Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/661 E. 2022/336 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/661 Esas
KARAR NO : 2022/336

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülen Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl borçlu/davalı—– arasında Kredi Genel Sözleşmesi/Sözleşmeleri imzalandığını, asıl borçlu firmaya kredi tahsisi yapılmış ve işbu sözleşmenin; diğer davalı — tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olduğunu, asıl borçlu firma ile müşterek borçlu-müteselsil kefil diğer borçlular tarafından bankadan çekilen kredilerin ödenmediğini, borçlulara—- ——ihtarnamesi keşide edilerek hesap özeti gönderilmiş olduğunu, ihtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalı/borçlu-borçlular hakkında —- dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emri ve dayanak belge suretlerinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından icra dosyasına sunulan dilekçe ile; yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, davalı- borçluların bankaya olan borçları devam etmekte ve asıl alacak ve fer’ilerinin tahsili amacıyla açılan icra takibinde talep edilen faizler, işlemiş faizler, faiz oranları ve tüm ferileri tamamen usul ve yasaya uygun olduğunu, İmzalanan sözleşme, ihtarname, ticari kredi ödeme planları ile diğer imzalı belgelerde temerrüt faizinin ve diğer faizlerin hangi orandan uygulanacağı ayrıca gösterilmiş olduğunu, —– tebliğler ile de bu faiz oranlarının ne olduğu açıkça belli olduğunu, istenen faizlerin bu düzenlemelere uygun olduğunu, bu nedenle davalıların işlemiş faize, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itirazlarının haklı bir gerekçesi bulunmamakta olduğunu, davalı/borçlu-borçlular ile imzalanan kredi genel sözleşmesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerinin açıkça “—— kararlaştırılmış olup, taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesi gereği ——İcra Müdürlükleri dava konusu takipte kesin yetkili olduğunu, takibe konu edilen kredi “—–olduğunu,—-gereği davalı-borçlunun Bankaya olan borcunun/———-kısmen ve/veya tamamen ——- ödenmesi halinde banka; ödenen tutar—– borçludan ——- adına rucü etme hakkına sahip olduğunu, davalının borca, faize, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine yönelik itirazlarının haksız ve sadece zaman kazanmaya yönelik olduğunu belirterek; davalı/borçluların ——– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı/borçluların asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar cevap dilekçesinde özetle; İcra tabibinde —– icra dairelerinin değil —–icra dairelerinin yetkili olduğundan bahis ile itiraz etmiş olduklarını, açılan bu davaya ilişkin olarak hem icra dairesi hem de mahkemenin yetkisiz olduğunu, kural olarak öncelikle yerel icra dairesinin yetkisinin incelenmesi gerektiğini, İcra dairesi yetkisiz ise kural olarak mahkemenin de yetkisiz olacak olduğunu, yetkili olan mahkeme ve icra dairelerinin ———daireleri olduğuna ilişkin itiraz ettiklerini gerçek ve —– ikametgahı —–olduğu gibi sözleşmenin tanzim ve———olduğunu, dosyaya ilişkin olarak da aynı zamanda derdestlik itirazında bulunuyor olduklarını, bu dava dosyası ile birlikte ——— ———– sayılı dosyaları ile tarafları ve dava konuları aynı olduğunu, derdestlik bir dava şartı olduğunu, derdestlik itirazlarının resen incelenmesini talep ettiklerini, davacı tarafın icra ve inkar tazminatına ilişkin taleplerinin yersiz olduğunu, faiz açısından kamu düzenine aykırı olan durumlar söz konusu olduğunu, ——–denetimine tabi olan —- olduğunu, —-tarafından tanzim edilen hususlara aykırı olarak bileşik faiz, fahiş faiz talep edemezler olduklarını, temerrüt durumu söz konusu olmadan geçmiş günler faizi talep edemeyeceklerini belirterek, yetki derdestlik itirazlarının öncelikle kabulünü mahkeme eğer aksi kanaatte ise açılan itirazın iptali davasının ve icra inkâr tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CELEME VE GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı aleyhine icra müdürlüğünde başlatılan icra takibine, İİK 67. maddesi uyarınca davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Mahkememizce, uyuşmazlığın davalı şirket ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalının da sözleşmede kefil olduğu, sözleşmeye istinaden —- kredi kullandırıldığı, davaya dayanak olan icra takibine davalıların itiraz ettiği, uyuşmazlığın, takip tarihi itibariyle davacının davalılardan talep edilen kadar alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ve işleyecek faiz oranının belirlenmesi noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak mahkememizce resen seçilecek bankacıdan bilirkişi raporu alınmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi— tarihli raporunda, davacı bankanın davalı asıl borçlu—-imzalandığı, davalı kefil —- imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde “İşbu Kefelat Hükmünü ve Genel Kredi Sözleşmesinin tamamını okuduğumu/zu,— müzakere etmek suretiyle, menfaatime/mize aykırı olabilecek düzenlemeleri sonuçlarını bilerek ve anlayarak kabul ettiğimi/zi, bu suretle müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğimi/zi, ticari kararımın/mızın bu yönde olduğunu ve işbu Kefalet Hükmünün Genel Kredi Sözleşmesi ile birlikte bir bütün olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin her sayfasını imza —–etmeye gerek olmadığını, sadece işbu —- devamında—– bulunduğu sayfayı imzalamış olmakla işbu Kefalet Hükmü de dahil olmak üzere tüm Genel Kredi Sözleşmesi hükümlerinin hakkında/hakkımızda geçerli olacağını kabul, beyan ve taahhüt ederim/ederiz..” hükmünde bulunduğu, dolayısıyla Mahkeme tarafından —-olarak kabulü yönünden; toplam 350.000,00 TL kefalet limiti dahilinde doğan tüm borçlardan sorumlu olacağı hususu Mahkemenin Takdirinde olduğu, Mahkeme tarafından, Davalıların ——- Borçlarından sorumlu olduğu Kabulü yönünden toplam — kefalet limiti dahilinde doğan tüm borçlardan sorumlu olacağı hususunun Mahkemenin taktirinde olduğunu, Takip tarihi itibarı ile yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; 122.782,00 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, Takip tarihinden başlamak üzere 118.055,08 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar %28,60 temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceğini rapor etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre; davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen —— Esas sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmış, —- kredi yönünden takip tarihi itibarı ile söz konusu kredinin — tarihinde, 55 ay vadeli, aylık %1,25 aylık, %15,00 yıllık faiz oranı ile —-ticari krediden taksit ödemesi yapılmadığı,—– alacaklı olduğu tespit ve kabul edildiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davalı-borçluların —– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak —- asıl alacak, —- üzere toplam —- alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine, takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak ödeninceye kadar yıllık %28.60 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına, davalı tarafından inkar edilen alacak likit ve bilinebilir nitelikte olduğundan İİKnun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak 118.055,08 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalı-borçlulardan tahsili ile davacı-alacaklıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
1-Davalı-borçluların —– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ——– nolu taksitli kredi borcu yönünden takibin —– alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak ödeninceye kadar yıllık %28.60 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına,
2-İİKnun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak 118.055,08 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalı-borçlulardan tahsili ile davacı-alacaklıya verilmesine,
3-Davacı harçtan muaf olduğundan dava açılırken harç yatırılmadığı anlaşılmakla; alınması gerekli bakiye 8.387,24 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre —- uyarınca davacı yararına taktir olunan —-vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak bilirkişi ücreti, tebligat ve yazı gideri toplam 904,00 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 893,57 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davadan önce ——– alınarak, her ne kadar —- ücretinin haklılık oranlarına göre taraflardan alınıp —-irat kaydına karar verilmesi gerekiyorsa da, sisteme—- dekontu taratılmadığından; —– ücretinin —– tarafından dava ya da takibe konmakla muhtariyetine; taraflardan bu yoldan tahsil edilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansı varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.