Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/594 E. 2023/60 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/594 Esas
KARAR NO: 2023/60
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/11/2020
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun takip neticesinde uğrayacağı zararları önlemek amacıyla HMK.389 ve ilgili maddeleri uyarınca ——sayılı icra takibinin, müvekkili hamilin firmaya ödeme yaptığından mükerrer ödeme yapmaması nedeniyle öncelikle teminatsız olarak, mahkememiz aksi kanaatte ise icra takibine konu 6.689,03 TL değerinde açılan icra takibinin uygun görülecek teminatın vezneye depo edilmesi şartıyla İİK.72/3 gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve takibin durdurulmasını, davalı şirkete ait çek çalınmış olduğundan, ciro silsilesindeki tüm imzaların sahte olması, müvekkili firmanın ticari alışveriş karşılığı çek düzenlediği —– çek bedelinin tamamının ödenmiş olması nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin ödemiş olduğu bedelin, tekrar cebri icra yolu ile veya icra tehdidi altında ödemek zorunda kalacağı veya tahsil edilecek paraların ödeme tarihinden itibaren bankaların uygulayacağı en yüksek ticari faiz birlikte davalıdan istirdatını, haksız ve kötü niyetli alacaklının davaya konu alacağının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, müvekkili —– aleyhine açılan —– sayılı dosyasında ödeme emrinin ——- tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ekinde takibe konu dayanak çeke ait çek fotokopisinin gönderilmediğini, yapılan tebligatın usulsüz olması ile birlikte müvekkili firmaya ait çekin keşide yerinin——- olduğunu, mevcut takibin —– açıldığını, öncelikle yetkisizlik itirazlarının kabulünü talep ettiklerini, takibe konu çekin, asıl muhatap hamil —- düzenlendiğini—— firması ile gönderim yapıldığı esnada hırsızlık suretiyle çalındığını, gerek taraflarınca gerekse asıl muhatap ——suç duyuruları yapıldığını, müvekkili firmanın çekin hamili olan —– tarihli suç duyurusuna konu—– no lu işleme karşılık bu çeki keşide ettiğini, çekin çalınmasından———-bedelli ve açıklamasında kargoda kaybolan çeke ait olduğu açıkça görülen borcu ödediğini, müvekkilinin borcu olmadığını, yalnız müvekkili aleyhine devam etmekte olan icra takibi nedeniyle, takibe konu bedelin müvekkili tarafından tekrar ödemek zorunda kalması nedeniyle ödemek zorunda kalacağı veya tahsil edilecek paraların ödeme tarihinden itibaren bankaların uygulayacağı en yüksek ticari faiz birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini, Ayrıca ilgili kanunlarda belirtidiği üzere, senedi takibe koymakta kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına mahkûm eder——– hükmü gereğince haksız olan alacaklı-davalının asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve yine alacağın %10′ u oranında para cezasına hükmedilmesini beyan ederek Davalı Şirkete ait çek çalınmış olduğundan,ciro silsilesindeki tüm imzaların sahte olması, müvekkili firmanın ticari alışveriş karşılığı çek düzenlediği batı fren’e bu çek bedelinin tamamının ödenmiş olması nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, Müvekkilinin ödemiş olduğu bedelin, tekrar cebri icra yolu ile veya icra tehdidi altında ödemek zorunda kalacağı veya tahsil edilecek paraların ödeme tarihinden itibaren bankaların uygulayacağı en yüksek ticari faiz birlikte davalıdan istirdadını, Haksız ve kötü niyetli alacaklının davaya konu alacağının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesini, Yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu çekte meşru ve iyi niyetli hamili olduğunu, ciro silsilesinde bir kopukluk olmayıp muntazam ciro silsilesine göre müvekkili——– dava konusu çekin meşru hamili olduğu için ona karşı senedin rızası dışında elden çıktığı iddiasının ileri sürülemeyeceğini, meşru hamile karşı ancak senedin geçersizliği senet metninden anlaşılacak defilerle ileri sürülebileceğini, borçlu ile önceki hamillerin arasındaki ilişkiden doğan defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 659. Maddesinde “Borçlu, hamile yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senedin metninden anlaşılan defilerle, alacaklı her kim ise ona karşı şahsen sahip olduğu defileri ileri sürebilir. Borçlu ile önceki hamillerden biri arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defilerin ileri sürülmesi ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde geçerlidir. Senedin borçlunun rızası olmaksızın tedavüle çıkarıldığı yolunda bir defi ileri sürülemez.” yasa metninden de açıkça anlaşılacağı üzere davacı yanın iyi niyetli davalı müvekkile karşı ileri sürebileceği bir defi bulunmadığını, ————– Davaya konu çeklerde iyi niyetli hamil durumunda olup, çekin veriliş koşullarını ve verilme sebebini araştırmak durumunda olmadığını, bu hususlar doğrultusunda müvekkilinin iyi niyetli hamil olması göz önüne alınarak kötü niyet tazminatının reddini, haklı çıkmaları halinde davacının icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle; davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; Davacının icra tehdidi altında ——- dosyasına ödediği bu miktarın istirdadına ilişkin olduğu belirlendi.
——- irsaliye no.lu gönderinin davacı tarafından gönderilip gönderilmediği, gönderinin çek olup olmadığı, gönderinin ne olarak gönderildiği hususunda müzekkere yazılmış olup, yazılan müzekkereye istinaden verilen cevabı yazıda; “Yapılan araştırmaya istinaden; ——şubesine sevki gerçekleştirilen ——-standart kargo hizmetleri ile gönderiminin gerçekleştirildiğini, Söz konusu kargonun “belge” niteliğinde sevkinin sağlandığının tespit edildiğini,—— ve sair mevzuat kapsamında, posta tekeline giren her türlü gönderi (mektup vb.), para, çek ve senet ile her türlü ziynet eşyası, taşınması yasalarca men edilmiş her türlü kargo emtiası taşımacılığının yapılmadığı hususları bildirilmiştir.
—– bedelli çeki keşideci olan davacıdan alıp almadığı, yine bu çekin—— ciro edip etmediği, arada ticari ilişkinin olup olmadığı ve bu çekle ilgili olarak aleyhlerine başlatılan—- sayılı takibe karşı açtıkları menfi tespit davasının bulunup bulunmadığı hususlarında bilgi verilmesi hususunda müzekkere yazılmış olup, ilgili şirket tarafından mahkememize verilen yazı cevabında; ——– numaralı çek ile ilgili olarak müvekkili şirket —— ile takip başlatıldığını, çekin arka yüzünde kuvvetle muhtemel müvekkili şirketten sonraki cirantalardan biri tarafından müvekkili şirketin çekin arka yüzündeki cirantaların hiç birini tanımadığını ve hiçbir ticari geçmişi de bulunmadığını, sahte kaşe ve imza ile resmi belge üzerinde mevcut bulunan imzaların taklit edildiğini ve çek bedelini tahsil etme amacıyla icra takibine gidildiğini,—— sayısı ile taraflarına tebliğ edilen ödeme emri için alacaklı vekili ile görüşüldüğünü, durumun detaylı şekilde izah edildiğini, imza sirküleri ve kaybolan çek ile ilgili suç duyurusunda—— bulunulduğuna dair dosya bilgilerinin verilmesi üzerine alacaklı vekili müvekkilinin mağdur olmaması için icra takibinden müvekkili şirket yönünde feragat ettiğini, iş bu nedenle davalıya karşı açılmış bir menfi tespit davalarının bulunmadığını, şikayet konusu çek suretinde müvekkili şirket —— ve imzasının taklit edildiği, şirket tam ünvanının dahi doğru yazılmadığını, adresinin ise müvekkili şirket adresi ile bağlantısının olmadığını, bu müvekkili şirket —— mağdur edilmeye çalışıldığını beyan etmiştir.
Keşideci ——–çek seri numaralı çekin çalındığını, ciro silsilesindeki tüm imzaların sahte olduğunu, çekin lehtarı konumunda olan —— çek bedelini ödediğini bu sebepler ile davalıya karşı borçlu olmadığının tespiti davası açmıştır.
Çekin incelenmesinde sırasıyla——– ise davalımız olduğu, Her ne kadar davacı dava konusu çekin çalındığını beyan etmiş ise de ——-zaman aşımına kadar daimi ara kararı verildiği, yine—— yapılan yazışmada gönderinin çek olup olmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu çek davalı tarafından davacı keşideci, lehtar ve diğer cirantalara karşı——- dosyası üzerinden Kambiyo Senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu edilmiştir.
Çekte keşideci davacımız, davalımız ise bu çekte en son ciranta konumundadır.
Davacı tarafından keşide edilen çek imzalanıp lehtara gönderilmek üzere kargoya verildiği, kargo sırasında lehtara ulaşmadan çalındığını iddiası bulunmakta olup, çekte keşideci imzası davacıya aittir. Ve çekin keşideci kısmında bulunan imzaya ilişkin bir iddia bulunmayıp buna ilişkin herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Davacı keşideci olup çekin çalındığını iddia etmişti fakat aynı dava dilekçesinde çalınan çekteki imzaların lehtar ve cirantalara ait olmadığını ileriye sürmektedir. Keşideci davacı, lehtar ve cirantaların imzasına itiraz edemez. Çekte sahte imzası olan ancak bunu ileri süreye bilir. Davacının bu çek bedelini ödemekten kurtulmak için çekin elinden rızası dışında çıktığını yani çalındığını ispat etmesi gerekir, ancak ispat edememiştir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir. Dava reddedilmiş olmakla davalı tarafın kötü niyetli dava tazminatı incelenmiş ancak davalı kötü niyet dava tazminatı için mahkemece verilen bir tedbir kararı sonunda veznene girip de tedbir nediyle alacaklıya ödenmeyen bir paraya mevcut olması gerekmektedir. İcra müdürlüğü ile yapılan yazışmada böyle bir durumun olmadığı anlaşılmıştır. Kötü niye şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE
2-Şartları oluşmayan Kötü Niyet ve İcra İnkar Tazminatının reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 114,24 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 65,66‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 6.689,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı tarafından yatırılan teminatın HMK 392/2 maddesi gereğince (karar kesinleştikten 1 ay sonra) talep halinde davacıya iadesine,
Miktar yönüyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. 01/02/2023