Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/663 Esas
KARAR NO : 2021/207
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, İstanbul Anadolu —–. İcra Md. ———–. sayılı dosyasından; müvekkili şirkete gönderilen yenileme —– tarihinde tebliğ olması üzerine,——— tarihinde Üsküdar ———-. İcra md.——– sayısı ile açıldığını öğrendiğini, İcra dosyasını incelendiğinde; Alacaklı tarafından İstanbul Anadolu ——— sayılı dosyası ————- Üsküdar ——-. İcra md.—– ile İcra takibi başlattığı,——– Müdürlüğünce düzenlenen —————- muhatap —– muhasebecisi ——– imzasına tebliğ edildi” şerhi ile ——— tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğünü, Ancak, Müvekkili şirketin, hali hazırdaki ortakları tarafından, ödeme emri tebliğ tarihinden çok önce 07.05.2007 tarihinde devralınmış olup; tebliğ tarihi itibari ile ——— tarihinde,—— tebliği ile haberdar olduğunu,———- tebliğ tarihinde şirket ile hiç bir surette bağı ve ilişkisi olmayan şahsa, tebliğ edilen usulsüz tebligat ile kesinleştirilmiş olan, icra dosyasına konu faturalardan dolayı, müvekkili şirketin bir borcunun olmaması nedeni ile ———– takdir edilecek teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi için tedbir konulmasını, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespit edilmesi ile İcra takibinin iptaline, Çok açık ve bariz şekilde kötü niyetli olarak takip yapan davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takip dosyasında borçlu bulunan——– adına başlatılan icra takibinde, borçlu şirketin ——— sistem üzerinden otomatik olarak değiştiğini, Yani, davacı tarafın iddia ettiği gibi 2007 yılında devir işlemi olsa idi, takip açıldığında borçlu taraf sistemde ——görünmeyeceğini, Kaldı ki; İcra takibi usulüne uygun olarak borçlu şirketin çalışanına 03/05/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, bu durumda davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığının ortada olduğunu, davacı tarafın —- bedelli ve —- bedelli faturalara ilişkin hizmetlerin davacı şirket tarafından alınmadığını, hizmetlerin alınmasının şirketin ana sözleşmesi gereği mümkün olmadığını belirttiğini, Ancak, davacı tarafça belitilen hususlar gerçeği yansıtmadığını, ——- davacı tarafça devralınmış olsa dahi, davacı şirketin takibe konu faturalarla ilgili borcu bulunmadığını, müvekkili kurum kayıtları incelendiğinde, söz konusu faturaların ödenmemiş olduğu ve davacı şirketin borçlu bulunduğu açıkça ortaya çıkacağını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Açılan dava İİK’nun 72.maddesine dayalı icra dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin ——- Karar sayılı ilamı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——. Hukuk Dairesinin ———- sayılı kararı ile ” Görev hususu kamu düzenine ilişkin olması sebebi ile de tarafların itirazları olmasa dahi mahkemece resen nazara alınması gerekir. Yargıtay ——–Hukuk Dairesinin ———– Karar sayılı ilamında, ——uyuşmazlıkta ” …Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, uyuşmazlık,davacı ——–faturaya dayalı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının tacir olmadığı, uyuşmazlığın davacının ticari faaliyeti ile ilgili olmadığı….” gerekçesiyle görevli mahkeme olarak —-Mahkemesini belirlemiştir. Somut olayda da, —– fatura alacağına dayalı davalı şirket hakkında yapmış olduğu takibe ilişkin açılan menfi tespit davası söz konusudur. Davacının tacir olmadığı, Yargıtay ilamıyla da anlaşılmıştır.” denilerek kararın kaldırıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesinin —-. Sayılı kararı itibarı ile davacının tacir olmadığı anlaşılmakla, TTK 5/3. ve HMK.114/c maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine, HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —– Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-TTK 5/3. ve HMK.114/c maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
.