Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/575 E. 2022/187 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/575 Esas
KARAR NO : 2022/187

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;—. Noterliği’nin —yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile satın aldığını, aracın, müvekkilinin kullanımındayken — tarafından yapılan soruşturmaya konu edildiğini, işbu soruşturma akabinde iddianame — üzerinden dava açıldığını, mezkur davanın konusu aracın ithalatı sırasında yapılan Sahtecilik ve 5607 sayılı kanuna muhalefet olduğunu, iddianame tanzimi ile birlikte aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir şerhinin de konulduğunu,–üzerinden aracın ithalatını yapan firma yetkilileri yargılanmaya devam etmekte iken 5607 sayılı yasaya geçici 11.madde eklendiğini, araç maliklerine tanınan hak sebebiyle af niteliğindeki yasadan yararlanan müvekkilinin— Müdürlüğüne yatırdığını, ödenen bu bedel sonrasında müvekkiline ait araç üzerindeki ihtiyati tedbir şerhinin kaldırıldığını, müvekkilinin aracına ihtiyati tedbir koyulması sonrasında malikin— olup, davalı yan satmış olduğu aracın ayıplı olması sebebiyle ayıba karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda sorumlu olduğunu, 6098 sayılı yasanın 219. M-maddesine göre davalının ayıbın varlığı bilip/bilmemesinin soumluluğunu ortadan kaldırmadığını, devamla müvekkili tarafından ödenen bedelin,— numaralı ihtarnamesi ile davalı yandan rücuen tahsili talep edilmiş olmasına karşın davalının talebi karşılamadığının görüldüğünü, bugüne dek davalı şirket yetkilisi ile yapılan görüşmelerden de netice alınamadığını belirterek taraflar arasındaki satım akdi gereği davalının edimini tam ve ayıpsız yerine getirmemesi nedeni ile kamu kurumuna ödenen 138.823,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-C maddesi uyarınca müvekkili şirkete süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, tarafların her ikisi de tacir olduğundan taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinin ticari nitelikli bir satış olduğunu, bu sebeple uygulanması gereken kanun hükmünün Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesi olduğunu, Kanuna göre; alıcı açık ayıp durumunda iki gün içinde, açık nitelikte bir ayıp söz konusu değil ise sekiz gün içinde incelemek ve incelettirmek suretiyle malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa derhal satıcıya ihbar etmek zorunda olduğunu, aksi halde malı kabul etmiş sayıldığını, davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığından artık bu hakkını kaybettiğini, mahkemece olaya Türk Borçlar Kanunu’nun 223.maddesi hükmünün uygulanmasına karar verilmesi halinde de müvekkiline süresi içinde bildirilmiş bir ayıptan söz edilemeyeceğini, müvekkili şirketin kullanmakta olduğu davaya konu aracı sattığını, müvekkili şirketin ana faaliyet konusunun araç alım-satım işleri olmadığını, söz konusu aracın müvekkili tarafından bir başka kişiden satın alındığını, satın alındığı haliyle davacıya satılmış olup; müvekkili tarafından davacıya ayıplı olduğu bilinerek bir aracın satılmadığını, bu sebeple müvekkilinin ağır kusurundan da bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirketin de aracın ayıplı olduğunu bilmediğini, bu sebeple müvekkili şirkete sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığını, davacının, ——- rağmen müvekkiline yasal süresi içinde (ayıbı öğrenir öğrenmez/hemen) ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının ayıp ihbarında bulunduğu— ihtarın tebliğ edildiği tarih olduğunu, davacının ayıbı öğrendikten tam 8 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu belirterek gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse Türk Borçlar Kanununa göre süresi içinde bir ayıp ihbarında bulunulmadığından ve bu suretle müvekkilinin iddia olunan ayıptan hukuken sorumluluğunun bulunmadığından açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, satış sözleşmesine bağlı ayıp nedeniyle tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; davacının davalıdan—- satın aldığı, ancak daha sonra aracın 5657 sayılı kanuna muhalefet nedeni ile davacının — bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
— üzerinden gönderilen — esas sayılı dosyasının incelenmesinde; —; şüpheli—- resmi belgede sahtecilik, ihracatı gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, —sayılı onayı kapsamında — alakası olmadığı, gönderilen eşyaların —- —, kusurluluğunun ağırlığı, suç konusunun önem ve değer düzeyi göz önü edilerek uygulanması gereken kanun maddeleri uyarınca iddianame ile sunulan delillerle muhakemesini takiben sübut bulacak hukuka aykırılık teşkil eden davranışlarına uyan bu maddelerde öngörülen cezalarla mahkumiyetine karar verilmesi talebi ile iddianamenin düzenlendiği, iddianamenin kabulü ile sanık hakkında kovuşturmaya başlanmasına karar verildiği ve dosyanın halen derdest olduğu görülmüştür.
—-tarihli cevabi yazıda; —– plakalı aracın —- alındığı, ——- plakada araç kaydının devam ettiği bildirilmiştir.
—cevabi yazısında; dava konusu aracın satımına ilişkin—- araç satış sözleşmesi örneğinin gönderildiği, sözleşmesinin incelenmesinde,—- tarihinde satıldığı görülmüştür.
— yazılan yazıya — Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazıda; dava konusu — kimlik numaralı —tarih/sayılı — beyannamesi ile ithalatının yapıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasında——- sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından davacıya satılan ——-bedelli aracın kaçak —-esasında dava açıldığı, aracın ithalatı sırasında— gerekçesiyle araç üzerine tedbir konulduğu, davacının tedbirin kaldırılması — yatırılan bu paranın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
5607 sayılı kaçakçılık kanuna eklenen geçici 10. Maddesine yönelik—tarafından düzenlenen makbuzda, davacının—anlaşılmıştır.
Aracın satış tarihi itibariyle—- ödenmesi, satış tarihinde davacının tespit edebileceği ayıp niteliğinde değildir. Bu nedenle gizli ayıp niteliğindeki ayıptan dolayı davacı TBK m. 227’de belirtilen seçimlik haklarından zararın tamamının giderilmesini isteme hakkını kullandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere Borçlar Kanunu 219. maddesi ”Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” şeklindedir.
Satıcının satılan ürünlerini borçlar kanunu 214 ve devamı maddeleri gereğince zapta karşı alıcıya karşı sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu aracın davalıdan satın alınmış olması nedeniyle satıcının üründe bulunan ayıpların varlığından haberdar olmasa bile sorumlu olduğu, dava konusu aracın ithalat aşamasındaki sorunları nedeniyle tedbir konularak—–anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar ——- dava dışı —- ithal edilmiş ise de davalı ile davacı arasında satış sözleşmesi bulunduğu, davalının bu miktardan sözleşme kapsamında sorumlu olacağı, davalının davacıya ödeyeceği bu miktarı aracı satın aldığı 3. Şahıslara her zaman rücu edebilecektir.
Bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KABULÜNE,
2—– ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 9.483,00 TL. harçtan peşin alınan 2.370,75 TL. harcın mahsubu ile bakiye 7.112,25 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davadan önce gidilen ——davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
5-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 54,40 TL. başvurma harcı ve mahsup edilen 2.370,75 TL. peşin harç toplamı 2.425,15 TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri 33,60 TL.’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca 17.138,19 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.