Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/583 E. 2022/782 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/583 Esas
KARAR NO: 2022/782
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/11/2022
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı—— davacı müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduunu, müvekkili şirketin sigorta oranının — olduğunu, —- gönderilmek üzere yüklemesi yapılan ve —- içerisinde bulunan ——-davalının sorumluluğu altında taşınmış olup, taşıma işlemleri esnasında meydana gelen ve kusurlu olarak sebebiyet verilen hırsızlık hadisesi sonucu emtiaların bir kısmının çalındığını, söz konusu hadiseye ve emtia zararına istinaden —- raporu tanzim edildiğini, rapora göre davalı taşıyıcının sorumluluğu altında yapılan taşıma işlemleri esnasında meydana gelen ve kusurlu olarak sebebiyet verilen hırsızlık hadisesi sonucu bir kısmı çalınan emtialarda —- zarar tespit edildiğini, Neticede söz konusu zarara ilişkin olarak gerekli tüm incelemeler yapılmış olup, müvekkili şirket tarafından teminat kapsamında bulunan hasar bedeli olarak dava dışı sigortalı firmaya %22,5 poliçe hisse oranına göre —– hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, dava konusu emtiaların sağlam, eksiksiz ve hasarsız bir vaziyette nakliye aracına yüklendiğini, ancak emtiaların davalının sorumluluğu altında yapılan taşıma işlemleri esnasında alıcıya teslim edilmediğini, gerçekleşen zarardan dolayı dava dışı sigortalıya hasar bedeli ödemesi yapıldığını, Yapılan hasar ödemesi ile müvekkili şirketin halefiyet (TTK m 1472 hükümleri) kapsamında işbu davada dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsiline ilişkin sigortalının haklarına halef olduğu ispat edildiğini, Borca ve ferilerine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olan davalı-borçlunun —– icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin icra takibindeki takip talebinde belirtilen şartlarda devamına karar verilmesine, davalı-borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu ve bu sebeple davanın esasa girilmeksizin esastan reddi gerektiğini, müvekkili kooperatifin, — günü dava dışı—– alınarak—– şirkete taşıması işini üstlendiğini, Müvekkiline ait olan ve şoför—— yüklenen nakliye konusu mallar —-alınarak dava dışı şirketin—-bulunan şirket otoparkına——-gelmiş ve güvenlik görevlileri tarafından giriş kaydı yapılarak yine güvenlik görevlilerinin göstermiş olduğu alana park edilerek taşıma işi sonlandırıldığını ve araç şoförü şirket görevlileri tarafından boşaltma işleminin gerçekleştirilmesi amacı ile beklemeye başladığını, müvekkili —— sularında aracın arka tarafından sesler gelmesi üzerine yetkililer tarafından yükün indirilmesi işlemine başlandığı zannıyla aracından inerek arka tarafa geçtiğini, Burada —– kendi aracına yanaşarak araçtan mal indirmeye başladığını gören şoför –dava dışı şirkete sürekli mal taşıdığı için uygulamayı ve ilgili kişileri tanıdığı için- mal indiren kişilerden şüphelenmesi üzerine şirket güvenlik görevlisine telefon ederek durumu bildirdiğini, güvenlik görevlisi geldiğinde bu kişilerin şirket çalışanı olmadığı anlaşıldığında kişilere müdahale etmek istediğini ancak durduramadan kişiler araçları ile kaçtıklarını, Polis memurlarının olay yerinde yaptıkları inceleme neticesinde, otopark kilidinin demir makası ile kesilerek kırıldığı ve araçtan mal çalındığı belirlendiğini, Karakol ve polis tutanakları haricinde güvenlik görevlileri ile araç şoförünün kendi aralarında düzenledikleri tutanakta da aynı ifadeler yer aldığını, Hatta şirketin sevkiyat ve depo sorumlusunun da imzasının bulunduğu ‘’hasar tutanağı’’ başlıklı belgede, müvekkil aracının—— sularında şirkete gelerek kaydını yaptırdığı ve şirket güvenliklerinin talimatı ile aracı belirtilen alana park ettiği ve sonrasında gelen sesler üzerine güvenliğe haber verilerek hırsızlara müdahale edildiği ve hırsızların da kaçtığı tutanak altına alındığını belirterek İşbu haksız davanın reddine, Davanın müvekkili sigortalısı ——– adresine işbu dilekçe ile ihbarını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava; taşıma işi sırasında yoldan 3. şahıslarca emtianın bir kısmının çalınması nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin davalılardan rücu edilmesi amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dosyanın taşıma hukuku alanında uzman bilirkişiye verilerek dosyada rapor aldırılmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi —– tarihli raporunda; Dava konusu olayda davalı tarafın dava konusu satış sonrasında —— taşıma sürecini gerçekleştirdiği, dolayısıyla TTK hükümlerinin geçerli olacağı taşıyıcının,——Sigortalı hanesine ulaştığına dair iki taraf arasında herhangi bir ihtilaf olmadığı, dosyadaki resmi polis ifade tutanakları, araç şoförü ifadesi, alıcı görevli yetkilileri ile birlikte şoförün imzasını taşıyan tutanaklar uyarınca meydana gelen olayın alıcının güvenliğini sağladığı arazi içerisindeki park yerinde yaşandığının anlaşıldığı, Taşınacak yükü teslim alan taşıyıcının TTK Md.875/1 uyarınca varış yerinde gönderilene teslim edilene kadar sorumlu olduğu, TTK Md.876 içeriğinde ise bu sorumluluk kapsamında değerlendirilmeyeceğine dair ayrıca hüküm olduğu, Mevcut halde taşıyıcı ve TTK Md. 879/1 uyarınca taşıyıcının adamı sayılan şoförün, alıcı hanesine ulaşmasına ve bunu alıcı yetkililerine bildirdiği, kendisine gösterilen güvenliğin olduğu bir bölgeye park etmesine rağmen ifadelerden aracı terk etmediğinin anlaşıldığı, buna ek olarak hırsızlık anında duruma kayıtsız kalmayarak hemen güvenliğe bildirimde bulunduğu gözetildiğinde TTK Md.876/1 uyarınca bahsi geçen her türlü özeni gösterdiği, Zarar konusu hırsızlığın alıcı-gönderilen-davacının sigortalısı hanesinde meydana geldiği, buradaki güvenlik koşulları, güvenliğin takibi, güvenliğin düzeyi vb. hususların hiçbirine taşıyıcının etki edebileceği durumlar olmadığı, mevcut hırsızlığın her ne kadar kilitlenmiş kapıların kilitlerinin kesilmesi ve araziye izinsiz giriş yolu ile meydana geldiği, güvenliğin takibi ve izlenmesi sorumluluğunun alıcı-sigortalı sorumluluğunda olacağının değerlendirildiği, bu hususun TTK Md.876/1 uyarınca “taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebep…” olarak değerlendirildiği, dolayısıyla taşıyıcının dava konusu zarar tutarından sorumlu tutulamayacağı kanaatine ulaşıldığı, mahkemenin taşıyıcının sorumluluğu olduğuna kanaat getirdiği koşulda, yapılması gerekenlere ilişkin ayrıca—–rapor edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; Davacının dava dışı —-oranı ile sigortalı olduğu ve hasar dosyası nezdinde sigortalısına haricen ——- ödeme yapmakla iş bu bedelin tahsili amacıyla davalıya rücu ettiği anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK 1472-(1) maddesi uyarınca halefiyet ilkesi dahilinde dava hakkının sigorta şirketine geçtiği açıktır. Zarara konu edilen olayda araçta yaşanan hırsızlık hadisesinde davalının kusurlu olup olmadıkları ve gerçek zarar miktarının ne kadar olduğunun tespiti uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davalı tarafın dava konusu satış sonrasında İstanbul içi taşıma sürecini gerçekleştirdiği, dolayısıyla taşıyıcının, Gönderilen-Alıcı-Sigortalı hanesine ulaştığına dair iki taraf arasında herhangi bir ihtilaf olmadığı, dosyadaki resmi polis ifade tutanakları, araç şoförü ifadesi, alıcı görevli yetkilileri ile birlikte şoförün imzasını taşıyan tutanaklar uyarınca meydana gelen olayın alıcının güvenliğini sağladığı arazi içerisindeki park yerinde yaşandığının anlaşıldığı; taşınacak yükü teslim alan taşıyıcının TTK Md.875/1 uyarınca varış yerinde gönderilene teslim edilene kadar sorumlu olduğu, TTK Md.876 içeriğinde ise bu sorumluluk kapsamında değerlendirilmeyeceğine dair ayrıca hüküm olduğu, mevcut halde taşıyıcı ve TTK Md. 879/1 uyarınca taşıyıcının adamı sayılan şoförün, alıcı hanesine ulaşmasına ve bunu alıcı yetkililerine bildirdiği, kendisine gösterilen güvenliğin olduğu bir bölgeye park etmesine rağmen ifadelerden aracı terk etmediğinin anlaşıldığı, buna ek olarak hırsızlık anında duruma kayıtsız kalmayarak hemen güvenliğe bildirimde bulunduğu gözetildiğinde TTK Md.876/1 uyarınca bahsi geçen her türlü özeni gösterdiği, Zarar konusu hırsızlığın alıcı-gönderilen-davacının sigortalısı hanesinde meydana geldiği, buradaki güvenlik koşulları, güvenliğin takibi, güvenliğin düzeyi vb. hususların hiçbirine taşıyıcının etki edebileceği durumlar olmadığı, mevcut hırsızlığın her ne kadar kilitlenmiş kapıların kilitlerinin kesilmesi ve araziye izinsiz giriş yolu ile meydana geldiği, güvenliğin takibi ve izlenmesi sorumluluğunun alıcı-sigortalı sorumluluğunda olacağının değerlendirildiği, bu hususun TTK Md.876/1 uyarınca “taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebep…” olarak değerlendirildiği, dolayısıyla taşıyıcının dava konusu zarar tutarından sorumlu tutulamayacağı kabul ve tespit edilmekle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Peşin alınan 95,32 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,62 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraflar kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 7.101,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1320,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan tutar varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —- Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022