Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/662 E. 2022/337 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/662 Esas
KARAR NO: 2022/337
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 17/12/2020
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Mahkememizde görülen Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl borçlu/davalı ——– imzalandığını, asıl borçlu firmaya kredi tahsisi yapıldığını ve işbu sözleşmenin; diğer davalı —tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, davalı— aynı zamanda —- aracını asıl borçlunun bankaya olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere rehin vermiş olduğunu, asıl borçlu firma ile müşterek borçlu-müteselsil kefil diğer borçlular tarafından bankadan çekilen kredilerin ödenmediğini, borçlulara —-yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, İhtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalı/borçlu- borçlular hakkında —– dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, ödeme emri ve dayanak belge suretlerinin davalılara tebliğ ediliğini, davalılar tarafından icra dosyasına sunulan dilekçe ile; yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, davalı-borçlunun bankaya olan borçları devam etmekte ve asıl alacak ve fer’ilerinin tahsili amacıyla açılan icra takibinde talep edilen faizler, işlemiz faizler, faiz oranları ve tüm ferilerinin tamamen usul ve yasaya uygun olduğunu, İmzalanan sözleşme, ihtarname, ticari kredi ödeme planları ile diğer imzalı belgelerde temerrüt faizinin ve diğer faizlerin hangi orandan uygulanacağının ayrıca gösterildiğini, bankaca yayınlanan tebliğler ile de bu faiz oranlarının ne olduğu açıkça belli olduğunu, İstenen faizlerin bu düzenlemelere uygun olduğunu, bu nedenle davalıların işlemiş faize, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itirazlarının haklı bir gerekçesi bulunmamakta olduğunu, davalı/borçlu-borçlular ile imzalanan —– yetkili mahkeme ve icra dairelerinin açıkça —— Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri” olacağı kararlaştırılmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesi gereği ——İcra Müdürlükleri dava konusu takipte kesin yetkili olduğunu, davalı/borçlu-borçlular ile imzalanan kredi genel sözleşmesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerinin açıkça ——Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri” olacağı kararlaştırılmış olup, taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesi gereği —– İcra Müdürlükleri dava konusu takipte kesin yetkili olduğunu, davalı-borçlular tarafından aynı borca ilişkin mükerrer takip başlatıldığı ileri sürülmüş ise de işbu dava konusu icra takibi menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip olup, — rehin veren sıfatı ile takibe dahil edilmiş olduğunu, —– sayılı takibi ise tahsilde tekerrür olmamak üzere kefil sıfatıyla —- hakkında açılmış olduğunu, Gerek yasal mevzuat hükümleri, gerekse —- sabit olduğu üzere kefilin kefalet borcunu teminen verilen bir rehin bulunmaması durumunda kefil hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapılabilmekte olduğunu, davalının borca, faize, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine yönelik itirazlarının haksız ve sadece zaman kazanmaya yönelik olduğunu belirterek; davalı/borçluların —– dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı/borçluların asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinde —- icra dairelerinin değil Düzce icra dairelerinin yetkili olduğundan bahis ile itiraz etmiş olduklarını, açılan bu davaya ilişkin olarak hem icra dairesi hem de mahkemenin yetkisiz olduğunu, kural olarak öncelikle yerel icra dairesinin yetkisi incelenmeli gerekir olduğunu, İcra dairesi yetkisiz ise kural olarak mahkeme de yetkisiz olacak olduğunu, yetkili olan mahkeme ve icra dairelerinin—değil —Mahkeme ve icra daireleri olduğuna ilişkin itiraz ettiklerini gerçek ve tüzel kişilerin ikametgahı — olduğu gibi sözleşmenin tanzim ve ifa yerinin de — olduğunu, dosyaya ilişkin olarak da aynı zamanda derdestlik itirazında bulunuyor olduklarını, bu dava dosyası ile birlikte —-dosyaları ile tarafları ve dava konuları aynı olduğunu, derdestlik bir dava şartı olduğunu, derdestlik itirazlarının resen incelenmesini talep ettiklerini, davacı tarafın icra ve inkar tazminatına ilişkin taleplerinin yersiz olduğunu, faiz açısından kamu düzenine aykırı olan durumlar söz konusu olduğunu, bankaların kamu denetimine tabi olan kurumlar olduğunu, kamu tarafından tanzim edilen hususlara aykırı olarak bileşik faiz, fahiş faiz talep edemezler olduklarını, temerrüt durumu söz konusu olmadan geçmiş günler faizi talep edemeyeceklerini belirterek, yetki, derdestlik itirazlarının öncelikle kabulünü mahkeme eğer aksi kanaatte ise açılan itirazın iptali davasının ve icra inkâr tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı aleyhine icra müdürlüğünde başlatılan icra takibine, İİK 67. maddesi uyarınca davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Mahkememizce, uyuşmazlığın davalı şirket ile davacı banka arasında —– imzalandığı, diğer davalının da sözleşmede kefil olduğu, sözleşmeye istinaden şirkete kredi kullandırıldığı, davaya dayanak olan icra takibine davalıların itiraz ettiği, uyuşmazlığın, takip tarihi itibariyle davacının davalılardan talep edilen kadar alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ve işleyecek faiz oranının belirlenmesi noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak mahkememizce resen seçilecek bankacıdan bilirkişi raporu alınmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi — tarihli raporunda, davacı bankanın, davalı asıl borçlu —-arasında —- imzaladığı —-tamamını okuduklarını,—- etmek suretiyle, ——- aykırı olabilecek düzenlemeleri sonuçlarını bilerek ve anlayarak kabul ettiğimizi, bu suretle müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğimizi, ticari kararımızın bu yönde olduğunu ve işbu —- birlikte bir bütün olduğunu, genel kredi sözleşmesinin her sayfasını imza veya paraf etmeye gerek olmadığını, sadece işbu kefalet hükmünün devamında imza hanesinin bulunduğu sayfayı imzalamış olmakla işbu kefalet hükmü de dahil olmak üzere tüm genel kredi sözleşmesi hükümlerinin hakkında/hakkımızda geçerli olacağını kabul, beyan ve taahhüt ederim/ederiz..” hükmünde bulunduğu, dolayısıyla Mahkeme tarafından — olarak kabulü yönünden; toplam — kefalet limiti dahilinde doğan tüm borçlardan sorumlu olacağı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, Mahkeme tarafından, davalıların taksitli kredi borçlarından sorumlu olduğu kabulü yönünden takip tarihi itibarı ile yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; talep edilebilecek toplam — alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere —asıl alacak tamamen ödeninceye kadar — temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden —- vergisinin davalıdan istenilebileceğini rapor etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre; davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen —- sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince — yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmış, bilirkişi raporunda, ——- ödemesi yapılmadığı, davacı bankanın davalıdan Takip tarihi itibari ile —- kaynaklanan alacak için Toplam —- banka çek sorumluluk kredisi yönünden; davalı asıl borçluya ait çek sorumluluk bedellerinin ödenmesi neticesinde; —- tarihinde; —- tarihinde kullandırıldığı tespit edildiği, Yapılan hesaplama neticesinde davacı bankanın kat tarihi itibari ile; — alacaklı olduğu, temerrüt tarihi itibarı ile davacı bankanın — asıl alacaklı olduğu, takip tarihi itibarı ile davacı bankanın —olmak üzere toplam —alacaklı olduğu ve davacının, davalıdan davaya konu takip ile istenilen —alacağın tespit ve kabul edildiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davalı-borçluların —- dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile —- borcu ve çek sorumluluk kredisi yönünden takibin —- olmak üzere toplam —- alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine, takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak ödeninceye kadar yıllık — oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden —-uygulanmasına, davalı tarafından inkar edilen alacak likit ve bilinebilir nitelikte olduğundan İİKnun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak —– üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalı-borçlulardan tahsili ile davacı-alacaklıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
1-Davalı-borçluların —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile —-nolu—- borcu ve çek sorumluluk kredisi yönünden takibin —-olmak üzere toplam —–alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak ödeninceye kadar yıllık —- oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden —- gider vergisi uygulanmasına,
2-İİKnun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak 98.674,75 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalı-borçlulardan tahsili ile davacı-alacaklıya verilmesine,
3- Davacı harçtan muaf olduğundan dava açılırken harç yatırılmadığı anlaşılmakla; alınması gerekli bakiye 7.217,02 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 13.986,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak bilirkişi ücreti, tebligat ve yazı gideri toplam 1.145,00 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 1.107,69 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davadan önce ara buluculuğa başvurulduğu, sonuç alınamadığı nazara alınarak, her ne kadar ara buluculuk ücretinin haklılık oranlarına göre taraflardan alınıp hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekiyorsa da, sisteme ara buluculuk ücreti dekontu taratılmadığından; ara buluculuk ücretinin hazine tarafından dava ya da takibe konmakla muhtariyetine; taraflardan bu yoldan tahsil edilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansı varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 27/04/2022