak hak düşürücü sürenin başlayıp başlamadığı mahkemece resen incelenir. Bu çerçevede yapılan incelemede; terkinin gerçekleştirilebilmesi için ve dolayısıyla hak düşürücü sürenin başlaması için geçici 7. Maddenin 1-4.a ve 11. Maddeleri uyarınca terkin sebebi ile ilgili ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkililere tebliğ edilmesi; en azından tebliğe çıkarılması ve adreslerinin araştırılması zorunludur. Bu yapılmaksızın doğrudan ilan yoluyla ihtarın gerçekleştirilmesi usulsüzdür. Hal böyle olunca, 5 yıllık zaman aşımı süresinin başlayıp başlamayacağını resen araştırmak zorunda kalan mahkememizce söz konusu sürenin başlamayacağı zira şirketin kendisine ya da yöneticilerine gönderilen bir tebligatın bulunmadığı /—— gönderilemediği nazara alınarak; söz konusu 5 yıllık hak düşürücü sürenin bu davada uygulanamayacağı; gelen tapu kaydına göre şirketin taşınmazda —— hissesinin halen mevcut olduğu; o nedenle şirket ortağı olan davacının iş bu davada hukuki menfaati bulunduğu, bu hissenin satılması ve tasfiyesi halinde ortakların en azından bir miktar gelir elde edecekleri sabit olduğundan; mahkememizce bu taşınmaz hissesi ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar vermek gerekmiştir.
Bu tür davalarda, davacının şirket ortağı olması sebebiyle, usulsüz terkin işleminin iptali için TTK 34. Madde gereğince sicile itiraz davası açma hakkının bulunduğu; ancak böyle bir dava açmadığı zaten terkin işleminin usulsüz olduğunu da açıkça ileriye sürmediği amacının sadece taşınmaz hissesinin satılabilmesi için şirkete tüzel kişilik kazandırılması olduğu; usulsüz terkin ileriye sürülmediğinden mahkememizce bu hususun sadece resen nazara alınacak hak düşürücü sürenin başlayıp başlamadığı noktasında araştırılabileceği; zorunlu olarak davanın niteliği gereği bu araştırmanın yapıldığı; ancak usulsüz terkin iddia edilmediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden davacı lehine vekalet ücreti ve masrafa hükmedilemeyeceği; kaldı ki, davacı vekilinin son celse vekalet ücreti ve masraf talep etmediğini de beyan ettiği nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
İstanbul ——– numarasıyla — tarihinde sicilden resen terkin olunan ———– hissesinin satışı ya da tasfiyesi işlemiyle sınırlı olmak koşuluyla İHYASINA, bu amaçla ——-yeniden TESCİLİNE,
——- olarak davacının atanmasına,
Karar kesinleştiğinde ihya işleminin gerçekleştirilmesi için yeterli suretin ———- gönderilmesine,
Dava maktu harca tabii olduğu için, peşin olarak alınan harcın mahsubu ile maktu harçtan eksik 3,90 TL harcın davacıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacıya iadesine,
Yukarıdaki gerekçe nedeniyle dava kabul edilse de davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.