Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2023/795 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/623 Esas
KARAR NO:2023/795
DAVA:Alacak (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/12/2020
KARAR TARİHİ:29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:İş bu dava ——- vekili tarafından verilen dilekçe ile açılmış olup; davacı vekili müvekkiline ait —– yolcu otobüsünü —— tarihinde sefer halinde iken çıkan yangın sonunda pert olduğunu; aracın davalı Sigorta Şirketi tarafından —— tarihleri arasında 1 yıl süre ile ve ——–poliçe numarası ile ——- tarafından ”aracım güvende ağır ticari ——–ile teminat altına alındığını; otobüsün yanması sebebiyle hasar bedelinin davalı sigortanın ödemesi gerekirken, davalının bundan imtina ettiğini; bu nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 100.000,00 TL hasar bedelinin sigorta şirketinden olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsilini talep etmiş, bilahare bilirkişi raporları alındıktan sonra bu talebinin 579.438,00 TL ye yükseltmiş; tamamlama harcını karşılamış,Yargılama devam ederken söz konusu bu yanma olayından kaynaklı açılan davada davacının 70.000,00 TL ile sınırlı olarak ve bu miktarı —— temlik ettiği ve temlik alanında bu miktar yönünden mahkememize başvurduğu nazara alınarak; dava konusu miktarın 70.000,00 TL si yönünden de—- (her ne kadar kendi dilekçesinde de —– olarak yazıyor ise de nüfus kaydına ismin —- olarak yer almaktadır) davacı olarak kabul edilmiştir.

SAVUNMA:Davalı Sigorta Şirketi vekili müvekkili tarafından, davacıya ait aracın ”aracım güvende ağır —— —– arasında teminat altına alındığını, yangın olayının da teminat süresi içinde gerçekleştiğini fakat sigortanın mekanik, elektronik ve elektrik sistemlerinden kaynaklanan ya da lastiklerden meydana gelen zararlardan sorumlu olmadığını; olay ile ilgili tutulan —– raporda yangın uzmanı bilirkişi ———; yangının aracın seyir halinde iken çıktığı, itfaiyenin ihbardan 14 dakika sonra olaya müdahale ettiğini, yangının aracın motor kısmında başladığını ve kısa süre içinde tüm aracı sardığını, yolcuların hızla tahliye edildiğini, yangının hızla yayılma nedeninin motor bölümünde yakıt dağılımından kaynaklandığını, yanmış aracın motor numarasının ruhsattaki motor numarasıyla eşleşmediğini; aracın son muayenesinde hafif kusurlu olarak muayenesinin yapıldığını; motor numarası muayeneden önce değişmiş olsaydı aracın muayeneden geçemeyeceğini bu nedenle motor bloğunun muayeneden sonra değiştirilmiş olabileceğini, yangının meydana gelmesinin motorun aşırı ısınması ve yağ kaçağı meydana gelip yağın turbo gibi sıcak yüzeylere teması sonunda ortaya çıktığını tespit ettiğini; hal böyle olunca sigorta kapsamı dışında kalan ve motor aksanının doğru bakımının yeterli bir şekilde gerçekleşmediği nedenine dayalı yangından sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, yangın sebebinin sigorta kapsamı dışında kaldığını, yaptıkları araştırmada da yangından önce aracın krank ve silindir bloğunun çıkma olarak alınıp yetkili servis dışında değiştirilmiş olduğunu tespit ettiklerini; yangının da bundan kaynaklandığı kanaatine vardıklarını ve ödeme yapmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, sigorta poliçesine dayalı alacak davasıdır. Davacı ——davalı sigorta arasında yangının meydana geldiği tarihte içerecek şekilde ”aracım güvende ağır ticari ——– mevcut olduğu ihtilafsız olup; taraflar arasındaki ihtilafın çıkan yangının sebebi hususunda toplandığı, bu sebebe göre sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün doğup doğmadığı, doğmuş ise ödenmesi gereken gerçek zararın miktarı hususunda toplandığı belirlenmiştir.Dava belirsiz alacak davası olarak ve 100.000,00 TL dava değeri gösterilmek suretiyle açıldığı için yargılamaya tek hakimle başlanmış bilahare harç tamamlanınca o tarihteki görev sınırı sebebiyle heyete sevk edilmiştir. Dosyanın yargılamasına tek hakim ile devam edilirken bilirkişilerden rapor alınmış olup; makine mühendisi ve sigorta uzmanı bilirkişilerin 25/08/2021 tarihli raporları ve makine mühendisinden hurda değerinin düşülmesi yönünden tek başına alınan 08/03/2021 tarihli ek raporun birlikte değerlendirilmesinde; yangın sebebiyle çok kısa sürede aracın her yerinin yandığı, olay günü itfaiye tarafından tutulan yangın raporunda yangın sebebinin tespit edilemediği, davalı sigorta şirketinin dayandığı özel rapora dayandırdığı ve iddia ettiği yangının ——— gören motor kısmı sebebiyle çıktığı” iddiasının sigorta şirketi tarafından ispat edilmesi gerektiği; aracın tamamen yanmış olması sebebiyle davalının ispat şansının da bulunmadığı bu durumda yangının nereden başladığını belirlenemeyeceğini; ancak ortada somut bir yangın vakası bulunduğundan, bu yangının sigorta kapsamı dışında kalacak şekilde çıktığını ispat edemeyecek olan sigorta şirketinin aracın rayiç bedeli olan 595.000,00 TL yi 28/10/2020 itibarıyla temerrüte düştüğünden bu tarihten itibaren avans faiziyle ödemesi gerektiği; fakat hurdasının sigortaya verilmiş olması gerektiği verilmediğinden dolayı hurda bedeli düşürdüğünde sigortadan istenebilecek bedelin 579.438,00 TL olması gerektiğinin rapor edildiği görülmüştür.Yargılama devam ederken —– asli müdahale talebinde bulunmuş olup; —— plakalı aracın alımında ——–sözleşmesiyle kendilerinden kredi kullandığını, araç üzerinde rehin haklarının bulunduğunu, bu nedenle sigorta tazminatı üzerinde de dain-i mürtein haklarının bulunduğunu, sigorta tazminatının alacakları miktarı ile kendilerine ödenmesi gerektiğini bildirmiştir.TMK 947.maddesinde taşınır rehini yönünden; ”rehin, taşınırı eklentileriyle birlikte kapsar” demektedir. Bu düzenleme karşısında rehin alacaklısının alacak miktarıyla sınırlı olarak sigorta tazminatı üzerinde de öncelik hakkı vardır.Davacı, iş bu davayı rehin alacaklısı olan ——— muvafakat almak suretiyle açması, esasen alacağının ———- kısmen de olsa devrederken de aynı şekilde rehin alacaklısından izin alması gerekirdi. Ancak bu izin baştan yoksada yargılama esnasında da tamamlanması mümkün olduğundan mahkememizce ——- izin istenmiştir. Bu firma, taraflar arasında sulh görüşmeleri devam etmekte olduğundan bahisle süre uzatım istemişse de bilahare verdiği ——— tarihli dilekçede anlaşmanın sağlanamadığını bildirdikleri miktarda alacaklarının devam ettiğini bildirerek ”DAVAYA MUVAFAKAT ETMİYORUZ VE DAVAYA MÜDAHİL OLMUYORUZ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Her ne kadar ———— dosyamıza asli müdahillik dilekçesi vermiş ise de, bilahare davaya müdahil olmadıklarını bildirdiklerinden ötürü karar başlangıcında kendilerine asli müdahil olarak yer verilmemiş; sigortadan alınacak tazminat yönünden de bu şirket için hüküm oluşturulamamış, yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilememiştir. ——yapılan yazışmalarda bu şirketin —- aleyhine ödenmeyen kredi borçlarından dolayı———- dosyasından icra takibi yaptığı takibin toplam 314.270,79 TL üzerinden açıldığı ancak bu borcun işleyen sözleşmesel faiz ile birlikte ——– ulaştığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davacı yana kurulan ara kararın tebliğ edilmek suretiyle ——- olan borçlarını kısmen ya da tamamen ödenip ödenmediği —– tarihli celsede sorulmuş borcun daha az olduğu iddiasında ise de bunu da bildirmeleri ihtar edilmiş kendilerine 1 ay kesin süre verilmiş; ancak davacılar herhangi bir belge ibraz edememişler; borcun ——ulaşmadığına dairde bir itiraz sunmamışlardır. Ortaya çıkan bu durum nedeniyle, karar tarihinden önce dain-i mürtein hak sahibinin alacağının ——-olarak sigorta şirketinin ödeyeceği rakamı geçen bir miktara ulaştığından; davacılar lehine hüküm altına alınabilecek bir miktarın kalmadığı; sigorta şirketinden alınabilecek tazminatın tamamının rehin hakkı sahibinin alacağına tahsis edilmesi gerekeceği; ancak rehin hakkı sahibinin de davaya müdahil olmayacağını bildirmesi sebebiyle buna karar verilemeyeceği; davacı ve temlik alanın bu sebeple sigorta şirketinin karşılaması gereken tazminat yönünden aktif davacı sıfatlarının bulunmadığı nazara alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

G.D:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Dava açılırken karşılanan 1.707,75 TL karar harcından maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 1.437,90 TL harcın talebi halinde davacı ——- iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı ——-üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin kararlarda maktu vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine ilişkin —– kararı da nazara alınarak; öte yandan davacının öncelikle rehin hakkı sahibinden muvafakati sağlayarak açması gerekirken sağlamadan açması ve yargılama içinde de sağlayamaması nedeniyle davalı sigorta şirketi lehine 87.121,32 TL nispi vekalet ücretinin ilk 17.900,00 TL sinin davacı — temlik alan—- müteselsilen kalan kısmının sadece—–alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,Davadan önce gidilen ara buluculuk ücreti 1.320,00 TL nin davacı —— alınarak hazineye irat kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Dair karar, davacı ve kısmen temlik alan davacı vekilinin yüzüne karşı, mazeretli sayılan davalı vekilinin yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 29/11/2023